MAĞDURİYET DEN MAĞRURLUGA TERFİ!!
Daha 10 – 15 yıl geriye gidersek, gericiler, irticacılar, kara böçükler, menzuplar, yobazlar, şeriatcılar diye mağdur edilen grubun demokratik yöntemleri kullanarak iktidara geldiğini gördük, işte demokrasi böyle bir şey dünün muhalefeti bugün iktidar… Sorun iktidar olmaktan çok iktidar yöntemindedir, ben yaparsam olur demokrasiler de olmaz.
Yalnız sorun şurada sanırım, iktidarların ister giyim kuşam, ister inanç ve düşünce dayatmalarından dün rahatsız olanlar bugün nasıl dün rahatsız oldukları şeyleri gönül rahatlığıyla üstelikte biraz daha dozunu artırarak uyguluyorlar…
Buna bazıları iktidar zehirlenmesi diyor, bazıları otoriterlik iktidarın ruhunda var diyor, bazıları demokrasi kültürünün eksikliği diyor, ama her neyse işte bakın bu sorunlara neden oluyor. Türban takanlara türbanı çıkar, Kürt dilini konuşanlara bu dili konuşma, derken şimdi de kamusal alanlarda benim yaşam tarzıma göre yaşam tarzını düzenleyecek adımlar atılıyor. Bu durumdan kaygılananları bence iktidar anlayışla karşılayabilir. Evet, bundan kaygılananlar da Taksim Gezi parkındaki agaçları bahane ederek, tepki gösteriyor. 10-15 sene önceki tepki gösterenler iktidarda, o zaman bu tepkileri gericilikle, yobazlıkla suçlayanlar şimdi meydan da ne degişti Allah aşkına, Ha hasan, ha Kel hasan…
On yıl önce yazdığım yazıyı sizinle paylaşıyorum,http://www.vatandasfikri.com/yazidetay.asp?ID=424 bu yazıyı yeniden okunmalarını, şu an iktidar güçünü kullananların yanısıra dün kendi yaşam tazrlarını başkalarına dayatanlara da okumasını öneriyorum. Bugün yaşam tarzlarına müdahale korkusuyla nasıl tepkisel davrandıklarını görmemiz, görmeleri acısından bu yazının her iki taraf içinde okunması gereğini diye düşünüyorum. Bu yazı Anayasal Hakların kullanımı ile ilgilidir.
Biz dün neysek bugünde oyuz, güç, iktidar bizi şımartıyor, bunu nereden çıkarıyorsunuz derseniz, lotodan para bulan önce 30-40 yıllık karısını degiştiriyor da oradan biliyorum. İktidara gelenler ise, en ufak tepkilerde bile hemen daha bir sert oluyorlar, mutlaka karşıda ajanlar, pravakatörler, dı mihraklar, komplocular, %100 haksızlar, çapulcular, berduşlar, kendini kaybetmiş serseriler vs…vs İktidara karşı gelirken bunlar söylenir ama…
Bunların söylenmesine gerekce üretmek, tepki gösterenlerin en yapmayacağı şeydir, saga, sola saldırmak, polise karşı molotof kokteyi atmak, kamu araçlarına, kamu mallarına, özel araçlara ve mallarına zarar vermek, verildiği hepimiz görüyoruz. İşte bunlar haklı tepkileri haksız duruma düşürüyor. Başka bir sıkıntı ise tepkiler de illegal örgütlerin başat olması… Bu şu demektir, normal bir tepki var, yasal hak ama tepki gösteren grubun içinde yasal sınırları tanımadığı gibi, mevcut, iktidarı ve devleti tanımadığını iddia edenlerin öne çıktığı gruplar nedeniyle polis daha sert müdahalelerde bulunmaktadır. Bu grupların tepki alanında kednilerini göstermek amaçlarından çok tepki gösterilen soruna odaklanmaları gerekir.
Kısacası sistem dışı gruplar diye adlandıracağım bu gruplara sistem kendini koruma refleksi ile haraket ederek cevap vermektedir. Bu refleks bütün sistemlerin ruhunda kendini koruma amaçlı bulunmaktadır. Hadi bu aşıldı lakin tepkilerin sınırını iyi tespit edemeyen gruplara karşı, polis kamu oyu destegini de arkasına alarak daha sert müdahalelerde bulunabilmektedir.
Belkide sizi bilinçli bir şekilde saldırmaya teşvik ederek, size saldırma zemini hazırlamaktadırlar işte bu nedenlerden dolayı eylemleriniz de, tepkilerinz de bir cam dahi kırılmamalıdır. Nihat Genç'in paylaşımlarından birini buraya alarak bu yazıya devam edelim. "Yerleşik düzen sizi kavgaya sokmak için kızdırmaya çalışacak, sakalınızı çekecek, yüzünüze fiske atacaktır. Çünkü siz bir kere şiddete baş vurduktan sonra, sizinle nasıl baş edeceklerini bilirler. Nasıl baş edeceklerini bilemedikleri tek şey; şiddet dışı eylemler ve mizahtır." John Lennon İşte bu nedenledir ki, miting alanlarındaki can ve mal güvenliği çok önemlidir…
Mağdur, mağrur ile başladık öylede bitirelim ne dersiniz. Dünün mağdurları artık bugünün mağrurları olmuşlardır. Mağrurlanma padişahım senden büyük Allah var nidalarına demekki her dönemde ihtiyaç duyuluyor.
Demokrasimizin mağrurlar ve mağdurlar üretmediği kadar gelişmesi için hepimizin çok çalışması, çaba göstermesi, demokrasi üzerine daha çok düşünmesi gerekiyor diyerek herkese barış ve demokrasi içinde bir yaşam dilerim… Selam ve sevgilerimle..
Aydın Fikirli >www.vatandasfikri.com <
|