BİRLİK RUHU UYANDI,

YENİ KAPIYA MİLYONLAR TOPLANDI

Uzun süredir siyasetin ve farklı dini yorumların gerginliğiyle gerilen toplum, son darbe girişimiyle liderlerin açıklamaları ve vatandaşların birlik ruhunu destekleyen davranışlarıyla birlik ruhumuzu uyandırdı… Ben Kayı boyu flamasını, Bozkurt flamalarını Atatürk posterlerini, İslami grupların kullandığı tevhit bayrağını yan yana görünce işte demokrasi bu, işte birlik ruhu bu dedim… Gayri ihtiyari gözlerimden yaşlar döküldü… Ben bu birlik coşkusunu yaşarken bize saldıranlar, saldırma planları olanlar artık şunu anlamışlardır sanırım bu millete yapılan saldırılar, birlik ruhunu coşturuyor… İşte bunun kanıtı Yeni Kapı Mitingi, bu mitingde ki kalabalığı görünce biz ne …. Yedik diye hayıflanmalarına neden olmuştur…

Olsun da, hayıflasınlar, bu ülke bizim, bu vatan bizim, bu toplumsal düzeni biz kurduk, size ne oluyor da iki de bir çomak sokuyorsunuz, yada sokanlara destek oluyorsunuz..  Bunu içimizden birileri yaparsa, daha çok canımız acıyor, üzülüyoruz tepkimiz de daha çok, daha sert oluyor… Bu yaşananları unutmayın, şunlarıda unutmayız….

Biz Millet olduğumuzu unutmuş bir millet değiliz, seçilmiş hükümete oy bile vermesek böyle bir durumda desteğimiz tam… Bu ülke de operasyon yapmak isteyen herkes operasyona maruz kalır bu biline… Biz toplum olarak da dikkat etmemiz gereken şeyler var… Ayrışmayı körükleyen nedenlere bilrek veya bilmeyerek neden olanlarımız var… Bunun için biraz daha dikkat edilmelidir…

Toplumsal olarak siyasetin ayrıştırmalarına maruz kaldık, sadece siyasetin mi, yok dini cemaatlerin ayrıştırmalarına da maruz kaldık birliğimizin cimontosu olacak siyasi düşünce ve dini inanç siyasetçilerimizin ve din adamlarımızın özensizliğinden dolayı ayrıştırmalara neden oldu… Bundan sonra siyasetin dilini değiştirmek zorundayız, siyasette dini söylemi, dinde siyasal söylemi terk etmek zorundayız… Siyaset dünyevi, maddi, esnek, en olmaz konularda bile müzakereye acık her alanda tartışmaya izin veren bir sosyal olguyken… Din birçok konuda tartışılmaz kurallar içermektedir, bu kurallar bir imanlı kişi olarak beni bağlamaktadır… Ama bu dini inanışı farklı algılayan, yorumlayanların olduğunu da biliyoruz, hatta bize çok ters gelen dini inanışlar olduğunu da biliyoruz… O zaman vatandaşlık esasına dayalı, laik sistemle desteklenmiş bir demokratik hukuk düzeninin gerekliliğini bu son darbe girişimin de din adına hareket eden bir oluşum başrol de olduğu düşünülürse, demokrasinin ve laikliğin gerekliliğinin daha çok anlaşıldığını düşünüyorum…

Bu anlayışla siyasetçilerimize bundan sonra çok görev düşmektedir, sosyal ağırlıklı dil yerine siyasal ağırlıklı dil kullanmak zorundayız siyasetimiz de… Bu şu demektir, bir mezhebe, bir ırka, bir bölgeye, bir azınlığa dayalı dayalı dil değil tüm Türkiyeyi ve vatandaşlarını kucaklayan bir dille siyaset yapmamızın gereği ayrışmalar ve gerginlikler üzere anlaşıldı… Bu dili Demokrasi Meydanların da buldum, meydanlarda bulundum bunu herkes istiyordu… Ölürüm Türkiyem, Selam Türkün bayrağına, Onun yıl Marşı, Mehter Marşı bize ortak ruh veren marşlarımız ve türkülerimiz kültürümüzün birliğine hizmet ediyordu…

Bir toplumun bir siyasal birliği olması için, vatan, bunun üzerin de toplumsal bir düzen, şuan da bizde olduğu gibi Cumhuriyete, demokratik hukuk kurallarıyla birlikte laiklik bir sistem, bunları vatandaşlık esasları ve sınırları içinde değerlenen bir vatandaşlık bilinci, dil ve inanç esasları… Toplumsal birliğimizin çimentosu, harcıdır, bunların birlik ruhunu zirveye taşıdığını görüyoruz… Bu ruh dilerim daim olur…

Bu son olaylar bizde birlik ruhunu uyandırdı, sürekli uyanık olabilmesi için de birlik ruhunu destekleyecek şekil de siyasal ve inançsal düşüncelerle toplum hayatta herkes yerini almalıdır… Bu ruh bugünler de zirve yaptı, dileğimiz odur ki, hep zirvede kalır… Birlik ruhuyla hareket eden herkese selam ve sevgilerimle…

M.Akif Gökalp --- 8.8.16 --- www.vatandasfikri.com