ERDOGAN GÜVENİLİR DEGİLMİŞ, DAVUTOĞLU TEHLİKELİYMİŞ

Tabiki adamlar önlemlerini alaçak, ülkelerinin cıkarları dogrultusunda rapor yazacaklar, kimi güvenilir kimi güvensiz diye işaretleyecekler. Allahtan bizim Başbakanımız ve Dışişleri bakanımız islamcıymış inanan insan dinini dikkate alarak yaşar, Başbakanımız bilgileri onlardan almıyormuş, bu nedenle güvenilmez bulmuşlar ya güvenilir bulsalardı, daha mı iyiydi ülkemiz için.

Bu raporları doğru okumak lazımdır. Bu raporlar bize örnek olmalıdır. Ülkelerinin cıkarları için çalışan insanlar kim ne demişe bakmaz ülkelerinin cıkarını, o anki anlaşma şartlarına göre en üst seviyelere cıkarma çabası içinde olur. Biz bizim yöneticilerimize güvenelim ve böyle dış kaynaklı haberlerin yönlendirme maksadı da taşıyabilecegi ihtimalini gözardı etmeyelim.

www.vatandasfikri.com yorumudur.

WikiLeaks adlı internet sitesininden acıklanan belgelerden özetler.

WikiLeaks adlı internet sitesinin açıkladığı ABD Dışişleri Bakanlığı'na ait son gizli belgeler, Amerikalı diplomatların Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a güvenmediklerini, onun görüşlerini gerçekçi bulmadıklarını gösteriyor.

WikiLeaks'in açıkladığı belgelerde Erdoğan'a yönelik eleştiriler yer alıyor

Alman Der Spiegel dergisinde yayınlanan belgelerde, Erdoğan'ın bir ortak olarak ne kadar güvenilir olduğuna yönelik şüpheler dile getiriliyor.

Amerikalı diplomatlar, Erdoğan'ın çeşitli konularda hemen hemen tüm bilgileri İslamcılarla bağlantılı gazetelerden aldıklarına inanıyor.

Bu diplomatlardan birinin yazdığı raporda, "Dalkavuk (ama kibirli) danışmanlar Başbakan Erdoğan'ın çevresini sarmış" ifadesi yer alıyor.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi James F. Jeffrey de 27 Ekim 2009'da ABD Dışişleri Bakanlığı'na gönderdiği raporda, İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gabby Levy'nin, Erdoğan'ın ülkesinden nefret ettiğini düşündüğünü yazıyor.

Ayrıca ABD yetkililerinin İran karşısında alınacak tavır konusunda daha sert bir tutum izlenmesi için telkinde bulunduğu anlaşılıyor.

'Davutoğlu İslamcı etkisini Erdoğan üzerinde kullanabilir'

Yine WikiLeaks'in açıkladığı belgelerde, Erdoğan'ın danışmanları ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin ötesinde siyaseti çok az anlayan kişiler olarak yansıtılıyor.

ABD'li diplomatların atıfta bulunduğu üst düzey bir Amerikalı hükümet danışmanı Davutoğlu'nun, "son derece tehlikeli" bir kişi olduğunu söylüyor.

Aynı danışman Ahmet Davutoğlu'nun, İslamcı etkisini Başbakan Erdoğan üzerinde kullanabileceği uyarısında da bulunuyor.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi'nde Ocak ayında yazılan bir raporda, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, Balkanlarda tıpkı geçmişte Osmanlı İmparatorluğu döneminde olduğu gibi etkin olmak istediği belirtiliyor.

Amerikalı diplomatlar bununla birlikte, Davutoğlu'nun, kendisinin ve Türkiye'nin yeteneklerini abarttığı görüşünde.

Amerikan New York Times, İngiliz Guardian, Fransız Le Monde ve İspanyol El Pais gazeteleriyle Alman Der Spigel dergisinde eş zamanlı olarak yayımlanan belgeler, ABD Dışişleri Bakanlığı ile ABD'nin dünyadaki 270 büyükelçiliği ve konsolosluğu arasında 2004'den 2010 yılı Mart ayına kadarki günlük yazışmaları içeriyor.

Bu yazışmalarda, yabancı liderlerle, dünyadaki çeşitli tehditlere yönelik değerlendirmeler bulunuyor.

Wikileaks'in şimdiye kadarki en büyük ifşaatlarından biri olan belgeler tüm dünyada ses getirdi.

İngiltere basınında da henüz sadece küçük bir bölümü siteye giren belgeler, manşetlere oturdu.

Belgelerin kamuoyuna açıklanmasından sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iddialara doğrudan yanıt vermedi; ancak ''Şu anda WikiLeaks'in eteklerinde neler var, bunları bir döksün görelim. Ondan sonra da bunların ne kadar ciddi, ne kadar gayri ciddi olduğunu öğreniriz." diye konuştu.

Libya'ya ziyareti öncesinde konuşan Erdoğan, "Çünkü WikiLeaks'in ciddiyeti şüphelidir. Bu bakımdan şu anda sadece biz eteklerindeki taşın dökülmesini bekliyoruz. Ondan sonra da değerlendirmesini yapar, gerekli açıklamaları yaparız'' dedi.

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de iddialara temkinli yaklaştı. Ancak genel olarak belgelerin yayılmasının ilişkilere olumsuz yansıyabileceğini belirtti.

Hamzaçebi, bu olayın tarafların samimi bir ortamda konuşamayacakları görüşünü besleyebileceğine işaret etti.