İÇERİK Detay YAZARLARIMIZ
:: Anasayfa
:: Haberler
:: Yazarlar
:: Sesli Makale
:: TARIM
:: ÇEVRE/DOGA
:: KENT ve YAŞAM
:: SAĞLIK
:: BİLİMSEL GELİŞMELER
:: İNANÇ
:: SİYASET
:: ÇALIŞMA HAYATI
:: DÜŞÜNSEL
:: TOPLUMSAL
:: SAGLIK İÇİN SPOR
:: KİŞİSEL GELİŞİM
:: EKONOMİ
:: EGİTİM
:: YARGIDAN
:: GÜVENLİK
:: TEKNOLOJİ
:: HOBİLER
:: MAĞAZİN
:: TOPLUMSAL YÖNLENDİRME HABERİ
:: DOGAL AFETLER
:: ULUSLARARASI(DİPLOMASİ)
:: KÜLTÜR-SANAT
:: İNSANLIK
:: TARİH
:: İLETİŞİM
Genç Yazarlarımız
Reklam

İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!

H.z. Muhammed


Adrese Git
28 ŞUBAT

28 ŞUBAT

Demokrasimizin içinin doldurulamamasından kaynaklı bir durummudur?

Yoksa mağdurların ifadesiyle uluslararası cıkar gruplarının, yerli kültür ve çıkar savunanlara karşı yapılan operasyonmudur?

Yoksa gerçekten laiklik elden gidiyordu da kurtarılış operasyonumuydu?

Her neyse yaşandı, demokrasimiz adına kara bir gün daha eklendi, diyerek değerlendirmemize başlayalım.  

Koskoca imparatorluk 1800-1850 den sonra yavaş yavaş gerilemeye başlamış, 1900’lerin başında ise çökmeyle burun buruna gelmiş, bu arda yaşanan dış oyunlar ve iç isyanlar imparatorluktan umut kesilmesine neden olmuştur.

Ancak bunu üst düzeyde görevliler ve çok az sayıdaki okuryazar aydın kişiler görebilmiş ve yeni arayışa girmişlerdir. Bu arayışın adı Cumhuriyettir. Buradaki arayış anında halk arayışın dışında kalmış, yeni sistem olan cumhuriyete hep mesafeli durmuştur. Bu mesafeli duruşu yeni sitemin kurucu unsurları ortadan kaldırmaya çalışmamış, onlarda bu mesafeyi korumaya hatta zaman zaman açmaya yönelik hareketler içinde olmuştur. İlk zamanlarda anlaşılır olan bu güvenlik kaygısı, zamanla normalleşmeye dönüşmemiştir, dönüştürülememiştir. Kurucu unsurların dar bir kadrodan oluşması veya vatandaşların çok sonradan bu aşamaya dahil olması vatandaş devlet arasındaki bağı sıkı tutamamıştır. Hem kurtarma, hemde yeni bir sistem kurma çabaları gerçekten zor bir dönem bu nedenle haklı talepleri bile isyana dönüşür kaygısıyla baskı ile karşılayan bir devlet refleksi ortaya çıkmıştır. İlk önceleri anlaşılır olabilen bu durum ilerleyen zaman diliminde kanıksanır hal almış ve gerekli dönüşüm sağlanmamıştır.  

Bu dönüşümün olmamasının nedenleri dünyadaki gelişmeleri yakinen takip ederek kültürel dönüşümü, değişimi, demokratik gelişimi içselleştirememiş bir toplum oluşumuzun da katkısı vardır. Bu 12 Eylül öncesinde siyasetimize öyle bir yansımış ki düşünsel siyaset yerine şiddetin dili olan bir siyaset benimsenmiştir. Bunun nedeni sanırım, tek adam, tek doğru, tek bilgi kaynağı gibi nedenlerdendir. Tek düşüncen varsa ve bunun sadece tek doğru olduğunu varsayıyor, siyaseti ona göre düzenlemeye çalışıyorsak toplumsal tartışmayı aşar siyasetimiz gerilim ve şiddet olmaya başlar.

