İSTANBUL FATİH DE İNTİHAR, KİM SORUMLU?!!

(İlgisizliğin, Duyarsızlığın, Sorumsuzluğun, Kapitalist Düzenin Şehitleri)

(Fatih de Dört Kardeş İntihar Ediyor, Nedeni Nedir, Bulmalıyız ve Bizi Uyandırmalı)

Bu toplum bağını koparıyor, bağı kopan her şey dağılır, toplum olarak dağılıyoruz, bu dağılma nasıl önlenir? İnsanı insan yapan duygular vardır, bunlar nedir, bir grupla, toplumla bağ kurmak, yani aidiyet ilişkisi içinde olmak, yoksa!!

Kendini ifade edeceği ortam sağlanmalıdır ki, işe yaradığını hissetsin, hissedemiyorsa!!

Yaptıklarından dolayı, takdir edilsin, yapacakları için motive edilsin/olsun, edilmiyorsa, olmuyorsa!!

Yaşamdan zevk alsın, almıyorsa!!!

Yaşamın amacı olsun, yoksa!!

Aile bağı kopmuş, toplumsal aidiyet geliştirilememiş, liberal ekonomik, kar odaklı rekabet düzeni içinde bu intihar eden kardeşler çırılçıplak bırakılmıştır.. İnsan çırılçıplak nasıl doga da ve rekabet üzere kurgulanmış toplumsal sistem içinde nasıl yaşar? İşte yaşayamadılar, bakkalları ve bir tanıdıkları bu kişilerin hikayelerini anlatıyorlar, buyurun okuyalım, şehri, ülkeyi yönetenler, bu işten uzak, yakın sorumlu olanlar, bu kardeşlerin yaşadıkları sorunu görmezden gelenler, yakın çevremizde böyle kişiler var mı diye sormayan bizler… Komşularıyla, akrabalarıyla bağını koparan, onların yaşadıkları sorunlara kulak tıkayan, gözlerini kör eden bizler, okuyalım ve kişisel, toplumsal, kurumsal sorumluluklarımızı bilelim toplumumuzun fertleri, akrabalarımız, komşularımız böyle sorunlar yaşamasınlar… Gözlerimizin önünde, siyanürle ölmeyi tercih etmesinler!!! Etmemelilerdi, her şeye rağmen yaşamayı tercih etmeliydiler!!

Haberi, Okuyoruz, Fatih'te ölü bulunan dört kardeşin, bakkal veresiye defterinde 2.260 lira borcu varmış…

“15 yıldır aynı evde oturdukları söylenen, yaşları 45 ile 60 arasındaki kardeşlerin oturduğu binanın altında bir bakkal dükkânı işleten Yusuf Deniz kardeşlerin 15 yıldır kendilerinden alışveriş yaptığını, son zamanlarda da maddi sıkıntı yaşadıklarını söyledi. Her gün 6-7 tane ekmek alıyorlardı" Deniz, evlerinde ölü bulunan kardeşlerden Oya Yetişkin'in kendisinden veresiye ile alışveriş yaptığını, genellikle ayın başında borçlarını ödediklerini, ancak birkaç aydır ödeme yapamadıklarını belirtti. Cuma günü bana borcunu ödeyecekti, ödeyemedi, dedi ki 'Maaşıma haciz koymuşlar.' Pazartesi günü alışveriş yaptığında ertesi gün bana para vereceğini söyledi. Gelen giden olmayınca biz de merak ettik, telefonu açmayınca şüphelendik, çıktık baktık, sonra da polisi aradık" diye konuştu.”

“Dün gece saat 23.00 sıralarında adrese giden ekipler, özel kıyafetler giyip, maske takarak girdikleri evde, (48) Cüneyt Yetişkin, (54) Oya Yetişkin, (56) Yaşar Yetişkin (60) Kamuran Yetişkin'in cansız bedenlerini buldular.” Yardım eden kuruluş yetkililerimiz hemen açıklama yapmışlar bize ulaşan bir yardım talebi yok diye, artık onlar kendilerini sorumlu hissetmiyorlardır, değil mi?

