İÇERİK Detay YAZARLARIMIZ
:: Anasayfa
:: Haberler
:: Yazarlar
:: Sesli Makale
:: TARIM
:: ÇEVRE/DOGA
:: KENT ve YAŞAM
:: SAĞLIK
:: BİLİMSEL GELİŞMELER
:: İNANÇ
:: SİYASET
:: ÇALIŞMA HAYATI
:: DÜŞÜNSEL
:: TOPLUMSAL
:: SAGLIK İÇİN SPOR
:: KİŞİSEL GELİŞİM
:: EKONOMİ
:: EGİTİM
:: YARGIDAN
:: GÜVENLİK
:: TEKNOLOJİ
:: HOBİLER
:: MAĞAZİN
:: TOPLUMSAL YÖNLENDİRME HABERİ
:: DOGAL AFETLER
:: ULUSLARARASI(DİPLOMASİ)
:: KÜLTÜR-SANAT
:: İNSANLIK
:: TARİH
:: İLETİŞİM
Genç Yazarlarımız
Reklam

İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!

H.z. Muhammed


Adrese Git
BARIŞ

BARIŞ

 

Barışı ele alırken kişiler arası, topluluklar arası ve devletlerarası diye üç haliyle ele alalım diye düşünüyorum. Barış kişilerarası değerlendirince kavgasızlık, uyumluluk, anlayışlılık denilebilir. Topluluklar arası deyince çatışmasızlık, karşılıklı saygı, devletler arası düşününce savaşsızlık durumu, bağımsızlıklarını kabul durumu, sınırlarına saygı durumudur.

 Şimdi ilk olarak kişiler arası gerilimlerden kavgalardan tartışmalardan başlayalım. Kişiler neden kavga ederek barış ortamından çıkarlar, bu sorunun cevabını aramaya çalışacağız. Öncelikle haksızlığa uğradıkları hissi sonrası içinde çatışmacı tavırlar sergilemektedirler. Bu hak kaybı hissi gerçek olabileceği gibi zan da olabilmektedir. Tepkilerimizi zanların üzerine gösterdiğimizde kavga kaçınılmazdır. Ben yaşadığım bir olayı burada sizinle paylaşarak zanla hareketin nasıl kavgaya neden olduğunugörmeye çalışalım.

Bir trafik kazası yaşadık, ben arabanın arka koltuğunda oturuyordum, bizim aracı kullanan arkadaş başka bir araca çarptı, ben çarpmanın etsiyle ön iki koltuğun arasından bir aracın bizim çarpmamızla bir aracın hareket ettiğini gördüm. Bu aracın bizim yolumuza çıktığı zannıyla arabadan inerek çarptığımız aracın şoförüne ne diye önümüze çıktığını birazda sert bir söylemle sordum. Kazanında etkisiyle adama kızmaktaydım, adamın büyük bir olgunlukla ben sola dönmek üzere sinyalimi vermiş ışığın müsait olmasını bekliyordum, siz bana çarptınız demesi, üzerine ben ne diyeceğimi ne koyacağımı şaşırdım. Hemen zanla hareket ettiğimi anladım ve geri adım atarak kavganın önüne geçtim. Bu her zaman böyle olmuyor. Kendini haklı zannedenler, birazda kavgaya meyilli mizaçtaysalar sanki kavga kaçınılmaz olmaktadır. Başka bir olay daha garaj çıkışları bilirsiniz genelde dik yokuşlardır. Araçlardan birinin şoförü hemen çıkışta aracına birilerini bindirmek için durdu, aşağıdan çıkmakisteyen yokuşun ortasında durmak zorunda kaldı ve tekrar kaldıramadı aracını. Bunun üzerine hemen çıkış da durana orada durulur mu k...t diye bağırdı. Bu duruma sinirlenen öndeki aracın sahibi ne var lan p.....k diyerek aracından cıktı. Ayrıca her ikisinin de arkadaşları olaya karışarak kavga başladı. Ben araya girdim birini tuttum oradan birisi polis polis diye bağırıyordu, benim tuttuğum, ben zaten polisim dedi. Ben kendisine birbirinize 30 saniye sabırlı davranmış olsaydınız bir daha hiç karşılaşmayacaktınız dedim. Evet haklısın dedi ve kavgayı yumuşatmak için harekete geçti. Kim haklı, kim haksız, ben tanık olmama rağmen anlayamadım. Böyle yüzlerce örneği ele alalım kavgalarımızın %90 nı veya fazlası zanlarla hareket ve kavgacı karakterlerin neden olduğu kavgalardır. Siz tartışmalarınızı, küslüklerinizi, kavgalarınızı bir değerlendirin, ne kadarı gerçek sorunlardan çıkmaktadır. Ne kadarı da zan, guru, kıskaçlık, öfke, kin gibi olumsuz duyguların desteği ile çıkmaktadır.  Bu nedenle barışa hizmet eden hareketlerimizi çoğaltalım kavgaya neden olan hareketlerimizi de azaltalım öneririm herkese.

