İÇERİK Detay YAZARLARIMIZ
:: Anasayfa
:: Haberler
:: Yazarlar
:: Sesli Makale
:: TARIM
:: ÇEVRE/DOGA
:: KENT ve YAŞAM
:: SAĞLIK
:: BİLİMSEL GELİŞMELER
:: İNANÇ
:: SİYASET
:: ÇALIŞMA HAYATI
:: DÜŞÜNSEL
:: TOPLUMSAL
:: SAGLIK İÇİN SPOR
:: KİŞİSEL GELİŞİM
:: EKONOMİ
:: EGİTİM
:: YARGIDAN
:: GÜVENLİK
:: TEKNOLOJİ
:: HOBİLER
:: MAĞAZİN
:: TOPLUMSAL YÖNLENDİRME HABERİ
:: DOGAL AFETLER
:: ULUSLARARASI(DİPLOMASİ)
:: KÜLTÜR-SANAT
:: İNSANLIK
:: TARİH
:: İLETİŞİM
Genç Yazarlarımız
Reklam

İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!

H.z. Muhammed


Adrese Git
TÜRKİYE, ABD İLİŞKİLERİ

TÜRKİYE, ABD İLİŞKİLERİ RAPORU

(T.C Vatandaşları İçin Rapordur)

Yeni yönetim/Kongre Türk-ABD İlişkilerini Nasıl Etkileyecek?

ABD’de 3 Kasım’da yapılan seçimlerin sonuçları sadece Beyaz Saray’a değil Kongre’deki güç dengesine de değişim getirdi. Demokratlar şimdi de 2010 yılından bu yana ilk kez senato’da da çoğunluğu ele geçirdi komisyonların başkanlıkları da Cumhuriyetçiler’den Demokratlar’a devredildi… Yürütmede etkin olan, yasamada da etkin oldu, yani karşımızda güölü bir devlet ve hükümet var… Bu iki mecliste iki komisyon bizi çok ilgilendiriyor, Senato Dış İlişkiler Komisyonu, Temsilciler Meclisi’nde de Dışişleri Komisyonu öne çıkıyor.

Önceki yönetimin başkanı Donald Trump ile T.C Başkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki kişisel, ikili ilişkilerle yaşanan bazı sorunların sadece üstünün örtüldüğüne, ötelendiği ise bir başka gerçek… Yeni yönetim ve Başkan Joe Biden’ın göreve gelmesiyle birlikte ilişkilerin daha büyük gerilimlerle karşı karşıya olabileceği tahmin ediliyor… Yada ABD de böyle hissettirerek, bazı konularda bizden daha çok geri adım atmamızı bekliyor, atarmıyız, bazı durumlar yaşamsal atamayız…

Örnegin, bizim için neredeyse kırmızıçizgimiz olan YPG/PYD meselesi, 15 Temmuz darbe girişiminde ABD etkisi ve istihbarat paylaşmaması gibi sorunlar, bazı darbecilerin ABD de yaşaması… Halkbank davasının yeniden köpürtülmek istendiği, doğu Akdeniz doğal zenginlik kaynaklarında Türkiye’nin paylaşım dışı bırakılma istegi, İran’a ambargo uygulanması halinde Türkiye’nin tavrı ne olacağı bekleniyor? Biz çıkarımıza göre hareket edemezmiyiz?  Olası ABD Çin geriliminde ülkemizin çıkarı kimden yana tavır koymayı gerektiriyor, bunlar gibi olası sorunlar… Türkiye ABD ilişkilerini geriyor, ABD bizden direk olarak ne istiyor, Biz ABD’den ne istiyoruz?  İmzaladığımız sözleşmelere uyuyoruz, ABD den uymayı bekliyoruz..

Bu sorunlar 70 yıla yakındır yakın müttefik olan iki NATO üyesinin diplomasi tarihlerinin en zor dönemlerinden birinin yaşanmasına acık bir ilişki haline gelmiştir, iki ülke ilişkisi…  ABD Kongresin de bu tür sesleri daha sık duyar olduk, Kongre’de “Türkiye dostu” olarak bilinen isimler bile, Türkiye’de özellikle, demokrasi, laiklik, hukukun üstünlüğü gibi konular da daha çok eleştirilmeye başlanmıştır…  Kongre üyeleri eleştirilerini yükseltmenin yanı sıra son yıllarda Türkiye aleyhine çok sayıda tasarı ve girişime imza atmaya başlanmıştır… Bu arada Dış İşleri Bakanı Antony Blinken daha ağır konuştu ve acil müdahale gerektiren ülkeleri açıkladı, Rusya, Çin, İran, Kuzey Kore ve Türkiye olarak… Kısacası bizi müttefikler arasında değil, acil mücadele edilmesi gereken karşı cephe ülkelerden sayıyor.. Bu durum iki ülke için de ilişkiler iyi değil…

