İÇERİK Detay YAZARLARIMIZ
:: Anasayfa
:: Haberler
:: Yazarlar
:: Sesli Makale
:: TARIM
:: ÇEVRE/DOGA
:: KENT ve YAŞAM
:: SAĞLIK
:: BİLİMSEL GELİŞMELER
:: İNANÇ
:: SİYASET
:: ÇALIŞMA HAYATI
:: DÜŞÜNSEL
:: TOPLUMSAL
:: SAGLIK İÇİN SPOR
:: KİŞİSEL GELİŞİM
:: EKONOMİ
:: EGİTİM
:: YARGIDAN
:: GÜVENLİK
:: TEKNOLOJİ
:: HOBİLER
:: MAĞAZİN
:: TOPLUMSAL YÖNLENDİRME HABERİ
:: DOGAL AFETLER
:: ULUSLARARASI(DİPLOMASİ)
:: KÜLTÜR-SANAT
:: İNSANLIK
:: TARİH
:: İLETİŞİM
Genç Yazarlarımız
Reklam

İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!

H.z. Muhammed


Adrese Git
YAZARLARDAN BARDAKOĞLU YORUMU

 

YAZARLARDAN BARDAKOĞLU YORUMU

Taha Akyol Milliyet

Bardakoğlu’na saygı

DİYANET İşleri Başkanlığı görevi sona eren Prof. Ali Bardakoğlu’nu saygı ile uğurluyorum.
İsterdim ki iktidar, herhangi bir genel müdürü görevden alır gibi değil de daha saygılı bir ‘ritüel’ düzenleyerek Sayın Bardakoğlu’nun kendi isteğiyle görevinden ayrıldığını açıklasaydı.
Sevindiğim husus, Prof. Bardakoğlu’nun akademik çalışmalarına dönecek olması ve yerine gelen Prof. Mehmet Görmez’in aynı kaliteye ve vizyona sahip bulunmasıdır.
Nedir bu vizyon?
-  Siyasetten uzak durmak... İktidarda muhafazakâr bir hükümet bulunduğu halde Sayın Bardakoğlu’nun hiçbir hareketi ‘iktidara yakınlık’ izlenimi vermemiştir. Bu durum Diyanet’in itibarını güçlendirmiştir. Aynı şekilde, dinin ve laikliğin birbiriyle barışmasına da önemli katkılarda bulunmuştur.
-  İkincisi, Bardakoğlu, din anlayışında katı gelenekçilikten ve kuru nakilcilikten uzak, geniş ufuklu ve ‘deruni’ bir İslam anlayışını temsil eden öncü ilahiyat bilginlerinden biridir. Prof. Mehmet Görmez’le bu çizgi devam edecektir. Sayın Görmez “hadis metodolojisi” profesörüdür. Peygamberimizin “hadis”lerini incelerken klasik “usul”ün yanında modern “metodoloji”yi kullanmanın ne kadar ufuk açıcı olduğunu söylemeye gerek bile yok. 

Din ve hukuk
Ali Bardakoğlu ile 1988 yılında tanıştım; Kayseri Yüksek İslam Enstitüsü’nde doçentti... Ben Tercüman gazetesinin genel yayın yönetmeniydim. Ramazanda ilave olarak “Kuran-ı Kerim Ansiklopedisi” vereceğiz.
Rahmetli patronum Kemal Ilıcak, böyle bir eser Türkiye’de ilk defa yayımlanacağı için büyük titizlik gösteriyor ve destek veriyor.
Bilenler, Ali Bardakoğlu’nu tavsiye etmişlerdi. Tanıştık; ansiklopediyi yazacak heyetin başkanlığını kabul etti; güzel bir eser oldu.
Sonra Bardakoğlu’nun akademik çalışmalarını yakından izledim. İlahiyatla birlikte hukuk okumuş olması (o zaman yasak değildi!) elbette ona, geleneksel fıkıhın yanında yeni bir pencere daha açmıştı. Bütün eserlerinde bu görülür. “Dini olan”la “hukuki olan” arasındaki farkı en iyi anlatan bilginlerimizden biridir.
Bu ayırım geleneksel İslam literatüründe de vardır; Prof. Bardakoğlu modern hukuk teorileriyle birleştirerek güçlendirmiştir.
Bu anlayışta din hukukun yerine geçmeye kalkmaz, hukuk laik bir alandır... Laiklik ise dinin sadece itikadi ve ahlaki değil, sosyal işlevlerine de saygı gösterir, onu “mabed ve vicdan”a hapsetmeye kalmaz.
Çağımızın ulaştığı çözümün özü de budur zaten.

