İÇERİK Detay YAZARLARIMIZ
:: Anasayfa
:: Haberler
:: Yazarlar
:: Sesli Makale
:: TARIM
:: ÇEVRE/DOGA
:: KENT ve YAŞAM
:: SAĞLIK
:: BİLİMSEL GELİŞMELER
:: İNANÇ
:: SİYASET
:: ÇALIŞMA HAYATI
:: DÜŞÜNSEL
:: TOPLUMSAL
:: SAGLIK İÇİN SPOR
:: KİŞİSEL GELİŞİM
:: EKONOMİ
:: EGİTİM
:: YARGIDAN
:: GÜVENLİK
:: TEKNOLOJİ
:: HOBİLER
:: MAĞAZİN
:: TOPLUMSAL YÖNLENDİRME HABERİ
:: DOGAL AFETLER
:: ULUSLARARASI(DİPLOMASİ)
:: KÜLTÜR-SANAT
:: İNSANLIK
:: TARİH
:: İLETİŞİM
Genç Yazarlarımız
Reklam

İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!

H.z. Muhammed


Adrese Git
MUHAFAZAKAR SAVURGANLIK

MUHAFAZAKAR SAVURGANLIK

Muhafazarlığın temel dayanağı lüzumsuz değişimlere karşı direnç göstermemiz gereğidir, evet değişiyoruz diye her şeye eyvallah dememek gerekir… Öylemi oluyor? Benim şüphelerim var… Muhafazakar kişi ve gruplar öte yandan ahiret dünya ilişkilerin de dünyacı tavır sergilememeye çalıştıkları düşünülür… Acaba gerçekten de öyle mi? Aile ve geleneksel değerleri önemserler, bazı kişilerin muhafazakar olmalarına rağmen aile düzenlerini riske etme pahasına çok eşlilik tuzağına düşmekte olduklarına şahit oluyoruz değil mi? Muhafazarlık sadece kişisel ilişkilerde değil ekonomik ilişkiler de, toplumsal ilişkilerde de gösterilmeli değil mi? Evet…. Gösteriliyor mu? Hayır, nereden çıkardınız derseniz yazıyı okumaya devam ediniz derim… Biz muhafazakarlar muhalefetteyken Adaletten, Adil düzenden, Ahlakilikten çok bahsederdik, aslında bunlar iktidardayken bahsedilecek, uyulacak erdemler degilmidir? Evet… Uyuluyor mu hayır… Bu iddiaları hem siyaseten hemde ekonomiken, destekleyen uygulamalar neler derseniz? Ben işin siyaset yanından vazgeçtim, üzülerek belirtiyorum çünkü güç biz muhafazakarları da önceki yönetimlere benzeştirdi, güce ulaşmak bize yaramadı desek yeridir… Hani kibir içinde olmayacaktık, kendi aramızda bile dün bizimle aynı saflarda duranlar bugün bizim gittiğimiz camilere bile gitmiyorlar… Paranın verdiği güçle başka mahallelere taşındılar… Artık onlarla otobüse de karşılaşmıyoruz aile fertlerinin hepsine ayrı ayrı lüks araba aldılar, hemde ciddi paralar ödeyerek… Para onların alırlar diyemem ne ürettiler de bu paraya ulaştılar, yoksa iktidar nimetleri sayesine mi, yada bir icat yaparak dünyaya satarak mı bu paralara ulaştılar… Bu nedenle bu paralar onların olduğu kadar toplumun da… Bu paraları bu kadar rahat harcamamayı gerektirir muhafazakarlık, Weber’in Protestan Ahlak makalesini okuyun, bize uymaz o Hristiyan demeyin, adamlar muhafazakar ahlaklarını nasıl inşa etmişler görün, ben gördüm bir muhafazakar olarak utandım… Konuyu fazla dağıtmak istemiyorum, ekonomiye geleceğim, nasıl bir savurganlık içinde olunduğumuzu görmeye çalışalım, tabiki bu arada istisna muhafazakarlar olabilir, onları bu eleştirinin dışında tutuyorum… Biz muhafazakarlar ekonomik modelimizi dinimizden esinlenerek oluşturmaya çalışırız, Din ne der ne demez ki, Adalet, der, hatta düşmanınıza karşı olan nefretiniz adaletten sizi uzaklaştırmasın der, biz ne yaparız? Siz düşünün, bu bir öz eleştiri yazısıdır, öz eleştiri demek kendi kendimizi eleştirmek demektir. Sonra derki peygamberimize hitaben, sana ne vereceklerini soruyorlar, ihtiyaç fazlasını versinler der, biz ne yaparız ne vergimizi düzgün veririz nede yanımızda çalışanlara asgari ücretin üstünde bir ücret veririz… Bu paraları ne yaparız? Benim param sana ne diyenlere ben hemen şunu hatırlatarak devem ediyorum… Siyasetin imkanlarıyla ne kadar ihale, ne kadar arsa, ne kadar bu arsalara inşaat alanı genişliği ve kat yüksekliği aldın, ne kadar iş/işyeri ruhsatı ne aldınız, ne kadar araç/bina kamuya kira verdiniz deme hakkı doğal değil mi? Ve bunları hak saydın, hani biz