|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
CHP 90 YAŞINDA |
ÜLKEMİZ DE
SOSYAL DEMOKRASİ 48 YAŞIN DA
CHP 90 YAŞINDA
Sosyal demokrasiye en yakın parti ülkemiz de CHP’dir, yada her fırsatta sosyal demokrat olduğunu iddia eder. Böyle bir partinin dayandığı taban, genellikle emeğiyle geçinen işçiler, memurlar, çiftçiler, emekliler, esnaf, işsizler ve öğrencilerdir. İktidar yarışın da başarılı olmak için emekçiler dışında diğer seçmenlerle de düşünsel koalisyonlar oluşturma gereği ortaya çıkmıştır.
Siyasal düşünce alanın da Sosyal Demokrasi 150 yıldır insanlara yaşadıkları toplumsal sorunlara çözümler sunmaktadır. Bizde ise devletçi refleksleri ağır basan bir sosyal demokratımsı bir parti CHP siyasetimizin sosyal demokrat tarafını temsil etmektedir. İlk yılları saymayalım kurucu irade ve devletle özdeşleşmeyle gecen CHP seçimlere geçileli de doğru dürüst iktidar yüzü görmemiştir. Bunun nedenini CHP yöneticileri hiç kendilerine soruyorlar mıdır? Ben kendime sordum devletçi refleksleri nedeniyle halkla yaşadığı kültürel ayrılıklardır..
Oy istediğin halkın kültürünü dışlar bir siyasi duruş verdiğin mesajların halka ulaşmasını engelleyecektir, bu en basit iletişim konusudur.
9 Ekim 2013’e geldiğimiz de Türkiye’nin köklü sosyal demokrat partisi CHP’nin kuruluşunun da 90’ıncı yılını kutluyoruz, 9 Eylül 1923 den bu zaman tam tamına 90 yıl geçmiş ama bu partimiz sosyal demokrasi yoluna Kemal Kılıçtaroğlu ile girmiştir. Bu eksiklik yeni yeni giderilmeye ve halkın kültürüyle çatışmadan siyaset yapmayı geliştirmeye çalışmaya başlayan bu partimiz, yılların verdiği imajı yeni yeni silmeye başlamıştır. İkinci sorun da Türkiye’de işçi sınıfına mensup kesimlerin sınıf bilincinin gelişmemiş olmamasıdır, hem örgütlü işçi sayısının az oluşu, hem de sınıf bilincinin gelişmemiş oluşu birleşince ortaya sosyal demokrat tabanı destekleyecek en önemli ayağın eksik olduğunu görüyoruz.
Öte yandan kuruluş felsefesi gereği CHP’nin de sosyal demokrat parti olarak da kurulduğunu söyleyemeyiz. Kurulduğu zaman ülkemizin nüfus yapısına bakıldığın da ise gördüklerimi< şöyledir, 1928 nüfus sayımına göre 13.460.270 olan ülke nüfusunun yüzde 75’i köylerde yaşıyordu. Sanayide çalışanlar nüfusun ancak yüzde 2,1’ini oluşturduğu bu sayıma demirci, arabacı dükkânları gibi küçük el sanayi yerlerinin de katıldığı kesindir. Cumhuriyet’in devraldığı sanayi İstanbul, İzmir, Bursa, Çukurova’da yer alan beş on yıpranmış dokuma tezgâhı ile devlet işletmelerinden başka, en küçük işyerlerinde çalışan 256.855 işçi, esnaf işyeri görevlisinden oluştuğu görülmektedir. Sosyal demokrat bilincin gelişebilmesi için sınıf bilincinin yanı sıra sömüren sömürülen ilişkisinin de bilinerek siyasi tercihlerine yansıtan bir taban gerekmektedir. Bu taban da gelişmemenin yanı sıra tavan yönetimlerde de geliştiğini net söyleyemeyiz. Bu şartların yanı sıra ise CHP yi kuranların devleti de kuranlarla aynı simalar oluşu partiyi ister istemez devletçi kimliğiyle öne çıkarmıştır.
Kuruluş aşamasın da CHP’nin ismindeki halk kelimesi ve altı oktan birinin halkçılık ilkesi olması yalnız çiftçinin değil, işçi ve dar gelirli kesimin partisi olduğunu da vurgulamak için bilerek seçildiğine hiç kuşku yoktur. Ama yeni kurtuluş savaşından çıkılmış ve daha ekonomik yönünü belirleyemeden yeni genç devlet ekonomik burhanla karşılaşmış ve bunun için her tarafın çıkarını korumaya dönük bir söylem içine girmiştir.
