|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
ZAYIFLAMA İLAÇLARI |
ZAYIFLAMA İLAÇLARI
Zayıflama ilaçları ve yan etkileri hakkında biraz bilğilenelim isterseniz.
1800 yıllarda yaygın olarak kullanılan zayıflama ilaçlarının içeriğinde, sabundan doöuz yağına kadar, bunlardan caz geçttik arsenige kadar çeşitli malzemeler kullanılıyordu, arsenik kusma,ishal, ve bedenin istem dışı kasılmasından dolayı kilo verilmesine neden olabiliyormuş.
Günümüze geldiğimizde, bu ilaçlar hayvanlar ve insanlar üzerinde uzun araştırmalar sonucu bize sunulsada ideal bir zayıflama ilaçı yoktur diyebiliriz. Bir iki yıla kadar(2012) yeni tür zayıflama ilaçlarının piyasaya sürülmesi beklenmektedir.
Bu süreçler daha önceleride yaşandı, görünürde umut veren bir yığın ilaç sakıncalı yan etkilerinden dolayı yasaklanmış, piyasadan toplatılmıştır.
Bu piyasaya çıkacak yeni yağ savar ilaçlar öncekilerden daha güvenilirmi olacak, yoksa ilaçla zayıflama işi bir hayal olmaya devam mı edecek bunu zaman gösterecektir.
İnsanlığın tarihine baktığımızda en büyük sorunu zayıflamak degil karın doyurmak, kendisine yetecek kadar enerji sağlayabilecek besin maddesi bulmak olmuştur. Ama günümüze gelindiğinde üretim ve sermaye ilişkileri, devletlerin sosyal adalet politikaları birkaç ülke dışında açlık sorununu kaldırmış bazı ülkelerde ise çok beslenerek kilo almak sorun haline gelmiştir. Ben kendimce bir karşılaştırma yaptığımda dünyada açlık yaşayan insanlarla, kilo sorunu yaşayan insanlar arasında sayısal bir denklik söz konusu diye düşünüyorum.
Yani aşırı toklar açlık sorunu yaşayanlarla paylaştıklarında açlık sorunu ortadan kalkacagını ileri sürüyorum.
Şimdi daha çok batılı ülkelerin sorunu olan çok beslenmeden kaynaklı sağlık sorunları yaşayan insan sayısı her geçen gün artmaktadır. Örnagin ABD de eerkeklerin 1/3 kilo sorunu yaşamaktadır. Avusturalyada da durum farksızdır, Almanyada da aşagı yukarı aynıdır. Ülkemizde de fazla kilolar hem sağlık sorunlarıbna hemde hareket kısıtlanmasına neden olmaktadır.
Birçok sağlık uzmanı kiloların, şekere, tansiyona, kalp hastalıklarına, felc’e, kalp krizine tam net olmamakla birlikte kansere neden olduğunu söylemekteler, düşünmekteler.
Bunu çok önemseyen sağlık bakanlığımız bu yılı obeziteyle(Aşırı kilolulukla) mücadele yılı ilan etmiş, insanlarımıza sağlıklı zayıflamaları konusunda bilgilendirmelere başlamıştır. Bu kampanya ile ilgili sağlık bakanlığının internet sitesinden bilgiler alabilirsiniz.
Sürekli kilolarıyla boğuşan insanlara, olayın şu basit yöntemden ibaret olduğu söyleniyor. Alınan enerji harçanan enerjiye eşitlenmesi durumunda kilo alınmayacağı düşünülüyor, söyleniyor haklılık payıda yok degil. Bunun için biz kilolu insanlar daha az yemeli daha çok ezersiz yapmalı, daha çok sportif aktifitelerin içine girmeli, hatda her üçünü de düzenli yapmalıyız ki, ilaçla zayıflama ihtiyacımız doğmasın.
Bu istenilen ve irade sergilendiğinde ise yapılabilecek basit gibi görünen bu yöntemi neden yapamıyoruz, ilaçlara hatda ameliyatla mide daraltmalrına ihtiyaç duyuyor zayıflamayı düşünürken sağlığımızı düşünmüyoruz?
Bu soruya Calgary Ünüversitesinden David Lau şöyle cevaplıyor. İnsanlar uzun kıtlık dönemlerinde yaşamlarını sürdürebilmek için kilo almaya göre genetik yapısal düzen sağlamışlardır demektedir. Kilo vermenin bu kadar güç olduğu düşündüğümüzde hem kiloluları hemde yeni çözüm öneren ilaç firmalarını suçlamaya çalışmaktan vaz geçerek hangisinin sağlıklı olduğu bilgisine ve toplumsal bilince ulaşmamız gerekmektedir.
Diger araştırma yazımızda zayıflama ilaçlarını tartışacağız… Selam ve sevgilerimle…
ZAYIFLAMA İLAÇLARI
Cambridge Üniversitesi Tıp Tarihi Uzmanlarından Loise Foxcroft Kaloriler/Korseler kitabında kilo verdirici ilaçların 2000 yıllık uzun tarihini anlatıyor. Bu zaman dilimiminde inişli çıkıçlı bir seyir izleye bu ilaçların kalçalardaki, göbeklerdeki yağı ertimekten çok cüzdanları ve cepleri erittiklerini söylüyor.
Özelliklede yasaları hiçe sayan pazarlama teknikleri ve sağlıkları hiçe sayan klinik yöntemleri yüzünden gün geçmiyor ki bir zayıflama yüzünden ilaç ve tıpbi müdahele nedeniyle sorun yaşayan insanların haberlere konu olduğuna tanık oluyoruz.
