KÜLTÜRSÜZ ZENGİNLİK
KÜLTÜRÜNÜZ YOKSA FAKİRSİNİZ DEMEKTİR
Her şeyin bir kültürü vardır, diye düşünürüm, bunun için de kültürünüz yoksa onun gereklerini bilmiyorsunuz, onu yeterince yaşayamazsınız demektir, ister bireysel yaşam, ister toplumsal hayata katkı kültürle olur. Yani kültürü o şeyin kullanma kılavuzudur aslın da, paranın kullanılması da kültür işidir. Kültürünüz yok da, paranız varsa hem ekonomik, hem de sosyolojik yanlış yapmaya adaysınız demektir. 100 liranız varsa hacarsınız, 1000 liranız varsa da, 1.000.000 liranız varsa artık yatırım yapma sorumluluğunuz doğdu demektir, yatırım yapmıyor da bu kadar parayı harcıyorsanız, sadece bir arabaya, bir yata, bir kata bu kadar parayı sadece kendini düşünerek bencilce harcıyorsanız, kültürsüz zenginsiniz demektir.
Herkesin kendini düşünğü bir toplumda kültür yoktur demektir. Fikri Adil
Lüks tuzagına düşenlerin çogu kültürsüzlüğün itmesiyle düşer… Kültürsüzlük tatminsizliğin de temel kaynagıdır, harca, harca bir mütdet sonra kanıksama ve tatminsizligin verdiği mutsuzluk…. Bu nedenle kültür bize yol göstererek tasarruf ve yatırım gibi düşünceler vererek harcamalarımızı sınırlayan frenimizdir. Ancak kültürle kişisel ve toplumsal dengemizi buluruz.
Herkesin bir kendi kişisel yapacakları bir de toplumsal yapacakları vardır. Zenginlerin ekonomik imkanları daha çok olduğu için toplumsal olarak yapacakları daha çoktur. Bunun için de sosyal sorumluluk kültürü olması gerekir ki bizim zenginlerimiz de bunun çok az olduğunu görüyorum.
Şöyle düşünelim yanınız da çalışanlar var bu kişilerin hakkını vermezseniz toplumsal sorumluluğunuzdan önce kişisel sorumluluğunuzu yerinize getirmemiş olursunuz… Neden mi? Hak gasbı büyük günahlardandır da ondan… İkinci ise toplumsal soruna kaynaklık etmiş olursunuz ki bunu da şöyle yaparsınız… Sizin yanınız da çalışan işçiler başkalarının müşterisi, başka patronların yanın da çalışanlar da sizin müşterinizdir, işçilerinize yeterince ücret vermezseniz ürettiklerininizi satamazsınız, cün ki onlar alamazlar. Lükse harcayacağınız paraları işçilerinizle paylaşırsanız, herkes için daha iyi olur...
Kültürsüz zenginler ya bilerek ya da bilmeyerek ekonomiyi kendi alehlerine daraltmaktadırlar… Üstelik de bizim zenginleşmelerimizin çogunun ya hizmet sektöründen, yada komisyonculuktan, ya yap satcılıktan kaynaklanadıgını düşününce sorunu ekonomik piyasalar daha derin hissderler. Ekonomimiz de kısacası rant ekonomisi hakim, kültürlü toplumların ekonomilerin de ise teknoloji agırlıklı bir sanayi üretimi, tarım ve hayvancılığın en azından kendini besleyecek kadar gelişmiş olduğu görülür. Bizde bu alanlar da sorunlar var ve ekonomimiz hizmet sektörü agırlıklı, bu acilen degişmeli ki yurt dışından ithal ederek ödediğimiz teknoloji agırlıklı ürünleri bizim sanayimiz burada üretmelidir ki paralarımızı başka patronlara vermeyelim. İşçisine vermediği parayı lüks tüketim araçlarıyla yabancılara verenler toplum adına engellenmelidir.
