MECLİSE GİRMEMEK DEMOKRATİK YÖNTEM MİDİR?
Seçimler yapıldı kimi parti ve gruplar kendini başarılı kimi de başarısız buldu, buraya kadar sorun yok. Hatta öyle dendiki bu seçimlerde baraja rağmen vatandaşların %90-95'i temsil edilerek seçim tarihimizin en geniş temsil oranına sahip meclisi oluştu, oluşmalıydı, ne oldu da acılış ve yemin etme sorunlu oldu.
Seçim sonuçlarını okumaya çalışalım, bu seçimde, vatandaşlar güçlü hükümet istediler, devletin diğer kurumlarının gölgesinde bir hükümet istemediler. Muhalefetin iktidara hazır olmadığı kanaatini dile getirdiler, barajın delinebileceğini gösterdiler. Bize saygı duymanın yanısıra, gücümüz oranında yasaların verdiği yetkilerle muhalefet etmektir. Bu seçimde vatandaşlar bize bu yetkiyi vermiştir. Şimdi bize verilen muhalefet rolünü neden beğenmiyoruz, oynamam diyoruz, yeteri çoğunluğu sağlarsa ancak bir parti iktidar olabiliyor, diğer partiler ise iktidar olma mücadelelerine devam edecekler, başka demokratik altarnatif yok gözükmüyor.
Efendim bazı vekiller içerdeymiş, bunlar yemin etmezse bizde etmemeliyiz, neden bırakılmazmış, bunların dokunulmazlığı oluşmuş, temsil yetkisine vurulan darbeymiş falan fistan siz bahaneci başı değilsiniz. En basit yasal düzenlemeye bile uymamak için gerilim yaratıyorsunuz. Yasalar adayların niteliklerini yazmasın mı? Yazmalı ee o zaman neden yasaların öngördüğü aday göstermedik, efendim onların suçu kesinleşmedi, onlar özgürlük mücadelesi yapan özgürlük savaşcılarıydı, ama yasalar böyle demiyor, dağdan etkilenen, dağdaki yasadışı silahlı gruplarla bağı olduğu bilinenlere uygulanan yasal düzenlemelerdir. Her hukuk düzeni kendi düzenini korumak için böyle kurallar koyar ve tepkiler gösterir.
Yargıçları suçlayacaklar ama kararlar yasalara uygun, ben olsam kanaatimi kullanır, yasaları yorumlar, bu yasaların sakıncalı gördüğü kişilerin meclise girmesine izin verirdim, gibi yorumlar da bence üzücü. Daha dün yasaların aşırı yorumlanmasından, kanaatlarin kulanımında sınırlar olması gerektiğinden bahsedenler size ne oldu birden bire böyle değiştiniz. İster yorum, ister kanaat yasaları değiştirme hakkı vermez yargıçlara. Yargıç yasalara göre yargılar, kendisi suç yaratamadığı gibi suçsuz da yaratamaz. Yargıçlarda ve yasalarda problem yok, o yasalar dün de yazılmadı aday belirleme süresince değişiklik de yapılmadı. O zaman yasalar size uyamaz, yasalar yürülükte oldukça siz, biz yasalara uyacağız. Uyduğumuz sürece de yasalarla problemimiz olmaz.
YSK aday belirlerken bazılarını liste dışı bıraktı diye kıyamet koparanlar, adaylarınızı belirlerken yasal ölçüleri dikkate almış olsaydınız şimdi sorun yaşanmazdı. Bütün tepkilere rağmen yasalar baştan uygulansaydı, şimdi seçilenler yasaların yaptırımı ile karşılaşmayacaktı.
Gelelim yemin törenine girmeme durumuna, öncelikle yeminden kaçmak hoş değildir.
Yeminin içeriğine bakalım ''Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim'' Yeminin mentni kimseyi rahatsız etmemeli her şeye rağmen yeminden kaçılmamalıdır.