Bunu aşmanın yolu siyasette siyah beyaz gibi net ilkelerin sayısını azaltmaktan geçmektedir. Bunu nasıl yaparız, ülke çıkarlarının siyaset üstü, ülkemizde yaşayan kültürlerin siyaset alanı dışında tutulması, İnancımızın bizi ahlaklı yapmak için, bizi doğru şeyler yapmaya iten neden olduğunu siyasete inançlı biri olarak girerek doğru, iyi, güzel işler yapmanın toplumsal faydanın yanında ahretimizi de kazanmamıza yardımcı olacağını düşünerek girilmesi, toplumda yaşayan herkesi dikkate alan politikaların üretilmesinin önünü açacaktır.

Sadece ben, sadece benim düşüncem, bu ülkede kuralı ben koyarım mantığı hep ters tepmiştir, 28 Şubat bunlardan sadece birisidir. Daha önce 12 Eylül, 27 Mayıs, 12 Mart vs..vs 

Şimdi bütün bunları bir elimize alalım öbür elimize de bu gerilimlerde bu darbelerde bu muhtıralarda siyasetimizin vasatlığının etkisi nedir sorusunu soralım kendimize.

  İlk vasatlığı masaya yatıralım, partilerimizdeki demokrasi eksikliği, aynı bürokrat atar gibi kişileri seçmeleri için vatandaşın seçimine sunacaksınız, sonra bu seçilen kişilerden demokrasi adına hareket etmesini isteyeceksiniz, bekleyeceksiniz. Atanmışların atayanların kurallarına göre hareket edeceğini aklımızdan çıkarmamalıyız.

Biraz sakat bir beklenti degilmi? Hep otoriter tavır takınacaksınız kendi örgütünüzde, karşı örgüt liderlerinden ve öğütlerden demokratik tavır göstermediklerini eleştireceksiniz, bunun üzerinden tartışmalar yapacaksınız.  Biraz aynayı kendimize tutma zamanı gelmedimi?

Vatandaşların yaşam tarzlarını devlete kaşı tehlike görecek, bu tehlikeleri bertaraf etmek için vatandaşların kültürüyle çatışacaksın, sonra bunlar beni neden onaylamıyor, bana karşı neden uzak duruyorlar diye ortamı gereceksin.

Yalan yanlış haberler yapacak, bu haberler üzerine birileri durumdan görev çıkararak muhtıralar verecek, siyasetimizi vatandaşın ve kültürünün değil uydurma, dayatma ilkeleri benimsemesini isteyecek bunu kabul etmeyenleri hain, irticacı ilan edeceksiniz. Ülkemize katkımız ne oluyor sorusunu güvenlik kaygısı ve irtica paranoyalarıyla, kariyer ve siyasi rant katkısıyla hep erteleyecek ve kaybettiğimiz yıllara sonradan hep hayıflayacağız hep beraber.

Demokrasiyi özümseyemeyenlerden demokrasi uygulaması demek ki böyle olurmuş, bunumu göstermeye çalışıyorsunuz. Yeterince gördük, birde ders alabilsek o zaman demokrasimizde, ülkemizin ekonomisi de gelişecektir. Liderler tartışmasız kararlar alıyorlar, kişisel kararlar olsa amenna ama ülkeyi ilgilendiren kararlar olması bakımından tartışılarak alınacak kararların daha sağlıklı olacağı düşüncesindeyim.

Bu nasıl bir duygu anlayabilmiş değilim, her şeyden sorumlu olacaksın, partinin politikalarını belirleyecek, söylemlerini sen yapacak, seçilecekleri sen belirleyecek, kararları sen vereceksin işler karıştığı vakitte başkalarını suçlayarak işin içinden sıyrılmaya ve koltukta kalmaya çalışacaksın. Kararlarını kimse sorgulanamayacak mutlaka başka birileri suçlanarak masumiyetin sağlanacaktır.