Bura da elindeki parayı tüketim aracı gibi görenler bizim gibi ülkeleri uçuruma sürüklemektedirler. Tasarruf oranlarımız bu nedenle çok düşük seviyelerdedir.
İthal her ürün için de ödediğimiz paraların, yurt dışına çıkmasına neden olduğu bilinci toplumumuza yayılarak toplumsal bir bilinç oluşturulmalıdır. Bizim toplumun işte bu ayagında da sorun var, bu sorunu fakiri de, zengini de besliyor, 700.000 liralık araba alanın katkısı daha büyük olduğunu da için bu sorunu zenginler daha çok tırmandırıyorlar. Bu arabalara binmek için bu paraları verenler, bir yandan çalışanlarına emeklerinin karşılığını vermedikleri için, öte yandan iç talebin azalmasına neden oldukları için, bu lüks arabalara verdikleri paralar nedeniyle lüks ithalatına neden oluyorlar. Dış ticaret acıgının da başlıca nedeni bir enerji ihtiyacı, iki zenginlerin doymak bilmez lüks tüketimi olduğu ve bu iki nedenin ithalata ve cari acıga katkısı çok olduğu için ekonomik dengemizin de bizim alehimize bozulmasına neden oluyor. Bazı istisnalar dışın da kültürsüz zenginlerimizin vergilerini de düzgün vermedikleri düşünülünce… Kültürsüz zenginliğimiz bariz bir şekil de ortaya çıkıyor…
Çalışanlarına ve vergi olarak için de yaşadıkları topluma vermedikleri paraları ne yaptıklarına biraz daha yakından baktığımız da ise şunları görmekteyiz.
Kendilerine, karılarına, çocuklarına medreslerine lüsk ev ve arabalar almakta olduklarını görüyoruz… Aldıkları evlere verdikleri paralar yine ülke içinde kaldığından ekonomimize çok zarar vermemektedir. Yalnız aldıkları ve gercekten de kucaklar dolusu verdikleri paralar o lüks arabaların ithal edildiği ülkelere adeta aktarılmaktadır… Bu aktarma işi bazen o boyutlar da olur ki ancak kültürsüz insanlar bunu bu kadar rahat ülkelerinin paralarını başka devletlere aktarırlar. Kültürünüz yoksa zengin olamamışsınız, vergi de vermiyorsanız toplumun parasını çalıyorsunuz demektir…
Vatandaşlar içinde yaşadıkları ülke için bazı fedakarlıklar yapması gerekir, nedir bu fedakarlık vergi vermektir, ama ülkemiz de vergi verme kültürünün de olmadığını görüyoruz. Ancak zorunluluktan vergi vermektedirler. Bir gün taksici olan bir arkadaşa ne kadar vergi veriyorsunuz dediğim de üç dört gündeligimizi dedi… Bunu alın Kuyumcuya asgari üçretlilerden daha az vergi verir, özel sağlık kuruluşları, özel egitim kurumları, yap satcılar, komisyoncular, avukatlar, doktorlar, dolmuşcular, taksiciler… vs…vs doğru dürüst vergi vermezler. Vergi adaletziliği de ciddi kültürsüzlük göstergesidir, ama bu yazımızı aşan konu başka bir yazıda deginilmelidir.
Evet, toplumun bir vatandaşını çalıştırıp diger vatandaşına onun ürettigini satarak zengin olan arkadaş toplumsal sorumluluklarını düşünerek davranman hepimizin menfaatinedir dolayısıyla bu sorumluluktur ve yerine getirilmediğin de toplumların oluşturduğu devlet sistemleri cezasını keser, kesmelidir… Devlet yetkililerinden kültürsüzlükleriyle toplumumuza zarar verenleri, bu kültürsüzlüğün zararlarını engellemelerini rica eder, selam ve saygılarımı sunarım…
Aydın Fikirli – www.vatandasfikri.com --- Ekim 14
|