|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
ERDOGAN, büyük projelerinden birisini başlatıyoruz |
BAŞBAKAN TAYYİP ERDOGAN
“Cumhuriyet tarihimizin en büyük projelerinden birisini başlatıyoruz”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolunun temelini attı. Erdoğan, ''Bugün burada, Cumhuriyet tarihimizin en büyük projelerinden birine daha start veriyoruz. Bu büyük proje ile yarın kuruluşunun 87'nci yıl dönümünü milletçe kutlayacağımız Cumhuriyetimizi taçlandırıyor, adeta ülkemize bir Cumhuriyet Bayramı hediyesi sunuyoruz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Gebze Dilovası'nda düzenlenen Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolunun temel atma töreninde yaptığı konuşmada, bugün Gebze'de ülke adına, gelecek adına son derece gurur verici bu temel atma törenini gerçekleştiriyor olmaktan büyük heyecan duyduğunu söyledi.
Erdoğan, ''Bugün burada, Cumhuriyet tarihimizin en büyük projelerinden birine daha start veriyoruz. Bu büyük proje ile yarın kuruluşunun 87'nci yıl dönümünü milletçe kutlayacağımız Cumhuriyetimizi taçlandırıyor, adeta ülkemize bir Cumhuriyet Bayramı hediyesi sunuyoruz'' diye konuştu.
Kendisinin sadece birkaç istisna dışında bugüne kadar temel atma törenlerine katılmadığını dile getiren Erdoğan, çünkü bu ülkede yakın tarihte temel atma törenlerinin nasıl istismara ve göz boyamaya dönüştüğünü, atılan temellerin millet nezdinde nasıl hayal kırıklığıyla sonuçlandığını çok iyi hatırladıklarını vurguladı.
Erdoğan, işte onun için kendisinin temel atmalara değil, daha çok açılışlara katıldığını, başlangıçlarla değil, sonuç odaklı politikalarının bir gereği olarak sonuçlarla ilgilendiğini dile getirerek, ancak bugün gerçekleştirilen temel atma töreninin büyük bir istisna teşkil ettiğini belirtti.
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bugün Türkiye'nin iki büyük şehrini, İstanbul ve İzmir'i geniş bir otoban ve muhteşem bir köprü ile birbirine bağlayacak çok büyük bir projenin temelini atıyoruz. Buradan, Dilovası'ndan otobana girecek bir araç, Körfez üzerindeki asma köprüyü geçecek, Hersek'e ulaşacak, oradan Orhangazi ve Gemlik üzerinden Bursa çevre yoluna çıkacak. Bursa çevre yolundan sonra araç, Ulubat Gölü'nün doğusundan, Mustafakemalpaşa ve Susurluk ilçelerimizin kenarından geçerek Balıkesir'e gelecek. Savaştepe, Soma, Kırkağaç ilçelerimizden geçen araç, Turgutlu'dan batıya yönelecek ve İzmir çevre yoluna girerek İzmir'e ulaşacak.
Bu projenin, sadece İzmir'i İstanbul'a geniş bir otoyol aracılığıyla bağlamakla kalmayacağını, hem yol üzerindeki Kocaeli, Bursa, Balıkesir, Manisa illerinin de bu otoyoldan istifade edeceklerini hem de çevre illerin, örneğin Yalova, Bilecik, Eskişehir ve Uşak'ın da bu otoyolu kullanacağını kaydetti.
Otoyolun etki alanı içindeki çok geniş bir hatta bulunan 18 ilin bundan yararlanacağına dikkati çeken Erdoğan, bununla birlikte ticari ve sınai olarak da yeni bir canlanmanın yaşanacağını kaydetti.
Erdoğan, şu anda, İstanbul İzmir arasının, mevcut devlet yoluyla 8-10 saat sürdüğünü anımsatarak, ''Yolun tamamlanmasıyla, İstanbul-İzmir arası 3,5-4 saat gibi kısa bir süreye düşecek. Aynı şekilde, İstanbul'dan yola çıkan araç, 2-2,5 saatte Eskişehir'e ulaşacak'' dedi.