Mutlaka bir hain, mutlaka bir faşist, mutlaka bir komünist, mutlaka bir kafir bulacak suçlu onu ilan ederek umut olmaya devam edeceksin, ne güzel demokrasi degilmi?

Bu tür demokrasilerde ana kaygı yaşam tarzlarımıza müdahale edilir endişesinin vatandaşların siyasi tercihlerine yansımasıdır. Şimdi ben işçiyim normal tercih yapsam sosyal demokrat olmalıyım, ama beni öyle kaygılandırıyorlar ki yarın inancımızın büyük bir tehlike yaşayacağını adeta iliklerimde hissettiriyorlar, diğer bir vatandaş ise, ufak tefek sermaye sahibi, liberal politikaları benimsiyor, yaşam tarzı olarak çağdaş dediğimiz batılı yaşam tarzını kabul etmiş ve yaşıyor. Ama siyasi tercihine gelince siyasetin sol yelpazesinde bir partiye oy veriyor ve destekliyor. Bir yere kadar normalmiş gibi duran bu durum genelde laiklik elden gidiyor, olmayan demokrasi son buluyor, irtica geliyor paranoyasına dönüşünce karşılıklı tehlike algılaması, siyasetçilerin ve medyanın yardımıyla olmaması gereken bir karşıtlığa, gerilime ve çatışmaya dönüşüyor.

Kim haklı bu durumda, bu paranoyadan etkilenmeyerek demokrasiye inananlar. Bunların sayısı bilmem ama %10-15 i geçmez. Her zaman aynı olmuyor zaman zaman devletin iktidar gücünü kullananlar değişiyor.

Şimdi iktidarın gücünü kendi düşüncelerine göre kullananlar, yarın iktidarlar değiştiğinde bu iktidar olanların yine devletin gücünü yasalar doğrultusunda kullanmayıp, kendi istediği gibi kullanılmasını gelenekselleştirmiş oluruz ki bu ülkemize ve toplumumuza yapılan en büyük haksızlıktır. Böyle siyasi ortamlarda gerilimsiz gün zor görülür.

28 Şubat işte tam bu noktada devletin gücünü kendi kaygılarını gidermeye yönelik kullanışın ortaya çıkışıdır. Bu durumun aşılabilmesi için ailemiz içinde, ailemiz için yapacağımız değerlendirmeleri, dünya ve ülke politikası haline getirmemekten geçmektedir. Bunlardan ders alarak demokrasimizi geliştirecekmiyiz, yoksa aynı hastalıklara devam edecek miyiz?

Bu soruların cevapları demokrasimizi geliştirecek veya vasatlığının devam etmesine neden olacaktır.

Biz demokrasi istiyorsak ilk önce içinde bulunduğumuz örgütleri demokratik hale getirelim. Genel kurullarımızda, kongrelerimizde muhalefetin rahatça seçimlere girmesini sağlayalım, dürüstçe kaybettiğimizi kabullenelim, kaybetmenin sorumluluğunun bizde olduğunu ifade ederek hesap verelim, gerekirse gitmemiz istenmeden biz gitme zamanını iyi tahlil edelim ki 28 Şubat gibi siyasi vasatlıklardan, gerilimlerden cesaret alarak demokrasimize suikastlar bulunma cesareti kimse kendinde bulamasın.

Toplumsal gerilimler, aslında siyasetin başarısızlığındandır,  yaşanmaması dileğiyle selam ve sevgiler.

www.vatandasfikri.com - Aydın Fikirli  

 