Alevi açılımı
Aleviliğin temel yazılı kaynaklarını tıpkı basımlarıyla birlikte Prof. Bardakoğlu’nun yayımlatmış olması takdirle karşılanacak bir husustur.
Bunun yanında, tarihsel inançlar bakımından, insanlar bir mekânı kendileri için “ibadethane” sayıyorsa, devlet buna hayır diyemez. Ancak Diyanet’in buna “fetva” vermesini beklemek meselenin doğasına aykırıdır.
Cemevlerini ibadethane olarak tanımak ve Alevi İslam’ın din hizmetlerini yürütecek bir üst kurumun oluşmasının hukuki zeminini hazırlamak hükümetin görevidir ve sorumluluğudur.
Alevi İslam için oluşturulacak kurum da, Diyanet de özerk olmalıdır, mali kaynaklarını ‘mensup’larının ödeyeceği vergiler ve vakıflardan sağlamalıdır.
Bardakoğlu’na saygılarımı sunuyor, yeni ilmi eserlerini beklediğimizi belirtmek istiyorum.

 

Melih Aşık Açık Pencere

m.asik@milliyet.com.tr

Bardağı taşıran...

12 Kasım 2010

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu, görevinden aniden alındı, yerine yardımcılarından Mehmet Görmez atandı. Oysa çok değil, iki ay beklenseydi görev süresi zaten dolacaktı. Peki neden beklenmedi? Neden apartopar Başkanlık’tan uzaklaştırıldı? Çünkü suçları pek çoktu... Ve bardığı çoktan taşırmıştı... CHP Milletvekili Ahmet Ersin anlatıyor:

“Sadece son bir yılda işlediği suçları sayayım. Bir; Deniz Baykal’ı Kutlu Doğum Haftası etkinliklerine çağırıp konuşturması... Bununla da yetinmeyip konuşmayı çok güzel bulduğunu söylemesi. İki: Türbanın dine giriş şartı olmadığını ifade etmesi. Üç: Kadın eli sıkmamanın İslam’da yeri yoktur, demesi. Dört: Tayyip Erdoğan’ın türbanla ilgili yasal düzenlemeler için Diyanet’ten görüş alınabileceği sözlerine karşı çıkıp bunun laiklikle bağdaşmayacağını açıklaması. Beş: Atatürk’ün Diyanet İşleri başkanlarına çok önem verdiğini söylemesi.”

“Başörtüsü Müslümanlığın ön şartı değil” diyordu...

Ahmet İnsel’in geçenlerde Radikal’de yaptığı röportajda:

- Nüfus cüzdanlarında din ve mezhebin belirtilmesinin toplumdaki ayrışmayı ve kimlik belirlenmesini arttırdığını düşünüyorum, demişti.

Evrim kuramının eğitimde kullanılmasını, ders olarak okutulmasını nasıl karşıladığı sorulduğunda:

- Hakikat olarak değil, bir kuram olarak öğretilebilir, diye yanıt vermişti.

Bardakoğlu aydın bir din adamıydı... İktidarın ve tarikatların işine böylesi gelmezdi. Hele de yeni düzene geçişte...

 

 

 

 

 

 

 Derya Sazak Milliyet

Bardakoğlu

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu sürpriz bir kararnameyle görevinden ayrıldı. Prof. Mehmet Görmez törenle başkanlığı devraldı.