İlaçların yan etkilerinin olabildiği kadar aza indirilmesi, ayrıca doktor konturölü, danışmanlığı dışında kullanılmaması gerekiyor diye düşünüyorum.
Zayıflamak içinse tıpbi tedavi olabilicekken, cerrahi müdahalelerden kacınılması gerektiğini düşünmekteyim.
Örnegin Arsenik içeren ilaçı ele alalım, 1930 larda iştah kestiği ve zayıflattığı düşünülen bu madde ciddi yan etkilerinden dolayı Kullanılmamaktadır.
Ayrıca bu ilaçlardan Aptemin içeren ilaçlarında kalp haslalıkları ve krizlerine, ayrıca alışkanlıkda neden oladuğu nedeniyle ABD de artık satılmamaktadır.
Son zamanlarda kullanılan iki ilaçı ele alırsakPhentermine adlı ilaç sağlığa zarar verebilir endişesiyle kısa süreli alınmaktadır. İkinci ilaç ise bağırsaklardaki yağ emilimini engelledigi söylenen Orlistat adlı ilaçtır. Bu ilaçın ise iti bir iki yanı bulunmaktadır. Birincisi şişkinliktir, ikincisi şise emilmeyen yağlardan dolayı dışkı kaçırmaktır.
Son on yıl içinde kilo verdiği iddia edilen onlar ilaç gelmiş geçmiştir, yakın zamanlara kadar kullanılan ilaçları arasında ise Sibutramin ve Rimonabant’tır. Bütün bunların yanı sıra yeni nesil diyebilecegimiz ilaçlarda piyasada bulunmaktadır.
YENİ İLAÇLAR
Buraya kadar kullanlan yöntemler ve ilaçlar kilo verilmesini istenilen sevide sağlayamadılar, acaba bundan sonraki yeni piyasaya cıkaçak ilaçlar insanların bu sorununu çözebilcekler mi?
İlk klinik aşamasına glecek ialç büyük ihtimalle Qnexa olacağı tahmin ediliyor. Bu ilaç Aftemin ve benzeri Phentermine ile iştahı gemledigi düşünülen sara hastalığındada kullanılan Topiramate adlı ilaçların birleşiminden oluşturulmuştur.
Bu ilaçın uzun süre kullanıldığında yeterince güvenli olmadına inanılıyor, Phentermine Kalp ritminde bozukluklara, Topiramate ise hafız kaybına ve gebelik döneminde kullanılması halinde sakat doğumlara neden olabiliyor.
Qnexa adlı üretici firma Vivuz yetkilileri her iki ilaçın birleşimden oluşan ilaçlarının düşük dozda verilebildiği ve yan etkilerinin azaltıldığını söylüyorlar. Bu ilaç üzerine yapılan araştımalarda insanların kilolarının %9 unu verdikleri gözlenmiştir. Şirket yetkilileri etkili kilo verme ilaçı olduğunu söylemektedirler.
Bir başka ilaç ise Arena şirketi tarafından üretilen, beyindeki serotonin alıcılarına ilişerek iştahı azaltan Lorcaserin ilaçıdır. İki ilaç arasında henüz bir karşılaşma yapılmamış olmasına rağmen, insanların beden ağırlıklarının %3,6 kadar kilo verilmedini sağlamış qnexa’ya kıyasla daha az kilo verdiği düşülmektedir. Arena şirketi yetkilileri ilaçlarının güvenli olduğunu bu nedenle az kilo verilmesine rağmen rağbet görecegini ileri sürmaktedirler.
Bu iki ilaç kliniklere ilk ulaşaçak ialçlar olamsına rağmen sırada daha etkili ilaçların olduğu bilinmektedir.
Farklı düzenege dayalı bu ilaçlar beyinde çeşitli etkiler yaratan ialçaların tersine bir sonraki yeni ilaçlar ne kadar yediğimizi denetleyen bağırsak hormonlarına benzer etkiler yapaçakları söylenmektedir.
İlaçların güvenli olup oldıkları tartışmları nedeniyle uzun ömürlü olma olasılıkları az gözükmektedir. Bu ilaçların güvenli olduğunun kanıtlanması durumunda bile henüz yanıtlanmamış sorular nedeniyle bir çok bilim insanı ezanelerde yerlerinin almasına karşı çıkmaktadırlar. Bu grupdaki uzmanlar sporla, egzersizlerle ve diyetlerle sorunun çözülebilecegine inanıyorlar. İllede ilaç kullanılacaksa bir hastane ve doktor kontrolünde kullanılmasının şart olduğunu söylüyorlar.
Onlarca yeni ilaç zayıflamak isteyenleri zayıflatabilecek mi, yoksa yan etkileri ve iradesizlik yüzünden insanlar kilolu klmaya devam mı edecekler, edecegiz.
Ama umutsuzlupğa kapılmayın bilim insanlasrı sizin/bizim için çalışıyor ve yeni gelişmeler kapımızı yakın bir tarihte çalçak ve bizi kilolarımızdan kurataraktır. Saglık bakanımız bir röportajında bu ilaçlara karşı hepimizi uyarıyor ve bunlara kanmamamız gerekir diyor, Sağlık Bakanlığı sitesinde aşırı kilolarla mücadele yöntemleri anlatılmaktadır diyor ve hastane doktorlarının önerdiği ilaçların dışındaki ilaçlardan uzak durırlması önerisini yapıyor...
Selam ve sevgilerimle….
Kaynak: CBT Eki-1313 Rita Urgan makalesi
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|