Bu Üyenin Diğer Yazıları
CHP TARTIŞMANIN KEYFİLİĞİ
MUARREM İNCE'YE İNCEDEN SELAMLAR!!!
ADAY OLMA ve SEÇME HAKKI ÖNÜNDEKİ ENGELLER!!
Ak Parti Neden Hala Birinci Parti?!
ŞERİATA (hukuka) BAK HIZAYA GEL!!
Yerelden Küresele, Küreselden Evrensele Bağ?
DEMOKRASİ DARALMASI ve CHP
Tanzim Satışlara Farklı Bakış
CHP’YE KIZMA PARTİSİ
Kriz Kimin Krizi? İşsizin mi?
CHP'NİN İÇ SORUNU ÜLKE SORUNUNA DÖNÜYOR
DEMOKRASİ AHLAKI (CHP'de Demokrasi Krizi)
CHP DE, NE OLUYOR?
CHP DE LİDER BELLİ OLDU
CHP ve DAHA DEMOKRATİK BİR CHP
CHP’Lİ KONGRE DELEGELERİNDEN RİCAMDIR!!
((CHP Lider ve Genel Merkezi Sorunu Üzerine))
SİYASETTE PARA GÖLGESİ
DEMOKRASİMİZ DEMOKRATİK Mİ?
(CHP 36’ın Kurultayının ardından Konuşmalar)
CHP'NİN TOPLUMSAL BAĞ SORUNU!!!
RIZIK(AZIK) PAYLAŞIMINDAKİ SORUNLAR
UYGARLIK YARIŞI
YAŞAM TARZLARINA MÜDAHALE
CHP^NİN ADALET TALEBİ
ADALET
CHP, MHP’YE BENZEYECEK Mİ?
HAYIR CEPHESİ/HAYIR C-H-P’Sİ
HAYIR KOALİSYONU
GERCEK ENFLASYON
PKK+PYD Kimin Vekil Savaşcısı?
VATANDA VATANDAŞ BİRLİGİ
KÜRTLERİN TERÖRE TEPKİSİ
HDP’NİN CEZAİ EHLİYETİMİ YOK?
SİSTEM MUHALİFLERİ
ÖRGÜTSÜZ DEMOKRASİ
CHP (Cumhuriyet Halk Partisi)
SİYASETE SAĞDAN SOLDAN BAKIŞ
CHP'YE ÖRÜLEN SOSYOLOJİK DUVARLAR
ÇİCEK PASAJI
BİRLİKTE YAŞAMA
ADALAR BOZKIR VE ZEYTİN
CHP'YE ALGI OPERASYONU
ŞEHİT CENAZELERİ ŞOV YERİMİ?
CANAKKALE, VATAN AŞKININ ZİRVESİDİR
DOĞRU NEFESİN ÖNEMİ
DEMOKRASİ OYUNU
CHP BARIŞ İÇİN DİYARBAKIR DA
MİTİNGE BOMBA
KÜRT HALKI DURDURMALI
KÜRTLER /TÜRKLER NE İSTİYORLAR?
BARIŞ, barış, BARIŞ
PARA ŞAŞKINLARI
DEMOKRATİK SEÇİMLER İÇİN GERİLİMSİZ ORTAMLAR
SİYASAL KÖRLÜK
ADAYLAR KİMİ TEMSİL EDER?
GERİLİM SİYASETİ !
MUHALEFET KOALİSYONU
KENTLER DE, TUVALET SORUNU
RÜZGAR SOLDAN YANA ESİYOR
MAHKEME DEN KORKMAK!!
10 KASIM DA ATATÜRK ÜZERİNE DÜŞÜNMELER
KÜLTÜR VE ZENGİNLİK
KAZALAR KADER Mİ?
CHP VE SOSYAL DEMOKRASİ
BELEDİYE ÇALIŞANLARININ HUZURSUZLUĞU
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
TERCİHLERE SAYGI
MUHALEFET KOALİSYONU
ZAMAN MAKİNESİ
AVUKAT GAZETECİLER
AŞURE
TOPLUMUMUZUN VE SOLUN SOL SORUNU
VATANDAŞSAN YANDIN!!!
SOSYAL DEMOKRAT, CHP
AH CHP, VAH CHP
CHP 90 YAŞINDA
BARIŞ, BARIŞŞ DİYE HAYKIRALIM!!
RANT MI, ARTI DEGER EKONOMİSİ Mİ?
MAĞDURİYET DEN MAĞRURLUGA TERFİ!!
CHP'YE SOSYAL DEMOKRASİ YOLU GÖZÜKTÜ
1 MAYIS DA EMEKCİLER
DEVLETE DEVLETİM DİYEBİLMEK
TEK SES, ÇOK SES NE DEMEKTİR
ÜCRETTE ASGARİ, ÇALIŞMADA AŞIRI
SANAL İHTİYAÇLAR, GERÇEK KRİZLER
ENGELLİLERİMİZ
NET BÜYÜME
BARINMA, BARINAK
ZENGİNLERİN TOPLUMSAL SORUMLULUKLARI
DEMOKRASİ TEHLİKEDE Mİ?
KÜRT VE TÜRK HALKINA
TÜRKİYENİN EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ
17 AĞUSTOS BARINMA DEPREMİ
HÜSEYİN AYGÜN VE KÜRT HALKI
TEMSİL (Siyasi, görev, inanış, düşünüş)
Toplumsal güven bunalımı
ÇEVRE KİRLİLİĞİ VE CANLILIĞIN AZALMASI
CHP-KONGRELERİ
OKUSAK
TOPLUMSAL DÜZEN ve TERÖR
Çevre kirlenmesi
İLERLEME-KALKINMA
Bir demokratın anıları
DÜNYADA VE TÜRKİYEDE 1 MAYIS
DEMOKRASİ TALEBİ
Paylaşmak
KÜRT HALKININ TOKATI!!
Kadın+Erkek= İnsan
CHP’NİN OKLARININ YÖNÜ
28 ŞUBAT
DEĞER BULDUKLARIMIZA BAKALIM
MUHALEFET KOALİSYONU
TOPLUMSALLIK
KAOS ORTAMINDA İKTİDAR VATANDAŞ GÖREVLERİ
CHP’NİN KISA OKLARI VE SİLİK OKU
BARIŞ
İNSAN HAKLARI
MEÇLİSE GİRMEMEK DEMOKRATİK YÖNTEM MİDİR?
DEMOKRATİK YÖNTEMLE SEÇİM YAPMAK
19 MAYIS 1919
YOZLAŞTIRILAN DEMOKRASİMİZ
LAİKLİK
KADIN
SOSYAL DEMOKRASİ
24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ(Eğitime Bakış)
PARTİLERDE (CHP) DEMOKRASİ OYUNU BİTİYOR MU?
CUMHURİYETİN VE DEVLETİNİN NİTELİKLERİ
YENİ OLUŞTURULACAK HSYK’YA AĞIR SORUMLULUKLAR
SİYASET  
VATANDAŞ, CHP ve CHP’Lİ
HÜSEYİN BENEK