Aydın bir din adamıydı Bardakoğlu. Başkanlığı sırasında toplumla iyi ilişkiler kurmuştu. Eleştiriye açıktı. Hoşgörülüydü. Milliyet için yaptığımız kapsamlı bir söyleşide tanışmıştık. Dostlukları önemser, değer verirdi. İnsani yönü güçlüydü. Bir süre önce “21. Yüzyıl Türkiyesi’nde Din ve Diyanet” adlı iki ciltlik eseri imzalayarak göndermişti.

7 yıl gibi uzun bir süre Diyanet İşleri Başkanlığı yaptıktan sonra görevden ayrılışını önceden planlanmış bir “nöbet değişikliği” olarak açıklaması da Bardakoğlu’na yakışan tutumdur.

Son dönemde “tartışmalı” konulardaki cesur değerlendirmeleriyle dikkat çekiyordu. Türban, başörtüsü sorununun çözümünde, Başbakan’ın ısrarla Diyanet’ten görüş alınması beklentisi karşısında çok net bir şekilde Parlamento’yu adres göstermiş, “Başörtüsü dinin gereğidir ancak ön şartı değildir” diye konuşmuştu.

Diyanet İşleri Başkanlığı, özellikle Alevilerin temsil edilmeyişi nedeniyle Sünni İslam’a hizmet etmekle eleştiriliyordu. İktidar, Alevilerle ilgili bir açılım başlatmış ancak Cemevleri ve zorunlu din derslerinin kaldırılması konularında beklenen adımları atmamıştı.

Ali Bardakoğlu veda konuşmasında, “İslam hepimizin İslam’ı, Diyanet hepimizin Diyanet’idir” diyerek yeni başkan Mehmet Görmez ve çalışma arkadaşlarına gelecekteki sorumluluklarını hatırlattı.

Devlet Bakanı Faruk Çelik’in Bardakoğlu’nu överken, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın, “Bir görev değişimi olmuştur. Bunun ötesinde başka bir şey aramak doğru değil” diye konuşması ilginçti.

Türkiye’de Diyanet, laik düzenin de devlet Müslümanlığının da güvencesi olarak görülen özel bir konuma sahip. Din, devlet ilişkilerinin sorgulandığı, siyasal İslam’ın yükseldiği dönemlerde Diyanet İşleri Başkanlığı da tartışıla gelmiştir. Bardakoğlu aydın kişiliğiyle kurumu polemiklerin dışında tuttu. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz gibi “bağımsız” bir duruş sergiledi. Siyasi fetva vermekten kaçındı.

Diyanet’teki görev değişikliğiyle eşzamanlı; “din ve vicdan özgürlüğü” bağlamında türban, başörtüsünü ilköğretime indirme arayışları da soru işaretlerini çoğaltmaktadır.

Cumhurbaşkanı’nın eşi Hayrünnisa Gül Londra’da, ilköğretim çağındaki kız çocuklarının örtünmesine karşı olduğunu açıkladı. Cumhurbaşkanı Gül de eşinin görüşlerini paylaştı. Başbakan Erdoğan ise “Özgürlüklere inancım çok farklı” diyerek seçim sonrasına işaret etti. Anayasa değişecekse bile bu düzenleme herhalde üniversiteleri kapsayacak ve başını örtenle, örtmeyenlere eşit güvence sağlayacaktır.

Sayın Bardakoğlu’na sağlıklı ve huzurlu bir yaşam dileriz.

 

 

 

 

 

HÜRRİYET

Yılmaz ÖZDİL  yozdil@hurriyet.com.tr

 

 Diyanet işleri... En güzel kim yapar bu işleri?

 

 

İlk diyanet işleri başkanımız Mehmet Rıfat Börekçi, aslında CHP milletvekiliydi, rozetini çıkardı, cüppesini sarığını taktı.

