HAYIR CEPHESİ/HAYIR C-H-P’Sİ
Bir referandum geride kaldı, evetlerle hayırlar neredeyse başbaşaydı, ne kazanan evetçiler, nede kaybeden hayırcılar kazandığına kaybettiğine inanmadı, sevinemedi üzülemedi… Hatta bir hayırcı arkadaş bu kadar az farkla kaybetmek üzdü beni dedi halıydı… Bunlar geçmiş de kaldı yani yaşandı, şimdi neler yaşanmalıydı, neler yaşanıyordu, tabanın beklentisi neydi, üst yönetimler nasıl davranıyordu? Bunlar üzerine duralım mı?
Hayır cephesinin amiral gemisi CHP yönetimi ilk toplantılardan sonra sert muhalefet etme kararı mı aldı ne? Oysa hayır diyen vatandaşların birlikte hareket etmeye ihtiyaçları olduğu biliniyor, unun için daha yumuşak politikalar üretilmesi, sergilenmesi gerekmezmiydi? Gerekiyordu da ne oldu? Bence şu oluyor sertlikle suçluluklarını gizleme eğilimi baş gösterdi… Evet bağır çağır olay çıkar ama sucu kesinlikle kabul etme… Her neyse, biz parti içi gerilimlerden uzak duralım olması gerekenlerin ve ne olduğu üzerine düşünelim… Yalnız hayır cephesinin lideri olması gereken CHP’nin üst yönetiminin, önde gelenlerinin tartışmalarına kısaca değinerek devam edersek daha iyi anlaşılır olur kanaatiyle…
Bir eski genel başkan, eski bir Cumhurbaşkanını, hayırcıların Cumhurbaşkanı adayı olabileceğini dillendirdi, aynı röportaj da, kendi genel başkanı için Cumhur – Başkan adayı olmayacaksanız olağanüstü kongreye giderek ayrılın mealinde sözler etti… Tartışmalar başladı… Bunlar edilebilir sözler, ama içinde çelişki barındırıyor, kafa karışıklığına neden oluyor, hem başka aday öneriyor, hem genel başkanına aday olmayacaksan kongreye gitmelisin diyor… Bunlar medya da değil, parti kurulların da konuşulacak, tartışılacak sözler… Partinin ileri gelen vekillerinden biride genel başkanı tek adamlıkla suçluyor, nerede yine bir medya organın da… Pes doğrusu, Nedir doğrusu derseniz, bunlar parti içi sorunlar parti içinde basına kapalı toplantılarda konuşulmalıdır, bence doğrusu budur… Gelelim hayır cephesini koruyacak yada daha da genişletecek düşüncelere…
Hayır cephesi geniş bir cephe, bunun içinde ağırlıklı olarak CHP’liler var, ikinci agırlıkta muhalif MHP’liler var, üçüncü ağırlıkta HDP’liler var, dördüncü ağırlıkta Saadet Partililer var, beşinci ağırlıkta Vatan Partililer var, altıncı ağrılıkta Sosyalist gruplar var…. Bunların hayır cephesinde olduğunu Bilmeyen bir CHP var… Biri bunu CHP yönetimine anlatmalı ki, doğal olarak oluşan hayır muhalefeti lidersiz kalmasın, kalması bu cephenin dağılması sorumluluğu kimin olur serseniz? Ben CHP yönetiminin ve politika belirleyicilerinin derim… Bu cephenin alt yapısının hazırlanması için hemen yarın, hatta bugün görüşmeler başlanmalı ve halkın oluşturduğu bu muhalif cephe bir bloğa dönüştürülmeli ve ülkemiz siyasetinin yeni anlayışına göre partileri de kendilerini organize etmiş olsun… Artık hükümet modeli değişti, hükümeti meclis oluşturmayacak Başkan oluşturacak… O zaman bu yukarda saydığımız grupların kabul edeceği bir lider bulunmalıdır.. Bu kim olabilir bence Abdullatif Şenel olabilir… Bunun yanı sıra bakanların, başkan yardımcılarının bu koalisyonunu yansıtacak şekil de oluşturulması ve seçim için şimdiden hazırlanılması gerekir… Bunun üzerine daha geniş düşünülmesi gerekir… Bu nedenle bu koalisyonda yer alacak partiler arası görüşmeler hızla başlamalı ve sonuçlanmalıdır, neden derseniz, baskın seçim bekleniyor, bu hayır cephesi birlik şartlarını oluşturmadan seçim olursa bu dağınıklık insanlarımızda umutsuzluğa neden olacaktır… Bunun vebali kimin olacaktır, yukarda belirttim birinci sorumlu CHP, ikinci sorumlu ise MHP içinde muhalefet eden Ümit Özdağ, Meral Akşener de olacaktır… Bu Oluşuma destek olma niyeti varsa bana göre, hem siyasal, hem toplumsal nedenlerle Abdullah Gül destek olmalıdır… Olacaksa bir an önce açıktan tavır sergileme ve bu işin lider kadrosunda yerini anlamalıdır yoksa vebali vardır… Muhtemel hayır cephesinde sağlanacak konsensüs şu olması önerimdir… Bu konsensüs seçilerden önce başkan adayı, yardımcıları, bakanlar belirlenerek vatandaşın onayına sunulabilir… Hayır cephesi oluşurken şu isimler olabilir…
Abdullah Gül, Abdüllatif Şenel, Ümit Özdağ, Meral Akşener, İlhan Kesici, Durmuş Yılmaz, Birgül Ayman Güler, Bülent Kuşoğlu, Mehmet Bekaroğlu, Ayşe Sucu, Hayri Kırbaşoğlu, Namık Kemal Zeybek, Zeki Kılıçaslan, İlhami Güler, Levent Gültekin, Mansur Yavaş, Sadi Somuncuoğlu… Bu isimlere CHP’den de, Teröre bulaşmamış Kürt siyasetçilerden de isimler ekleyerek çoğaltabiliriz, bu isimleri ortak özellikleri, nedir derseniz mevcut iktidara muhalif oluşları, hayır cephesinde ki tüm partililerin tabanlarına hitap etmeleridir derim… Ayrıca Abdullah Gül AKP tabanında da sevilen birisidir… Ancak böyle bir yapılanmayla bu cephe daha geniş, daha güçlü olur, mevcut %49’luk blok oy korunur ve partileri yeni siyasal sisteme adapte olmalarını sağlanır, yeni sisteme taşınarak toplumsal yapıya hizmet etmelerinin önü açılacak… Böylece Cumhuriyetimiz, Demokrasimiz, siyasetimiz, yönetimimiz, toplumsal barışımız, toplumsal huzurumuza neden olacaktır düşüncesiyle… Selam ve sevgilerimle…
Aydın Fikirli – 5.5.17 – vatandasfikri.com
|