TOPLUMSAL  
KRİZLERİN TEMELLERİ
FİKRİ ADİL

ÖNERİLER  
UYUŞTURUCUNUN KİŞİLERE VE TOPLUMA ETKİLERİ
DERMAN ABİ

TOPLUMSAL  
DİNDAR, DİNSİZLER!!! DİNSİZ DİNDARLAR!!
SITDIK FANİ

TOPLUMSAL  
TARIM ve HAYVANCILIKTA ÜRETİCİ SORUNLARI
M.Akif GÖKALP

TOPLUMSAL  
CUMHURİYETİN YÜZÜ KADINLAR
Nevval SEVİNDİ

TARİH  
TÜRKLERİN TARİHDE YERİ ve ÖNEMİ
Tomris VAKANÜVİS

ŞİİR  
NORMALİ AŞMAK!
AHSEN'E SEVDALI

SİYASET  
CHP TARTIŞMANIN KEYFİLİĞİ
AYDIN FİKİRLİ

GELECEK  
YAPAY ZEKA ve METAVERSE NEDİR?
Şahin KAHİN

Reklam

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."

                                    M.Kemal Atatürk


Adrese Git
Sitemiz en iyi 1024 x 768 çözünürlükte ve Internet Explorer ile görüntülenir...
EpoxSoft