MAHKEME DEN KORKMAK!!
(Mahkemenin adaletine korkmadan güvenebilmek, her vatandaşın hakkıdır, aynı zaman da her vatandaşın mahkemeye başvurma hakkı da korunmalıdır)
Mahkemeden korkmak, bu milletin kaderi olsa gerek… Ben ilk mahkemeye gitmekten neden korktum biliyormusunuz? Komşu Deli Dilaver dayı kaynanasını dövmüş ben de bu olaya tanık olmuştum… Benim tanık olduğumu Dayak yiyen Hatun Nenenin kızı da görmüştü… Yani olaya 4-5 kişi tanık olduk… Ama Komşu Deli Dilaver amcanın bize yapacagı kötülüklerden dolayı Anam bagıra cağıra benim oğlum bir şeycik görmemiş diye adeta sanki kendi dayak yemiş gibi, beni savunmak için feryat, figan ediyordu… Ben de Anamın korkusundan, endişesinden anlıyorum ki bir tehlike var… Anam beni koruma telaşın da…
Ben oraya gitsem ne diyecegim, Hatun teyzeyi, Deli Dilaver amca dövdü, evet dövdü… Ama adam o kadar arsız ki hem dövüyor hem de dövdü diyen beni dövecek… Ne adalet ve ahlak duygusu var degil mi?
Aradan 13-14 yıl geçiyor, bir iş yerine işe başlıyorum, üstelik de burası kamu kurumu…. Bize bazı haklarımız verilmiyor… Sendika da mahkemeye başvurma için işçilerden dilekce alıyor… Aman Allahım ne baskı nasıl mahkemeye başvurursunuz? Bu Başımıza, yöneticimize yapılan bir saldırıdır, bir hakarettir… Müdürleri, adamları hepimize mahkemeye başvurmamamız için gereken baskıları yaptılar… Ne adilhane davranış degil mi?
Gel zaman git zaman aradan 15-20 yıl gecer…. Bazı bakanlar yolsuzlukla suçlanır… Evet, yolsuzluklar yapıldığına vatandaşların bir kısmı inanır, bir kısmı da inanmaz, inanmayanların da bir bölümü işi meşrulaştırmak için mi, savumak içinmi olasa gerek çalışıyorlar yiyorlar gibi laflar eder… İlk önce bu operasyonu yapan polisler ve savcılar, yürütmeye darbe yapılıyor diyerek yaptığına pişman edilir… Yalnız vatandaşların büyük bir bölümü bu durumun yanlışlığını bilir ama birkaç kişi nedeniyle, bütün bir partiye karşı tavır almazlar, yürütmeye yapılan seçim de bir destek daha verir… Ama bekler, öte yandan kendileri bu olayı nasıl çözecek, çürükleri nasıl ayıtlayacaklar diye beklerler… Acaba ne yapılacak diye…
Aradan bir yıl gecer…. Mecliste kurulan bir komisyon da bu bakanlara karşı yapılan suçlamaları, bilirkişi raporlarını ve olayları komisyon başkanının ifadesi bir savcı gibi degerlendirerek bu komisyonda ki 9, yürütmeye mensup vekilin Eski BakanlarınYüce Divana gönderilmesine hayır, bu komisyon da bulunan muhalefet üyelerinin hepsinin de Yargıya gönderilmesine evet demelerine rağmen 9 hayır, 5 evet le mahkekemeye yine gidilmez… (burada 5 muhalefet üyesi var) Demek ki hepimizin bir gerekceyle mahkemeye gitmeme veya gidenleri engellemek gibi bir gelenegimiz var… Evet ama mahkeme suçlu veya suçsuz olunduğuna yasalara dayanarak karar veren adalet dagıtan devlet aygıtı degil mi? Herkes suçsuzluğuna kendi mi karar verecek? Bu mahkeme korkusunu yenmedikce, mahkemeleri korkulan yer olmaktan çıkarmadıkca, mahkemelerin kararlarını birimiz alkışlarken de digerlerimiz de yuhlamayı bırakmadıkca… İçimizde kaybolmuş olan adaleti nereden bulacagız? Adalet olmadan, saadet de olmaz düşüncesiyle bu adalet sorunumuzu canımız yanma pahasına çözmeliyiz der…. Daha fazla yargı ve adalet mekanizması erezyona uğratılmadan….
Hukukun, adaletin üstünlüğünün tesisi için yarından tezi yok, muhalefetle uzlaşma yolları aranarak, Yargı kurumlarının da düşüncesi alınarak, gerekli reformların yapılması gerekmektedir. Böylece herkesin güvendigi bagımsız yargı kurumsallaşarak mahkemelere güvenerek suçluların cezalandığı, suçsuzların ise aklandığı yer olsun mahkemöelerimiz, önerilerimizle… Mahkemelerin güvenildiği, kararlarının bu kadar kolay tartışılmadığı, mahkemelere çekinilmeden başvurulabilindiği, tanıkların güçlülerin çıkaracagı belalardan korkmadan tanıklıklar yapabildiği, hepimizin Mahkemeye korkmadan baş vurabilecegi, suçlu yada suçsuz olarak adalete teslim olunabilecegi toplum özlemiyle, selam ve sevgilerimle…
Aydın Fikirli – Ocak 2015 – www.vatandasfikri.com
|