TEMSİL
(Siyasi, görev, inanış, düşünüş)
Temsili üç yönüyle ele alacagız, bir vatandaşların vekili olan siyasetcileri degerlendirerek, iki devleti temsil eden kamu görevlilerini ele alarak, üç bir inanışı, bir grubu, bir düşünceyi ele alarak degerlendirmeye calışacağım.
Önce siyasileri ele alalım ne kadar vatadaşı temsil ediyorlar, ne kadar başka yerleri?
Ülkemizde genel olarak, bir siyasi temsil sorunu var, bunun nedeni seçilen temsilcilerin ilk seçimi olan ön seçimleri liderlerin, genel merkezlerin yapmasından kaynaklı bir sorun yaşanıyor. Bunun sonucu olarak 4-5 yılda bir ihtiyaç duyulan oyu almak için vatandaşların kapısı çalınıyor, sonra kapılar kapanıyor, taki gelecek seçime kadar. İstisnalar vardır onları bu zannın dışında tutarak devam edelim.
Dolayısıyla temsil edenler, vekil olanlar öncelikle kimi temsil edecekler kendilerini temsilci diye seçenleri. Vatandaş veya Ben, birini temsilcim olarak seçiyorsam seçilen kimse ilk önce vatandaşı veya beni dikkate alır, yalnız seçilecekleri önce parti üst kademeleri seçiyorsa ki, öyle seçilenler kendilerinin temsilci olmalarını sağlayanları dikkate alırlar, onları temsil etmeye çalışırlar. Yani kulakları sözde temsilcileri oldukları vatandaşda değil parti genel merkezlerinde ve liderlerinde olur.
Şuanda bir çok temsilci aynen öyle yapıyorlar, genel merkezleri dinliyor, öncelikle mümkün olduğunca temsilcisi olduğu bölgenin dışında yaşıyor. Zaten bazıları o bölgenin bile vatandaşı degil.
Bu nereye kadar böyle gidecek bilemiyorum, biz seyerettikce, işin içine girmedikce bize uzak bizi temsil ettiği sanınısı yaratan siyasetciler seçilecektir hep böyle…
Şimdi konumuz kamu kurum ve kuruluşlarında devleti temsil eden kamu görevlilerinde, bunların içinde de istisnalar tabiki var. Görevini düzgün yapıyorlar, devleti iyi temsil ediyorlar ama etmeyenlerde az degil.
Bunlarla her kurumda karşılaşırız, bir bakmışsınız belediyede, bir bakmışsınız hastanede, bir bakmışsınız güvenlik güçlerinin içinde, bir bakmışsın ögretmen, bir bakmışsın tapuda her yerde varlar maşallah.
Bunların tipik özelligi devleti temsil ediyorum havasıyla vatandaşa tepeden bakmalarıdır. Keşke iyi tmesi etseler sorun olmaz. Devleti temsil etmek demek yasaların verdigi görevleri iyi yapmak demektir. Ne için devlet görevlisi olmuşsanız onun iyi yapılması devletin iyi temsil edilmesi demektir, iyi yapanlar temsil ediyor, kötü yapanlar ise vasatlığı temsil ediyorlar.
Hepimiz görürüz, Kentlerde ana yollar üzerine, park yasagı levhalarına rağmen karşılıklı park edilmiştir, dört şeritli bir yol düşünün ikisi park edilerek işğal edilmiş, ikisinden trafik akmaya çalışıyor. Burada bir temsil sorunu var, park yasagını uygulamayan görevli devleti ve yasal kuralları degil yola park edenleri temsil ediyor.
Size birkaç devleti ve yasaları temsil eden kamu görevlisi aktaracagım.
Öncelikle kendi yaşadığım bir sorunu anlatayım birkaç tane yaşadım ama ben birini anlatayımda yazı uzamasın. Ben Ankarada yaşıyorum Annem köyümüzde Annemin emeklilik işleri var biz gerekli evrakı düzenleyip ilgili kuruma verdik, Nisan 19, aradan bir ya geçtti Mayıs 19 hala cevap yok, ben 18 Mayıda aradım evrakın hala ilceden ile ulaşmadığını söylediler, ilçeye gittim gönderdiklerini söylediler. Sonra evrakların kaybolduğunu düşünerek bir dosya daha hazırlayarak 20 Mayısda ildeki kuruma gittim evraklar tamam dediler, günlerden Cumaydı, Salı günü gelirseniz işinizi hallederiz dedi oradaki kamu görevlisi arkadaş. Ben şaşkınlık siz diyorsunuz arkadaşım önce evrakı kaybet, arkasından ben bunu tamamlamak için Ankaradan yola çıkıyım, 220 km, önce evrakları kaybettiğiniz için ilçeyle il arası git gel yapayım 154 km ötedeki köye gideyim, sonra sana evrakları vereyim ve sen bana Salı gün gel de, bu işler bu kadar mı kötü işliyor dedim başladık tartışmaya. Çünki 154 km üçünçü defa gidip gelmemi istiyor devleti temsil eden arkadaş. O arada ben sık sık telefon ederek evrakın akibetini sorduğum sanırım şef, Hüseyin Bey sizmisiniz dedi evet dedim, kusura bakmayın dedi ve dosyayı aldı dosyanın giriş işlemlerini halletti bu işlem 3-4 dakika bile sürmedi, ben tepki göstermesem, şef müdahale etmese devleti temsil eden bu arkadaş bana bir 154 km daha yaptıracak çalıştığım kurumdan izin aldıracaktı ne temsil degilmi? Evet temsil ediyor neyi işi yokuşa sürmeyi…