İstanbul-İzmir arasının bu otoyolun tamamlanmasıyla birlikte 377 kilometreye düşeceğini, yani mevcut yolun 140 kilometre kısalmış olacağını anlatan Erdoğan, bağlantı yollarıyla birlikte tam 421 kilometre yol inşa etmiş olacaklarını belirtti.
Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
''Tabii bu büyük projenin içinde, bu büyük proje kapsamında bir başka büyük projeyi de gerçekleştiriyoruz. Şu anda bulunduğumuz mevkiden, Dilovası'ndan Hersek'e, biliyorsunuz biz de bir söz var: 'Ettekraru ahsen velevkane yüz seksen' (Böyle güzel şeyleri yüz seksen kere bile ifade etseniz o yerindedir, gayet iyidir)... Üç kilometre uzunluğunda bir asma köprünün de inşaatına başlıyoruz. Bu asma köprü tamamlandığında, dünyada, Japonya'daki Akaşi Köprüsü'nden sonra en uzun ikinci köprü Türkiye'de inşa edilmiş olacak. Dünyadaki en uzun 20 köprü arasında Türkiye'de şu anda iki köprü var. Boğaz Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü. Körfez'e yaptığımız bu köprü ile listeye üçüncü bir köprüyü de ilave ediyoruz ve dünyanın en uzun ikinci köprüsüne sahip ülke konumuna yükseliyoruz.''
Burada birkaç teknik rakamı da paylaşmak ve ne büyük boyutta bir projeyi başlattıklarını bu rakamlarla daha somutlaştırmak istediğine işaret eden Erdoğan, proje kapsamında, toplam 18 kilometre uzunluğunda 30 viyadük, 7,5 kilometre uzunluğunda 4 tünel ve 209 köprü inşa edileceğini söyledi.
Recep Tayyip Erdoğan, inşaat süresince, yaklaşık 50 bin kişilik bir istihdam sağlanacağını ve inşaat sektörünün de bu projeden olumlu yönde etkileneceğini dile getirdi. Erdoğan, ''Yolun kısalması, trafiğin hafiflemesi sayesinde, hesaplarımıza göre yılda 870 milyon liralık bir tasarruf elde edilecek. Projenin maliyeti, 11 milyar Türk Lirası. 7 yılda bitmesi planlanan köprü, ben inanıyorum ki konsorsiyumun gayretleri sayesinde 7 yıldan çok daha kısa bir sürede tamamlanacaktır, biraz sonra onun pazarlığını burada yapacağız'' şeklinde konuştu.
Kendine göre evde bir hesap yaptığını ve bu hesaba göre bu çağda artık böyle bir projenin bu kadar süreye yayılmasını, bu kadar güçlü firmalara yakıştıramadığını vurgulayan Erdoğan, güçlü firmaların oluşturduğu bu konsorsiyumun bunu daha kısa sürede halletme gücüne sahip olduğunu belirtti.
Erdoğan, tarihin de bunun çok açık ve net örnekleri ile dolu olduğuna ve öyle bir ecdadın torunları olarak bunu uygun bulmadığına dikkati çekerek, ''Çok daha kısa zamanda bu projeyi bitirerek, dünyaya buradan bir sinyal vermemiz lazım'' dedi.