10 Şubat günü her iki partiden 54 senatörün Başkan Joe Biden’a yazdığı ve Türkiye’ye baskı yapmasını istediği mektup yeni Kongre’nin Türkiye konusunda düşüncelerini ortaya koymuş olup,  Beyaz Saray nezdindeki ilk girişimi olmuştur… Bu mektup neleri içermektedir, henüz bilgi edinemedik… Olan sorunlar belli, mektupta da bunların olması olası… ABD bizden ne istemişti? Aynı askeri pakta üye, müttefik olan Türkiye'ye 8 şart koşan ABD,  Yaptırım konulması için İran'a 3 şart koşmuştu, kendi çıkarına, keyfine göre şart koymayı normal kabul ettirdi dünyaya… Şartların ne olduğunu, bazılarının nasıl sonuçlandığını görelim…

İşte şartlar, Biraz Geri Gidelim ABD nin Sekiz İsteği Yıl 2018

1-Papaz Brunson dahil 15 Temmuz darbe girişiminde rol alan 20 ajanın ivedi serbest bırakılması. ABD, Özellikle Brunson'ın tahliyesi istendi… Papaz gitti, bazıları da gerçekleşti…

2-Türkiye'nin İran'a kapsamlı ambargo uygulaması istendi uyulmuş gibi yapıldı,  uygulanmadı, bir kamu bankası aracılığıyla delindiği iddiaları var, bugünler de iş yeniden köpürtülerek Türkiye’ye baskı yapılabilir…  “Evet emriniz olur, sizin çıkarlarınız neyi gerektiriyorsa siz isteyin, biz hemen onu yapalım.. Bizim çıkarımızın, İran’la yaptığımız anlaşmaların, komşuluk hukukun hiçbir önemi yok mu, biz İran dan enerji alıyoruz, enerji bağımlılığımız var…”

3. Rusya'dan S400 satın alınmaması istendi, alındı şimdide kullanmayın depoda tutun deniyor, “Evet bizim güvenlik sorunumuz Nato ile halledildi de, siz isterseniz bizi savunursunuz da, istemezseniz de savunmazsınız? Ayrıca neden Hava savunma sistemimizden niçin rahatsız oluyorsunuz ki, bize siz mi saldıracakmısınız yoksa?”

4. Ankara'nın Kudüs politikasını gözden geçirmesi, İsraillin Başkent oluşuna sessiz kalınması, başkent oldu ve elçi atanması… “Evet dünyanın şımarık çocuğu İsrail ne yaparsa yapsın siz onaylayın, bizde alkışlayalım öylemi, adamlar efsanelerden yasa, paradigma, politika üretiyorlar, dünyanın, bölgenin barışı için bizim degil, onların sınırlandırılması gerekiyor…”

5. Kıbrıs Adası etrafında doğalgaz ve petrol aramaktan vazgeçilmesi, ben barışseverim ama bu emperyalist sınırsızlara karşı Türkiye bu konuda ısrarlı ve etmeli gerekirse savaşmalıdır da. “Ooo asıl niyetin o, bu degil, doğalgaz olduğu anlaşılıyor, özür dilerim ama sizin ülkeniz neredeydi, oradaki dogalgaz kaynağına uzaklığınız kaç bin kilometre… Sevsinler şartınızı…

6. Halkbank'a kesilecek cezaya razı olun,   “Emriniz olur efendim, siz efendilik psikolojisinden kurtulamamışınız anlaşılan, bizi köleniz mi sandınız, Halk bakası neden suçlu, Halk bankası hangi devletin bankası ki siz ceza kesiyorsunuz… Sizin uyguladığınız ambargoyu deldiği için, o size göre suçlu bize göre normal bir davranış…

7. Ankara'nın Fetullah Gülen'in iadesini talep eden dosyayı kapatılsın, bize karşı silahlı kalkışma yapan birinin cezalandırılmasına engel oluyorsunuz farkındamısınız? “Aaa adamıma, sahip çıkarım diyorsun, adamını al başına cal, yani darbe girişimin de parmağınızın olduğunu itiraf ediyorsunuz öylemi?