KÜLTÜRSÜZLÜK KAVGANIN TEMEL NEDENİDİR. Fikri Adil

 Toplulukların çatışmasına gelelim, bunlar aileler olabileceği gibi, etnik kökenden, mesepsel farklılıklardan da olabilmektedir. En küçük topluluk olan aile ile başlayalım değerlendirmemize. Ailelerde tartışmaların yönü bir içeriye doğru, birde dışarıya doğru olmaktadır. İçeriye doğru olanlar aile fertlerinin kendi aralarında olan tartışmalarla başlayalım, isterseniz. Aile içine baktığımızda tartışmanın ana nedeni sorumsuzluktan kaynaklanmaktadır. Bu sorumsuzluklar, Babalardan kaynaklandığı gibi çocuklardan da kaynaklanmaktadır. En az sorumsuzluk yapan ise anneler olmaktadır aile yaşantısında. Az sorumsuzluklarına rağmen, kadınlarımızın çok istekleri aile içinde tartışmalara ve kavgalara aynı oranda yansımaktadır. Yani hiç birimiz mahsum değiliz, ona göre kendi durumlarımızı tartışma olmadığında değerlendirmemiz gerekmektedir. Bu değerlendirmeyi yaparken bencillikten uzaklaşmak için kendimize haksızlık yaparak değerlendirmenin öneminin altını çizerek devam edelim.

Karımızla aramızda, çocuğunuzla aramızda çatışmaların kaynaklarını iyi tespit etmeliyiz.

Bu çatışmaların nedenlerini tespit ederek bunları önlenmesinin de mümkün olduğunu unutmayarak, dışa doğru çatışmalara gelelim. Dışa doğru olan tartışma ve çatışmalarda aile fertlerini koruma güdüsü, suçlu olan aile fertlerini de korumaya vardırılınca ahlak ve adalet ölçülerini çiğnememize neden olmaktadır. Bir tartışma var ve uzaktan akrabamız olan aile ferdi haksız, buna rağmen aile fertleri korumak için onun yanında yer almaktadırlar. Ben bu durumu anlattım suçun bizim akrabada olduğunu, aldığım tepki ise çok garbime gitti. Bu tepki ise hiç beklemediğim ve o anda orada bulunanların içinde en eğitimlisi olanın tepkisi, ben haklıya haksıza bakmam yabancıysa suçludur demez mi. Ben akrabamızın netbir şekilde haksız olduğunu tekrarladım. Bana sert bir şekilde bana abimin haksız olduğunu kimse anlatamaz dedi. Yıllar önce bir siyasetçimizin dediği bizim mensuplarımız suçlu olamazlarla aynıdır. Bunu cahillikten yatıkları söylenemez, bu bunlar eğitim almış insanlarda olabiliyor, yukarıdaki örneklerde olduğu gibi. ama eğitimlilere haksızlık yapmayalım, kabile kültürü ağır basan ortamlarda ve sadece kendinden olanlarla bir arada büyüyen olayları sadece kendi acısından değerlendirmeye alışmış, bencil bir kişilik yapılarının katkıları büyüktür. Kaynana gelin çatışmalarına girersek yazı zaten uzun olacak daha da uzar, en iyisi girmemek. İçe doğru içe doğru dışa doğru fark etmez, bencillikten adaletsizlikten, sorumsuzluktan, ilgisizlikten kurtuldukça aile içi çatışmalar azalacaktır. Çatışmasız ortamlarda bizim mutluluğumuza hizmet edecektir.