İbrahim Bedrettin Elmalılı ise, tersini yaptı, cüppesini sarığını çıkardı, rozetini taktı, önce Millet Partisi’nden, sonra Demokratik Parti’den milletvekili oldu.

Lütfi Doğan desen, cüppeyi sarığı çıkardı, rozeti taktı, daha önceki diyanet işleri başkanımız Eyüp Sabri Hayırlıoğlu gibi, gitti, CHP milletvekili oldu.

Öbür Lütfi Doğan da, önceki Lütfi Doğan gibi cüppesini sarığını çıkardı, rozetini taktı ama, CHP’den değil, Milli Selamet’ten ve Refah’tan milletvekili oldu.

Tayyar Altıkulaç’a gelince... Demirel’e Ecevit’e Türkeş’e Erbakan’a Mesut Yılmaz’a olmaz dedi, Tansu Çiller’i kıramadı, cüppeyi sarığı çıkardı, rozeti taktı, DYP milletvekili oldu, sonra o rozeti de çıkardı, başka sulara kulaç attı, başka rozet taktı, AKP milletvekili oldu.

Sait Yazıcıoğlu, cüppeyi sarığı çıkardı, rozetini taktı, AKP milletvekili oldu.

Mehmet Nuri Yılmaz...

Cüppeyi sarığı çıkardı, rozeti taktı.

Demokrat Parti’ye katıldı.

Anayasa’nın 136’ncı maddesine göre, “bütün siyasi görüşlerin dışında” kalması gereken Diyanet İşleri Başkanlığımızın Anayasa’ya uymuş durumu, bu.

Profesör Ali Bardakoğlu’nun durumu ise, Anayasa’ya uymuyordu maalesef...

Ali Bardakoğlu’nun sekiz senelik uygulamasında gördük ki, Anayasa’ya uymayan Profesör Süleyman Ateş gibi, onun da rozet takmaya niyeti yoktu... Üstüne, 29 Ekim resepsiyonunu da takmadı, e haliyle kafaya takılmayı hak etmişti... Anayasa gereği bertaraf edildi.

Halbuki, yukarda kabak gibi görüldüğü üzere, Anayasamız gereği, diyanet işleri başkanlığı için, cüppe lazım, sarık lazım, bi de siyasi tecrübe lazım...

Dolayısıyla benim adayım, Ulemalar Sempozyumu’nun yıldızı Jet Fadıl.

Atamayla olmuyor çünkü bu iş, demokratik olun biraz, demokratik...

İnanmıyorsanız, hodri meydan, koyun cami avlularına sandığı, yapın referandumu, bakın kim çıkıyor!

 

 

 

SİYASET  
VATANDAŞ, CHP ve CHP’Lİ
HÜSEYİN BENEK

TOPLUMSAL  
KRİZLERİN TEMELLERİ
FİKRİ ADİL

ÖNERİLER  
UYUŞTURUCUNUN KİŞİLERE VE TOPLUMA ETKİLERİ
DERMAN ABİ

TOPLUMSAL  
DİNDAR, DİNSİZLER!!! DİNSİZ DİNDARLAR!!
SITDIK FANİ

TOPLUMSAL  
TARIM ve HAYVANCILIKTA ÜRETİCİ SORUNLARI
M.Akif GÖKALP

TOPLUMSAL  
CUMHURİYETİN YÜZÜ KADINLAR
Nevval SEVİNDİ

TARİH  
TÜRKLERİN TARİHDE YERİ ve ÖNEMİ
Tomris VAKANÜVİS

ŞİİR  
NORMALİ AŞMAK!
AHSEN'E SEVDALI

SİYASET  
CHP TARTIŞMANIN KEYFİLİĞİ
AYDIN FİKİRLİ

GELECEK  
YAPAY ZEKA ve METAVERSE NEDİR?
Şahin KAHİN

Reklam

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."

                                    M.Kemal Atatürk


Adrese Git
Sitemiz en iyi 1024 x 768 çözünürlükte ve Internet Explorer ile görüntülenir...
EpoxSoft