8. Türkiye'nin sahip olduğu kritik madenlerde ruhsatların Amerikan şirketlerine verilmesini de istiyorlarmış, vay be bu ne cüretkârlık, yani bize ülkenizin anahtarını teslim edin diyorsunuz, sizce edermiyiz, bence yok… Şimdi bunlar iki yıl önceki isteklerdi, bunların bir ikisi oldu, aşıldı, diğerleri işlerine geldikçe ileri sürülecek…  Gelelim CATSA yaptırımlarına…

CAATSA:: Uzun haliyle ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası anlamına gelen CAATSA, 2017'de ABD Kongresi tarafından onaylanmış ve bu yasa çerçevesinde Rusya, İran, Çin ve Kuzey Kore'ye yaptırımlar uygulanmıştı, şimdi bizde bu yaptırımlarla karşı karşıyayız…

12 Madde İçeren CATSA Yaptırımları Neler?

1- Yaptırım kapsamına alınan kişi ve kurumlara ihracat ithalat bankası desteğinin kesilmesi

2- Mal ve teknoloji ihracatı ruhsatı verilmemesi

3- ABD mali kuruluşlarından kredi tedarik edilmemesi

4- Uluslararası mali kuruluşlardan kredi verilmemesi

5- Mali kurumlara ABD Merkez Bankası ile doğrudan alışveriş yapma izni verilmemesi

6- Yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumlarla ihale ya da sözleşme yapılmaması

7- Döviz üzerinden işlem yapılmasının yasaklanması

8- Mali kurumlar ve bankalar arasında ödeme ya da kredi transferlerinin yasaklanması

9- Yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumların ABD topraklarında gayrimenkul sahibi olmasının yasaklanması

10- ABD kişi ve kurumlarının yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumlardan sermaye ya da borç alışverişinin yasaklanması

11- Yaptırım kapsamına alınan kişilere ABD'ye giriş yasağı

12- Yaptırım kapsamına alınan kişi ve kurumlara benzer işlevi olan üst düzey görevlilere de yaptırım uygulanması."

Bu yasaya göre ABD Başkanı, bu 12 maddeden en az 5'ini seçip uygulamakla yükümlü….

Türkiye ABD ilişkilerini Olumsuz Etkileyecek Birkaç Adım Daha…

 

ABD’li Senatörlerden Biden’a Türkiye Mektubu Demokrat Senatör Menendez, bugüne kadar Türkiye’ye karşı hemen her tasarı ve girişimin altında imzası olan, Kongre’de ABD’yi Türkiye’ye karşı daha sert politikalar izlemeye sık sık çağıran bir isim oldu. Menendez, Türkiye’yi de ilgilendirebilen politikalar ya da Türkiye’nin çevresindeki bölgeyle alakalı oturumlarda da, söz sırası kendisine geldiğinde Türkiye’ye yönelik eleştirilerini ya da sert yorumlarını, zaman zaman da ABD’nin “yumuşak” bulduğu kimi politikalarına tepkisini her fırsatta dile getirmekten geri durmadı.

Ankara; bölgesel politikaları ve iç dinamikleri nedeniyle sadece Menendez’in değil Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nun birçok üyesinin de hedef tahtasındaydı. Komisyon, Trump’ı da Türkiye’ye karşı yeterince tavır almadığı ve Türkiye hükümetinin bölgesinde izlediği “bağımsız” ve “çatışmacı” politikalara göz yumduğu gerekçesiyle sık sık eleştirilmektedir… İyide biz bağımsız bir ülke degilmiyiz, bu kadar çelişkili açıklamalar, ilişkileri gerer, müttefiklerinin ABD ye karşı güvenini sarsar..

Türkiye, son yıllarda komisyonda sık sık gündeme geliyor, örneğin Ekim ayında Senatör Bob Menendez’in öncülüğünde ve komisyon üyeleri Chris Van Hollen, Bob Casey, Ed Market, Dick Durbin, Cory Booker ve Jack Reed’ın de imzasıyla tekrar gündeme geldi.. Dönemin Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin hem Güney Kafkasya, Libya, Suriye ve Irak’taki hem de kendi içindeki ABD ye göre “insan hakları ihlallerini” ayrıntılı şekilde anlatmasını talep eden bir tasarı sunuldu.