Etnik grupların, mesepsel ve dinsel grupların aralarındaki çatışmaları ele alarak barış ortamını bozan hareketleri incelemeye devam edelim.

Etnik köken, aynı kavimden olma durumudur, Aynı kavimden olanlar kendi kavimlerinin çıkarları ve özgürlükleri için çalışmaları gayet normal bir davranıştır. Bu davranışın sınırları başkalarının çıkarlarına ve özgürlüklerine zarar verecek şekle gelmedikçe çatışmaya hizmet etmez. Ama sadece benim kabilemiz çıkarı derseniz o zaman çatışmaya ve savaşa hizmet etmiş olursunuz. Kendi kabile yönetimini fanatiklere teslim ederseniz kabileniz hiç bir zaman savaştan kurtulamaz, o nedenle yönetim işine gelenlerin karakterleri çok önemlidir. Çatışmacı savaşçı karakterler bir konu bulup çatışırlar. Bu nedenle yönetici seçimleri çok önemlidir, ama kabilelerin birçoğunda yönetici aile bellidir. Onların fertlerinden en büyük erkek çocuk yönetime gelir, kendi mizacına göre yönetir. Bu nedenle yöneticilerin seçimle iş başına gelmesi daha sağlıklı yönetimlerin oluşmasına katkı sunacaktır. Çünkü kabilelerde geleneksel bir yönetim şekli vardır. Geleneksel yönetim yöntemleri biraz duruma göre esnektir, kimi kez hatta çok kez şiddete başvurmayı normal karşılar. Bu kendi ölçülerine uymayan kabile üyelerine karşıda uygulanır. Üyelerine bile çok kolay şiddet uygulayan kabile yönetimi başka kabile ve gruplara eline güç geçtiğinde ne yapar ALLAH bilir.

Yöneten kişilerin çok kolay şiddet ve savaş kararı verebilmelerinin önünün tıkanması gerekmektedir. Bu nedenle insanlık bir barış kültürü gerçekleştirmek zorundadır.

Mesepsel farklardan kaynaklı çatışmaları anlamak da daha da zorlanmaktayım. Ortada bir tanrı buyruğu var, bu tanrı buyruğunun yorumlanmasıdır aslında mesepsel farklılıklar. Aynı kutsal mesajı farklı algılamanın bu kadar çatışmaya ve savaşa neden olduğunu gerçekten anlamakta zorlanıyorum.

Farklı yorum var ortada, ama diğerine göre de sen farlı yorumlamışsın. Günahkârlık varsa zaten Tanrı cezasını verecektir sana ne oluyor da yargı ve ceza makamına kendini yükseltip barış ortamını bozuyorsun.

Sen belki de toplumsal huzuru bozduğun için Tanrı katında günahkâr olabileceğini düşün ve toplumsal barışa katkı sun. Barış içinde yaşamak tanrının emridir, Tanrı savaşı istisnai durumlar için önermiştir.

Olayı mesepsel değerlendirdiğimiz için mesepsel farklılığı bırakın dinsel farlılıklar bile çatışma ve savaş nedeni olamaz. ancak dininizi ortadan kaldırmaya yönelik bir saldırı varsa savaş hakkını ortaya çıkar. İslam dininin kutsal kitabı Kuranı kerimde sebepsiz yere bir insan hayatına kast eden bütün insanları öldürmüş gibi olur ve günaha girer diyen çok net bir kural vardır.

Yani mesepsel farkların ne şiddete, ne zulme, nede öldürme hakkı vermediğini unutmayalım ve böylece barışa katkı sunalım.

Barış yaşatmaya ve mutluluğu hizmet eden durumdur. Bu duruma sahip çıkmak hepimizin görevidir. Bu görev barış ortamını korumakla başlayıp çatışmalarda barıştan yana tavır koymakla devam edelim, savaş durumlarında bile barış kapısını kimsenin yüzüne kapatmayalım, her zaman acık tutarak savaşa son verme fırsatını hem kendimize hemde savaştığımız karşı tarafa barış şansını acık tutmalıyız. Böylece barışa hizmet eden düşünceleri ön plana çıkarmış oluruz. Biz neyi öne alıyorsak ona neden olma potansiyeli cıkar ortaya, sizin önceliğiniz Savaşçı barışmıdır.

