İÇERİK Detay YAZARLARIMIZ
:: Anasayfa
:: Haberler
:: Yazarlar
:: Sesli Makale
:: TARIM
:: ÇEVRE/DOGA
:: KENT ve YAŞAM
:: SAĞLIK
:: BİLİMSEL GELİŞMELER
:: İNANÇ
:: SİYASET
:: ÇALIŞMA HAYATI
:: DÜŞÜNSEL
:: TOPLUMSAL
:: SAGLIK İÇİN SPOR
:: KİŞİSEL GELİŞİM
:: EKONOMİ
:: EGİTİM
:: YARGIDAN
:: GÜVENLİK
:: TEKNOLOJİ
:: HOBİLER
:: MAĞAZİN
:: TOPLUMSAL YÖNLENDİRME HABERİ
:: DOGAL AFETLER
:: ULUSLARARASI(DİPLOMASİ)
:: KÜLTÜR-SANAT
:: İNSANLIK
:: TARİH
:: İLETİŞİM
Genç Yazarlarımız
Reklam

İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!

H.z. Muhammed


Adrese Git
DOĞU AKDENİZ SORUNU ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

DOGU AKDENİZDE Kİ DOĞAL ZENGİNLİK KAYNAKLARI KİMİN?

Burası Kimin, Kime Yakınsa Onun!! Buradaki Kaynakları da O Ülke/Ülkeler, Kullanma Hakkına Sahiptir!!

Şimdi bu basit mantığı aşan, bunu da sırf oradaki doğal zenginlikler için yapan ülkelere bakalım, sorumuz şu burada kimler var, kimlerin hakkı var?

 Söz konusu Dogu Akdeniz de hangi ülkeler, aktif politika yürütüyor ve bölgenin enerji kaynaklarından faydalanmak istiyor?

Öncelikle haklı olarak coğrafi açıdan da bölgeye sınırı olan Türkiye, İsrail, Mısır, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Yunanistan, Lübnan, Suriye ve Libya, Doğu Akdeniz'de aktif politika yürütüyor, hak iddia ediyorlar… Sonra Dünyanın her yerini, kendilerinin sömürme hakkı olduğunu iddia edenler yine devredeler..

Öte yandan, bölgeye sınırı olmamasına rağmen ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve İtalya gibi ülkeler de Akdeniz'deki enerji denkleminde ağırlığını korumak istiyor. Burası neden bu kadar önemli, örneğin ben buradaki haklarımız için gerekirse savaşalım, gerekirse ekonomik ambargolara göğüs gerelim diyorum.. Nedeni şu…

ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi verilerine göre, Doğu Akdeniz’in Levant adı verilen ve Suriye kıyılarını da içinde barındıran bölgesinde yaklaşık 3,5 trilyon metreküp doğal gaz ve 1,7 milyar varil civarında petrol rezervi bulunuyor... Bunu kim çıkaracak ve kime satarak ülkesinin refah seviyesini artıracak? Bizim ve bölge ülkelerinin ortak hakkı olanlar ortak olarak yararlanmalıdır? Şu an burada hangi Enerji şirketleri bulunuyor? Doğu Akdeniz'de faaliyet gösteren başlıca şirketler arasında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), ABD'li Exxon Mobil ve Noble, Fransız Total, İtalyan Eni, Güney Koreli Kogas, Katar Petroleum, İngiliz BG ile İsrailli Delek ve Avner firmaları yer alıyor.

Bulunmayan kim Suriye, bu ülkeyi de işin içine katacak bir ortak çözüm şart, kimin ordusu güçlüyse o aslan payını almak yerine kim daha çok hak ediyor, kim daha çok bu kaynakların çıkarılmasına katkı sunuyor ona göre hak paylaşımında bulunulması gerektiğini en basit mantık ve hukuk kuralları öneriyor… Emperyalist emellerle kör, sağır olanlar görmüyor, duymuyor… Buradaki alan nasıl bölünmüş ve en çok doğal gaz ve petrol hangi alanda? Bölgeyi, GKRY (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) tarafından tek taraflı olarak, 13 parsele bölünmüş durum da… Sadece Rumların böyle bir hakkı var mı, yok bunu bile bile neden böyle adımlar atarlar veya bu adımlar, hukuk kuralları, BM milletler kararları yok sayılarak bazı ülkeler tarafından sırf çıkar için, neden kabul edilir? Buradaki şirketler hangi parsellerde ve ne kadar hak talep ederek veya görerek burada çalışmalarını sürdürüyorlar?

