İÇERİK Detay YAZARLARIMIZ
:: Anasayfa
:: Haberler
:: Yazarlar
:: Sesli Makale
:: TARIM
:: ÇEVRE/DOGA
:: KENT ve YAŞAM
:: SAĞLIK
:: BİLİMSEL GELİŞMELER
:: İNANÇ
:: SİYASET
:: ÇALIŞMA HAYATI
:: DÜŞÜNSEL
:: TOPLUMSAL
:: SAGLIK İÇİN SPOR
:: KİŞİSEL GELİŞİM
:: EKONOMİ
:: EGİTİM
:: YARGIDAN
:: GÜVENLİK
:: TEKNOLOJİ
:: HOBİLER
:: MAĞAZİN
:: TOPLUMSAL YÖNLENDİRME HABERİ
:: DOGAL AFETLER
:: ULUSLARARASI(DİPLOMASİ)
:: KÜLTÜR-SANAT
:: İNSANLIK
:: TARİH
:: İLETİŞİM
Genç Yazarlarımız
Reklam

İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!

H.z. Muhammed


Adrese Git
2023DE ASGARİ ÜCRET NE KADAR OLMALI!??

AVRUP İLE ASGARİ ÜCRETİN DÜNYA İLE KIYASLAMASI

(Çalışma Hayatına Asgari Ücret raporudur!)

Asgari ücrette Türkiye Avrupa’ya kıyaslanınca ne durumda, 2023’te zam ne kadar olmalı?

2023’te uygulanacak asgari ücret, Aralık ayı başında toplanması beklenen Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirlenecek, komisyon üeyelerinden kamu üyeleri kimden yana tavır belerlerse asgari ücrette o öneri cıkıyor… Dolayısıyla bu komisyondaki kamu çalışanı üyeler hükümetin istegine göre hareket ediyorlar…

Toplantıya bir ay kala, yeni asgari ücrete dair çeşitli beklentiler dile getirilmeye başlandı, acaba kaç lira olacak, tahminleri havada uçuşuyor?!?

Basında asgari ücretin 8 bin 500 TL olacağına dair iddialar yer alırken, bunun bekar bir işçinin aylık yaşama maliyeti (9 bin 450 TL) veya dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının yarısı (11 bin 800 TL) olması gerektiğini söyleyenler de var. Bu, neredeyse yüzde 100 oranında bir artış demek.

Yeni asgari ücrete dair 14 Ekim’de bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in “Bundan öncekilerden çok daha farklı bir hazırlığın içinde olduğunu” söyledi.

Bakan Bilgin de 13 Ekim’deki açıklamasında “Enflasyonun emekçiler üzerindeki tahribatını ortadan kaldıracak bir düzenleme yapacağız” demişti.

Öte yandan 2022, asgari ücrete en yüksek zam yapılan yıllardan biri olmasına rağmen aynı zamanda alım gücünün en çok kaybedildiği yıllardan biri olmuştur…

Türkiye’de asgari ücret Avrupa’ya kıyasla ne durumda?

Türkiye’deki asgari ücret 2015 yılına kadar pek çok Doğu Avrupa ülkesinin üzerindeydi. Fakat o tarihten sonra tablo tersine döndü.

Öte yandan Türkiye’deki asgari ücret yalnızca AB üyesi ülkelerin gerisinde kalmadı, Sırbistan ve Karadağ gibi ülkeler de Türkiye’yi  bu konuda geride bıraktı.  Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerinde yer alan 27 Avrupa ülkesi arasında Türkiye, Arnavutluk’un ardından en düşük asgari ücreti veren ikinci ülke olduğu görülüyor…

Bu duruma gelinmesinin nedenlerini açıklayan uzmanlardan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü'nden Prof. Dr. Yalçın Karatepe, bunda Türk Lirası’nın büyük değer kaybının da etkili olduğunu söylüyor.

Öte yandan çalışma alanında çalışmaları olan Asgari ücretin düşük olmasının nedenlerinden birinin de, Prof. Aziz Çelik, Türkiye’deki sendikalaşma oranlarının, Avrupa ülkelerine göre çok daha düşük olmasının da asgari ücretin düşük kalmasına neden olduğunu söylüyor… Başka bir neden ise toplu iş sözleşmelerinin kapsamından kaynaklandığı görülüyor… Örnegin…

“Avrupa’ya kıyasla Türkiye’de bir de Toplu İş Sözleşmesi (TİS) problemi var. Türkiye’de TİS’ler sadece sendikalı işçileri kapsarken örneğin Fransa’da o işyerindeki herkes TİS’ten faydalanıyor. Böylece Fransa’da sendikalaşma oranı yüzde 10’un altında olsa da TİS kapsamında çalışanların oranı yüzde 90’ın üstünde oluyor.”