muhafazakarların iki hata sigortası vardı, biri Allah’ın yasalarıydı, yasal imkanlar olsa bile bile biz bu yasaları çiğneyemezdik, iki devletin yasaları vardı, ihale yasasını neredeyse kişilere göre degiştirir olduk… Ya hala savurganlığımıza gelemedik… Hiçbir kuralımızda dik duramadık, sadece bize muhalif olanlara karşı diklendik… Gerci cemaatler hepsi birbirine muhalefetti ama kol kırılır yen içinde kalırdı, bunlar dışarı sızmamalıdır diye bu alanda sessiz kalırken 15 Temmuz yaşandı ne olduğunu anlayamadık… Silahlar bizimdi, kullananlar bizden biriydi, ama bizi bombalıyor, bizi kurşunluyorlardı… Bunlar da kendilerine muhafazakar, mütedeyyin diyorlardı… Bunu da geçtik en sonunda savurganlığa gelebildik, aslında bunları neden anlattım biliyormusunuz, ilkeleri ihlal edersek savruluruzu unuttuk.. Biraz sert bir öz eleştiri oldu kusuruma bakmayın, ama toplumun biz muhafazakarlardan beklentisi çoktu, biz bunlar yerine kendi beklentilerimize baktık… Türk Telekomu Sattık yol yaptık, Tüpraşı sattık köprü yaptık, piyasayı canlandırmak için vatandaşı, özel sektörü, kamuyu aşırı borçlandırdık, bu borç paralarla tüketerek büyüdük, şimdi hem borçluluga dayalı, hem de geri ödemeye dayalı bir durgunluğu yaşıyoruz, savurganlığın sonundayız, sıkıntıların başındayız… Bizi buraya getiren savurganlıktır, lükstür, tüketimdir tasarrufa, yatırıma gidecek kaynakların tüketime gitmesidir, yaptığımız büyük yatırımlarda üretime dönüşmeyecek olan fiziki yatırımlar olduğunu görmezden gelmemizdir… Bizim kişisel savurganlığımıza geldiğimizde ise şunlar görüyoruz, bizim gibi 1 milyon insanımız yan yana geldimi toplam savurganlığı oluşturuyor… İşte savurganlık hesabı… Bir firmayı ele alalım ne yaptığı önemli değil, Nasıl bir savurganlık içindeyiz bu önemli, bakalım mı? Bu firma düşünün, 100 kişi çalışıyor, bu yüz kişinin zaten 10 patronun akrabaları, bunlar firmaya 30 işçi maliyetine neden oluyor, bazıları yönetici gibi İşleri işçilere tepeden bakmak kibir abidesi gibi dolaşmak, burunları göge değiyor, alt dudakları yere, ne yapıyorlar derseniz tafra atıyorlar … 3 tane yönetici var bunlar da 8 işçi maliyetindeler… Geriye kalan 82 kişi harıl harıl çalışıyorlar, hem iş yeri için hem toplum için üretiyorlar… Bu işçi arkadaşların ne çalışma sürelerine nede ücretlerine hak hukuk içinde davranılmıyor sürekli hakları hukukları çiğneniyor… Patronun üç çocuğu var bunlar da aylık firmaya maliyetleri 20 işçi kadar, yani 20 işçiye verilen maaş kadar para harcıyorlar… Patronun karısı biraz tasarruflu 6 işçi kadar maliyeti var, patron ve sevgili ise 20 işçi maliyetine malolmaktadır… Bu artı maliyetleri hesaplarsak 30+20+6+8+20 = 84 Diyelim ki hadi biraz abarttık, bunun için artı maliyetleri 50 işçiye düşürdük, bu bile savurganlık değil mi? Daha lüks lüks arabaları, lüks, lüks evleri bir odaya sığmayan en pahalısından elbiseleri, takıları aksesuarları, saatleri saymıyorum bile… Bu nedenle abartmadığımı düşünüyorum.. Bu kadar savurganlığın altında vicdani ezikliği aşmak için de sık sık ümreye gitmek sizi bu sorumluluktan kurtarmaz… Tövbe edip de aynı hatalara devam edilirse ben buna Allah la dalga geçmek derim… Allah şımarıklık ve savurganlık tuzağına düşen bizleri ıslah etsin… Yoksa şu ayet aklıma geldi mealen biz o toplumun ileri gelenlerine, zenginlerine iyiliği, yardımlaşmayı emrettik onlar şımarıklık içine düştü, helak ettik diyen bir kitaba iman ediyoruz unutmayalım.. Burada şımarıklık lüks değil de nedir? Bu şımarıklar muhafazakar ilkelerle durmazlarsa vergilerle, hukuk kurallarıyla durulmalıdır der, bu savurganlık tuzağına düşmeyenleri tekraren istisna tutarak onlara selam ve saygılarımı sunarım… Mesut Görnez – 21.1.17 – vatandasfikri.com