Vatandaşı temsil etmek için aday olmuş, vatandaş tarafından seçilmişsiniz, şimdi temsil etmem, yemin etmem, yemin edersem yemine uymam diyenler, buna ipe un sermek, pire için yorgan yakmak, üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi bağcıyı dövmek, yorgunnu yokuşa sürmek vs.vs
Hele diğerleri kargaşa yaratmak, silaha sarılmak gibi kendilerince demokratik yöntemler geliştirmişler. Bırakın bu işleri, ya demokrasi ya silah, ya meclis ya dağ, arada derede durmayın, 10-15 sene önce devlet kurmaktan bahsediyordunuz, ne değişti de vazgeçtiniz, %10 barajı kalmazsa ateşkes devam etmez diyordunuz, ne değişti de devam etti, ya demokratik siyaset, ya da silah, tercihinizi yapın, işte meclis gücünüz oranında etkileyin Türkiye siyasetini, gücünüz %5.9 ise ancak o kadar etkilersiniz, etkileyemediğinize de tahammül edersiniz. Her olayda yaramaz, mızıkçı çocuklar gibi davanırsanız, bir gün gelir Kürt vatandaşlarımız sizden bir yol olmayacağını anlar, verdikleri bu desteği de çekerler. Baskıyla ve yıldırmayla Kürt vatandaşlarımızın ancak %50-55'inin oyunu alabiliyorsunuz, bu iki halk da sizi yeterince taşıdı, artık sorunlardan beslenenler değil çözümler üretenler olamalısınız ki başarılı bulduğunuz bu noktada kalabilesiniz.
Chp 'nin yemin törenine katılmayacağını öğrendik yazımızı yazmaktayken, Bdp ile aynı siyasi yöntemleri kullanması Chp ye oldum olası yaramıyor. Bu kararın verilmesi iyi değerlendirilmiştir inşallah. Toplum gerilim istemiyor, toplumun verdiği temsil oranında siyaseti etkilemek ama ortamı germeden etkilemek gerekiyor. İlk söz yerine son sözümüzü söylemeyelim, hareketlerimizi yaparken yargının aldığı bir karar nedeniyle yürütmeyi sorumlu ilan etmeyelim, yargı yasalara uygun karar almışsa tepki yerine saygı duyalım uyalım. Yanlış karar alındığını düşünüyorsak bir üst mahkemede hakkımızı arayalım. Tepkilerimizi yanlış yere, yanlış yöntemlerle göstermeyelim.
Yasalar demokratik değilse değişmesi için gücümüz oranında mücadele edelim, bunu parlementonun saygınlığının, yanı sıra devletin diğer kurum ve kuruluşlarının da saygınlığını koruyarak yapalım. Tepkiye evet, ama doğru zaman ve mekanda olmak üzere.
Bağımsızlar açısından derdiniz barış ve demokrasi ise öyle olmalı diye düünüyorum, demokrasinin işletilecek yeri, kandil değil meclistir seçilmenizin gereğini yapmalısınız.
Diğer partiler açısından da vatandaşın verdiği temsil oranında meclisi etkilemektir. Aldığınız oyların vebali vardır.
Mhp'nin gösterdiği olgunluk ise demokrasi açısından sevindiricidir. Demokrasiyi işletmek için yapılan fedakarlıktır, yasal düzene saygıdır. Kendilerine bu seçim döneminde başarılar dileriz.
Bu vebalden kurtulmanın yolu demokratik işleyişe katkı sunmak ve temsil ettiğiniz vatandaşların düşüncesini meclise ve çıkacak yasalara yansıtmaktır.
Gerilim sağlıklı düşünmemizin önündeki en büyük engeldir, sağlıklı düşünmek için sakin olmak gerekir. Hükümet sakinliğini korumalı, muhalefetin tepkisel tutumuna tepkisel yaklaşmamalıdır, şu anda hükümetin tavrı sakindir devamı ise gerginliğin azalmasını sağlayacakıtır.
Demokrasiyi demokrasi gibi işletmek demokrasinin kurumları olan partilerin öncelikle görevidir, işletelim, demokrasiye inanmış vatandaşların seçtiği vekillerden beklediği en önemli görevdir, seçilenler bu görevi yerine getirmelidir.
Demokrasi, olmazsa olmazımızdır, parlemento ve partilerde demokrasinin olmazsa olmazlarıdır. Bu durumda demokrasiyi zenginleştirmek, demokratik işleyişin önünü açamak, demokratik tepkilerimizi parlemetoda vermekle mümkündür.
Tepkilerin sokağa taşması kontrolün zorlaşması demektir, hele hele silaha sarılınması demokrasi dışına çıkmak demektir. Demokrasi içinde durmak ise parlementonun hazırladığı yasalara uymakla mümkündür. Yasalara saygı demokarasiye saygı demektir.
Selamlar ve sevgiler...
|