SURİYE DE ETKİN DEVLETLER NE YAPMAK İSTİYOR?
Etkin Devletlerin çıkarcı Etkileri
(Batı Medeniyet Havzasına Sorular)
Suriye de işler düzelecek mi, düzelmeyecek mi derken daha da mı karışacak yoksa? Çünkü Rusya, İran, ABD, Türkiye, Arabistan, İsrail, Irak tabiki bu arada Suriye merkezi Yönetimi, orada vekâleten savaşan gruplar, her şeyin sorumlusu gibi gösterilen işid, orada karışık bir durum var, gerçekten de orada ne oluyor? Üzerine düşünmemiz gereken bir sorun, gerçi biz bir evet, hayır sedasına kapıldık, burayla az mı ilgileniyoruz ne?
Burayla ilgilenme deyince oraya operasyon yapalım çıkmasın, orada ne yapmalıyız çıksın isterim... Orası, o hale geldiki Suriye merkezi hükümetinin kontrolünden çıktı, kimin kontrolün de oralar? İşin tuhafı kimsenin değil, yalnız etkin devletler var, kendi devletinin etkili alanı var, terör örgütleri var, bu terör örgütleriyle işbirligi yapanlar var, evet terör örgütleriyle işbirligini normal gören bir batı dünyası var, bu soru batılı dostlara, yada dost görünenlere... Orada ne yapmak istiyorsunuz, sınırları neden değiştirmek mi istiyorsunuz, bu olmazsa olmazlarınız mı, terör örgütleriyle işbirliginin bu kadar acık bir şekil de yapılmış olması ya devlet gelenegi haline alır ve normal olursa, yarın sizi rahatsız edecek terör örgütleriyle işbirliğinin önünü açmaz mı? Batılı aynı paklarda yer aldığımız batılı sözde dostlar medeniyet degerleriyle bu yapılanları nasıl örtüştürüyorlar. Hadi siyasiler bunu yaptı vatandaşlar neden uyarılarda, tepkilerde bulunmuyorlar... Bunun yanlış olduğunu neden entelektüel, akademik, yazar, çizer takımı söylemiyor veya bu kadar düşük sesle söyleniyor? Evet, batı rasyosunu (Aklını) kaybediyor mu, artık bunu herkes görüyor, batılı toplumlar da gördüğünde siyasiler ne yapacaklar? Yada artık rasyosunu kaybeden dünya daha da kaosa mı girecek?
Bunu eskiden petrolle açıklarlardı, şimdi petrol de yavaş yavaş etkisini kaybediyor, Müslüman düşmanlığıyla açıklanırsa ne olacak, ya bu düşmanlıklar Müslümanları Ümmet birligine iterse ne olur? Bakın Afganistan Rusya işgaliyle uyandı, ABD işgaliyle dirildi, artık oraya kimse gidemez... Irak, ABD işgaliyle daha güçlendi, meshepsel yaklaşımları sevmem ama artık orada toplumuyla uyum içinde bir hükümet var, İranla anlaşan bir hükümet var, İran ve Irak birlikte hareket ederse, burada büyük bir güç olmazlar mı? Lübnan daki İran etkisini hepimiz biliyoruz, Suriye keza, Irak etkisi altında burada kaybedecek kanat Batı kanadı gibi gözüküyor... Ama canını degil batılılar paralarını ve planlarını kaybediyor, bu topraklarda yaşayanlar ise canını, terör belası, yanlış politikalar, ekonomik sorunlar, sosyal sorunlar, insanları büyük bir arayışa itiyor, ben eninde sonunda bulunacağını düşünüyorum...
“Aklını kullanan topluluklar sorunlarını aşarlar. Fikri Adil”
Arab baharı beklenen sonucu vermedi, bu iyimi oldu kötümü oldu, kötü oldu, buradan demokrasi çıkacaktı, çıkmazdı, neden, çünkü demokrasi bir egitim, kültür işiydi ve bu coğrafyada bunlar yoktu... Sonra ne oldu, güç merkezleri, devlet otoriteleri dağıldı, Irak da, Suriye de ve Libya da otorite boşlukları oldu, oralar terör yuvalarına döndü, kim nerde, hangi mahallede, hangi köyde kim otorite sık sık da mekanlar el degiştirdiği için belli bile değil... Bu terör örgütlerini kim destekliyor o belliydi... Fakat burada ki devletlerin ne yapmak istediği belli değildi, Düna kamuoyuna açıkladıklarıyla orada yaptıkları farklı gibiydi… Buradan bizim Ülkemiz Türkiye halkıyla birlikte çok etkileniyordu, bu nedenle bu olay bizi direk ilgilendiriyor çünkü....