Eylül ayında yine bir komisyonun bir toplantısın da, Menendez dönemin ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşarı David Hale’e Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilimle ilgili Türkiye’ye eleştiriler içeren sorular yöneltti, Hale de, Menendez’in özellikle Türkiye’yi hedef gösteren yönlendirici sorularına yanıt olarak, Türkiye’nin attığı adımları “problemli” olarak niteleyerek yönetimin o zamana kadar bu konuda Ankara’ya karşı en sert açıklamalarından birini yapmıştı….

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde düzenlediği operasyonlara da Kongre’de büyük tepki vardı. Hatta Kongre’nin ilk Müslüman kadın üyelerinden, Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu üyesi Ilhan Omar, 2019 yılının Aralık ayında, Dışişleri Bakanlığı’na Türkiye’nin Suriye’deki operasyonu sırasında sivillere karşı kimyasal silah kullanıp-kullanılmadığını araştırması çağrısında bulunarak oradan da bir baskı çıkartılmaya çalışılmaktadır…

2017 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Washington ziyareti sırasında Büyükelçilik konutu önünde yaşanan kavgadan sonra Kongre’de Türkiye’ye duyulan tepki daha da artmıştır.

Bunlar gibi onlarca olumsuz görüşme ve konuşma, üyeleri etkilemiş, şimdi ise sıra yeni hükümeti etkilemekte olduğu bekleniyor.. Yeni hükümetin dış işleri bakanının açıklaması da onların Türkiye’ye karşı olumsuz olarak etkilenmeye hazır olduğunu gösteriyor…

Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan gerilimden en çok etkilenen Kongre platformlarından biri de Türkiye Dostluk Grubu oldu. Giderek üye sayısı azalan Dostluk Grubu’nun son yasama döneminde üye sayısı 103’tü ancak hem emekli olan hem de duruşunu değiştiren üyelerin olması nedeniyle üye sayısı100’ün altına düşmüş durumda.  Bakan Blinken'ın Türkiye'yi "sözde müttefik" olarak tanımlamış olması bilinçli bir çıkış mı? ABD hükümeti, İncirlik üssüne alternatifler üzerinde çalışılıyor, haberleri geliyor.. "S-400'ler, Washington'da Türkiye'ye olan güveni yerle bir etti"

Nicholas Danforth: Erdoğan, çok açık bir şekilde birçok kez Batı’dan ve ABD'den bir "tehdit" olarak söz etti. Batı’nın kendilerine hasım olduğuna adeta ikna olmuş olan çevresindeki kişiler de yine açıkça ABD'yi 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olmakla suçladı. Şayet bütün bu beyanatlar, ithamlar sadece kötü birer şakadan ibaret ise o zaman durum farklı tabii… Eğer gerçekten bu sözlerinde ciddi ise, ki ben kendisini ciddiye alıyorum, işte o zaman Erdoğan'ın ABD yönetimi ile sağlıklı bir işbirliği zemini oluşturabilmesi gerçekten güç. İleride, Erdoğan sonrası Türkiye'nin, Batı ile ilişkilerini yeniden tamir edip etmeyeceğine ise demokratik yollardan seçilecek bir sonraki hükümet karar verecek. O zamana kadar Washington için asıl zor olacak olan, bir yandan baskı politikalarını uygularken, bu ilişkinin ileride yeniden restore edilmesini imkansız kılacak kadar kadar kötü, hasmane bir noktaya gelmesini önlemek olacak.

“Bakınız gerçekçi olmak gerekirse, Türkiye'nin F-35'leri alabilmesi epey bir zaman alacak gibi görünüyor. Çünkü S-400'ler konusu Washington'da Türkiye'ye olan güveni gerçekten yerle bir etti. Türkiye'nin, daimi olarak S-400'leri kutularının içinde depolamayı garanti etmesi, yani işlevsizleştirileceği güvencesini vermesi halinde, ancak mevcut CAATSA yaptırımları kaldırılabilir… Ama güvenin yeniden inşaası güç görünüyor…” Bütün bunların ardından biz size neden güvenelim ki?

"Türkiye'nin değişen dış politikaları Washington'ı tahdit politikalarına yöneltiyor"

Raporunuzda, Biden'ın başkanlığı sırasında, ABD'nin Türkiye yönelik politikalarında "işbirliğinden tahdit politikalarına kademeli şekilde bir kayışın devam edeceğine" dikkat çekiyorsunuz. Tahdit politikası, Soğuk Savaş Dönemi'nde, ABD'nin hasım olarak algıladığı Sovyetler Birliği'ni, çevreleyerek izole etmek amacıyla uyguladığı stratejiye verilen isimdi… ABD, Türkiye'ye karşı benzer bir stratejiyi mi devreye soktu?

