CANAKKALE DİRENİŞİ, VATAN AŞKININ ZİRVESİDİR
Çanakkale savaşı bir direniş destanıdır, bu destanı yazanlara selam olsun, onları 101 yıl sonra yine saygıyla, rahmetle, minnetle anıyoruz… Bu mücadele esnasın da kiminiz Dua etti, kiminiz türkü söyledi, ama hepsinin içinde hüzün vardı, vatan aşkı vardı, ümmet/millet ruhu vardı, bunların yanın da ise umut vardı… Bunlar manilerimize, masallarımıza girdi, hatta bu kahramanlık destanını yazanlara bazı bazı insanüstü efsaneler de ürettik… Kimi evini, sevgiliyi, kimi anneyi bıraktı, memleketi bıraktı vatan aşkı peşine düştürler… Onlar bu büyük aşkın adamları, bu destansı kahramanlığı yaratanlar, sizi unutmadık, saygıyla rahmetle, minnetle anıyor, yüreklerimizde yaşatıyoruz.. Bu direniş türkülerimize ilham oldu, işte bunlardan biri Çanakkale Türküsü…
Çanakkale İçinde Aynalı Çarsı,/Ana Ben Gidiyom Düşmana Karsı. Çanakkale İçinde Bir Uzun Selvi,/Kimimiz Nişanlı Kimimiz Evli. Vatan aşkını yüreklerine kuşanmış bu adamlar, diğer bütün aşkları bir kenara bırakmışlar, bu yola çıkmışlar ve yollarından hiç geri dönmeyerek, bu vatan aşklarını dünyaya kanıtlamışlardır… Bu günler de bize düşen onları, onların anılarına ve bu büyük aşklarına karşı, saygı duymak ve onları değer olarak içimizde yaşatmaktır, hatırımızdan çıkarmamaktır… Gerçi onlar öyle bir destan yazmışlardır ki onları unutmak demek kendimizi unutmaktır… Nitekim M. Akif onlara Çanakkale şiirin de şöyle seslenmiştir…
“”Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! /Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi... / Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın? /Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.””
İşte bu ses, bizim yürek seslerimiz onların kabirlerin de rahat uyumaları için bir teselli kaynağı olacaktır… Onları tarihe değil, anılarıyla, imanlarıyla, inançlarıyla vatanı aşkla savunmalarıyla bu destansı kahramanlık hep hafızalarımızda, yüreklerimizde canlı kalacaktır…
Onların ister emanetleri, bizim içinde yaşadığımız vatanı ve gösterdikleri olağanüstü direnişleri nasıl unuturuz? O her şeyden vazgeçerek, canlarını vatan aşklarına sunan bu vatanseverleri örnek gerektiğinde örnek almalıyız… O can siper hane direnişlerini her zaman, her yıl anıyor bu fedakârlıkları için kendilerine teşekkür ediyoruz… Biz onlardan razıyız, dileriz onların emanetlerine sahip çıkarak, onların anıları yaşatarak, yaşayarak onlarda bizden razı olurlar…
Akif bir başka kıtada ki seslenişin de şunu belirtiyor, “”Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer”” Suni beşer beşeri tevkif edemez, derken onlar suni insan, gerçek insanları bağımlı kılamazlar demiştir… İşte bize burada daha büyük bir görev düşmektedir… Biz suni beşer mi olacağız, gerçek beşer mi? Bize yakışan, bağımsız, özgür, iradesinin arkasında duran bir millet olmak, demokratik hukuk devleti olan T.C Devletine, onun sınırları olan Ülkemiz Türkiye’ye sahip çıkan… Hem kendi içinde, hem de Uluslararası ilişkilerin de hakkı, hukuku, adaleti, ahlakı gözeten gerçek beşerler (İnsanlar) olduğumuz da hem Akif’in önerilerine uymuş, hem de Çanakkale de destan yazan atalarımıza yakışan bir evlatlar/nesil olmuş olacağız… Oluruz umuduyla... Canakkale Vatan Aşkının Zirvesidir, bu aşk, bu vatanın, ekmegini yiyen, suyunu içen herkese nasip olması dilegiyle... Selam ve sevgilerimle…
Aydın Fikirli Mart 16 – www.vatandasfikri.com
Kaynak: Çanakkale Şiiri - Mehmet Akif Ersoy
|