 Devletlerin barış ortamına bozmalarına gelince mutlaka kutsal gerekçeleri vardır. Mesela son zamanların en büyük kutsal gerekçe Irak halkını Saddam zulmünden kurtarıp, bu halka barış ve özgürlüğün yanı sıra demokrasi getirilmesiydi. Başka bir kutsal görevde kitle imha silahlarını yok etmekti, Dünya tarihi incelendiğinde kitle imha silahını kim kullanmıştır, alında hepimiz biliriz. Ama bu hikayeye inanmak ya işimize geldi, yada zor kullanarak inandırıldık, hem devletin kurumları, hemde biz vatandaşlar olarak. Hayırlısı kutsal görevler nasıl yaratılıyor görelim diye bu örneği verdim.

İnsan hayatını kutsal saymayan, hiç bir inanış ve düşünce kutsal değildir. Rengin Soysal

Devletlerin başka barış ortamlarını bozmaları da ekonomik çıkar çatışmalarıdır. Mesela bu ülkede zengin petrol ve maden yatakları vardır. Bu madenlere sahip olan devlet bu madenleri insanların yararına sunamamaktadır, veya bu imkanları çar cur etmektedir. Bunların insanların yararına sunmamız gerekir gibi yine kutsal bir görev, ekonomik nedenlerden dolayı insan öldürme mantığını bütün zorlamalarıma rağmen anlayamamaktayım, kusuruma bakmayın.

Ekonomi deyince insanların mutluluğu için ihtiyaçlarının karşılanması anlamaktayım, çok mu safım. Ben ülkemin çıkarı için başka ülkelerin zenginlik kaynaklarına el konulmasının yanlış olduğunu düşünüyorum, çok mu cahilim yoksa. Yada çok insan severim, arkadaş bir düşünsene sen gömlek dikiyorsun, kim için insan için, sen ayakkabı üretiyorsun kim için insan için, sen araba imal ediyorsun ne nedenle insanlar kullansın diye, kolay yaşaması için çalıştığın insanı, yaşatmak için tıp alanındaki bilimsel gelişmeler için yapılan

çalışmalar neden, tabii ki insan için. Bütün bunları korkarım para için yapmıyorsundur İnşallah insan hemcinsim.

Hayatını kolaylaştırmak için bu kadar uğraştığın, yaşatmak için bu kadar caba sarf ettiğin insana zülüm etmek için, öldürmek içinde uğraşıyorsun kendi kendinle çelişmiyormuşsun, hiç düşündün mü?

Devletlerin birde sınır sorunları olur, bir kendini bilmez devlet diğer devletin sınırlarını ihlal eder, bu çatışma sınırlarını savunan için haklı bir durumdayken saldıran, ihlal eden devlet için yanlış bir durumdur.

Ama çatışma anında bunu görmek o kadar kolay olmamaktadır. ama iki tarafça kendi kamuoyunu savaşmak ve çatışmak için hazırlayıp bu savaşı haklı gösterebilmektedirler.

Biz vatandaşlar bu nedenle insani ölçülerimizi iyi belirlemeyiz ki, kamuoyu yönlendirmelerinde yanlışı ve yanlış tarafı değerlendirebilelim. Savaş çığırtkanlarına pirim vermeyelim ve barışa hizmet edelim.

Nedenimiz ne olursa olsun insan hayatından daha önemli değildir. Savaşta haklı taraf yoktur, barışa razı olmayan taraflar vardır. Son yüzyılda haklı savaş aradığımda Türkiye kurtuluş savaşını görmekteyim, haklılığımız bizi yaşatmalı öldürmemelidir.

Barış ortamını bozan durumları göz önüne sermeye çalıştım, bu konuda başarılı olabildim mi olamadım mı ancak yarınlarda kavgaların, çatışmaların, savaşların yerini barış alabilirse başarılı oldum sayacağım kendimi.

Bir özdeyişle yazıya devam etmek istiyorum,''Barış yaşatmaya, Savaş öldürmeye hizmet eder''Fikri Adil.

İnsanları yaşat ki sende yaşayasın, yaşatmak için barışa ihtiyaç vardır.

Bütün çatışan taraflara barış kapısını açmaları dileğiyle yazıma son veriyorum. Dileğim Dünya savaşsız bir dünya olmasıdır. Selam ve sevgilerimle...

