Oku-mak
Okumanın insana katkısı saymakla bitmez, Okumak ta tarihin derinlerinden gelen mesajların şifresini çözmektir, okumak yazarların bilgilerini ve tecrübelerini paylaşmaktır. Ne kadar çok okursak o kadar bilgi ve tecrübe edinmiş oluruz. Öyle ki hayatı okuduğun kadar çok yaşarsın saki. Şimdi size okuduğum bir denemeden aklımda kalanı aktarayım ve gerçektende farklı bir bakış acısı verdiğini görelim. Alein, diye bir Fransız yazar bize ne diyor kulak verelim, seslendiği tarih 1900-1915 “Mutlululuğun 9/10 sağlıklı olmaktır, geriye kalan 1/10 biri gerçekleştirebilmek için yine sağlıklı olmak gerekir” görüyoruz ki okumadığımızda bundan haberimiz olmayacaktı.
Bu nedenle okuyamayanların cahilliğini ayıplarlar, okuryazar olup da okumayanlara ne demeliyiz? Okuyamayanlardan farkları nedir ki? Biz Türkler, genel olarak kitap okumuyoruz, televizyon seyredip, internet başında zamanımızı ve dolayısıyla hayatımızı yok edip gidiyoruz. Oysaki okumak bilgi edinmektir, bilgi edinmek ise gelişmek, değişmektir, okusak gelişiriz, hayatımız da değişir. Bu kadar net kimse karşı çıkmaz bu düşünceye o zaman okuyalım gelişelim ve de değişelim.
Mutsuzmunuz, mutlukla ilgili bir makale oku mutlu ol bu kadarda olayı hafife de almayalım. Ama yine okuduğum bir kitaptan örnekle okumanın mutluluğumuza katkısını anlamış oluruz. Kitap 1945-50 yıllarında yazılmış, bize nasıl mutlu olacağımızı ve nasıl bunalıma girmeden yaşayacağımızın ipuçları vermektedir. Bu örnek de yazar, makineleşmenin insan hayatına girdikçe boş zamanlarının artacağını, insanlar bu boş zamanı değerlendiremezse insanların bunalıma girerek mutsuz olmaları kaçınılmazdır diyor. Boş zamanlarımızı nasıl değerlendirmemiz gereği hususunda da bizim için bir değerlendirme yapıyor. Bunalmamak, mutlu başarılı yaşamak için zaman yönetimini öneriyor, iş, okumanın yanı sıra spor yaparak, tiyatroya giderek, bir sivil toplum örgütünde görev alarak, bir hayır kuruluşunda görev alarak zamanımızı değerlendirebileceğimizi öneriyor okumasak bunları bizimle nasıl paylaşacaktı yazar. Toplumlar kültürlerini yazarak ve okuyarak aktarırlar, kültürün maksadı hayatı kolaylaştırmaktır. Kültür maddi ve manevi bilgiler bütünüdür.
Kültürel aktarım için yamak da, okumak da zaruridir. Fikri Adil
Toplumsal sorunların temelinde kültürsüzlük vardır, kültürsüzlüğün temelinde ise okumamak yatmaktadır, okumayan kişi hayatı kolaylaştıracak olan bilgileri almamaya direnen kişidir. Toplumsal kuralların gerekliliğine inanmaz, ilk fırsatta kuralları ihlal eder, kuralsızlık da toplumların içini içten, içe kemiren sinsi bir kurttur. Bu kurtla da ancak okuyarak, bilgilenerek mücadele edebiliriz. Bu kurdun neden olduğu sorunları görmek için okumak gerekir.
Sorunlarımız var, sorunları çözmek için bilgiye düşünceye ihtiyacımız var, bu bilgi ve düşüncelerde 3000 yıldır insanın yaşam tecrübelerini ortaya serdiği kitaplarda var. Buna rağmen sorunlarımızı çözemiyorsak 3000-4000 yıllık bilgilerin depolandığı kitapları okumuyoruz da ondan! Binlerce yıldır yazılan ve basılan kitapların çokluğu bizi şaşırtmasın, hepsi ayrı ayrı konuları içeriyor biz konumuzu seçerek kitabımızı da seçmiş oluruz.
