GIDA, GELECEĞİMİZ!! |
GIDA, GELECEĞİMİZ!!
Gıda/Beslenme Geleceğimiz İyi Gelsin İstiyorsak, Gelecek İçin Tarımsal Üretim Planlamaları Yapmalıyız!!
Gıda ihtiyacımız ne kadardır, kaynaklarımız nedir, gıda üretim kapasitemiz nedir, nüfus artış hızımız nedir, gıda üretim kapasitemiz aynı hızla artıyor mu? 2050 yılında nüfusumuz kaç olacak, gıda üretim kapasitemiz ne kadar olacak, olmalı? Bu soruların yanı sıra küresel ısınma, kuraklık bitkileri ve gıda üretimimizi nasıl etkileyecek, tarımsal alanlar nasıl korunacak, nasıl sulanacak, tarımda kullanılan araç gereç, ilaç, gübre gibi tarımsal üretimi destekleyen araç, gereç, teknoloji, teknikler ve diğer girdileri kim üretiyor, üretecek? Geleceği sorularla, bunların cevapları ile karşılarsak, geleceğe kendimizi ve toplumumuzu hazırlarsak, gelecek geldiğinde hazırlıksız yakalanmayız… Amaç buysa eger, gelecek hoş gelir…
Tahminlere göre, 2050 yılında dünya nüfusu 10 milyara ulaşma olasılığı çok yüksek, Türkiye nüfusu kaça ulaşır? Diyelim ki ya da Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) demiş ki, bu kurumumuzun 2019 yılın da yaptığı bir projeksiyona (kestirim, tahmin) göre, Türkiye'nin nüfusu 20 yıl sonra yaklaşık 17 milyon artarak 100 milyonu bulacak.. Bu nüfus günde bir ekmek yese, 100.000.000 ekmek yer… Bunu bir yıl olarak düşünürsek kaç ton una, buğdaya ihtiyacımız var biliriz… Bunu her gıda ürünü için yapabiliriz, inşallah yapılıyor, üretim imkanları oluşturacak planlamalar hazırlanıyordur… Tarımsal üretimin temelin de tohum vardır, acaba tohum üretim kapasitemiz 2049 yılında tohum ihtiyacımızı karşılayacak mı? Yoksa teknoloji, enerji bağımlılığımız var, Allah ve akıl esirgesin bir de gıda bağımlılığımız olursa.. Bağımlı olduğumuz yerler bizim toplum olarak siyasal bağımsızlığımızı yok edebilirler…
Örnegin son yaşadığımız salgın bizi uyandırmalı, aşı üretemediğimiz için nasıl başkalarının aşısına ihtiyaç duyduk, diplomatlarımız, sağlık ve dış ilişkiler bakanlarımız, nasıl aşı temini için uğraştılar.. Buna rağmen yeteri kadar daha henüz temin edemedik… Buna benzer bir küresel sorun olan, küresel ısınma, iklim değişikliği olacaksa, bütün bilgiler, tahinler bu yönde!! Bu ortamda gıda güvenliği/zinciri nasıl sürdürülebilir olacak düşünmeliyiz değil mi? Buna karşı hazırlanıyormuyuz, barajlar, sulama göletleri, bunları tarlalara bağlayan kanallar, tarlalarda sulama, damlama sistemleri hazırlıyormuyuz? Ayrıca araştırmacılarımız kuraklığa karşı bitkiler ne tepkiler veriyor, verecek, hangi bitki türünün hangisi kuraklığa dayanıklı tespit ettik mi? Etmeliyiz ki, geleceğe hazırlanalım ki gelecek bizim için iyi gelsin…
“Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü(FAO)’nün, “Meyve ve Sebzeler- Beslenme Esaslarınız” başlıklı raporuna göre, dünyada 400 bin bitki türü var. Tarımın başlangıcından bu güne 7 bin tür toplanmış ve yetiştirilmiş. Dünya gıda arzı sadece 200 bitki çeşidine bağlı. Bunların çoğu da meyve ve sebzelerdir. Tüketilen gıdanın 4’te 3’ünü sadece 12 tür sağlıyor. Sadece 9’u bitkisel üretimin yüzde 66’sını oluşturuyor.”Kaynak: https://www.tarimdunyasi.net/2021/03/02/tarim-ve-gidada-bizi-nasil-bir-gelecek-bekliyor/
Gıda kaynağı olarak kullanabileceğimiz binlerce bitki çeşidi varken neden sadece 9 tanesin de ısrar ediyoruz, acaba hangilerini kuraklık ortamlarında daha rahat üretebiliriz, gelecek te gıda kaynağının çeşitliliğini nasıl artırabiliriz? Bu 9 ürün bitkisel üretimin % 66’sını oluşturuyor olması, ürün çeşitliliğinin ne kadar az olduğunu gösteriyor… Bunun nedeni nedir derseniz?