Nitekim M. Kemal, partiye ortam hazırlamak için çıktığı yurt gezisinde Ocak 1923’te İzmit’te yaptığı konuşmasında “başka memleketlerde partilerin sınıf menfaatlerini muhafaza için kurulduğunu biliyoruz. Halk Partisi dediğimiz zaman, bunun içine vatandaşların bir kısmı değil, bütün bir milletin dahil olduğu söylüyordu.
Bu yüzden partinin amblemini oluşturan altı ok, masada çizilmiş basit bir simge değildir. 15–20 Ekim 1927’de toplanan birinci kurultayda partinin cumhuriyetçilik, milliyetçilik ilkeleri genişletilirken laiklik ilkesinin de eklendiği görülür. 10 Mayıs 1931 tarihinde toplanan üçüncü büyük CHP Kurultayı’nda altı ok, devletçilik, halkçılık ve inkılâpçılık olarak tamamlandı. Aynı ilkeler 5 Şubat 1937 tarihinde ve 3135 sayılı kanunla anayasaya girdi ve uzun yıllar Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasal ve toplumsal çizgisini oluşturmuştur.
CHP’nin kurulduğu dönem de Avrupa da, faşizm yaygın bir ideoloji, Sovyet Rusya’da ise Sosyalist devrim sosyalist ilkleri uygulamaya çalıştığı görülüyor ki, partileşme, laiklik gibi günümüzde bile önemli olan ilkelere yönelmeleri kurcuların Dünyayı iyi okuduklarının göstergesidir…
Günümüze geldiğimi de ise sosyal demokrasinin oturduğu temel ilke ise eğitim, sağlık, adalet, beslenme ve güvenlik gibi temel ihtiyaçların insanların en doğal ihtiyaçları olduğundan karşılanması için devlet mekanizması ihtiyacı olanlara karşı yardımcı olmalıdır. Bu ilkeler CHP’nin ta başından beri savunduğu temel ilkelerdir.
Sosyal kelimesinin siyasal alanda olamadığı bir dönem de 1960 sonrası işçi sınıfının toplumsal ve siyasal güç olmasını gören İsmet İnönü, 30 Nisan 1965’te Parti Meclisi toplantısında “Her şeye rağmen Halk Partisi, ortanın solunda durumunu muhafaza edecek ve bunu kimseye bırakmayacaktır, diyerek partinin yönünü sosyal demokratik ilkelere çevirmiştir. Bu tarih CHP’nin aslında sosyal demokrasiyi siyasi ilke o9larak kabul ettiği tarih diyebiliriz. Bu tarih milat alınırsa CHP genç bir sosyal demokrat partidir, Sosyal demokrasinin 150 yıllık bir siyasi düşünce olduğu düşünülürse. CHP daha henüz 4850 yıllık bir sosyal demokrat parti olarak ülkemiz siyasetin de İnönü’nün de yürekliliği sayesin de ülkemiz bir sosyal demokrat parti kazanmıştır.
Daha sonraki genel başkanı Bülent Ecevit, ise ortanın solunu aşırı soldan şöyle ayırmıştır, ortanın solu mülkiyet, miras hakları, özel teşebbüs hürriyeti ile kamu yararının dengesi üzerine kuruludur ve batılı anlamda demokratik ilkelerden oluşudur, diyerek sosyal demokrasiyi tarif etmiştir.
Çalışanların, işçilerin yoğun olduğu günümüz de CHP, neden güçlü iktidar seçeneği olmasın ki, Sosyal demokrat bir partinin beslendiği kaynak, öncelikle emeğiyle geçinen işçiler, memurlar, çiftçiler, emekliler, esnaf, işsizler ve üniversite gençliği gibi geniş bir taban kitlesine sahiptir. İyi sosyal demokrat politikalarla bu kesimlerin desteğinin alınması durumun da CHP yi önümüzdeki seçimlerde iktidar partisi olarak görebiliriz.
Seçim başarısı için işçilerin dışında diğer seçmen kitleriyle koalisyonlar kurabilir, uzun süredir iktidara gelememiş olan sosyal demokrat partiye iktidar yolu da açılmış olur. Görüyoruz ki iktidardan memnuniyetsizlik artmıştır, sadece sosyal demokrasiyi halka anlatmak kalmıştır. Gelin tüm sosyal demokratlar CHP’nin doksanıncı yılın da bunu yapalım. 2014 yılında yapılacak üç secim de düşüncemizi iktidara getiremesek bile halkın kültürüyle çatışır olmaktan bu partimizi kurtarmalıyız…
Gelecek Sosyal adalet içeren düşüncelerin olacaktır. Fikri Adil
Aydın Fikirli >www.vatandasfikri.com <<
Kaynak :
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|