Bu denli kitap kalabalığı arasından hangisini okuyacaksınız? Sizin hayatınıza, arayışınıza hitap eden kitapları nasıl seçeceksiniz? Eş dost söyledi, başkaları okuyor, çok okunuyor diye mi, düşünce dünyamıza yeni düşüceler katmayan kitapların boğucu havasında yok olup gidecek miyiz? Sürekli okuyan ama ne okuyacağını bilmeyen tabir caizse serseri mayın gibi okuyan okumuş mu olur? İnsan neden okur ki? Okumak kör körüne yapılacak bir alışkanlık mıdır? Kimi zaman bağımlılık düzeyine vardırdığımız zaman ne kazandırdığının farkına varabilecek miyiz? Bazılarımız için kitaplar hayattan kaçmayı denediğimiz, ıssız limanlarımız mıdır? Açıyorum kitabımı, başlıyorum okumaya dünyanın hay huyundan kurtuluyorum tüm derdimi unutuveriyorum, bana ilaç gibi geliyor bu kitaplar! Dünyanın çirkinliklerinden kurtuluyorum unutuyorum. Kitapların açtığı kapıdan başka bir dünyaya girip kayboluyorum.
Ama şunu kesinlikle unutmayalım okumaktaki maksat dünyanın çirkinliklerini unutmak değil onları güzelleştirmek, sorunlara çözüm aramak ve üretmektir. Üzülerek söylüyorum yoksa boşuna okumuş oluruz, boşuna okumamak için merakımız, sorularımız olacak, çözümünü kendimize dert edineceğiz ve çirkinlikleri güzelleştirmenin yolarını bulmak için okuyacağız, okuyacağız.
Hayat karşısında çıkacak sürprizlere hazırlıklı olmak için sürekli okumalıyız. Özellikle bilgi ve düşünce kaynaklarına güvendiğimiz kitapları, gazeteleri, güvendiğimiz yazarların oku dediklerini, okuduklarını, bizim tarihi ve kültürel değerlerimizi bize aktaran milletimizin ve insanlığın tecrübelerini okumalıyız yoksa yaşam karşısında savunmasız kalırız.
Teknik ve ekonomik olarak gelişmiş ülkelere bakıyoruz okumakla gelişmişlik arasında bir paralellik olduğunu görüyoruz. Değerlendirmemize yakınlarımız olan kolu komşuyla ve eş, dostla devam ediyoruz, gördüğümüz şu ki okumanın hem ülkelere hem de toplumlara ve kişilere büyük katkılarının olduğudur. Okumamak için niye bu kadar direniyoruz? Bazılarımız zamanımız yok diyor.
Nasıl zaman bulup okumalıyız sorusunun cevabını arayalım hep beraber isterseniz. Zamanımızın olmadığından şikâyetçiyiz çoğumuz, oysaki birahanelerde, kahvehanelerde, televizyonun ve internetin başında geçirdiğimiz zamanı düşünürsek ne kadar çok zamanımızın olduğunu görürüz. Ben iş yerime çok uzak birde oturuyorum, bu uzaklık bana okuma alışkanlığı edindirdi, sadece işe gidiş için 45-50 dakika otobüsteyim, yapacak hiçbir şeyim de yok al sana gelişi de hesaba katarsak 90-100 dakika zaman oku okuyabildiğin kadar. Diyelim ki zamanın var sıkılıyor okuyamıyorsun, o zaman kısa kısa denemelerden oluşmuş bir kitap edin, mümkünse içindekiler bölümün incele ve ne kadar çok yazarın makalesi alımışsa, varsa onu tercih et her yazar hayata farklı bir bakış acısıdır. Her pencereden ayrı ayrı bak hayata ve onlar ne hissetmişler, sorunlar karşısında ne gibi tavırlar takınmışlar ancak, okuyarak onların tecrübelerinden ve düşüncelerinden yararlanabiliriz. Başka bir yöntemde mizah türüyle okumaya başlarsak daha kolay okur oluruz. Her şeye rağmen hala okumazsak hiçbir sorunumuz yok, yaşanan sıkıntılarımızı yok sayıyoruz, ülkemizin yaşadığı sorunlar bizim sorunlarımız değil diyerek cahilliğin, körlüğünü ve rahatlığı ile yaşarız. Bu yaşayış niteliksiz bir yaşayıştır, hayvanlardan biraz iyice birde bakmışız ki dünyada ülkeler arasında ülkemizin yeri gerilerde, konu komşu arasında yerimiz gerilerde kalmış dünya âleme rezil oluruz anlayacağınız okumazsak. Bazıları da param yok kitap nereden alıyım der bende sigaraya verdiğimiz parayı düşünelim derim, okuma başlamak için başka yollarda var mesela….