''YOL OLMAYIŞININ BEDELLERİNİ BU MİLLET GERÇEKTEN ÇOK AĞIR ŞEKİLDE ÖDEDİ''
Kurtuluş Savaşı ve öncesinde yaşanılan en büyük sıkıntılardan birinin, yol sıkıntısı olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''O günlerin hatıratını okuyanlar göreceklerdir. İstanbul'dan Yemen'e gitmek, Yemen'e asker götürmek ya da oradaki askerlerimizi Anadolu'ya transfer etmek için, yabancı şirketlerin gemilerini kullanıyorduk ve seyahat aylarca sürüyordu. Yolculuk yapmak isteyenler, aylarca limanlarda taşıt bekliyorlardı. Doğu cephesine asker sevkıyatı yapılacak. Erzurum'a asker gidecek. Dikkat ediniz, askerlerimiz trenle Pozantı'ya taşınıyor, Toros Dağları yürüyerek aşılıyor, ardından da Elazığ'a, Erzurum'a kadar çok meşakkatli bir sevkıyat yapılıyordu. Yabancıların elinde olan demiryolu ve deniz taşımacılığı yüzünden, Hicaz'daki, Kanal'daki silah bırakmış askerlerimiz dahi Anadolu'ya güvenle ulaşamıyorlardı. Yol olmayışının bedellerini bu millet gerçekten çok ağır şekilde ödedi. Onun için biz bu yola çıkarken 'Yol medeniyettir' dedik ve bunu gerçekleştirmek için ilk etapta kendimize 15 bin kilometre duble yol, bölünmüş yol hedefini koyduk. Şimdi bu hedefe çok yakınız, yaklaşık 2 bin kilometre kaldı ve bunu da inşallah kısa zamanda bitiriyoruz.''
Cumhuriyetin ilanından kendi iktidarına kadar 79 senede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapıldığını ifade eden Erdoğan, 7,5 senede yapılan duble yolun ise 7 bin kilometreyi aştığını bildirdi.
Başbakan Erdoğan, demiryolu inşa seferberliğinin de Gazi Mustafa Kemal'e kadar atılan adımlardan sonra bir duraklama sürecine girdiğini ve kendilerine kadar bu sürecin böyle geldiğini vurgulayarak, ''Biz yoğunlaştık. Nüfus arttı, ticaret hacmi arttı, taşıt sayısı arttı ama bizim yol uzunluğumuz bunlarla orantılı artmadı. 2002 yılına geldiğimizde Türkiye'deki bölünmüş yol uzunluğu sadece 6 bin 100 kilometreye ulaşmıştı'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, 2002'de, 3 Kasım seçimlerine girerken millete bir söz vererek, ''Ülkemizi bölünmüş yol ağıyla öreceğiz, bir taraftan da demiryolu ağıyla örmeye devam edeceğiz'' dediklerini ve bu sözlerin arkasında durduklarını söyledi.
8 yılda 13 bin kilometre duble yolu yapmak suretiyle bunu ispatladıklarını ve şu anda bunu 19 bin kilometreye çıkardıklarını anlatan Erdoğan, sadece bölünmüş yol değil, her kademede illeri, ilçeleri, köyleri, hatta yayla ve mezraları da yollara kavuşturduklarını belirtti.
KÖYDES ve BELDES projelerinin bunun bir adımı olduğunu dile getiren Erdoğan, köylerin, mezraların, yola, suya elektriğe, telefona kavuştuğunu söyledi.
''DEMİRYOLU, DENİZYOLU, HAVAYOLU TAŞIMACILIĞINDA İLKLERİ YAŞATTIK''
Demiryolu, denizyolu ve havayolu taşımacılığında Türkiye'ye ilkleri yaşattıklarını ifade eden Erdoğan, yarın, Türk Hava Yollarına kazandırdıkları 4 yolcu ve bir kargo uçağının teslim törenini yapacaklarını belirtti.
''Türkiye'nin kendi 777'lerine kavuştuğunu'' anlatan Erdoğan, ''Artık, Türkiye'den dünyanın bir diğer ucuna nonstop gedebilecek uçaklarımıza sahip oluyoruz. Kendi uçak sayımızı böylece 149'a çıkaracağız. Öte yandan, İstanbul'daki üç büyük projemiz, Marmaray, Tüp Geçit ve 3'üncü Köprü projelerimizle, Doğu'nun Batı'ya bağlantısını, kara ve demiryoluyla çok farklı şekillerde gerçekleştirmiş olacağız'' dedi.
Ziya Paşa''nın ''Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde...'' sözlerini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bizim ayinemiz, yani bizim aynamız, işte şu Anadolu'ya, şu Trakya'ya kazandırdığımız eserlerdir. Bizim politikalarımız, bizim vizyonumuz, ideallerimiz, işte bu yollarda, bu köprülerde, inşa ettiğimiz okullarda, açtığımız üniversitelerde, hastanelerde kendisini ispat ediyor, kendisini yansıtıyor.