 

Bu Üyenin Diğer Yazıları
VATANDAŞA ARAÇ, MUAYENE KAZIĞI
FIRAT'IN DOĞUSUNA
VATANDAŞTAN KOPMAK!!!
Demokrasi Dengesi
AKP, 16 YAŞIN DA
Vatandaşın Parasıyla Kamu Saltanatı
15 TEMMUZ
EKONOMİK KORUMA
SİYASAL HIRSLARIMIZ
ÖRNEK VATANDAŞ
MÜSLÜMAN ÜLKELERDEN ACI HABERLER VAR
KAMUSAL ALANLARIN KORUNMASI !!
SİYASETİN SİVRİ DİLİ
SAĞ SİYASETİMİZ
HAYIR, EVET NE DERSEN DE!
REFERANDUM KAMPANYASI
FAHRİ MUHAFAZAKARLAR
MUHAFAZAKAR SAVURGANLIK
YANLIŞ MI OKUYORUZ?
RUS ELCİYE SUİKAST
CUMHURİYETLE BARIŞIK YAŞAMAK
HAYDİ BİRAZ AR - GE'LENELİM
FİZİKİ GELİŞME, TEKNOLOJİK GELİŞME
TOPLUMSAL  
KAMU ALANIYLA VATANDAŞIN KAZIKLANMASI
HÜSEYİN BENEK

TOPLUMSAL  
DİN ve DEMOKRASİ!!
FİKRİ ADİL

TOPLUMSAL  
CUMHURİYETİN YÜZÜ KADINLAR
Nevval SEVİNDİ

TARİH  
TÜRKLERİN TARİHDE YERİ ve ÖNEMİ
Tomris VAKANÜVİS

ŞİİR  
NORMALİ AŞMAK!
AHSEN'E SEVDALI

TOPLUMSAL  
DİN NEDİR, NE DEGİLDİR?!?!
SITDIK FANİ

SİYASET  
MUHALİFLER İTTİFAKLAMI, İTTİFAKSIZ MI?
M.Akif GÖKALP

SİYASET  
CHP TARTIŞMANIN KEYFİLİĞİ
AYDIN FİKİRLİ

ÖNERİLER  
KİLO SORUNUMUZ SAGLIK SORUNUNA DÖNÜŞMESİN
DERMAN ABİ

GELECEK  
YAPAY ZEKA ve METAVERSE NEDİR?
Şahin KAHİN

Reklam

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."

                                    M.Kemal Atatürk


Adrese Git
Sitemiz en iyi 1024 x 768 çözünürlükte ve Internet Explorer ile görüntülenir...
EpoxSoft