Edinilen bilgilere göre dört kardeşin, yaklaşık üç yıl önce hayatını kaybeden annelerinden kalan yüklü miktar bir borcu ödemeye çalıştıklarını, bu borç yükünün yanı sıra yaşayabilmek için gereken temel ihtiyaçları karşılamaya çalıştıkları, başaramadıkları ve bunun üzerine insan için çok kıymetli olan, kutsal canlarını böyle bir yöntemle yok etmeyi tercih ettikleri anlaşılıyor…  Neden bunlar oldu, aile bağı annenin ölmesiyle büyük bir zarar görmüş, komşuluk bağının zayıflığını ise şu ifadelerden anlıyoruz…

“Komşuların birbirini çok yakından tanımadığı, bazı dairelerin ofis olarak da kullanıldığı anlaşılan binanın birinci katında dört kardeşin yaşadığı dairenin kapısı olay yeri inceleme ekiplerinin ayrılmasının ardından mühürlendi.” Oysa bu olaydan önce bizlerin iyiliğe, güzelliğe neden olacak davranış özellikleri bencillik mührüyle mühürlenmişti…

 İşte bütün bu olayları yaşayan kardeşleri bu noktaya iten kim, derseniz, çevremize karşı duyarlılığını kaybetmiş hepimiz derim… Başka kim, daha lüks bir arabaya binmek için yanında çalışanların emeğini/ekmeğini/rızkını tam olarak vermeyen, çalışanına saygı duymayan, takdir etmeyenler… Vatandaşa hizmet için kurulan ama Vatandaşının hali nice diye haberi olmayan kurumsal yapılar, başka kim, akrabalar, komşular hepimiz derim…

Yakın tanıdıklarından biri olan Serpil Alkan dan bu kardeşlerin hikayesini dinlemeye devam edelim mi? "Çok gururluydular" Oya ve Kamuran Yetişkin'in arkadaşı sahne sanatçısı idi, kardeşleri 33 yıldır tanıdığını, beraber de çalıştıklarını söyledi. Bir süredir geçim sıkıntısı çektiklerini bildiğini ve kardeşlerin bir süredir antidepresan kullandıklarını… Alkan: Tüm ailenin ekonomik yükünü Oya taşıyordu, ancak yetişemiyordu, İş yerinde de sıkıntıları vardı, olaylar üst üste onları üzüyordu… Sosyal yardım talebinde bulunmalarını önerdim, sosyal yardımı kabul etmediklerini söyledi… "Diyecek kelime bulamıyorum, böyle bir şey olmaması lazımdı. Yeşil kart alalım diyordum, istemiyorlardı, aç dolaşıyorlardı ama yardım istemediler." dedi.

Bende diyecek bir şey bulamıyorum, bu kardeşleri ilgisizliğin, duyarsızlığın, kapitalist düzenin şehitleri ilan ediyor, Allah onları iyilerle değerlendirsin diliyorum…

Onlar, çok gururlulardı, yardım isteyemiyorlardı, biz bu toplumun fertleri, kamu kurumları, bunu fark etmeliydik, onları bu yolu tercih edecek kadar yalnız, çaresiz bırakmamalıydık, yardım etmeliydik, etmedik, sorumluyuz!!!

İnşallah toplum olarak bu olaydan ders çıkarırız, birbirimize karşı sorumluluklarımızın farkına varırız, bir daha böyle bir olay yaşamayız, dilerimle, üzgünüm, üzülelim!!!

Hüseyin Benek ---7.11.19 - vatandasfikri.com

Kaynaklar

1* https://www.birgun.net/haber/4-kardesin-intihar-olayini-anlatan-dostlari-onur-duyuyorum-ama-olmeyi-hak-etmediler-275471

2* https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-50322797