İlgilendiriyor 4 milyona yakın göçmen barındırıyor ülkemiz, oradan gelen terör saldırılarına maruz kalıyoruz, oralarda aynı dili konuştuğumuz soydaşlarımız var, daha ilerisi için planların olduğu şüphelerimiz var, oralarda ki yeni oluşturulacak yapıyla ülkemiz sınırlarını tehdit eden, hatta ileri de bizde de istikrarsızlık yaratılarak toprak talebi gibi bizi bölünmeye götürecek riskler var... Yalnız bu arada şu parantezi açalım mı? Bizde Kürlerin üzerine hesap yapanlar yanılıyorlar, neden mi? Kürtler bizim ülkemizde vatandaşlık hakları kullanılıyor, yerleşim özgürlüğü kullanılıyor Edirne, İstanbul, İzmir, Mersin, Antalya, Ege de yaşayan bir Kürt vatandaşın Suriye de kurulacak bir yapıyla birleşme isteği olabilir mi? Sorusuna benim cevabım olamaz derim, ama aramızdaki vatandaşlık bağlarını güçlendirmek yerine koparırsak, olabilir... Onun için bir sorumda Kürt vatandaşlarımıza olacak, siz o coğrafyada yer almak istiyormusunuz? Batılılarla aynı karede yer alarak Müslüman coğrafyalarda operasyon yapılsın istiyormusunuz? Bunları tarih yazacak, sonuçları ne olur biliyormusunuz? Kimin kanı dökülecek, bunu tahmin ediyormusunuz? Son sorularımız ise Türkiye’yi yönetme sorumluluğu taşıyanlara...
Siz bir ay önce birlikte, dostluk ve barış için de, baraj temeli atarken, bir ay sonra ne oldu da Suriye merkezi hükümetine karşı, zulüm ediyorsunuz nidalarıyla düşmanımız olduk? 5-6 yıllık bir planımız, 3-4 aylık bir kararlılığımız bile yoksa orada nasıl politika üretecegiz, birlikte hareket ettiklerimiz bize nasıl güvenecek, biz onlara nasıl güvenecegiz, bir ay içinde bu kadar ters iki politika devlet politikası olabilir mi? Oldu, olmaya devam etmesin, politikalarımızı güncelleyelim ama bize toplum ve devlet olarak güvenimizi erezyona uğratmayacak ve neden güncellediğimizi ilan ederek güncelleyelim, karşımızda ki toplumlar bize güvensin değil mi?
Sorunlarımız olan ülkeler listesi ile sorunsuz olduğumuz ülkeler listesini yaparsak, hangi liste daha kabarık derseniz sizce bir liste yapın, bu kadar ülkeyle aynı anda ters düşme becerisi, ancak dış politika da beceriksizlik diplomasıyla mümkündür. Her neyse geçmiş hatalar takılıp kalmayalım, yeni çıkış yolları arayalım… Bizimle orada ortak çıkarımız olan ülke hangisi derseniz, ben size Suriye merkezi hükümeti derim… Bu ciddi bir politika degişikligi gerektiriyor, orada zaten bizim dışımız da herkes, (Rusya, İran, ABD, PYD, Esat Zorunluluktan) herkesle anlaşmış vaziyette… İki ülkenin toprak bütünlüğü anlaşmalarına bağlı biri Suriye olası kaoslardan kurtulmak için de biz Suriye politikamızı Suriye ile belirleyerek bu politikalarda ısrar etmeliyiz derim… Ne yazık ki Suriye devleti artık etkisizleşmiş bir devlettir, yada etkin devletler eliyle etkisizleştirilmiştir. O zaman etkin devletlere rağmen bölgenin iki etkin gücü İran ve Türkiye burada ortak hareket etmelidir. Yoksa bölge ülkelerinin aleyhine sonuçlar ortada, daha da aleyhlerine olacak sonuçlar kaçınılmazdır. Burada ki kaostan her bölge devleti az yada çok zarar görmüştür, daha ne beklemektedirler anlamış değilim. Artık bölge ülkelerinin ateşi söndürme sorumlulukları zorunlulukları olmuştur.
Zarar gören devletler Suriye, Irak, Türkiye İran anlaşarak bu sorunu bitirmek zorundadır, anlaşmaya ne engeldir, mezhepsel önyargılar, yanlış politikalar, ülke liderlerinin uzlaşmaz tavırları, terör örgütleri, vs. vs buradan başka beklentileri olan topluluklar ve etkin devletlerin buralar üzerine hesapları… Bunlar zarar gören bölge ülkelerinin birlikte uzlaşmak, anlaşmak, barışı getirmek üzere ahlak, adalet hakkaniyet, güvene dayandırdıkları diplomatik girişimlerle çözülecek sorunlardır. Sorunu çözmek isteyenler, çözerler… İstiyormuyuz bölgeye barış gelsin evet, diyenlerle, hayır diyenleri görelim… Burada ki insanların neden öldüğünü de anlamış oluruz. Selam ve saygılarımızla…
Hüseyin Benek ---25.3.17 --- vatandasfikri.com
|