Öncelikle şunu ifade etmeliyim. Türkiye medyasında bazı kişiler, raporum ile ABD'nin Türkiye'ye yönelik tahdit politikaları uygulaması gerektiğini savunduğum yorumlarını yaptılar. Raporumda hiç bir şekilde bu noktaya gelinmesini olumlu bir gelişme olarak nitelendirmedim. Raporumda Erdoğan'ın 2016 yılından itibaren yeni bir güvenlik doktrini uyguladığını, askeri güç kullanımına dayanan, ideolojik temelli bu politikalar değişmedikçe de ABD ile Türkiye arasında anlamlı işbirliği olamayacağını belirtiyorum. Ne yazık ki şu bir gerçek: Türk hükümetinin değişen dış politikası, izlediği politikaların hem ABD'de hem Türkiye'nin komşu ülkelerinde yol açtığı endişeler, yaşanan gerilimler, Washington'un artan oranda tehdit politikalarına yönelmesine yol açıyor. Başkan Erdoğan, artık ülkeyi demokratik yollardan yönetmeme yolunda ilerlemelidir, diyorlar, Suudlar baya demokratlar değil mi? Onlarla yakın işbirliği içinde oldukları gözlemleniyor eski ve yönetimlerin…

Bunlar ABD Cephesinde Yaşanılanlar Bizde Neler Oluyor?

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD Başkanı Joe Biden'ın Türkiye'yi yakından tanıdığına işaret ederek, "Biden yönetimine gelince; ilişkimiz saygı, ortak çıkar ve karşılıklı egemenliklerimizin tanınmasına dayandığı sürece iyi bir ilişkimizin olacağına inanıyoruz" dedi.

"Özellikle Suriye'den Irak'a, Libya'dan Kafkasya'ya ve Körfez ülkelerine kadar bugünkü meydan okumaları göz önüne aldığınızda onların (Biden'ın ekibi) Türkiye'nin stratejik önemini ve değerini ilişkinin merkezine koyacaklarına inanıyorum. İnanıyorum ki onlar Türkiye ile çok olumlu bir ilişkiye hazırlar."

Kalın, "Biden yönetimine gelince, ilişkimiz saygı, ortak çıkar ve karşılıklı egemenliklerimizin tanınmasına dayandığı sürece iyi bir ilişkimizin olacağına inanıyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'nin Yunanistan'ın S-300 sistemini kullanmasını örnek göstererek S-400 hava savunma sistemini kullanmaya başlayacağını kaydeden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD yönetimine "ABD’nin teknik anlamda S-400 ve F-35’lerin uyumluluğu konusundaki kaygısını ele almaya hazırız. Ortak çalışma grubu teklifimiz halen masadadır"  Diyen Savunma bakanımızdan sonra…

"Sayın Cumhurbaşkanımız, Patriot ya da bir başka NATO müttefikinden başka bir savunma sisteminin satın alınması konusunda Türkiye'nin görüşmelere hazır olduğunu belirtti. Bunu yapmaya hazırız, tam iş birliğine hazırız. Biden yönetimiyle yeni bir sayfa açacağımıza inanıyoruz. Kendisi Türkiye'yi ve Cumhurbaşkanımızı tanıyor.

Son olarak, önce Savunma bakanımzın bu konuyla ilgili açıklamalarını, tepkilerini görelim…

“Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye'nin NATO'nun 68 yıllık bir üyesi ve ikinci büyük ordusuna sahip ülkesi olduğunu vurgulayarak "Türkiye, NATO'nun güvenliğinin merkezinde yer almaktadır. Türkiye, NATO misyon, operasyon ve karargahlarına yaklaşık 3 bin personelle iştirak etmekte olup sıralamada ilk beş ülke arasındadır. Külfet paylaşımı bakımından da Gayri Safi Milli Hasıla'nın yaklaşık yüzde 2'lik oranıyla, ilk 8 ülke arasında yer almaktadır. Tatbikatların, kuvvet yapısı ve kadrolarına katkımız, salgına ve bölgemizdeki tehdit ve risklerle meşguliyetimize rağmen kesintisiz bir şekilde sürmektedir. “ Bunlar doğruysa ki, doğru o zaman bu kadar önemli bir müttefiki direk rahatsız edecek uygulamaları yapılması NATO da ciddi çatlaklara neden olabilir… Bizden söylemesi, istekleriniz sizin çıkarlarına bile ters istekler, tekrar gözden geçirilmesi gereği var…

