Türkiye’de gıda güvenliği bilinci olması gereken seviyede değil,

Gıda güvenlik bilinci gelişmedikçe sağlık sorunlarımızda artışlar olacaktır.

 Toplumda gıda güvenliği bilincinin artması için yapılan çalışmalar son yıllarda oldukça çoğaldı. Ancak toplumda gıda güvenliği bilinci hâlâ istenilen düzeyde değil.

 Devlet ve sivil toplum kuruluşları (STK) toplumdaki gıda güvenliği bilincini artırmak için çalışmalarını hızla sürdürüyor.

 Örneğin kredi kartlarına, cep telefonlarına, ayıplı mal ve hizmetlere iletilen tüketici şikayetlerinin yanında gıda güvenliği ile ilgili şikayetler yok denecek kadar az. İletilen şikayetlerin konusunu ise;  son kullanım tarihini geçmiş ürünler, ürünlerin içindeki yabancı cisimler, çok nadir alerji ve zehirlenme şikayetleri oluşturuyor” dedi. Bunun yanı sıra açıkta satılan, etiketsiz ve ruhsatsız ürünlerin de hâlâ talep görmesinin tüketicilerin alım gücüne bağlanamayacak kadar ciddi bir sorun olduğunu sözlerine ekledi.

 Toplumda gıda güvenliği bilincinin artması için öncelikle ilgili bakanlık ve sivil toplum kuruluşlarının özellikle tüketici ve üretici örgütleriyle birlikte çalışmalar yapması gerekir. Bunun yanı sıra denetimlerde çok sık yapılmalı, denetim sonuçları açık ve şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmalı ve yaptırımlar ağır olmalı, ayıplı mal ve gıda satanlar teşhir edilmelidir.

 Gıda güvenliğini

 Bunun için yapılması gerekenler ise oldukça basit, ancak biraz dikkat gerektiriyor. Tüketiciler öncelikle "Güvenli Gıda" talebiyle alışverişe çıkmalı; doğal, fazla katkısı olmayan, taze yiyecekleri tercih etmeli. Güvenli yerlerden içeriği, beslenme değerleri, katkı maddeleri, ruhsat tarihi, üretim ve son kullanım tarihi yazılı gıdaları satın almalı. Satın alım belgesini mutlaka saklamalı. Kırılmamış, bozulmamış, bombeleşmemiş ürünler olmasına dikkat etmeli, etiketi okunmayan veya etiketi tahrip olmuş ürünleri satın almamalıdır. Meyve ve sebzeler mevsiminde tüketilmelidir.

 Ailelerin gıda sağlığı konusunda alabileceği önlemler,

Öncelikle obezitenin ne kadar ciddi bir sağlık sorunu olduğunu bilinmeli, yaşam kaliteleri için evde, dışarıda ve okulda  çocukların beslenmelerine  özen gösterilmelidir.

- Bunun için: Çocuklara düzenli öğünlerde beslenme alışkanlığı kazandırılmalı ve besin çeşitliliğine önem verilmelidir.

- Fast food türü ve hazır gıdalardan ( bol yağlı, tuzlu, katkı maddeli, karbonhidratlı) oluşan beslenmeden türünden uzak tutulmalıdır.

- Mevsiminde üretilen sebze ve meyvelerden, geleneksel yemeklerden yaralanılmalıdır.

- Hazır, işlenmiş yiyecek ve gazlı içeceklerden kaçınılmalıdır.

- Okulda kantinler ve yemekhaneler gözlenmeli, okul yönetimlerine dilekler rahatça iletilebilmeli ve gereğinde sorgulanabilmelidir.

- Beslenme içerikli reklamlar konusunda çocuklar uyarılmalıdır.

-Dengeli beslenmenin yanı sıra çocuklara “Hareket ve spor” alışkanlığı kazandırılmalıdır.

Okullarda yapılabilecekler,

- Okul ders müfredatında “ Bilinçli beslenme, sağlıklı çevre, diş bakımı ve genel sağlık..”gibi  konulara yer verilmeli;

- Okul kantinlerinde şekerli, bol yağlı, bol katkı maddeli yiyecek ve gazlı içecekler satılmamalı;

- Kantin raflarında mevsim meyveleri, süt, yoğurt ve  ayran gibi gıdalara yer verilmelidir.

- Yemek saatlerinde “kantinler” kapalı tutulmalıdır.

- Okul yemek hizmetinin sağlıklı, yeterli- dengeli olması için okul yönetimleri beslenme uzmanlarının bilgi ve deneyiminden yararlanarak gerekli düzenlemeleri ve önlemleri almalıdırlar.

- Öğretmenlerin ve velilerin gıda – beslenme bilgisini artırmaya yönelik belirli periyotlarla seminerler düzenlenmelidir.

Kaynak; Özlem EROL http://www.dunyagida.com.tr/haber.php?nid=2632