CHP’NİN OKLARININ YÖNÜ DEMOKRASİYE Mİ?
Evet elimizdeki sosyal demokrat parti bu, bu zamana kadar lüzumundan fazla devletçiydi, hep konuştuk sosyal demokrat bir parti bu kadar devletçi olmamalı, devletçi olmamalı derken özleştirmecilikten bahsetmiyorum. Devleti koruma içgüdüsünden bahsediyorum. Yanlış anlaşılıp temel ihtiyaçları piyasa ekonomisine bırakılmasından bahsetmiyorum. Devlet vatandaş ekseninde vatandaş eksenli bir duruştan bahsediyorum. Mesela iki temel sorundan bahsedeceğim, biri Kürt sorunu, diğeri türban sorunu; bu sorunlara vatandaşlık hakları ve insan hakları boyutuyla sosyal demokratlar ve solcular sahip çıkmış olsaydı, şimdi ne PKK’nın çıkardığı terör, sorunuyla uğraşıyorduk, nede AKP bu kadar güçlü olarak ortay çıkmazdı.
Doğa boşluk götürmez, siyaset hiç boşluk götürmez. Fikri Adil
Bir sosyal demokrat parti nasıl olurda parti içi demokrasiyi sağlayamazı yıllardır konuşuyoruz, hem kişisel hem de topluluk bazında demokrasi eksikliğini genel merkeze duyurmaya çalışıyoruz. Ama beceremedik, şimdi bir umut doğdu okların yönü değişiyor gibi, parti tüzüğünde çarşaf listenin bile olması biraz olsun tabanın önünün açılması demektir. Şimdi seçildiniz bir yerlere orası sizin değil seçenlerin, üyelerin işin içinde olmadığı, önseçimlerin seçim değil seçiyormuş gibi yapmaktan ibaret bir demokrasi oyunu olduğunu kabul edelim. Başka partilere/partililere benzemez sosyal demokrat bir parti ve partililer. Başkaları eleştiriyi sevemeyebilir, sosyal demokratsan eleştiri mekanizmasını yaratacak demokrasiyi işleteceksin başka yolu yok bunun. Yoksa başka bir şey olur çıkarız.
Şimdi size iki tane ön seçim örneği vereceğim, birisi ülkemizden, diğeri Fransa dan demokrasimizin ne kadar geri olduğunu da görmüş olacağız. Bizdeki örnek’e bakalım 15-16 kişi belediye başkanlığına aday, ön seçim yok, kaybeden neden kaybettiğini, kazanan neden kazandığını anlayamıyor. Üst yöneticilerin seçtiği kişi seviniyor, kaybeden ise müracaat sayısına göre değişiyor ve partiye küsüyor. Kaybedenlerin adilhane bir seçimle, üyelerin kendini istemediğini bilmesiyle birileinin hangi ölçülerle kendini seçmediğini bilememesi arasında ki farkın ne vicdana, nede demokrasiye sığar yanı yoktur.
Şimdi Fransa’daki sosyalistlerin Cumhurbaşkanı aday belirlemek için Neredeyse üç milyon kişi ön seçime katılmıştır. Kazanan aday oyların %57 sine yakın oy alarak seçilmesiyle bizim aday belirlenmesi arasında ki farkı nasıl anlatayım zorlanıyorum. Bunun için haberi yorumsuz buraya aktarıyorum.
“”Fransa'da Sosyalist Parti'nin başkanlık seçimleri için göstereceği aday, François Hollande oldu. Hollande, "ılımlı" bir portre çizerken, Fransa'da Sarkozy'ye ve sermayeye dönük tepkileri soğurmasından endişe ediliyor.
Fransa’da Mayıs ayında yapılacak başkanlık seçimlerinde Sarkozy’nin karşısında yarışacak Sosyalist Parti (PS)’nin adayı belli oldu. Bu haftasonu yaklaşık 3 milyon kişinin katılımıyla yapılan Sosyalist Parti aday belirleme seçimlerinde, François Hollande oyların yüzde 56’sını alarak PS’nin adayı oldu. İkinci tura kalarak yarışan Hollande ile Aubry’nin programları arasında büyük farklar bulunmamakla beraber, kamuoyu algısında Hollande daha ortalamacı ve ılımlı bir profil çiziyor. Hollande’ın partinin üst ve orta sınıf mahallelerde kurduğu seçim bürolarında, emekçi mahallelerindekinden çok daha yüksek oranda oy alması da bunun bir göstergesi.””
Üyelerine güvenmeyen bir parti yönetimi yarın iktidara gelince de vatandaşına güvenmez, vatandaşına güvenmeyen iktidar vatandaş devlet ilişkisini nasıl demokratik hukuk zeminine oturtacak. Yeter hem üyelere güvenin, hem de vatandaşlara…..
Vatan, vatandaşların, parti üyelerindir. Fikri Adil
Ön seçim meselesi bizim siyasetimizin temel meselesidir. Bunun için aktif üyelik şarttır, Aidatını ödeyecek, ilgili kurullarda görev alacak, seçimlerin adilane bir şekilde yapılmasını sağlayacak bir üye yapısı gereklidir. Şuandaki partilerimizin içinde buna en muasidi aktif üyelik konusunda yine CHP diye düşünüyorum. Üye bilinci oluşturulacak ki ön seçimlere bütün üyeler katılsın gerçekten üyelerin istediği kimseler aday olsun, bunlardan vatandaşların oylarını alarak halkın tercihleri yönetime yansısın.
Yoksa yine genel merkez, yine lider ve dar bir kadro seçerse, başaksı seçtiğinde kötü seçer ben seçersem iyi seçerime dönüşür ki Allah korusun şimdiki CHP’yi bile arar oluruz. Neden şimdiki yönetime güvenmiyorum da, önceki yönetime güveniyormuydum seçimlerinde hayır iğlisi yok. İnsanların beklentisi partinin demokratik hale gelmesidir.
Bu beklenti karşılanmadığında ne olur? Sorusunu CHP’nin taze yöneticileri, genel başkanı, partiye gönül veren gönüldaşlar sormalı ve verilecek cevaplar üzerine küçük hesaplar yapmadan hareket edilmelidir. CHP ülkemiz için son derece önemli bir parti, vatandaşların hakları, demokrasimizin gelişmesi, devlet aygıtının halkın lehine kullanılması(sermayenin değil) ne yazık ki CHP’li yöneticilerin tavrına bağlı.
Şimdiye kadar olduğu gibi ben koltuktaysam demokrasi var, ben seçilmişsem demokrasi tecelli etmiştir dönemi kapatılıp okların yönünü demokrasiye çevirme zamanı gelmiştir, hatta geçmiştir bile.
Okların yönü, tam yol demokrasiye çevrildi diye düşünerek biraz umut edelim bakalım.
Herkesi CHP ye, CHP yi demokratikleşmeye davet ederek son verelim söyleşimize.
Herkese selam ve sevgilerimle…
Aydın Fikirli
Yararlanılan kaynak: http://kozanhalkhaber.com/haber-21-Fransada-Sosyalist-Partinin-baskanlik-adayi-Hollande.html
|