ADALETSİZLİK EKONOMİSİ 2020

Bütün insanlık bir avuç sermayedara, artı devletleri yöneten savurgan zihniyet için çalışıyor… Açıkçası, Dünyayı Yediler, Yiyorlar ve Doymuyorlar… Biz bu yazımızda savurgan yönetimleri, değil, sermaye toplamak, yığmak için nasılda dünyanın ekolojik, ekonomik, sosyal dengelerini bozan bu kişilerin, şirketlerin para yığma hırsı üzerinde duracağız…

İngiltere merkezli uluslararası yardım kuruluşu Oxfam, her yıl yayımladığı raporunda gelir 2019 eşitsizliğini gözler önüne serdi. Raporda, dünyanın en zengin 2 bin 153 kişisinin elinde bulunan servetin, yoksul 4,6 milyar kişinin toplam servetinden fazla olduğu bu raporla gözler önüne serildi…

Arada farkı anlayabilmek için şu örnek verilmektedir, eğer herkes 100 dolarlık banknotlardan oluşan servetlerinin üzerinde oturmuş olsaydı… Dünyanın büyük kısmı yerde oturuyor olur, gelişmiş bir ülkede yaşayan orta halli bir kişi bir sandalye yüksekliğinde otururken, en zengin iki kişinin oturduğu yer uzayda olacak kadar yüksek olurdu…

Dünyanın en zengin kişisi olan Amazon'un kurucusu Jeff Bezos'un toplam serveti 116,4 milyar dolar seviyesinde. En zengin ikinci kişi olan Fransız, Bernard Arnault ise 116 milyar dolarlık servete sahiptir… Buna tasarruf ederek ulaşmak mümkün mü?

Buna cevap yine rapordan… Raporda yer alan bir diğer benzetmede ise bundan 5 bin yıl önce inşa edilmiş piramitlerin yapıldığı dönemde günde 10 bin dolar biriktiren bir kişinin, 5000 yıl tasarruf yapsa dahi, toplam servetinin dahi en zengin beş kişinin servetinden %80 daha düşük olacağı vurgulandı. Ekonomik adaletsizlik ayan, beyan ortada, çözümü nedir derseniz, ilk akla gelen…  

Buna raporda şu öneri var… Gelir adaletsizliğinin ortadan kaldırılabilmesi için ülkeleri/devletleri zenginlerden daha fazla vergi almaya çağıran Oxfam, sadece yüzde 0,5'lik vergi artışının dahi eğitim ve sağlık alanlarında 117 milyon yeni istihdam yaratabileceği vurgulandı. Vergileri alarak kamusal savurganlık atacaksa onun engellenmesi gerekir ki, topluma alınan vergiler ya sosyal yardım ya da hizmet olarak dönebilsin… Siz içine doğduğunuz, vatandaşı olduğunuz toplumun büyük eşitsizliğinin içine doğduğunuzu anladığınızda, bir de zeki bir kişi iseniz ne hissederdiniz?

Fırsat ve gelir adaletsizliğinin azaltılması için hükümetlerin ulusal sağlık hizmetlerine daha fazla yatırım yapması gerektiği ifade edilen raporda, aşırı servet yığma anlayışının ortadan kaldırılması gerektiği belirtildi. Başka ne yapılabilir derseniz?

 Sadece sağlıkla olmaz, olmadığı da ortada, bu seferde ruhsal sorunlar ortaya çıkıyor, antidepresan kullanım oranlarından bu anlaşılıyor, işte tam da bu nedenle, ister eğitimle, ister başkaca kamusal desteklerle, daha başka yollarla fırsat eşitliğinin topluma yaygınlaştırması gerekmektedir…

Bazı kişiler de aşırı servet yığılması demek, sağlıklı işlemeyen bir ekonomik sistemin emaresi demektir… Devletler, sistemler, hükümetler acilen zengin ve fakir kesimler arasındaki uçurumu kapatacak radikal politikaları yürürlüğe koyması gerekmektedir…

Şimdi tüm bunlar ortada ve önlem alınmıyor, bunun toplumlara yansıması birçok ülkede yaygınlaşan tepkilerde görülüyor… Bu tepkiler toplumsal barışı tehdit eder hale gelmiş durum da, aslında bu tepkiler sonuç, neden ise bu ekonomik/sosyal eşitliklerdir… Toplumlar, toplumsal barış istiyorlarsa ki isterler, o zaman bazı ellerde servet yığılmasını engelleyerek, tabana yayılması sosyal ve ekonomik adaletin yanı sıra, kişilerin harcama kapasitesini de artacağından ekonomik canlılığa da neden olacaktır…

Daha adil bir sosyal hayat, daha barış içinde, mutlu bir biçim de yaşayan toplum demek olacağından, daha fazla mutluluk, daha çok barış, daha çok adalet ve eşitlikle mümkündür.. Düşüncesiyle, dileğiyle, önerisiyle Selam ve Sevgilerimle…

Hüseyin Benek – 22.1.20 – vatandsfikri.com

1* https://www.birgun.net/haber/butun-insanlik-bir-avuc-sermayedara-calisti-yine-de-doyuramadi-dunyayi-yediler-284721

2*  https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-51171233