Her zaman söylüyorum. Eğer Ankara'nın sığ gündemine takılıp kalsaydık, Ankara'daki o seviyesiz üsluba takılıp kalsaydık, inanın, 8 yıl boyunca Türkiye'ye bu hizmetleri, bu eserleri kazandıramazdık. İktidar oldukları dönemlerde Türkiye'de taş üstüne taş koyamayanlar, hizmet üreten, eser üreten bir iktidarı oyalamak, engellemek, yavaşlatmak için ellerinden ne geliyorsa yaptılar yapıyorlar.
Allah aşkına bakar mısınız, bizim dilimizde MARMARAY var, bizim dilimizde dünyanın en büyük ikinci köprüsünü inşa etmek var, bizim dilimizde hızlı tren var, demiryolları var, Cumhuriyetin en büyük ulaşım projeleri var. Bizim dilimizde Doğu'yu Batı'yla buluşturmak, Kuzey'i Güney'le buluşturmak, adalet, barış, bölgesel ve küresel politikalar var. Ama aynı anda, aynı zamanda Ankara'nın, oradaki bazı politikacılarının dilinde nelerin olduğunu görüyorsunuz.''
''VATANDAŞLARIM DA TASVİP ETMİYOR''
''Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakan'ına, düzeysiz şekilde hitap eden, son derece nezaketsiz bir dil ve üslup kullanan politikacı profili, Türkiye adına, Türk siyaseti adına bir talihsizliktir, bir yüz karasıdır. Bu dil, bu üslup, işte Ziya Paşa'nın dediği gibi, rütbe-i aklın yani fikir düzeyinin de edeb düzeyinin de nerelerde olduğunu gösteriyor'' diye konuşan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu hakaretleri, açıkça söylüyorum, bu tür siyasi partilerin mensubu olan benim vatandaşlarım da tasvip etmiyor. Sadece Türk siyaseti adına değil, bu sözleri sarfeden kişilerin mensup olduğu bu hareketler, işte onun için milletinden de alıcı bulmuyor. Bunlar ülkem adına talihsizlik. Eminim ki en az bizim kadar, o kitle de bu üsluptan rahatsız.
Hiç kimsenin, politikanın seviyesini, siyaset dilinin düzeyini, bu kadar yerlere düşürmeye, bu kadar pespaye bir seviyeye indirmeye hakkı olamaz. Belli ki içine düştüğü siyasi tıkanıklık, kendisini böyle bir hırçınlığa ve nezaketsizliğe sevk ediyor. Biz, bu dile, bu üsluba açıkça söylüyorum eyvallah etmeyiz, ama aldığımız terbiye onlara aynı dille cevap vermeye de müsaade etmez.''
Bugün dünyanın en büyük ikinci köprüsünün temelini attıklarını belirten Erdoğan, ''Cumhuriyetimizin kuruluşunun 87'inci yıl dönümünde Cumhuriyetimize en büyük armağanlardan birini veriyoruz. Biz köprüler inşa etmenin sevdası içindeyiz, onlarsa Deli Dumrul olmanın sevdası içinde'' dedi.
Erdoğan, bir kez daha bu üslubu, bu edeb ve adab yoksunluğunu milletine havale ettiğini, milletin bu seviyesizlik karşısında gereken cevabı vakti geldiğinde yine vereceğini söyledi.
Türkiye adına, Cumhuriyet adına, millet adına böyle büyük bir projenin temelini atıyor olmanın tarifsiz gururunun yaşandığı böyle bir günde, özellikle projeyi yürütecek olan Otoyol AŞ'ye ve bunu oluşturan Nurol, Yüksel, Astaldi, Makyol, Özaltın ve Göçay firmalarına, bu büyük projede yer aldıkları için teşekkür etti.