 

 

Bu Üyenin Diğer Yazıları
CHP TARTIŞMANIN KEYFİLİĞİ
MUARREM İNCE'YE İNCEDEN SELAMLAR!!!
ADAY OLMA ve SEÇME HAKKI ÖNÜNDEKİ ENGELLER!!
Ak Parti Neden Hala Birinci Parti?!
ŞERİATA (hukuka) BAK HIZAYA GEL!!
Yerelden Küresele, Küreselden Evrensele Bağ?
DEMOKRASİ DARALMASI ve CHP
Tanzim Satışlara Farklı Bakış
CHP’YE KIZMA PARTİSİ
Kriz Kimin Krizi? İşsizin mi?
CHP'NİN İÇ SORUNU ÜLKE SORUNUNA DÖNÜYOR
DEMOKRASİ AHLAKI (CHP'de Demokrasi Krizi)
CHP DE, NE OLUYOR?
CHP DE LİDER BELLİ OLDU
CHP ve DAHA DEMOKRATİK BİR CHP
CHP’Lİ KONGRE DELEGELERİNDEN RİCAMDIR!!
((CHP Lider ve Genel Merkezi Sorunu Üzerine))
SİYASETTE PARA GÖLGESİ
DEMOKRASİMİZ DEMOKRATİK Mİ?
(CHP 36’ın Kurultayının ardından Konuşmalar)
CHP'NİN TOPLUMSAL BAĞ SORUNU!!!
RIZIK(AZIK) PAYLAŞIMINDAKİ SORUNLAR
UYGARLIK YARIŞI
YAŞAM TARZLARINA MÜDAHALE
CHP^NİN ADALET TALEBİ
ADALET
CHP, MHP’YE BENZEYECEK Mİ?
HAYIR CEPHESİ/HAYIR C-H-P’Sİ
HAYIR KOALİSYONU
GERCEK ENFLASYON
PKK+PYD Kimin Vekil Savaşcısı?
VATANDA VATANDAŞ BİRLİGİ
KÜRTLERİN TERÖRE TEPKİSİ
HDP’NİN CEZAİ EHLİYETİMİ YOK?
SİSTEM MUHALİFLERİ
ÖRGÜTSÜZ DEMOKRASİ
CHP (Cumhuriyet Halk Partisi)
SİYASETE SAĞDAN SOLDAN BAKIŞ
CHP'YE ÖRÜLEN SOSYOLOJİK DUVARLAR
ÇİCEK PASAJI
BİRLİKTE YAŞAMA
ADALAR BOZKIR VE ZEYTİN
CHP'YE ALGI OPERASYONU
ŞEHİT CENAZELERİ ŞOV YERİMİ?
CANAKKALE, VATAN AŞKININ ZİRVESİDİR
DOĞRU NEFESİN ÖNEMİ
DEMOKRASİ OYUNU
CHP BARIŞ İÇİN DİYARBAKIR DA
MİTİNGE BOMBA
KÜRT HALKI DURDURMALI
KÜRTLER /TÜRKLER NE İSTİYORLAR?
BARIŞ, barış, BARIŞ
PARA ŞAŞKINLARI
DEMOKRATİK SEÇİMLER İÇİN GERİLİMSİZ ORTAMLAR
SİYASAL KÖRLÜK
ADAYLAR KİMİ TEMSİL EDER?
GERİLİM SİYASETİ !
MUHALEFET KOALİSYONU
KENTLER DE, TUVALET SORUNU
RÜZGAR SOLDAN YANA ESİYOR
MAHKEME DEN KORKMAK!!
10 KASIM DA ATATÜRK ÜZERİNE DÜŞÜNMELER
KÜLTÜR VE ZENGİNLİK
KAZALAR KADER Mİ?
CHP VE SOSYAL DEMOKRASİ
BELEDİYE ÇALIŞANLARININ HUZURSUZLUĞU
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
TERCİHLERE SAYGI
MUHALEFET KOALİSYONU
ZAMAN MAKİNESİ
AVUKAT GAZETECİLER
AŞURE
TOPLUMUMUZUN VE SOLUN SOL SORUNU
VATANDAŞSAN YANDIN!!!
SOSYAL DEMOKRAT, CHP
AH CHP, VAH CHP
CHP 90 YAŞINDA
BARIŞ, BARIŞŞ DİYE HAYKIRALIM!!
RANT MI, ARTI DEGER EKONOMİSİ Mİ?
MAĞDURİYET DEN MAĞRURLUGA TERFİ!!
CHP'YE SOSYAL DEMOKRASİ YOLU GÖZÜKTÜ
1 MAYIS DA EMEKCİLER
DEVLETE DEVLETİM DİYEBİLMEK
TEK SES, ÇOK SES NE DEMEKTİR
ÜCRETTE ASGARİ, ÇALIŞMADA AŞIRI
SANAL İHTİYAÇLAR, GERÇEK KRİZLER
ENGELLİLERİMİZ
NET BÜYÜME
BARINMA, BARINAK
ZENGİNLERİN TOPLUMSAL SORUMLULUKLARI
DEMOKRASİ TEHLİKEDE Mİ?
KÜRT VE TÜRK HALKINA
TÜRKİYENİN EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ
17 AĞUSTOS BARINMA DEPREMİ
HÜSEYİN AYGÜN VE KÜRT HALKI
TEMSİL (Siyasi, görev, inanış, düşünüş)
Toplumsal güven bunalımı
ÇEVRE KİRLİLİĞİ VE CANLILIĞIN AZALMASI
CHP-KONGRELERİ
OKUSAK
TOPLUMSAL DÜZEN ve TERÖR
Çevre kirlenmesi
İLERLEME-KALKINMA
Bir demokratın anıları
DÜNYADA VE TÜRKİYEDE 1 MAYIS
DEMOKRASİ TALEBİ
Paylaşmak
KÜRT HALKININ TOKATI!!
Kadın+Erkek= İnsan
CHP’NİN OKLARININ YÖNÜ
28 ŞUBAT
DEĞER BULDUKLARIMIZA BAKALIM
MUHALEFET KOALİSYONU
TOPLUMSALLIK
KAOS ORTAMINDA İKTİDAR VATANDAŞ GÖREVLERİ
CHP’NİN KISA OKLARI VE SİLİK OKU
BARIŞ
İNSAN HAKLARI
MEÇLİSE GİRMEMEK DEMOKRATİK YÖNTEM MİDİR?
DEMOKRATİK YÖNTEMLE SEÇİM YAPMAK
19 MAYIS 1919
YOZLAŞTIRILAN DEMOKRASİMİZ
LAİKLİK
KADIN
SOSYAL DEMOKRASİ
24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ(Eğitime Bakış)
PARTİLERDE (CHP) DEMOKRASİ OYUNU BİTİYOR MU?
CUMHURİYETİN VE DEVLETİNİN NİTELİKLERİ
YENİ OLUŞTURULACAK HSYK’YA AĞIR SORUMLULUKLAR
SİYASET  
VATANDAŞ, CHP ve CHP’Lİ
HÜSEYİN BENEK

