|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
FAHRİ MUHAFAZAKARLAR |
FAHRİ MUHAFAZAKARLAR
Vatandaşlarımızdan bazıları sosyal demokrat, Sosyalist, bazıları Milliyetçi, bazıları liberal bazıları da muhafazakar olduğunu ifade ederler…. Şimdi bizim muhafazakarları değerlendireceğiz ama şunu söyleyelim, bir zamanlar bir banka reklamı vardı, “yok birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı bankasıyız derdi” reklam haklıydı toplumumuzun hemen her siyasal kanadında sorun vardı… Belki de muhafazakarlarımızın iktidarla, parayla pulla bu yoğunlukta ilk karşılaşışlarına mı bağlasak diyeceğim ama 70 yıldır muhafazakar iktidarlar idare ediyor ülkeyi, böyle değerlendirsek diyorum ama olmuyor… Sadece bir düşünceyi bir dönemlerde değerlendirmek olmaz, ama şunu kabul etmek gerekir ki, Menderes, Demirel, Özal, R.T Erdogan, hepsi aynı siyasal yelpazenin liderleri, bu liderlerden Erbakan hocayı ayrı tutmak gerekiyor diye düşünüyorum… Şimdi itiraz edenlere olacak şu liderle bu lider yan yana durur mu diye, ben bunları tercih etmiyorum bunlar Muhafazakar sağcı olduklarını ifade ediyorlar da ondan yan yana duruyorlar… Ayrıca yine muhafazakar tabanın seçtiği Çiller ve M.Yılmaz gibi liderler ise daha çok liberal tavırlarıyla muhafazakarlıklarını bastırıyorlardı… Gerçi Erbakan hoca dışında aşağı yukarı bütün liderler liberal politikaları uyguladılar… Sorun şu olsun bu kadar aşırı liberal politikayla muhafazakarlık nasıl yan yan gelir? Örnegin liberalizmin en uç örneği olsun ve en muhafazakar parti zamanın da uygulanmış bir örnek, yatlarda vergi istisnası varken, verginin alınmaması gereken asgari ücrette neden istisnalar olmaz? Her sözlerine hak, adalet, merhamet diyerek başlayan biz muhafazakarlara ne oldu? Acaba ani şu fahri unvanlar varya fahri üye, fahri başkan, yoksa biz fahri muhafazakarmıyız? Yani bize bu ünvanı kim verdi, liberaller mi, biz böyle miras yedi gibi davranıyoruz, dini degerlerle konuşuyor, milli değerlerle konuşuyor, ama uygulamalarda tam da tersini yapıyoruz… Bir hırka bir lokma hikayeleri anlata anlata iktidara geliyoruz ama lüksün en ileri örneklerini yaşıyoruz… İdealist bir ahlakçıyız ama makam, mevki ihale peşin de koşarken, birden bire ne oluyorsa muhafazakar hafızamız siliniyor yerine liberal, ne edeceği belli olmayan bir tip oluveriyoruz… Kadın meselesinde de firenlerimizde sorunlar var, makam meselesinde de sıkıntılar var…. Ticaretimizde sıkıntılar var, çalışanlarımızın hakkını vermede sıkıntılarımız var, çalışanlarımıza bırakın hakkı yasal olanı bile çok görüyoruz, oysaki yasal olan hak değil yasal olandır bunu biliyoruz… Biz muhafazakarların iki yasası olduğunu bunun birinin Alllahın yasaları ikincisinin de devletin yasaları olduğunu söylüyoruz ama uygulamada şu merdiven altı cemaatlerin dedikleri sakat anlayışın mı kurbanı oluyoruz yoksa!! Vatanımızı, burası darül harp her türlü hileyi alavereyi, dalevere, dubarayı yaparım sorumlu olmam mı diye düşünüyoruz da bu kadar muhafazakar ilkeye ters işler yapıyoruz. Oluruz, ball gibi sorumlu oluruz, her hakkı ihlal edilişin sorumluluğu var, bunu biliyoruz, efendim tövbe etsek af oluruz, evet sen tövbe yalaması oldun farkında değilsin…
Emin olun biz fahri muhafazakar bile değiliz, muhafazakar demek, değerleri muhafaza ederek yaşayan demektir? Biz gerçekten de değerler üzere mi yaşıyoruz? Devleti ne kadar muhafaza ettik, parayı malı mülkü sadece kendimiz için muhafaza ediyoruz, vergisi, hayrı, hasenatı, yolda kalmışın hakkı, komşunun hukuku hepsi gitti güme! Neden muhafaza edemediğimizden, Namazı kılarak caminin çevresindekilere, ramazan da bir iki iftar daveti, yok yetmedi bir iki de ümre olmadı, birde hac olsun, bir iki sadaka vererek kendimizi rahatlatan fahri Müslümanlıktan ve muhafazakarlıktan, gerçek muhafazakarlığa dönüş yapmak zorundayız… Bunu sadece kendimiz için değil, içinde yaşadığımız toplum içinde yapmak zorundayız, son soru kendini muhafazakar diye sunan birisinin garajında 15 miyarlık (eski parayla tirilyon) araba kolleksiyonu var, en lükslerinden ilk çıkan modelleri garajında istiyormuş bu arkadaş… Ne iş yapıyor yap, sat, arsa rattı, kat ranttı, siyasal ilişkiler falan fistan… Her alavere dalareyi yap, her tülü hileyi hurdayı yapi ama Müslüman, muhafazakar kal yok öyle üç kuruşu beş köfte… O garajında ki arabalarda Kastamonunun bilmem ne köyüne duran, Hatce teyzenin hakkı var bilesin sordum kendine hakkını helal etmiyor… Nereden çıkarıyorsun bu hakkı dersen vergini düzgün versen, oralarda sağlık ocağı daha çok olacak, zekatını düzgün versen toplumun yoksulları açlıkla yüz yüze kalmayacak, düşünsene arabalardan birini zekat olarak versen 1 tirilyon, bu kadar parayı garaja hapsedemezsin… Muhafazakarım deme, muhafazakar numarası yapma der, fahri muhafazakarlıktan gerçek muhafazakarlığa toplum geçişler bekliyorum… Selam ve saygılarımla…
Mesut Görmez --- 21.2.17 – vatandasfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|