Artık kitap sıkıntısı da yok şimdi bilgisayarlar makalelerle dolu, e-kitaplar var bunlara yüzlerce-binlerce kitap depolanabiliyor al sana bir kütüphane, ufacık bir belleğe kütüphaneler sığdırılabiliyor. Her cep telefonunun e-kitap bölümü var yükle bir kitap oku okuyabildiğin kadar. Hem taşınması kolay hem de okunması, ışık bile gerekmiyor kendiliğinden ekranı ışıtıyor, yani gece demeden gündüz demeden okumanız için her şey hazır siz okumaya hazırmısınız?? Hiç okumayanların yanı sıra rastgele okuyanlarda var, onlarında çok sağlıklı okudukları şüphelidir, yinede okumayanlarla kıyasladığımızda bunların yaptığı daha iyidir.
Bütün okumalarına rağmen değişmemiş, gelişmemiş örneklere de rastlarız hayatın içinde sakın onları dikkate almayın bu kadar bilgiye rağmen bu bilgilere sadece hamallık yapanlar var. Bunlar içgüdülerini, öfkelerini kontrol edemeyen okudukları bilgilerden nasiplenmeyenlerdir, bu tipler kötü örneklerdir. Onları gördüğümüzde bu kadar kitap okumuş da adam olamamış, hala kaba, sapa hala halden anlamaz, hala inceliklere kendini kapalı tutabiliyor diye düşünmeden yapamıyoruz. Kitapları öcü gibi görenler var, kendi düşüncemizi onaylıyorsa iyi kitap, eleştiriyorsa kötü kitap nasılda sağlıklı yaklaşım degilmi?
Düşünmek için bilgiye bilgilenmek içinse okumaya ihtiyacımız var, okusak ya. Fikri Adil
Bir de okunacak kitaplara sınır koyanlar var, O kitabı okuma komünist olursun, şu kitabı okuma insanı dinden imandan eder, O gericilerin kitaplarını neden okuyorsun, seni bilimin aydınlığından Uzaklaştırır. Sadece kendi dünya görüşünüzü, insan anlayışınızı, yaşam biçiminizi onaylayan kitapları okuya okuya düşünce dünyanız daralır, herkesi düşman ilan edersiniz, düşmanlıkla da yok olur gidersiniz. Belki de ufkumuzu, canımızı sıkan, tepemizi attıran kitaplarla açılabilir. Değişik düşünceler verebilen kitaplar hayatın farkına varmadığınız, başka başka boyutlarını anlatabilir bize. Değişik kitaplardan uzak durmanın bir nedeni de mevcut kendi düşünsel duruşumuza güvenmemek olsa gerek, düşünsel vasatlığımızı baştan kabul ediyoruz demektir. Neden belki okuduğumuzda karşılaşacağımız yeni düşünce, ya bizim düşüncemizden iyi çıkarsa, çıksın ne güzel bu zamana kadar yanlış düşünüyormuşuz demektir yeni bir düşünsel keşifle bu durumu aşmış oluruz, var mısınız yeni düşünceler keşfetmeye, varsanız okumak dileğiyle….. Selam ve sevgilerimle,,
Okumada ki amaç, yeni düşünsel keşiflerdir. Fikri Adil
Kyanaklar
Mutluluk güncesi- Alein
Sağlıklı toplum- Erich Fromm
|