AH CHP, VAH CHP
Bir CHP’li üye biz halka ne diyeceğiz de oy isteyeceğiz diyor,,, Arkadaş CHP'nin sorununu iyi tespit etmiş, işçilere ne söyleyeceksin, Dindarlara ne söyleyeceksin sadece yaşam tarzından kaygılananlardan alınacak oy da işte bu kadar, daha çok oy için daha ileri politikalar, daha yeni söylemler olacak ki parti iktidar olabilsin. CHP’nin tabanında uzun dönemdir iktidar olamamaya dayalı bir hırçınlık, tepkisellik görüyorum, bunun CHP’yi marjinal sol gibi algılanmasına neden olacak kaygısını da içten içe taşıyorum. Ama bu konu başka bir yazı konusu asıl sorunun demokrasiye katılırken okeyde dörtlü için adam gerekiyor diye CHP+MHP siyaset de olmamalı oyun belirleyici, politika belirleyici konumuna bu iki muhalif parti de geçmelidir. Üzülerek belirtiyorum bu iki muhalefet partisi de siyasete nezaketen katılıyor konumundalar. Ak Parti ise klasik iktidar partisi refleksine tutuldu devam ediyor, benim seçimden gelen siyasi iradem var, tabir-i caizse her şeye muktedirim havasında, öte yandan da her sıkıntının sorumlusu olarak da muhalefette ki CHP’yi adres gösteriyor.
Kuruluş aşamaların da halkının kültürüyle çatışan bir yönetim sergilenmiş suçlu kim en kestirmeden CHP… Dış ticaret açığı mı var, CHP’liler ithalat yapmıştır. İşsizlik ve terör mü var garanti CHP’nin işidir, dış politikada rüzgar tersine mi döndü bunu da CHP yapmıştır. Türkiye kurumlarını satmasına rağmen borçları mı artmış, bu da bu CHP'nin işidir. Bunlar ne yaman insanlarmış muhalefetken iktidar sorumluluğu taşıyorlar. Artık olan olaylardan kim sorumlu ise onlar sorumlu tutulmalıdır diye düşünüyorum… Bura da iktidarın sorumluluğu vardır, laf oyunlarıyla bu sorumluluktan da kaçılamaz. Kuruluş aşamasında ki CHP ile bu CHP’de farklı, yöneticileri farklı artık her olayı CHP’ye yükleme komedisi bırakılmalıdır. Bunlar iktidar veya rakip partilerin yaptıklarıdır, bir CHP’lilerin kendilerinin partilerine yaptıkları vardır ki rakip partiler bile bunları yapamaz…
Gelelim bu partinin kendi kendine yaptıklarına ilk olarak bu partimizin politik yönsüzlük yaşadığını düşünüyorum. CHP’nin parti politikalarının yönüne bakalım, yönü belli olmayan parti kendini halka zor anlatır, az ondan, az bundan ortaya karışık parti olmaz, sosyal demokratım diyorsan söylemlerinle de eylemlerinle de bu tavrını karşılaştığın herkes hissedecek anlayacak, tavır belli değilse ki, değil CHP’ye sosyal demokrat bir partimiz diyebilir miyiz, ben diyemiyorum hayır, sosyal demokrat parti refleksleri yok, muhafazakâr bir parti diyebilir miyiz, hayır. Ancak söylemleriyle iktidara laf yetiştirmeye çalışan bir muhalefet partisi diyebiliriz, bu tarzından CHP acilen kurtulmalıdır/kurtarılmalıdır.... Ayrıca CHP medyanın da ilgisizliği nedeniyle yaptıklarını da anlatamadığını görüyoruz. Örneğin Kürt sorunun da ilk elini taşın altına koyan parti Rahmetli Erdal İnönü dönemindeki SHP’dir. Ama günümüze gelindiğinde, Kürt sorunu politikaların da AKP gölgesin de kalınmıştır. Herkes bilir ki Kürt siyasetçiler barajı aşmak için SHP içine alındı, Kürt sorununu en yüksek perdeden ilk CHP dile getirdi, ama devletçi refleksinin gölgesinde kaldı. Kürtlerin bu konuda CHP’ye bir şey deme hakkı yok ama unutuldu, Tayyip beye laf yetiştireceklerine biz şu öneriyi bu tarihte bu öneriyi şu tarih de yaptık, Kürt siyasetçileri partimize davet ettik meclise girmelerini sağladık, bunlar Kürt vatandaşlara anlatılmalı, üstelikte sosyal demokrat olmanın gereği de budur iyi işlenmelidir. Sosyal demokrat parti ve kişi olabilmenin ilk şartı, kişi hak ve özgürlüklerinin savunmaktan geçtiğini bu partimiz politika haline getirmeli ve tabanına da anlatmalıdır. Taban da, demokrasiyi ve sosyal demokrasiyi algılamada ciddi sıkıntılar vardır.
