Bir demokratın anıları
Ülkemizin sistemi demokrasi olmasına rağmen, örgütlerinde demokrasinin işlememesinin anısıdır, bu yazıdaki anılar.
İlk olarak demokrasiyle ilkokulda sınıf başkanı seçerken karşılaştım, en iyi işleyen demokraside oradaydı, sınıf arkadaşlarım istediklerini ve beğendiklerini seçiyorlardı. Bende bu demokrasiyi sevmiştim, neden bizi bizim adımıza yönetecekleri seçiyor, o seçilenlerinde yönetirken sınıfı dikkate almak zorunda olduklarını görüyordum ve demokrasinin güzelliği buradaydı benim 47 yıllık ömrümde iki defa işleyen demokrasi gördüm biri buydu.
Daha sonraları 1990 yılı olsa gerek ben bir patiye üye oldum orada ülkemiz siyasetine bir üye olarak katkı sunalım dedim.
Dediğimle kaldım neden çünkü orada demokrasilerde hiç olmaması gereken olayları, delege yazılımızdaki şişirmeleri, seçimlerdeki hileleri ve ayak oyunlarını gördüm.
Şimdi bir ayak oyununu anlatayım; bir kamu kuruluşu olan belediyede çalışıyorum, belediyeler yönetim kademesi siyasilerden oluştuğundan siyasetle diğer kurumlara göre daha bir iç içedir. Belediye başkanı ve yardımcıları aynı parti mensuplarıdır, orada siyaset yaparlar.
Belediye başkanı bir başkan yardımcısını nasıl saf dışı bırakırım ve partinin tepkisini çekmem diye hesap yapmış ve bu planı devreye sokmuş, biz bunu seçim anında anladık.
Başkan yardımcısını destekleyen 15-16 kişi vardı, bunlar de başkanım, ha başkanım diyerek siz il başkanlığına yakışırsınız, kazanma ihtimaliniz yüksek, şu sizi destekliyor, bu sizi destekliyor, biz seni destekliyoruz, hesaplar kitaplar kazanma umutları derken başkan yardımcısı yardımcılıktan istifa eder ve aday olur.
İl başkanlığına aday olan başkan yardımcısı kendi listesini kongre divanına vermiş ve listesi okunmaya başlamıştır. Listesinin okunmasını izleyen 10-15 dakika mikrofondan şu anons edilmektedir. İl başkanlığına aday olan …….listesine haberimiz olmadan ismimizin yazıldığından bu listeden ismimizi çekiyoruz. Bunu hepsi aynı anda da yapmıyorlar ki olay daha geniş bir zamana yayılsın ve olumuz hava belediye başkanının istemediği yardımcısı için salonda uzun süreliğine hakim olsun. Ben il başkanlığına aday olan başkan yardımcısına koştum, başkanım neden bu kişilerin olurunu almadan listene yazdın dedim, yüzünde tarif edilemeyen bir acı gülümseme ile benim aday olmamı isteyen, ısrar eden mutlaka kazanacağımı söyleyerek benim aday olmama neden olan şuanda benim listemden isimlerini çekenlerdir dedi ve bu sefer şaşırma sırası bana gelmişti, bu adamlar yalancılardı, bu adamlar düzenbazlardı, bu adamlar para, pul, yönetimi ele geçirmek için her şeyi yapanlardı. Kazanmak için her oyunu oynayan grup o seçimi kazandı, ama hileyle kazanılan her şey, dürüstlükle kazanılan bir şey kadar kıymetli değildir.
Siyasetimizin nitelikli hale gelmesi için bunlarla her partide mücadele edilmelidir. Şimdi başka aday belirleme işlerine bakalım, hepsi birbirinden farksız, belediye başkanı, milletvekili hep yönetimler tarafından belirlenir. Örnegin belediye başkan adayı belirlenmesini ele alalım.
Belediye başkan adayları belirleniyor, nasıl aday olacaklar bir dosya hazırlıyor, bu dosyanın içinde adayın öz geçmişi, diplomaları, tecrübeleri, yeterlilikleri ve partiye ne kadar para katkıda bulunabileceği yazıyor. Diyelim ki 20 aday var, genel merkez yöneticileri adaylardan birini seçiyor. Adaylardan kaybeden ne için kaybettiğini, seçilerek aday olabilen de ne için seçildiğini bilmiyor. 20 adaydan biri kazanarak seviniyor, diğer 19 kişi ne için seçilmediği düşüncesiyle partiye küsüyor, uzak duruyor. Böylece partilerimiz küçük bir grubun kontrolünde siyasi hayatlarına devam ediyor. Bu küçük grubun partisi iktidara gelince kendi çıkarları doğrultusunda hareket edeceği düşünülür, etmeseler bile. Ayrıca iyi bir aday belirleme yönteminiz yoksa yanlış kişileri seçersiniz, bizim ülkemizin gelişememesinin nedeni, yada yavaş gelişmesinin nedeni yanlış kişileri seçiyor oluşumuz olmasın sakın. 1960 yılına gidelim G. Kore ekonomik olarak, teknolojik olarak neredeydi şimdi nerede, biz o yıllarda neredeydik, şimdi nerdeyiz? Bu durum bizim aleyhimizedir, sizde başak bir ülkeyle kıyaslayın.
Bunların yanı sıra seçmenleri de dikkate almamak diye düşünüyorum bu yöntemlerle aday belirlemenin. Seçenler oy verdikleri adayları tanımıyor, sadece genel merkez ve genel başkanların seçtikleri adayları oyluyorlar. Normal demokrasilerde, seçilecek adayları vatandaşlardan oluşan parti üyeleri belirler, biraz dar olmasına rağmen parti delegeleri belirlemesi gerekir, daha dar bir grup olan ilçe ve il yönetimlerinin belirlemesi gerekir, bütün bu demokratik yol ve yöntemler hiçe sayılarak adayların neredeyse tamamını parti genel merkezlerinin belirlemesi anti demokratik bir uygulamadır, demokratım diyen herkes karşı çıkmalıdır.
