Her Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde olduğu gibi, yine yaklaşan bu

Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi, kimlerin Cumhurbaşkanı olup, olamayacağı

tartışmaları, muhalefet tarafından alevlendirilmeye başlandı. Hatırlanacağı

gibi bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah

Gül’ün seçilmemesi için her türlü entrika çevrilmişti.

 

O gün dindarlık üzerinden tartışma başlatılmış, eşi başörtülü olan birisinin, laik,

çağdaş Cumhuriyeti temsil eden o makama çıkamayacağı, daha da beteri Çankaya

Köşkünde dindar bir Cumhurbaşkanı olamayacağı iddia edilmişti. Kısacası müesses

düzen ve muhalefet, o gün Ak Partinin seçeceği bir Cumhurbaşkanını, Çankaya Köşküne

çıkmasını engellemek için ne yapmaları gerekiyorsa hepsini yapmışlardı.

 

Ak Partinin seçebileceği bir kişinin Cumhurbaşkanı olmasını engellemek için eski Cumhuriyet

Başsavcılarından Sabih Kanadoğlu, 367 tezini ortaya atarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini

adeta kilitlemişti.

 

Seçimin hemen arkasından CHP milletvekilleri, 367 milletvekili Cumhurbaşkanlığı seçimleri

oturumlarına katılmadı diye Anayasa mahkemesine giderek Sayın Abdullah Gül’ün

seçildiği Cumhurbaşkanlığı seçimlerini iptal ettirmişlerdi. Hatırlayacağımız

gibi akabinde milletvekili seçimler yenilenmiş ve MHP’nin Cumhurbaşkanlığı

seçimleri oturumlarına katılmasıyla mecliste 367 sağlanmış ve Sayın Gül tekrar

Cumhurbaşkanı seçilmişti.

 

Yine aynı tartışmalar bu seçim öncesinde de muhalefet tarafından alevlendirilmeye

başlandı. Şimdide “Başbakan Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olamaz” demeye

başladılar. Bilindiği gibi 2007 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle artık

Cumhurbaşkanları meclis tarafından seçilmeyecek, halk tarafından seçilecektir.

Sayın Erdoğan’ı 20 milletvekili veya partisi aday gösterdikten sonra onun

Cumhurbaşkanı olup olamayacağına siz değil, millet karar verecektir.

 

Tayyip Erdoğan yolsuzluğa karıştığı için Cumhurbaşkanı olamaz diyorsanız ona da siz

değil, meclis ve bağımsız Türk mahkemeleri karar verecektir. İddia ettiğiniz

yolsuzluklar hakkında sağlam delilleriniz varsa ortaya koyarsınız. Zaten de

dört Bakanın karıştığı iddia edilen yolsuzluklarla ilgili “Meclis Soruşturması Komisyonu”

kurulmasına da karar verildi. Başbakanla ilgili de bilgi ve belgeleriniz varsa

bu komisyona sunarsınız. Eğer komisyon ve meclis sizin sunacağınız belgelerin

doğruluğuna kanaat getirirse, bu dört bakanla birlikte Sayın Başbakanı da yargılanmak

üzere Yüce Divana gönderecektir.

 

Sanki 30 Mart yerel seçimlerini siz kazandınız da Cumhurbaşkanın kim olup kimin olmayacağı konusunda

ahkâm kesiyorsunuz. Hani siz demokrattınız, siz demokrasiyi, anayasal düzeni

savunuyordunuz? Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre Cumhurbaşkanını halk seçmeyecek

de, yoksa sizler mi seçeceksiniz?

 

Siz önce şu 30 Mart yerel seçimleri hezimetinin hesabını tabanlarınıza bir verin. Ne derseniz

deyin Ak Parti bu seçimlerin tek galibidir. Başbakan halk nezdinde güvenoyu

tazelemiştir. Ey muhalefet liderleri, Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Bahçeli bu

seçim sonuçları göstermiştir ki, liderliğiniz ve partileriniz bu yerel seçimlerde

de kaybetmiştir. Yenilen pehlivan doymazmış misali, Tayyip Erdoğan ve Partisi

karşısında 12 yıldır hep yenilmektesiniz.

 

Toplumu dahafazla germeden politikalarınızı gözden geçirip, biz nerede yanlış yaptık deyin.

Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olamaz demeyi bir kenara bırakarak, iyi bir adayla

ortaya çıkıp, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine samimi bir şekilde asılın.

Nihayetinde millet kimi seçerse on ikinci Cumhurbaşkanı O olacaktır. Kalın

Sağlıcakla!

 

 

 

 Nizamettin Şereflier