Öte yandan çok önemli bir yanlışla kültürel değerlerin es geçilmesidir, es geçmek yetmez, bu bariz yanlış yapmaktır. CHP’liler yanlışına kültürel değerlerle çatışan bir parti izlenimini vermekten hiç çekinmeyerek devam ettiler. Sonuç, değerleriyle çatıştığı toplumdan oy alamadı, ramazanda milletin gözünün içine baka baka içki içen CHP’liler bunları bir marifetmiş gibi, üstelikte zaman zaman parti logolarının da eklenmesiyle sosyal medya da paylaşmaktan da hiç çekinmediler, kişisel özgürlükleri koruyorum yaşıyorum yanılgısıyla kişilerin inançları gereği oruç tuttukları dönem de onlar yok sayıldı, Gürsel Tekin'in il başkanlığı döneminde türbanlılar partiye davet edildi, ama ondan sonra da CHP adına hareket edenlerin kabullenememeleri ve sosyal medyada binlerce kez türbanlılara hakaret içeren içerikli paylaşımları CHP’yi hala halkın değerleriyle çatışan parti izleniminden kurtulmasının önünde ki engeller olarak görüyorum.
Daha yeni haberlere yansıyan, türbanlı kadınlar taciz edildi ve bunların bazılarının CHP, kaynaklı olduğu izlenimi kamuoyu ile paylaşıldı. Bu tür olayların sayısı ne kadar çok olursa o kadar az oy alınıyor artık anlaşılsın, son olay ise ODTÜ de yaşandı, kayıt için gelen türbanlı öğrenciler okula alınmak istenmedi, sen ne hakla halkın kurumuna halkı sokmama kararı alıyorsun bu ayrı bir tartışma konusudur. Kimi çevreler provakatif dese de provakatif olduğunu bil tuzağa düşme be kardeşim... Bu olaya ilk tepki CHP’den gelmeliydi, ama sessiz kalındı veya düşük seviyede tepki gösterildi, sessiz kalmanın diğer adı nispeten onaylıyorum demektir. Efendim sesiz kalışımız da gerekce onlar öğrenci degillermiş, ögreci olsun, olmasın mini etekle girilen bir yere türbanlıda girilmesini, giyim kuşam kişisel haktır diyerek giyim tercihine saygıyı savunmalıdır sosyal demokratlar. Bir de bakıyorsun seçmeli din dersine, sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir parti karşı duruş sergiliyor, oysaki zorunlu din dersine gösterilecek tepkidir bu tepki, ağırlıklı olarak dini hassasiyeti yüksek toplumumuz da bu davranış tepki ile karşılanılacaktır diye düşünüyorum. Halkı biraz da AKP gazlarsa İşte bu CHP hiç değişmemiş hala halkın dinine, kültürüne karşı politika üretiyor, dedin mi, ayıkla pirincin taşını… Sosyal demokrat bir parti devletçi refleksler sergilememelidir, onların tarafı devlet karşısında vatandaş haklarının yanında olmaktır, inancında evrensel bir insan hakkı olduğunu bir sosyal demokrat parti nasıl unutur? Sosyal demokrat parti devletin güçlü olmasını halkın ihtiyaçlarını karşılamak, için gerekli görür, sosyal politikaları uygulamak için güçlü devlet gerekli olduğunu da unutmamak gerekir. Ekonomik olarak güçlü devlet, ama vatandaşı karşısında vatandaşının haklarına saygılı bir devlet öngörür sosyal demokrat politikalar, her fırsatta inanca ve değerlere karşı gelmek sosyal demokrat politikalarda yoktur. Bunlar bindiğin dalı kesmektir, ne kadar daha bindiğimiz dalı keseceğiz?
Ayrıca sağ partilerde aday belirlenmesinin merkezi yöntemlerle yapılmasını anlarım, sağ partiler yukardan aşağıya politika belirler, aday belirler, karakterlerine de uygundur, ama CHP sosyal demokratım diyorsa tabandan gelen politikaları politikasına yansıtmak, adayları ise üyelerin katılımı ile belirlemek zorundadır, sosyal demokrat partiye merkezi belirlemeler yakışmamaktadır. Taban bunu beklemektedir, bu aynı zaman da halka biz sosyal demokrat partiyiz mesajı verecek önemli politika değişikliklerinden de biridir. Ülkemizin, adaylarını ön seçimle, demokratik bir yöntemle belirleyen sosyal demokrat partiye acilen ihtiyaç vardır.
Sosyal demokrasi toplumun ortak sorunlarına, ortak akılla çözüm üretme yöntemidir. Fikri Adil
Kuruluşunun 90.yılını yaşadığımız bu günler de CHP’nin sosyal demokrat olamama sorunlarına bakmaya çalıştık, bunlar bizim düşünce antrenmanlarımızdı, Bütün CHP’li arkadaşlarımdan partinin neden %25’lere gelip tıkandığını düşünmelerini rica ediyorum, selam ve sevgilerimle…
Aydın Fikirli –www.vatandasfikri.com- Ankara - 9 Eylül 13
|