MADEN ŞEHİTLERİMİZ

Yazıma başlamadan önce Soma’da şehit düşen tüm madencilerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar dilerim. Ruhları şad olsun. Yine analar, babalar, bacılar, eşler, çocuklar ağlıyor. Rabbim hepsine sabır-u cemil nasip eylesin!

Maalesef iş kazalarının en yoğun yaşandığı, iş kazaları sıralamasında dünya üçüncüsü olan bir ülkede yaşamaktayız. Sadece iş kazaları değil, diğer kazalarda da durumumuz aynı; özellikle trafik kazalarındaki kayıplarımız gelişmiş ülkelere oranla bir hayli yüksek görünmektedir.

En son kazanın meydana geldiği Soma maden ocağı faciasına gelirsek, neden olduğu şu an itibariyle bilinmeyen bu felakette resmi kaybımız 284 kişi olmuştur. Baştan trafo patlamasından meydana gelen bir kaza diye haber ajanslarına düşmüşse de bunun ilerleyen zaman içinde sebebinin trafo patlaması olmadığı şirket yetkilileri tarafından açıklanmıştır.

Facia nedeni olarak çeşitli tevatürler ortaya atılmakta hatta sabotaj sonucu bir patlamanın kömür yangınını başlattığı iddia edilmektedir. Öyle oldu böyle oldu ama 300 kişiye yakın bir can heder olup gitti. Bu olay sonucu ülkenin ekonomik kaybından da şu an itibarıyla bahsetmek istemiyoruz.

Biz şimdi şirket yetkililerine mi, yoksa hükümete mi, yoksa da bu maden ocağını kâğıt üzerinde denetleyen ama gerçek anlamda denetlemeyen bürokratlar mı kızalım; söyleyin hangilerine kızalım. Yoksa da bu olayı provoke eden provokatörler gibi provokatif bir yazı mı yazalım?

Hayır, bu an bu dediklerimizin hiç birisi yapmayacağız. Kızmanın, bağırmanın, çağırmanın giden canları geri getirmeyeceğini aileler gibi bizler de bilmekteyiz. Şu an metanetli olma, devlet, millet olarak el ele tutarak yaraları sarma zamanıdır. Rahmetli Necip Fazıl’ın dediği gibi” Gelin bir olalım bir olalım iri olalım”, bu gün o gündür.

İlerleyen yazılarımda taşeronlaşma, sendikasızlaşma, rüşvet, gerçek anlamda yapılmayan denetimsizlikler yüzünden meydana gelen iş kazalarından bahsedeceğim. Bu gün acılar taze, bu gün bunlardan bahsedilme zamanı değil, bu gün yaraları sarma zamanı.

Olay anında itibaren kriz masası kurulmuş ve başına Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız getirilmiştir. Arama ve kurtarma anlamında, sağlık hizmetleri ve cenaze hizmetleri anlamında devletimiz ve milletimiz iyi bir sınav vermiştir. Devlet büyüklerimizin hızla Soma’ya hareket etmeleri kederli ailelere büyük bir moral olmuştur.

Cansiperane bir çabayla arama kurtarma yapan ekiplerin çabaları, keşke daha çok canlı madencinin yeryüzüne çıkarılmasıyla sonuçlansaydı ama olmadı. Takdir-i ilahi böyleymiş ne yazık ki, elden bir şey gelmiyor. Onlar şu an Hakkın rahmetine kavuşmuş şehitlerdir. Metrelerce yerin altında ekmek parası için alın terlerini akıtan emekçilerdir. Bilindiği gibi kazalarda ölenler şehit hükmündedirler.

Milletimiz, Türkiye nezdinde şehitlerimiz için Yasinler, hatimler, mevlitler okumuşlardır. Bu gün Türkiye genelinde Cuma hutbesi bu kazaya ayrılmış, ayrıca şehitlerimizin gıyabında tüm camilerimizde cenaze namazları kılınmıştır. Devletimiz de geride kalan şehit yakınlarına acil maaş bağlamış ve acılara bir nebze de olsa merhem olmaya çalışmıştır.

İnşallah böyle bir faciayla bir daha karşılaşmayız diye temenni etmek istiyoruz ama bilimi, denetimi kâğıt üzerinde bırakırsak; korkarım ki, bu felaketler milletimiz için son olmayacaktır. Tekrar Milletimizin Başı sağ olsun. Kalın Sağlıcakla!

Nizamettin Şereflier -- www.vatandasfikri.com