RIZĞIMIZI YEMEYİN EFENDİLER
İnsanlar, bir üretim ilişkisi içinde bulunurlar, bu üretim ilişkisinin çeşitli faktörleri vardır… Bunları en önemlileri emek ve sermaye, hammadedir… Kapitalist sistem içinde sermaye üretim araçlarını oluşturur, işçi bu araçlarla üretim yapar, herkesin bu üretimden katkısı kadar bir pay alması gerekir… Öylemi olur? Genel de olmaz, neden olmaz, kapitalist sistem de üretim ve paylaşım ilişkilerini adaletsizlik üzere kurulmuştur… Bunu solcu düşünürler artı değer diye açıklarlar..
Bu şöyle açıklanır veya cereyan eder… Bir ürün örneğin pamuk, makineye girer iplik olur, diğer bir makinede kumaş olur, diğer bir elde ceket olur olur, hepsinde bir değer artışı vardır, işte bu değer artışından kim ne kadar alacak açıklamasına siyasal sistemler denir… Değer artışlarında kim ne kadar almalı, işte ben buna rızık paylaşımı diyorum, işçilerin rızkının yendiği, yani hakkının yendiğini, yani adaletsizlik yapıldığını söylüyorum… Dünyada geçerli olan kapitalist sistem gelir dağılımını öyle bir işçilerin aleyhine bozmuştur ki, neredeyse en çok geliri olan grup %2-3 diger tüm vatandaşların geliri kadar gelir elde etmektedir… Bu nasıl sağlanabilir üretilenlerden birilerine çok, çok az vereceksin ki ancak öyle bu kadar eşitsizlik oluşsun… Oluşmuşta…
Küçük bir işletme anlatacağım, bir petrol istasyonu düşünün, bu istasyonun artı değeri üretimden değil aracılıktan oluşmaktadır… İyi bir yerdeyse, yani araç trafiği yoğunsa geliri de ona çok olur… Her litre başına komisyon alır, çok satılırsa çok komisyon alır… Yani çok para kazanılır, kim çalışır kazanır işçiler.. Bu kazançtan işçiler ne kadar alırsa adil bir paylaşım olur? İşte bu sorunun cevabını dinler de ideolojiler de vermeye çalışmıştır…
Örneğin, İnandığımız din İslam bize maun süresinde yardımlaşmayı önerir, başka ayetlerde ihtiyaç fazlasını vermeyi önerir, başka ayetlerde zekatı önerir, başka bir ayet de malları kendi aranızda dolaştırmayınızı önerir, Peygamberimiz, komşusu açken, tok yatan bizden değildir dediği rivayet olunur… Biz bu dine inandığını iddia eden Müslümanlar Dünyanın en adaletsiz paylaşım sistemlerini kuran ülkeler de yaşarız… Dinimizin önerilerinin tersine davranırız, işçilerin hakkına hukukuna dikkat etmeyiz, üretimden artı değerden işçilere hak ettikleri rızıklarını vermeyiz… Petrol istasyonuna dönelim mi, patron lüks bir arabaya binmek için oradaki işçilerin hakkına, hukukuna, riayet etmez, hak hukuk şeriattir aslında… İşçilerin rızgını yiyen patron arkadaş, lüks araba için değer mi? Daha sade bir arabaya bin işçilerin rızkını yeme be kardeşim… Bunları kim yer, hakkı, hukuku tanımayan, vicdani sorumluluk taşımayanlar? Yiyenlere zıkkım olsun…
Ekmek kırıntısına basmayı günah sayanlar, işçilerin emekleri olan, ekmeklerini vicdani bir rahatsızlık duymadan nasıl yiyorlar… Üstelikte işçilerin ihtiyacı varken, onların ihtiyacı yokken, bu adaletsizlik düzeltilmeden dünyada huzur olmaz, sosyolojik, psikolojik sorunların kökeninde Adaletsizlik ve Ahlaksızlık vardır… Bunu göremezsek sorunun kaynağını bulamayız, bunu da göremiyoruz, mal ve para hırsından dolayı… Siyasilerde kim parayı veriyorsa, kim örgütlenmiş birlikte hareket ediyorsa ona göre davranıyor, şimdiler de güç hem örgütlülük açısından, hem de ekonomik güç açısından sermayedarlar da, siyasiler de onları kayırıyor… Yani adaletsizliğin engellenmesi işçilerin siyasete girmesi, sendikalarında daha çok örgütlenmesiyle mümkün hale gelecektir… Umudumuz hala var, biz insanlar daha adil bir paylaşım sistemi kurabiliriz, kurmak dileğiyle selamlar…
Aydın Fikirli --- 15.10.17 – vatandasfikri.com
|