Bölgede sözde 2. 3. ve 9. parsellerde İtalyan Eni ve Güney Koreli Kogas şirketlerinin müşterek lisansı bulunuyor. Ortaklığın payları ise yüzde 80 Eni, yüzde 20 Kogas olarak dağılım gösteriyor.

 

Fransız Total ve İtalyan Eni 6. ve 11. parsellerde eşit pay sahibiyken, 8. parselde Eni tek başına ruhsat sahibi konumunda yer alıyor. Kuzeyde sırasıyla 1. 2. ve 3. parsel, ortada 4. 5. 6. 7. 8. 9. ve 13. parsel ve güneyde ise 10. 11. ve 12. parsel yer alıyor. Biz hangi parselde hak iddia ediyoruz, yada direk hakkımız olduğunu düşünüyoruz?

Türkiye ve KKTC'nin hak iddia ettiği bölgede yalnızca sözde 10. ve 11. parseller de çakışma bulunmuyor, diğer parsellerin hepsinde münhasır ekonomik bölge tartışmaları devam ediyor. Etmelidir de… Hala bölgenin zenginlik kaynaklarının paylaşımı, kendi aralarında görüşmeler, pazarlıklar devam ediyor… Biz ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti neden yok?

12 parsel de ise %35 ABD'li Noble, %35 İngiliz BG ve %30 da İsrailli Delek Drilling Group şirketler kendi aralarında ganimet paylaşır gibi paylaşmışlar, biz bunu onlara yedirtmeyiz…

10. parselde ABD'li Exxon Mobil ve Katar Petroleum ortaklığı sözde ruhsatları elinde bulunduruyor. Geriye kalan sözde 1'inci, 4'üncü, 5'inci, 7'inci ve 13'üncü parseller için görüşmeler devam ediyormuş… Biz bu görüşmelerde ve pazarlıklarda neden yokuz? Türkiyesiz, KKTC’siz ve Suriyesiz orada bir çözüm olur mu, olursa neye rağmen olur, kalıcı olur mu? Bence olamaz, bunu sıcak çatışmaya dönüşmeden anlamak orada bulunan herkesin menfaatinedir…

Türkiye, Doğu Akdeniz'de nasıl bir politika izliyor?

 

 Türkiye Kıbrıs'ta, Türklerin Rumlarla eşit haklara sahip olduğunu ve adanın zenginliklerinden ortak faydalanılması gerektiğini savunuyor, haklıda…

Türkiye her fırsatta bölgede faaliyet yürüten enerji şirketleri ile ABD, İngiltere, Fransa ve İtalya gibi ülkelere GKRY'nin tek taraflı olarak ilan ettiği münhasır ekonomik bölgeyi tanımadığını ve Türkiye'nin deniz yetki alanlarıyla çakışan bölgelerde arama ve üretim çalışmalarına izin vermeyeceğini belirtiyor. Vermemelidir de…

Ayrıca Türkiye, GKRY'nin adanın tamamını temsil eden bir devlet olmadığı için münhasır ekonomik bölge oluşturma ve ihale etme hakkı da bulunmadığını muhataplarına iletiyor. Muhataplar ekonomik çıkar körlüğü içinde göremiyorlar…

Öte yandan, adanın çakışma olmayan kuzey, doğu ve güney kısımlarında Rum tarafının fiili durum yaratma olasılığına karşı, KKTC tarafından TPAO'ya ruhsat sahaları verildi. Böylece GKRY'nin adanın tamamını temsil etmemesine rağmen bloklar oluşturarak münhasır ekonomik bölge ilan etmesine karşılık verilmiş oldu. Şimdi iki toplum burada yaşıyorsa ki varlar, ikisi de bu doğal kaynaklardan yararlanmalıdır… Neden yararlanamıyorlar, bu soruyu akla, mantığa, hukuka uygun olarak herkes cevaplamalıdır…

Şuan da Ülkemiz Türkiye bölgede arama faaliyetleri yürütüyor mu? Evet…

 

Türkiye bölgede aktif olarak Fatih sondaj gemisiyle KKTC’nin ruhsat verdiği A,B,C,D,E,F,G olarak adlandırılan alanlarda sondaj ve arama faaliyetlerini yürütüyor.  Söz konusu alanlar KKTC'nin kendi münhasır ekonomik sınırları içinde yer alıyor. Ayrıca Fatih'in yanı sıra Türkiye'nin ikinci sondaj gemisi Yavuz'un da yakın zaman da bölge de olması bekleniyor.