Şimdi bir mütahit arkadaşım var, imarlı bölgede inşaat yapacak, imarlı bölge denek alt yapı sorunu hallolmuş bölge demektir. Gel görki 30-35 metre bir yol yapılacak ki arkadaşım inşaatına malzeme taşıyabilsin ama nafile ilçe belediyesine baş vurur, Büyük Şehir belediyesi bakıyor derler, oraya baş vurur plana aldık yapacağız derler. Biraz bekler gelen yok giden yok, tekrar giderler şuanda ekiplerimizin elinde işleri var bu sene kalıyor derler. Arkadaş bir inşaat sezonunu kaybetti demektir. Belki bu sezon yapmış olsaydı piyasadaki calılıkdan dolayı daha rahat yaptığı konutları satacaktı, şimdi gelecek sezona kaldı, hem maliyetler arttı, hemde gelecek sezonun bu kadar canlı olacagı mechul.. Arkadaş bu durumu başbakanlığın bilgi ve şikayet servisine iletti oradan burası neden yapılmadı diye bir sorgulama yapılınca hemen yapmaya başladılar. Ama arkadaşa belediye görevlileri neden bizim başkanımızı başbakana şikayet ettin diye arkadaşa soruyorlar, arkadaşta belediye görevini yapmıyor, ben belediyeden yapmasını istedigimde ise gelecek sezon deniyor, benimde bu yola ihtiyacım var bunun için yaptım diyor. N kamu görevi bilinci degil mi, ne devletin kurumu degil mi, imarlı bölgenin yolu olmayıpda nerenişn olacak degil mi? İşte böylece devleti ve yasaları degil vasatlığı temsil eden kamu görevlileri hayatımızı zorlaştırarak yaşadığımız ortamları yaşanmaz hale getirmeyi temsil ediyorlar.
Şimdi sıra bir düşünce ve inanışı temsil edenlere geldi, birkaç sözümüzde onlara var.
Şimdi bir inanış şekli olan bir dine mensup olduğunuzu söylüyorsunuz, bu dinin mensubiyetini kabul edince, yani İman edince bu şu demektir. Ben bu dinin kuralarına göre yaşayacağım elimden geldiğince. Biz ne yapıyoruz, ölçüyü tartıyı düzgün tart diyor emir, sen yamuk yapıyorsun, belediyeler her pazara terazi koyuyor düzgün tartan, iftira atma, dedikodu yapma, yalan konuşma, zina yapma, faiz alma, sbepsiz yere insan, canlı öldürme, Ana babaya iyi davran, komşuluk haklarına riayet et, sorumluluklarını yerine getir, yoksullarla paylaş zekatını ver, ibadetini yap gibi 150-200 kural var. Bu kurallara uyduğumuz sürece kabul ettiğimiz dini iyi temsil ederiz, uymadığımız sürece de kötü temsil etmiş oluruz. Bu dini meselelerde temel mantık İman ederek iyi ve güzel işler yaparak, içinde yaşadığın topluma faydalı olmaktır. İşte iyi, güzel, doğru işler yapanlar iyi temsil etmiş olurlar dini inançlarını, o zaman kendimize şöyle bir soru soralım ben iyi tmesil ediyormuyum? N kadarımız dinimizin emirlerinden haberdar ve temsilini iyi yerine getiriyor. Bana göre çok azımız ne yazıkki durum bu. O zaman mensubu olduğun dine zarar veriyorsun arkadaş.
Düşünsel kabullerimizde bizi bir düşünce şeklinin ilkelerine göre yaşamayı ve bu ilkeleri iktidara getirmeye çalışmayı gerektirir. Bir düşünce mensubu isen o düşüncenin temel ilkeleri nedir, bunu öğrenmeli ona göre önce sen bu ilkeler göre yaşamalısın ki bu ilkelerin iyiliğini veya kötülüğünü, uygulanabilirliliğini test etmiş ol. Ama sen kabul ettiğin düşüncenin ilkeleriyle daha iktidara gelmeden ters düşersen, iktidarın verdiği şımarıklıkla orada çoşarsın. Böylece kabullendiğin düşünceyi ne muhalefette, ne sokakta, nede iktidarda iy temsil edenezsin ve düşüncen başarısız olur.
Gördüğümüz gibi kötü temsiliyet her yere, her ortama zarar vermektedir, bu nedenle, isterseniz vekil olun, isterseniz kamu görevlisi olun, ister bir dinin ve düşüncenin mensubu olun, ya kabul etmeyin baştan yada kabul edince bu aldığınız sorumlulukların bilincine varın, gerekli bilgileri edinerek, bunları bulunduğunuz sorumluluk alanlarında uygulayın yada uzak durun toplumsal sorumluluklardan ve görevlerden…. Selam ve sevgilerimle…
www.vatandasfikri.com >> Aydın Fikirli <<
|