İkinci demokratik seçim ise, Kastamonu il derneğinde yapılan bir seçimdeydi, iki aday vardı ve iki listeyle seçime girdiler biri kazandı, diğeri kaybetti neden dernek üyesi vatandaşlar öyle istemişti de ondan. Sınıf ve dernek alan bakımında dar olmasına rağmen demokrasinin işlemesi iyi sonuçlar veriyordu, seçilen istendiğini, seçilemeyende istenmediğini biliyordu. Seçilenler seçenleri dikkate alıyordu, demokrasinin amacı da buydu zaten, seçenlerin temsilcisi olarak yönetmekti, derneği, kurumları ve devleti.
Başka bir örnek de yabancılardan verelim, Fransa’dan iki sosyalist adayın Cumhurbaşkanlığına aday adaylığı seçimini örnek gösterebiliriz. Üç milyona yakın parti üyesinin katılımla yapılan ön seçimlerde kazanan aday üyelerden oluşan vatandaş topluğunun %56-57 oyunu alarak aday olmuştur. Vatandaşlardan oluşan üyeler topluluğu kimi seçeceğine karar vermiş daha geniş bir vatandaş topluluğu olan seçmenlere adaylarını sunmuşlardır. Adayı partili vatandaşlar belirlemiş, belirlenen adayı yine vatandaş seçmiştir. Aynı ön seçim üstelik daha geniş haliyle A.B.D de yapılmaktadır. Bizim ülkemizde ne zaman yapılır bilemiyorum, sanırım biz ülke vatandaşları olarak partilerden demokrasi talep ettiğimizde yapılacaktır.
Demokrasi nasıl talep edilir, ip ucu istermisiniz, öncelikle hiçbir partiye üye değilsiniz, o zaman ön seçim yapan partilere oy vereceğinizi açıklayın yüksek sesle, ikinci durumda partilerden birine üyesiniz, aktif olacaksınız, parti organlarında görev alacak, orada görevlendirmelerin, demokratik seçimlerle olmasını sağlayacak yada talep edeceksiniz. Böylece ülkemize demokrasi gelir diye düşünüyorum. Yoksa demokrasi talebimiz olmazsa, getirme çabamız olmazsa kendiliğinden gelmez, olmaz diye düşünüyorum.
Bizim ülke siyasetimizde öncelikle demokrasi siyaseti işlerlik kazanmadıkça seçimlerimiz hep sakat olacaktır. Biz oy verenler, seçmiyoruz, bize, büyüklerimiz bunları seçebilirsiniz diye öneriyor ve bizde gösterilenleri seçiyoruz. Bunun adına kısmi demokrasi diyebiliriz ancak, kısmi demokrasiden kurtulduğumuzda seçimlerimiz yönetimlere daha iyi yansıyacaktır.
Biz dürüst demokratlar ne yapacaktık, bunlarla nasıl başa çıkacaktık, çıkamadık ve o partiden ayrıldık, dahası bir parti birleşmesi anında yeniden üye kaydı yaptırmadık. Kazanan kata külleci, sahte demokratlar oldu, zaten anlaşılmıyor muydu ülkenin elli yıllık demokratik hayatından, diğer ülkeler gelişiyor biz ya aynı kalıyoruz yada onların yarısı kadar gelişiyorduk.
Aradan 22 yıl geçti, ben sadece oy verici olarak siyasetle ilgiliydim, ben memnundum, oy alanlarda, ama yine siyasete girmem, ülke sorunlarıyla ilgilenmem düşüncesi ağır bastı ve söylemlerinde sosyal adaletçi, demokratik taban siyasetini önemseyen, bir partiye üye oldum, tüzük, demokratik, söylem demokratik ne yazık ki parti içi seçimler demokratik değildi.
Kongreler yapılıyor, seçilecekler listeleri yönetimler tarafından yapılıyor ve delegelere hiçbir tercih hakkı bırakılmadan sözde seçimler yapılıyor, yaptırılıyor. Beni listelere yazmışlar, sağ olsunlar öyle takdir etmişler, ama yöntemin yanlış olduğunu bu şekilde seçilmektense seçilememenin daha iyi olduğunu anlattığımda herkesin bana biraz yabancı gibi baktığını hissettim, tam boşuna çabalıyorsun arkadaş bu demokrasi işi kültürdür, bu toplum bu kültürü biraz zor alır, diye umutsuzluk içindeydim ki, gençlik başkanı geldi abi, bende senin gibi düşünüyorum tek liste, tek aday la seçim olmaz, olsa bile çarşaf liste ile olur yönetim öyle belirlenir dedi, sonra birkaç kişi daha geldi benim haklılığımı dile getirdi. Şimdilik demokrasi gelecek umudum yaşıyor. Ama ben demokrasi talebime devam ediyorum siz demokratları da aktif siyasete ve demokrasi talep etmeye davet ediyorum.
Demokrasi gelecek umudumuzu yaşatmak için bütün demokratları siyasi partilere davet ediyorum, hangi siyasi partiye üye olacağınız önemli değil, benim için önemli olan partilerdeki demokrat insan sayısının artması ve her partide demokrasi talebinin yüksek sesle dile getirilmesidir önemli olan.
Bütün sivil toplum örgütlerinden, bütün siyasi partilerden demokrasi talep etmek dileğiyle, İnşallah gelecek yazımızın hikayesi kısmi değil gerçek demokrasinin hikayesi olur…
Selam ve sevgilerimle….
|