2023’te Asgari Ücret Ne Kadar Olmalı?

Prof. Çelik asgari ücretin en az, dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının yarısı kadar olması gerektiğini, böylece iki ebeveynin çalıştığı iki çocuklu bir ailenin yoksulluk sınırı üstünde kalabileceğini söylüyor.

Türk-İş’e göre Eylül ayında dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 23 bin 600 TL oldu. Bunun yarısı 11 bin 800 TL yapıyor.

Asgari ücretin bu seviyeye gelmesi için 2,14 katına çıkarılması, başka bir deyişle yüzde 114 zam yapılması gerekiyor.

Bu, resmi enflasyon oranı olan yüzde 84’ün epey üzerinde, İTO enflasyonuna yakın ENAG enflasyonundan hayli düşük…

Türkiye’de resmi enflasyon oranının belirlendiği sepet ile Asgari ücretlinin harcama sepetinin, enflasyon için baz alınan ortalama harcama sepetinden çok fazla olduğu bilindiğinden resmi enflasyon yerine market enflasyonu üzerinden asgari ücrete zam yapılması gerekmektedir… Bu harcamalara bakıldığında maaşlarının %80-90 ının gıda, kira ve faturalar dan oluştuğu görülüyor… Kiralarda, Faturalarda, gıdada enflasyon ne kadar oldu, derseniz %150-160 diyebiliriz… Asgari ücrete resmi enflasyon kadar zam yapılmasının başka bir sakıncası ise resmi enflasyonun güvenilirliğiyle ilişkililidir…

Aziz Çelik, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı tüketici enflasyonunun güvenilirliğinin bir süredir tartışmalı olduğunu, hissedilen enflasyonun bu orandan çok daha fazla olduğunu herkesçe malumdur… Örnegin…

Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) adlı bağımsız oluşum Eylül ayında yıllık tüketici enflasyonunu yüzde 186 olarak hesaplarken TÜİK ise bu oranın yüzde 83,45 olduğunu belirtiyor. Kimin ki bizim hissettiğimiz enflasyona yakın dersiniz? Resmi enflasyon yerine market enflasyonu dikkate alınmadıkca asgari ücretlilerin alım gücü her geçen gün düşecektir, düştügüde görülmektedir…

Yüksek Maaş Zammı Enflasyonu Artırır mı? Bu konuda görüş beyan eden bağımsız ekonomist Prof. Dr. Yalçın Karatepe ise bu görüşe katılmıyor:

“Asgari ücrete yapılan zammın önemli bir kısmı enflasyonun yol açtığı satın alım gücü kaybını telafi etmeye yönelik. Şimdi siz asgari ücreti artırarak insanları doğalgaz faturalarını ödeyebilir hale getirmeniz enflasyonu artırabilir mi?

“Türkiye’deki enflasyonun nedeni talep kaynaklı değil. Türkiye’deki enflasyonun nedeni maliyet kaynaklı, bunun ana nedeni de faiz politikasına bağlı olarak döviz kurlarındaki artış. Asgari ücretteki artış bu yüzden enflasyona yol açmaz, bunu çok net söyleyebilirim….”

 “Enflasyonu kontrol altına almanız lazım. Enflasyonu düşük seviyelere indirmediğiniz sürece yapacağınız her artış etkisini birkaç ay içinde yitirecektir, elde edilen gelir ihtiyaçları karşılamaya yetmeyecektir.”