Bu projede çalışacak olan herkesi şimdiden tebrik ettiğini belirten Erdoğan, ''Bu projenin bu noktaya gelmesinde emeği geçen Bakan'ıma, Bakanlık mensuplarına, DPT mensuplarına, Hazine mensuplarına teşekkür ediyorum ve kendilerine şimdiden kolaylıklar diliyorum. Allah'ımdan temennim şudur: Bu yatırım esnasında, hiç kimsenin burnu kanamasın. İnşallah sağlık, sıhhat, afiyet içerisinde bu projemizi ülkemize kazandıralım. İstanbul–İzmir otoyolu ve İzmit Köprüsü'nün, başta İstanbul ve İzmir olmak üzere, sınırları içinden geçeceği, olumlu yönde etkileyeceği tüm şehirlerimize, ülkeme, milletime hayırlar getirmesini Allah'tan temenni ediyorum'' dedi.
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından, projenin 7 yıldan önce tamamlanması için 6 firmanın yönetim kurulu başkanlarıyla pazarlık yaptı.
''Şimdi işin en heyecanlı anına geldik'' diyen Erdoğan, pazarlık sırasında şunları dile getirdi:
''Bir pazarlık yapacağız. Bizim yapacağımız pazarlık, 22 yılla alakalı değil. 22 yıl dört ay bitti. Bizim yapacağımız pazarlık şu: 7 yılda bu projeyi hayata geçirmek sizlere yakışmıyor. Bunu biz ne kadar geri çekeriz? Ben diyorum ki burada güçlü firmalarımız var ve bu firmalarımız kendini her alanda ispat etmiş firmalar. 5'i yerli, bir tane de İtalya'nın kendisini bu alanda ispat etmiş firması var, aileden gelme, babadan oğula intikal etmiş...''
Otoyolun 5 yıl içinde tamamlanmasının uygun olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Neye dayanarak, 5 yıl diyorum Nuri Baba, Adnan Bey, Yüksel Bey? Burada 6 tane güçlü firma var. Hep beraber 5'e böleceğiz bu güzergahı. Bir taraftan köprü yürüyecek. Köprüyü 2 yılda bitirmemiz lazım. Köprü bizim için çok çok önemli. Çinlilerle isterseniz masaya ben oturayım da konuşayım. Çinlilerle de Korelilerle de konuşalım. Köprüyü çabuk bitirmemiz lazım. Hayati önem taşıyor. Köprüyü bir an önce bitirmemiz halinde bu güzergah hareketlenecek. Öncelikle bir defa İstanbul-İzmir otoyolunun projesini nihai olarak 5 yıla indirelim. 5.5 diyen, 5 de der. Oğuz Bey 'emriniz olur' dedi, 5'i kabullendi'' diye konuştu.
''ŞEYTANLARI ARADAN ÇIKARTIRSAK, EVELALLAH BURASI DA BİTER''
Aydın Çine'de Adnan Menderes Barajı'nın açılışını yaptıklarını hatırlatan Başbakan Erdoğan, ''Özaltın da o işin içindeydi. Bu barajın yapımına 1995'te başlandı. Fakat 1995'ten bizim iktidarımıza kadar sadece yolları yapılmış. Ondan sonra gelen hükümetler para pul vermeyince firmalar çekilmişler. Sağ olsun bir yoğunlaştılar, baraj 3 hafta önce açıldı ve dünyanın ilk 5'i arasında. Su tutmaya başladı. Demek ki bu millet isterse yapar. Ama burada su kaçağı var, bazıları geliyor işi karıştırıyor. Şeytanları aradan çıkartırsak, evelallah burası da biter. Bu projeyi bundan sonraki 5'inci Cumhuriyet kutlamasında açacağız. Gece gündüz çalışacağız'' dedi.
Erdoğan, ''Rabbim, kazasız belasız İnşallah bu Cumhuriyet tarihimizin en önemli projelerinden biri olan İstanbul-İzmir otobanını ve bu dünya incisi ve ikincisi köprümüzü hayırlısıyla tamamlamayı, bizlere yüklenici firmalarımıza tüm ekibiyle beraber nasip eyle'' diyerek otoyolun temelini attı.
Törene, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Devlet Bakanları Faruk Nafız Özak ile Faruk Çelik ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül de katıldı.
|
|
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|