ABD ile uzun süreli bir ilişkimiz var, ABD kendi planlarını uygularken, müttefiklerinin çıkarlarına karşı bu kadar duyarsız hiçbir dönemde olmamıştı, müttefikleriyle hiç bu kadar ters düşmemişti.. Sadece bizimle değil Avrupalı müttefikler de bu ben yaparım olur, en çok ben para harcıyorum benim dediğim olur… Herkese ceza keserim, herkese yaptırımlar uygularım, kimse tepki gösteremez derseniz, bu rahatsızlıklar, tepkiler birikir birikir, sizin müttefiklik birliginizi bozacak duruma ulaşır… Şimdi, durum bu, daha da gerginlik isteyen bir yeni yönetim var, daha da gerileceğiz, biz Türkiye hükümeti ve vatandaşları olarak haklı olduğumuzu düşünüyoruz… Neden bizim teröristlerimizi destekliyorsunuz, sınırımıza yakın yerlerde devlet kurmak ve bu devletin sınırlarını belkide ilerde bizim sınırlarımıza yansıyacak kayğımızı anlamayan müttefikle bizimde sorunumuz olur, yukardaki saçma istekleri okuduk..  Dogu Ak Deniz zenginliklerinden vaz geçin, madenleri bizim şirketlere verin demek bize verin demek, buradaki zenginlik kaynakları kimin, böyle saçma istekler için gerginliği biz de göze alırız… Durum bu, dünyada yeni güç merkezleri cıkıyor, Rusya, Çin, Hindistan, Avrupa da bunlara katılacak, bunları dikkate almadan atılan her adım, dünya barışını riske girer, siz etkin devletler düşünmezseniz, kim düşünecek ki? Barışısın tesisinden sorumlusunuz, bu yaptıklarınızı tarih yazıyor, tarih nasıl yazarsa öyle anılırsınız, anılırız… İyi anılmak Dilegiyle, Selam ve Saygılarımla…

Hüseyin Benek – 14.2.21 – vatandasfikri.com

Kaynaklar

1* https://www.ntv.com.tr/turkiye/son-dakika-haberi-abdden-turkiyeye-yaptirim-karari,WPDZQEX68EGv91U9JeEZDg

2* Türkiye uzmanı Nicholas Danforth https://www.dw.com/tr/danforth-abd-t%C3%BCrkiyeyi-s%C4%B1n%C4%B1rlama-stratejisi-izleyecek/a-56520465

3* http://www.vatandasfikri.com/yazidetay.asp?ID=2008

4* https://tr.sputniknews.com/turkiye/202102101043781612-cumhurbaskanligi-sozcusu-kalin-biden-yonetimiyle-yeni-bir-sayfa-acacagimiza-inaniyoruz/

5* https://www.yenicaggazetesi.com.tr/2021-zor-yil-olacak-58257yy.htm

6* https://www.amerikaninsesi.com/a/turkiyeyi-s400-alimindan-sonra-neler-bekliyor/4996208.html

7* https://www.haberturk.com/caatsa-yaptirimlari-nedir-caatsa-yaptirimlari-nasil-isliyor-2903456

 

 

SİYASET  
VATANDAŞ, CHP ve CHP’Lİ
HÜSEYİN BENEK

TOPLUMSAL  
KRİZLERİN TEMELLERİ
FİKRİ ADİL

ÖNERİLER  
UYUŞTURUCUNUN KİŞİLERE VE TOPLUMA ETKİLERİ
DERMAN ABİ

TOPLUMSAL  
DİNDAR, DİNSİZLER!!! DİNSİZ DİNDARLAR!!
SITDIK FANİ

TOPLUMSAL  
TARIM ve HAYVANCILIKTA ÜRETİCİ SORUNLARI
M.Akif GÖKALP

TOPLUMSAL  
CUMHURİYETİN YÜZÜ KADINLAR
Nevval SEVİNDİ

TARİH  
TÜRKLERİN TARİHDE YERİ ve ÖNEMİ
Tomris VAKANÜVİS

ŞİİR  
NORMALİ AŞMAK!
AHSEN'E SEVDALI

SİYASET  
CHP TARTIŞMANIN KEYFİLİĞİ
AYDIN FİKİRLİ

GELECEK  
YAPAY ZEKA ve METAVERSE NEDİR?
Şahin KAHİN

Reklam

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."

                                    M.Kemal Atatürk


Adrese Git
Sitemiz en iyi 1024 x 768 çözünürlükte ve Internet Explorer ile görüntülenir...
EpoxSoft