SAG, SOL SİYASET FARKI
Siyasetimizi sag ve sol diye 200-250 yıl önce kavramlaştırmışlar, bu kavramın nasıl çıktığıyla ilgili hikaye şu, Meclisin sag tarafına klişeyi, sermayeyi, bunların uydurma geleneklerini savunanlar oturmuş, sol tarafına da emekçiyi, işçiyi, köylüyü, üreticiyi, küçük esnafları ve entelektüel düşünceyi savunanlar oturmuş.. Meclisin sağında bu arkadaşlar oturuyormuş ya, sağcı solunda diger arkadaşlar oturuyormuş ya solcu denmişmiş? Bu olay tam böylemi olmuş bilemem ama dayandığı taban olarak ayırım doğru, sag sermayeyi, patronu, mevcut otoriteyi, ağayı temsil eder, sol ise entelektüel aydınları, işçi, köylü küçük üreticiyi, esnafı ve bunları savunanları temsil eder… Yani siz ne düşünürsünüz bilmem ama düşünsel temelleri bu siyasetlerin böyledir… Olayı biraz daha açmak gerekirse, biri emek der, diğeri sermaye der, biri devlet der, diğeri vatandaş hak ve özgürlükleri der… Bunların yanın da bu saydıklarımızın uyumlu çalışmasını savunan sosyal demokratlar da vardır… Olayı açalım mı?
Şimdi sağcılar şunu der efendim tarihin şu zamanın da güçlü bir milletiz, atalarımız bunu yapmış, şunu yapmış, şöyle davranmış böyle davranmış… Bunlar tabiki tarihimiz sahip çıkılması gereken, ders alınması durumlardır… Ama olayların tarihi arka planları vardır, diğer devletler ve toplumlar vardır… Onların ve bizim o gün ki güçleri vardır… Günümüze geldiğimizde bizim gücümüz vardır, başka toplumların şuan ki gücü vardır, teknik teknoloji gelişmiş sahip olanlar daha da güçlenmiştir… Biz şimdi Viyana’ya bırakın orduyla gitmeyi vizesiz bile gidemeyiz… Yani sürekli sag tarih ve inanç üzerinden siyaset yapar… Sol ise ekonomik ve teknik olarak gelişmemiz gerektiğini, emek sermaye ilişkisinde sermayenin emeği sömürdüğünü, daha adil bir paylaşım gerektiğini söyler, saga göre çok gerçekçidir, somut şeyler politik söylem gercekleştirir… Buna rağmen insanlarımız sag politikacıların tarihi, olaylar ve kişilikler üzerinden siyasetini destekler… Ben bunu anlamakta zorlanırım, toplumumuz da solu bırakın, sosyal demokratları bile anlamak da zorlanıyor… Daha solu anlamaya bile çalışmalar…
Onlara sag politikacılar şöyle imaj yüklemişlerdir, toplumda bunu kabul etmiştir.. Onlar dinsiz, onlar tarihine saygı duymaz.. Bence bu yalandır, tarihsel kişiliklerle siyaset yapmamızın bizim sadece gurumuzu okşamanın dışında ne işe yaradığını biri çıkar anlatırsa sevinirim… Bunları siyasetimiz olarak değil tarihimiz ve kültürümüz olarak değerlendirmeliyiz diye düşünürüm… Yani en önemli hatalardan birini yapıyoruz buda kültürel tarafgirlikle siyasal tarafgirliği karıştırıyoruz… Sol ve sosyal demokratlar bunu karıştırmıyorlar, bunun için de sanki biraz bize yabancı gibi duruyorlar aslında öyle değil… Bildiğimiz gibi değil…
Size şu hikayeyi anlatarak yazıma son vereceğim ama bu hikayenin açılımını siz kendinizce yapın ve bir siyasal grubun bu yanlış davranışı nasıl kullandığını hep beraber düşünelim mi?
Bir politikacı bize şöyle seslense ‘Vatandaşlar, elimde büyük bir kutu çikolata var, şöyle yaparsak çikolata sayımızı artırabiliriz…. İki imkanınız var, birincisi İsterseniz, hemen bu kutudan bir çikolata alabilirsiniz ya da şunları yapar, sonra istediğiniz kadar çikolata alabilirsiniz. İkinci yol ise, ancak hemen bir çikolata almayı seçerseniz bir daha çikolata alamazsınız. Yapmamız gereken sorumlulukları yaparak, istediğiniz kadar çikolata alabilirsiniz.’ Politikacı böyle der sonra, vatandaşların çoğunluğu hemen çikolata kutusuna yönelip birer çikolata alır. Vatandaşların çok azı, genel olarak desteklenmeyen politikacılar ise, oyuncakları toplamaya kutularına koymaya başlar ve biraz zahmete girsek de daha çok çikolata yiyelim der. Gerçekten de az ama anında yemek isteyen vatandaşlar yanlış tercih yapar, bunu da şöyle derler, gelecek bin liradan cebimde ki bir lira iyidir… Gelmesi için zahmet gerek, göze alamazlar, zahmete girenlerin tabiki çok çikolata yemeleri normaldir, bunu dünyada zenginlemiş toplumlar üzerinden de anlayabiliriz… Örnegin G.Kore, daha elli yıl önce bizimle aynı seviyelerdeydi… Bu arada önden tek çikolata alan vatandaşlar, yani bizim gibi ülkeler zahmete girerek üreten ülkeleri seyrederiz, imreniriz, ama hayatın gerçeği budur… Ben bu hikayenin bağlantısını veriyorum bu hikayeyi hikaye olarak da okuyun öneriyorum… (http://www.uslanmam.com/ukala-adam/399793-ders-alinacak-bir-hikaye.html) İşte sag politikacıların yaptığı ve sağcı arkadaşların düştüğü hata tam da budur…
Zamanından mekanından koparılan tarihi bilgilerle günümüzde siyaset yaparak ülkenin tam tamına 60-70 yılı heba edildi… Hemen rantta ulaşmak için toplum olarak ekonomik enerjimiz adeta betona gömüldü… Ama gördüğüm odur ki daha ders alamamışız, aynı tarihsel hikayelerle uyumaya devam ediyoruz…. Ayrıca her iki tarafda kendilerine bu şartları, ortamı hazırlayan demokrasiye yeterince önem vermiyorlar gibi geliyor… Demokrasi yoksa sag sol yoktur tek yön zorunlu otoriter yön vardır… Sagın sermaye sevmesine tekraren değinecek olursak…
Son soru Peygamberimizin mirası neydi? Sag politikacıların mirası nedir? Sol Politikacıların bıraktığı miras nedir? Artık kültürün siyasal malzeme yapılmasına izin vermeyelim, tarihi olayların tarihsel zaman dilimi açsından geçerli olduğunu unutmayalım, günümüzün sorunlarına günümüzün mantığıyla yaklaşalım ki çözümü kolay olsun …. Sag ve sol tavır üzerine siz de başka açılarla durun, düşünün örneğin, bilimsel çalışmalar, bilginin kaynağı, teknik ve teknolojinin kaynağı, ekonomik paylaşım sorunu gibi.. Tarihi ninnilerle uyudukça, yaşanılan sorunlar bizi uyandırır… İstegimizle uyanmak, sorunlar karşısında uyanık olmak dileğiyle… Saga da Sola da Selam ve sevgilerimle…
Aydın Fikirli --- 29 Agustos 16 – www.vatandasfikri.com
|