Genellikle, “pazar bunu istiyor”, “ticari değeri yok” “yada bu ürün verimli” denilerek ürün çeşitliliği yıldan yıla azalıyor. Elma örneğine bakacak olursak, dünyada 6 bin, Türkiye’de 500’ü geçkin elma çeşidi olduğunu düşünürsek, Pazara, manava gittiğinizde, neden en fazla 3-4 çeşit elma görebiliyoruz? Tarım ürününü ve ürün çeşitliliğini artırmak zorundayız… Tarım deyince akla ne gelir, tarla mı, tohum mu, uygun iklim mi, ürün mü, yoksa hepsi mi evet hepsi… Tohum kaynaklarımız ne aşamada, yarın için ne aşamada olacak?
Yerel, milli tohumların önemi artacak, sadece lezzet acısından değil, belkide bu bölgeye, coğrafyaya en çok onlar uyumlu olduğu için.. “Mili tohum,” “yerel tohum” çalışmaları ile bu değerlere sahip çıkılmalı, bu tür çalışmalar yapılıyor, daha da geliştirilmeli bu çalışmalar… Bizi taşıma/nakliye maliyetlerinden kurtaracak olan “Yerelde üret, Yerel ürün tüket”, anlayışları geliştireceğiz, geliştirmeliyiz… Gelecekte daha çok hangi ürünler tercih edilecek?
Bakliyatların yıldızı yeniden parlıyor, et yerine bakliyat ürünlerinin yoğun olarak tüketileceği bir döneme giriyoruz, geçmişte yoksulların yiyeceği olarak düşünülen bakliyatlar, şimdilerde sağlıklı beslenme yolları olduğu anlaşılmış, daha çok kişi tarafından tercih edilmeye başlanmıştır.. Tüketimin artmasına dayalı olarak, ister bakliyat üretimine ve üretim aşamaların da kullanılan teknoloji ile işlenerek tüketiciye sunulması aşamalarına yönelik yatırımlar gelecekte gıda güvenliğimizi sağlayacak bir gelecek hazırlığıdır… Bu konu da özellikle Kanada geleceğin üretimi ve üretim teknolojileri konusunda öncülük yapıyor… Ayrıca, bakliyat, hububat, tahıl üretiminde büyük başarılar elde eden Rusya, Ukrayna, Kazakistan bakliyat üretiminde de söz sahibi olmak için önemli adımlar atıyorlar. Biz de bu tür adımlar atmazsak, gelecek te beslenme, açlık sorunuyla karşı karşıya kalırız…
Gelecek de, hatta günümüz de, beslenmenin ve gıdanın kaynağı olan tarım ve hayvancılığın stratejik önemini anlamaz ve bu alanları toplum olarak kendimizi besleyecek kadar destekleyerek üretim yapmalarını sağlayamazsak, gelecekte gıda zinciri/güvenliği sorunuyla, buna dayalı açlıklarla karşılaşabiliriz… Bu nedenle bu sektörü de stratejik sektörlere ekleyerek korumaya, desteklemeye, teşvik etmeye acilen başlamalıyız…
Türkiye, Ülkemiz coğrafyası bu konuda çok şanslı, üretim için ve tarımda ürün çeşitliliği için birçok fırsat var, yeterki planlı, programlı, desteklere, teşviklere dayalı üretim yapılabilsin…
Geleceğin, geleceği kesin, gelecekte ki tarım düzeninde, üretim odaklı, ülke potansiyelini doğru değerlendiren politikalarla, çok önemli avantajlar elde edebiliriz. Türkiye’nin kendisine yeterli olduğu ve dünyada ihracatta söz sahibi olduğu çok sayıda ürün olduğu ortada… Bu ürünlere batığımız da, İlk akla gelenler, fındık, üzüm, kayısı, incir, limon, mandalina, nar, portakal, mandalina, elma, şeftali, greyfurt, havuç, domates, kabak, biber, hıyar, bezelye, ıspanak, pırasa, lahana, marul, patlıcan daha bu listeyi, artırabiliriz… Nasıl, bu gıdalar da üretim fazlamız varsa, diğerlerinde de neden olmasın ki?
20-30 yıl sonra Dünya, 10 milyar olacaksa, ülkemiz de 100 milyon kişi beslenecekse, bunun için üretim planlaması yapmak geleceğe, yarınlara umutla bakmak demektir… Bakmak dileğiyle, Selam ve Sevgilerimle…
Doğan Doğa – vatandasfikri.com – 9.3.2021
Kaynaklar
1* Ali Ekber Yıldırım - https://www.tarimdunyasi.net/2021/03/02/tarim-ve-gidada-bizi-nasil-bir-gelecek-bekliyor/
2*https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/turkiyenin-nufusu-20-yil-sonra-100-milyon/1527667
|
|
|
|