TOPLUMSAL  
KRİZLERİN TEMELLERİ
FİKRİ ADİL

ÖNERİLER  
UYUŞTURUCUNUN KİŞİLERE VE TOPLUMA ETKİLERİ
DERMAN ABİ

TOPLUMSAL  
DİNDAR, DİNSİZLER!!! DİNSİZ DİNDARLAR!!
SITDIK FANİ

TOPLUMSAL  
TARIM ve HAYVANCILIKTA ÜRETİCİ SORUNLARI
M.Akif GÖKALP

TOPLUMSAL  
CUMHURİYETİN YÜZÜ KADINLAR
Nevval SEVİNDİ

TARİH  
TÜRKLERİN TARİHDE YERİ ve ÖNEMİ
Tomris VAKANÜVİS

ŞİİR  
NORMALİ AŞMAK!
AHSEN'E SEVDALI

SİYASET  
CHP TARTIŞMANIN KEYFİLİĞİ
AYDIN FİKİRLİ

GELECEK  
YAPAY ZEKA ve METAVERSE NEDİR?
Şahin KAHİN

Reklam

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."

                                    M.Kemal Atatürk


Adrese Git
Sitemiz en iyi 1024 x 768 çözünürlükte ve Internet Explorer ile görüntülenir...
EpoxSoft