BARINMA, BARINAK
Barınma benim için bir catının altında, duvarın içinde olmaktır, üzerimizdeki catı bizi yağmur, dolu, kar gibi yağışlardan koruduğu gibi, barınağımızdaki duvarlarda soğuktan ve sıcaktan korur. Ayrıca bizi kötü niyetli kişilerin saldırılarına maruz kalmaktan da korumaktadır. Kısacası bizi donmaktan korur ve saldırılara karşı güvenli ortamlar oluşturur barınağımız. Bu nedenle barınaklarımız en rahat ettiğimiz yerlerdir. En lüks otele bile gidenler o otele göre vasat olan evlerine geldiklerinde evim, evim güzel evim serenatlarıyla evlerine girmektedirler.
Evimiz barınağımızda, yaşadığımız, sokak, mahalle, kent barınagımız degil mi? Evet sokaktaki her olumsuzluk bir şekilde evlerimizede sirayet etmektedir, sokak güvenli degilse, evin güvenli olmuş ne yazar, hiç evden çıkmayacakmısın? Evin temiz olmuş ne yazar, sokaklarımız temiz olamzsa, sokaktaki mikroplar öyle yada böyle bize ulaşmaz mı? Kentimizin temizliği, güvenliği kısacası her şeyi bizi ilgilendiriyor. Neden mi? Çünki evimiz bizi barındırırken evimizide mahalle, sonrada kentimiz barındırıyor. Nasıl evimizin bir odasında su sızıntısı varsa bizimle birlikte komşularıda rahatsız ediyorsa, mahalledeki, kentdeki sorunlarda öyle veya böyle bizi rahatsız edecektir. Bu nedenle barınaklarımız olan evlerimizi, mahallemizi, kentimizi, ülkemizi ve en üst catımız olan dünyamızı barınılır halde tutumak zorundayız.
En üst catımız olan dünya aslında en önemli barınağımızdırda, öyleki o catıda oluşacak bir delik abartmadan söyleyim insanlığın sonu olabilir. Bu barınakdaki, hava, su, toprak gibi canlılar için hayati öneme sahip çevre faktörlerinin kirlenmesi duvarımızın delinmesine benzemez. Yanın duvarının delinmesi demek, belkide tek canlı barınağı olan bir gezegenin canlılara barınaklık yapamaması demektir ki, bu barınağı evimizden, mahallemizden, kentimizden, ülkemizden daha çok önemsememiz gerektiğini bize düşündüğümüzde aklımız önermektedir.
Bu öneri, havanın oksijen dengesinden alınca, atnosferdeki gazların dengesine kadar, akarsuların, nehirlerin, derelerin aslında bizim kan damarlarımız kadar önemli olduğunu biliyoruzda sanırım unutmak işimize geliyor, toprağın bizi üzerinde barındırmanın yanında, besin maddelerimize kaynaklık yaptığını, büyük halk ozanı Aşık Veysel’in dediği gibi “benim sadık yarim kara topraktır” ifadesinde görebiliriz.
Barınağımız dünyamızı oluşturan, çevre faktörleride dediğimiz hava, su, toprak gibi faktörlerin bozulması demek bizimle birlikte bu barınağı paylaştığımız canlıların dengesinin bozulması demektir.
Dünyamızın havasının bozulması, kirlenmesi catının bozulması demektir, suyun bozuluması, kirlenmesi demek bizim kanalizasyonun, su tesisatının ve daha bize yakın olan damarlarımızın bozulması demektir, topragın bozulması kirlenmesi demek evimizin temelinin kırılması bozulması degil, 7-8 büyüklüğünde deprem demektir.
Niyetimiz bu barınaklarımızda barınmaksa iç içe geçmiş, birbirinden ayrılması son derece zor olan, her birsinin digerinden daha önemli olan, bu en içdekinden en dıştakine kadar titizlikle korumamız gereken barınağımıza hep beraber sahip çıkmalıyız.
Nasıl ev bizim barınağımızsa, evde ne havasız, nede susuz yapamayacağımızı biliyorsak evimize sahip çıktığımızdan daha çok her şeyi içinde barındıran dünya barınağınada sahip çıkmalıyız. Oysaki milyarlarca ev barınağına rağmen elimizde sadece bir dünya barınağı vardır. Önemide buradan gelmektedir.
Dünyanın duvarının delinmesi halinde bizi, sizi hiçbir duvar koruyamaz, tek barınağımız olan dünayanın catısına, duvarına, temeline sahip çıkalım, kirleterek bozmayalım. Onun dengesini bozarsak oda bizim dengemizi bozacağını unutmayalım der, bu barınak işinin önemine dikkat cekerek hepinize selam ve sevgilerimi sunarım…
|