 “Yoksulluk sınırı olarak açıklanan verileri dikkate alacak olursak bugün çalışan nüfusun neredeyse yüzde 90’ı yoksul.” Ya işsizliler onları dikkate alacak olursak durum çok daha vahim, işsizliğin %10 civarında olduğu düşünülürse, bu durumda da çok sayıda vatandaşımız var demektir…  

 Asgari Ücretle Çalışan Oranlarına Bakacak Olursak…

Emek ve Çalışma Ekonomisti Prof. Aziz Çelik, diğer Avrupa ülkelerinde asgari ücretlilerin oranının çok düşük olduğuna, Türkiye’de ise işgücünün yarısından fazlasının asgari ücretle çalıştığına ve böylece işçi sınıfının bir “asgari ücretliler topluluğuna” dönüştürüldüğüne de dikkat çekiyor…

“Avrupa ülkelerinde temel ücret belirleyicisi toplu pazarlıklarken Türkiye’de asgari ücret temel ücret belirleyicisi duruma gelmiştir…

 Asgari ücret yüksek düzeyde artırılıyor fakat geri kalan maaşlar aynı oranda artırılmadığı için daha fazla işçi asgari ücretli veya asgari ücrete yakın bir ücret alır haline geliyor, böylece asgari ücret bir ortalama ücrete dönüşüyor.

 “Asgari ücret AKP döneminde yaklaşık 30 kat artarken memur maaşları, kamu işçisi ücretleri ve emekli aylıkları 13-15 kat arttı. Bu da bütün ücretleri asgari ücrete yakınlaştırdı. Bunun bir ücret politikası olduğunu düşünüyorum”

Prof. Karatepe de iktisat kitaplarında asgari ücretin giriş seviyesinde, deneyimi olmayan, geçici bir süre çalışan kişilerin kazandığı maaş olarak anlatıldığını fakat günümüzde Türkiye’de kalifiye insanların bile asgari ücret kazandığını vurguluyor.. Özel okullarda, resmi okullar olsa bile sözleşmeli öğretmenlerin büyük bir bölümü ya asgari ücret alıyor yada asgari ücrete yakın bir ücret aldığı görülüyor… Olaya biraz daha geniş bakacak olursak, Türkiye’nin iyi üniversitelerinden mezun olmuş, kurumsal şirketlerle çalışan kişiler de asgari ücretin 1000 TL üzerinde maaş alıyor. Bu sürdürülebilir bir şey değil.”

Prof. Karatepe’ye göre işgücünün ve şirketlerin milli gelirden aldığı payın değiştirilmesi lazım diyor ve ekliyor.. TÜİK verilerine göre 2016’da işçiler milli gelirin yüzde 40’ını alırken bu oran 2020’de yüzde 38’e, 2022’de ise yüzde 25’e gerilediği görülüyor.. İşçiler milli gelirden aldıkları payın daha ne kadar daha gerilemelerine tahammül edebilecekler ki? Şirketlerin, patronların aldığı pay ise aynı yıllarda sırasıyla yüzde 41, yüzde 42 ve yüzde 54 oldu. Karatepe, “Aslında karlılık oranlarına bakarsak şirketler çalışanlarına daha yüksek maaş ödeyebilecek gelire sahipler. Peki çalışanlar neden bu yüksek ücretlere erişemiyor? Çünkü sendikal haklarda büyük eksiklikler var” diyor.

Karatepe’ye göre bu tabloyu değiştirmenin tek yolu işçilerin sendikal örgütlenmesini artırmaktan geçmiyor… Buna ilave olarak sosyal demokrat ve sol partilerin bu durumu sürekli gündeme taşımaları gerekiyor… Ayrıca vergi sisteminde de işçilerin lehine bazı düzenlemeler yapılması gerekiyor…

 “TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği) ve DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) bu konuda ortak bir açıklama yaparak vergi dilimlerinin yükseltilmesini talep ediyor. Bu olursa çalışan kesimin harcanabilir geliri artar. Yoksulluk sınırı altındaki tüm gelirlerin vergiden muaf tutulması söz konusu olabilir.”

Avrupa daki Asgari Ücrete ve Alım Gücüne Dönecek Olursak…

 Satın alma gücüne göre karşılaştırmak doğru mu?

Eurostat ülkelerdeki asgari ücreti satın alma gücü paritesine göre de karşılaştırıyor.

Bu listede Türkiye'deki asgari ücret bazı Doğu Avrupa ülkelerinin üzerinde yer alıyor. İktidar da Türkiye’de kişi başı GSYH’den bahsederken genellikle satın alma gücü paritesine göre olan veriyi tercih ediyor.

Peki ülkelerin asgari ücretlerini buna göre karşılaştırmak doğru mu? Türkiye'deki bir asgari ücretli, ay sonunu Çek Cumhuriyeti veya Slovakya’daki bir asgari ücretliden daha rahat mı getiriyor?

Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Ekonomist Prof. Erhan Aslanoğlu'nun bu sorulara yanıtı "Hayır".

Aslanoğlu, satın alım gücü endeksinin yatırımcılara ülkelerin iç piyasalarını karşılaştırma imkanı verdiğini fakat asgari ücretler karşılaştırılırken satın alım gücüne göre verilerin değil, nominal verilerin karşılaştırılması gerektiğini söylüyor:

"Türkiye'deki asgari ücretin nominal olarak gerilemesi de, satın alma gücüne göre artması da TL'nin son dönemdeki aşırı değer kaybının bir yansıması. TL her yüzde 10 değer kaybettiğinde enflasyon yüzde 1,5-2 artıyor. Dolayısıyla Türkiye'deki temel mal ve hizmet fiyatları ile Avrupa'dakiler arasındaki fark artıyor.

"Bu Türkiye'nin iş gücü maliyetini Avrupa'ya kıyaslamaya yarıyor. Bunun artması, Türkiye'deki asgari ücretlinin refahında bir artışı ifade etmez. Türkiye'de yoksulluk sınırlarına baktığımızda, asgari ücret dört kişilik bir ailenin ihtiyaçlarını karşılamaktan da çok uzak olduğu görülüyor.

"Bir ülkedeki asgari ücret seviyesi nominal ücret seviyesi, yoksulluk sınırı veya minimum ihtiyaçlarını karşılama sınırına göre belirlenir. Satın alma paritesine göre bunları karşılaştırmak doğru değildir. Türkiye'nin kalkınması için nominal ücretlerin gerilemesi değil yükselmesi gerekmektedir." Son olarak Çinde Asgari ücret kaç dolar bizde kaç dolar?!?

Çin de  şehirler arasında asgari ücret farklı belirleniyormuş, bir şehirde 300 iken başka bir şehirde 380 dolarmış ortalama 300-330 dolar diyebiliriz.. Bizde kaç lira  5.500 lira kaç dolar eder290-295 artış iş gücümüz Çin den bile ucuz, Asya da işçileri için de bizden daha düşük asgari ücreti olan ülke sayısı 3-5’i geçmez,  buna rağmen yatırım nende gelmiyor, hiç düşündük mü?

Asgari ücret ile ilgili dünya ile kıyasladığımızda durumumuz, budur, Hükümete, Çalışma Bakanımıza, Patronlara durumu bildirir gerekli düzenlemelerin yapılmasını rica ederiz…

Derleyen Hüseyin Benek --- 3.11.2022

Kaynaklar

1*  https://www.bbc.com/turkce/articles/c4n2lvmgxngo

2* https://www.trhaber.com/ekonomi/cin-in-2022-asgari-ucreti-ne-kadar-2022-cin-asgari-ucretleri-h39891.html

3* https://tr.tradingeconomics.com/country-list/minimum-wages?continent=asia

 

EKONOMİ  
Tasarruf şart, şartta kim yapacak?
HÜSEYİN BENEK

TOPLUMSAL  
İTAAT, TEPKİ ARASINDA SIKIŞAN İNSAN!!!
FİKRİ ADİL

TOPLUMSAL  
CUMHURİYETİN YÜZÜ KADINLAR
Nevval SEVİNDİ

TARİH  
TÜRKLERİN TARİHDE YERİ ve ÖNEMİ
Tomris VAKANÜVİS

ŞİİR  
NORMALİ AŞMAK!
AHSEN'E SEVDALI

TOPLUMSAL  
DİN NEDİR, NE DEGİLDİR?!?!
SITDIK FANİ

SİYASET  
MUHALİFLER İTTİFAKLAMI, İTTİFAKSIZ MI?
M.Akif GÖKALP

SİYASET  
CHP TARTIŞMANIN KEYFİLİĞİ
AYDIN FİKİRLİ

ÖNERİLER  
KİLO SORUNUMUZ SAGLIK SORUNUNA DÖNÜŞMESİN
DERMAN ABİ

GELECEK  
YAPAY ZEKA ve METAVERSE NEDİR?
Şahin KAHİN

Reklam

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."

                                    M.Kemal Atatürk


Adrese Git
Sitemiz en iyi 1024 x 768 çözünürlükte ve Internet Explorer ile görüntülenir...
EpoxSoft