Asıl bize karşı politikalar üreten, üretmeye çalışan GKRY bölgede nasıl bir politika izliyor?

Doğu Akdeniz'deki kaynaklardan azami pay alma arayışına giren enerji şirketleri ve bu şirketlerin direkt veya dolaylı yoldan sahibi olan ABD, Fransa ve İtalya gibi ülkeler GKRY'yi adanın tamamında egemen gibi görüyor ve ihalelerle aldıkları lisansların hukuki olduğunu iddia ediyor.. Sanırım bu iddiaya dayanak olarak da KKTC kendileri tarafından tanınmamalarına dayandırıyorlar…

GKRY de enerji arama ve çıkarma faaliyetlerinde ABD, İtalya ve Fransa gibi bölge dışındaki aktörlerle, enerji iletimi için ise İsrail, Mısır ve Yunanistan gibi bölgedeki aktörlerle iş birliği çalışmaları yapıyor. Naçizane önerim KKTC’siz ve Türkiyesiz hatta Suriye siz, burada çözüm olmaz, olmamalıdır… Enerji için, siz ne kadar fedakarlık yapmayı göze alıyorsanız, bizde hakkımız olan zenginlik kaynaklarımızı korumak için onun iki katını göze alırız…  Bu biline… Sadece buradaki doğal zenginlik kaynaklarını çıkarmakla sorun bitmiyor, bu kaynakları taşımak da gerekiyor, bu işin içinde de biz olmalıyız… Neden?

Örnegin, East-Med boru hattı projesi planlanmakta ve bu proje, Türkiyesiz olabilir mi?

East-Med boru hattı projesiyle Akdeniz gazının İsrail, GKRY ve Yunanistan üzerinden Avrupa'ya gönderilmesi hedefleniyor.

Bölgenin jeolojik yapısının kırılganlığı ve hat uzunluğu göz önünde bulundurulduğunda inşa edilmesi planlanan boru hattının teknik ve ekonomik açıdan fizıbıl olmadığı kabul ediliyor.

Ayrıca Avrupa Birliğinin de desteklediği projenin öngörülen güzergahı Türkiye'nin deniz sahalarından geçiyor. Sonuç olarak aktörlerin Türkiye'yi de hesaba katarak hareket etmesi gerekiyor.  Bu nedenle burada hakka, hukuka, arama, çıkarma, taşıma gibi durumlar dikkate alınarak diplomatik çözüm bulunması Dünya ve bölge toplumlarının menfaatinedir… Önerilir, önerimdir, önerimizdir, barış her şeyden daha hayırlıdır, unutmamak dilegiyle…

 

Hüseyin Benek – 18.6.19 – vatandasfikri.com

Kaynaklar

 

SİYASET  
VATANDAŞ, CHP ve CHP’Lİ
HÜSEYİN BENEK

TOPLUMSAL  
KRİZLERİN TEMELLERİ
FİKRİ ADİL

ÖNERİLER  
UYUŞTURUCUNUN KİŞİLERE VE TOPLUMA ETKİLERİ
DERMAN ABİ

TOPLUMSAL  
DİNDAR, DİNSİZLER!!! DİNSİZ DİNDARLAR!!
SITDIK FANİ

TOPLUMSAL  
TARIM ve HAYVANCILIKTA ÜRETİCİ SORUNLARI
M.Akif GÖKALP

TOPLUMSAL  
CUMHURİYETİN YÜZÜ KADINLAR
Nevval SEVİNDİ

TARİH  
TÜRKLERİN TARİHDE YERİ ve ÖNEMİ
Tomris VAKANÜVİS

ŞİİR  
NORMALİ AŞMAK!
AHSEN'E SEVDALI

SİYASET  
CHP TARTIŞMANIN KEYFİLİĞİ
AYDIN FİKİRLİ

GELECEK  
YAPAY ZEKA ve METAVERSE NEDİR?
Şahin KAHİN

Reklam

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."

                                    M.Kemal Atatürk


Adrese Git
Sitemiz en iyi 1024 x 768 çözünürlükte ve Internet Explorer ile görüntülenir...
EpoxSoft