UYGARLIK YARIŞINDAN KOPMAK
Uygarlığa neyle ulaşılır, sorusuyla başlarsak, belki uygarlık yarışından kopmanın ne demek olduğunu daha iyi anlarız… Anladığımız zamanda bu yarışın neyle yapıldığını, ne yapılmadığında kopulacağını anlarız ve bu yarıştan kopmayız… Amacımız uygarlık yarışının önemini anlayarak bu yarıştan kopmamak… Ama bazen bu da olmaz demek zorunda kalıyoruz… Örneğin, bu yarışın tek motivasyonu para mı olmalı, bizim tek amacımız para kazanmak olursa, vatandaşımızı, milletimizi, insanı iyi yaşatma amacından para kazanma amacına kaymışsak.. Para gördüğümüz yere koşuyorsak, para sahipleri bizi kukla etmezler mi? Paraya doğru koşarak uygarlığa ulaşabilirmiyiz? Yada nereye doğru koşarsak uygarlığa doğru koşmuş oluruz?
Uygarlık yarışı var, bunu biliyormuyuz, biliyoruz, bu yarış neyle yapılıyor bunu da biliyoruz, o zaman bu bildiklerimizi uygulamalı degilmiyiz? Uygulamıyorsak, nedeni nedir? Her neyse, şu sorunun cevabını tekraren hatırlamakta fayda var… Nereye doğru koşarsak uygarlık yarışından kopmayız, uyarlığa doğru koşmuş oluruz?
Uygarlık yarışının araçları nedir, bilgidir, bilimdir, düşüncedir, tezdir, teoridir, çalışmadır, bunlar üzerine ortaya çıkan patentler, icatlardır, onların hayata katkılarıdır… Biz kişi ve toplum olarak ne derece hayata katkı sunabiliyoruz? Bu soruyu kendimize soramayız bile, neden? Katkı sunmadığımızı o kadar çok biliriz ki, çünkü bize hayatın içinde o kadar çok şey bunu anlatır ki…. Her kullandığımız araç ve gereçte hep başka milletlerin imzaları vardır… Cebimizdeki telefonda, içinde bulunduğumuz arabada, kullandığımız bilgisayar programın da, bilgisayarın işletim sistemin de, donanımların da, kullandığımız deterjanlar, ısınmak için yaktığımız yakıtlar, arabalarımızın petrollerin de, askerimizin kullandığı silahların da, doktorlarımızın kullandığı tıbbi araç ve gereçlerde… Aşağı yukarı ulaşım ve iletişimde kullandığımız bütün cihazlar yabancıların icatları veya ürettikleri… Yoksa biz uygarlık yarışından kopmuşmuyuz? Acaba bunu kabul ederek mi işe başlasak, yoksa bu kullandığımız teknolojileri biz mi ürettik sanıyoruz? Milletimin fertleri, iyi düşünün, iyi düşünelim bunları biz üretmiyoruz, satın alıyoruz, bu nedenle borçlanıyoruz… O lüks arabaya binen arkadaş, pardon kendini patron sanan, sen ne iş yapıyorsun… Emlakcı, Galerici, dolmuşçu, biraz daha patron sanan benzinci, reklamcıları unutmayalım, ithalatçı distribütörler (Dağıtımcı), siz sadece toplumun sömürülmesinde aracı oluyorsunuz farkındamısınız? Son zamanlarda iş bulanların yarısından çoğu güvenlik kurumlarında iş buluyorsa, buda uygarlık yarışında daha da kopacağız demektir… Yada mühendis diploması olanlara bile iş veremiyor güvenlikçi yapıyorsak, acıda olsa şunu bilelim, uygarlık yarışını kaybetmişiz demektir… Bu yarıştan kopmamalıyız, kopmamanın yegane nedeni eğitim olmalıdır olacaktır…
Eğitim, yarışın ana lokomotifidir, ama biz eğitimde din eğimini öncelikli hale getirdik, tabiki, dinimizi öğrenmeliydik, hatta dünya toplumlarıyla o kadar haşır neşir oluyoruz ki başka dinleri bile genel bir çerçeve içinde öğrenmeliydik… Bunun yanı sıra ve öncelikli olarak, bizi uygarlık yarışında menzile ulaştıracak bilim eğitimini sonraladık… İşte bu nedenle uygarlık yarışında geri kaldık, hatta kopmak üzereyiz… Bunu bile bile halamı bilimsel eğitimi es geçeceğiz, o zaman uygarlık iddiamız kalmadığı için mi bu rahatlık desem, Kızarmısınız bana… Evet, böyle büyük bir millet olacaksın ve bu kadar uygarlık yarışında geri kalacaksın, bunlara rağmen bu atalet uykusundan uyanmak ve yarıştan kopmamak için caba sarf etmeyeceğiz… Olur şey değil… Uyarlık yarışı milletlerin arenasıdır, bu yarışta başarı milletler cemiyetinde yer almak demektir, yoksa yarıştan kopmak milletler cemiyetinin dışında silik, millet olmak demektir… Buna razı olacakmıyız? Ben olmak istemiyorum ve yarıştan kopmamak çalışıyorum, sizi de bekliyorum, özelliklede gençleri… Selam ve saygılarımla…
Aydın Fikirli – 2.10.17 – vatandasfikri.com
|