|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
İŞ KAZALARI |
İŞ KAZALARINDA DÜNYA ÜÇÜNÇÜSÜ, AVRUPA BİRİNCİSİYİZ!!
İş kazalarının temel nedeni önlem yetersizliğidir. Bu önlemleri kah iş hızı, kah işçilerin ihmali, daha çok da patronların güvenliği degil kar etmeyi önemsemelerinden işçilerimiz kazalarla karşı karşıya geliyorlar. Böylece biz, Kıtamızda birinci, Dünya genelinde üçüncü oluyoruz.
Her şeyde olduğu gibi bu sektörde de kar etme isteğinin, maliyetleri düşürme çabasının bu kazada da katkısı vardır. İnsani ölçüleri gelişmemiş her kişi canın önüne malı, kar'ı koyabilir. Bu duruma iş verilen işçiler isteyerek veya istemeyerek razı olabilir. Bunlar hayatın içinde yaşanır. Ama bir devlettin yazılı kuralları varsa ki olmalıdır. O zaman vatandaşlarınızın ölmemesi, işçilerinizin kazaya kurban gitmemesi üzerine kurallar belirlemeliyiz değil mi? Evet, ne yazık ki tersane işçileri, geçenlerde maden işçileri, aşağı yukarı haftada bir iki inşaatta toprak kayması sonucu ölen işçiler, baraj kapaklarını kontrol etmemekten, sağlam yapmamaktan her ne ise sonuçta bir neden bir sebep sonucu işçilerimizi kaybediyoruz. Yukarda saydıklarım büyük tersane kazaları haricin de hepsi bir, iki hafta içinde oldu. Bu kadar kısa süreye bu kadar ihmali nasıl sığdırdık dersiniz. Önlemsizlik, önlemsizlik derim!!
Bu çalışma hayatının bir kolu işveren, bir kolu işçi, bir yanı devlet se, diğer yanı da sendikalardır, bu kadar çok kazanın olduğu yerde neden çözüm için devleti ve işvereni zorlamazlar.
Şimdi sizin iş kolunuza bağlı bir alan olmayabilir, sizin sendikanıza üye bir işçi olmayabilir, sendikalar kim için, ne için kurulmuştur, böyle durumda neden sesleri çıkmaz, veya az çıkar, yada seslerinin gür çıkması için hep beraber, hep birden niye seslenmezler kamuoyuna. Bu sendikal yanımızın eksikliğidir.
Gelelim yasaların uygulanmasını kontrol eden çalışma bakanlığı, ve bağlı kurumlar, yerel yönetimler valilikler dahil olmak üzere, neden yasaların uygulanmasını sağlamazlar, uymayanlara neden yasaların gücünü göstermezler.
İşçilere gelince ben bilirim sanayide çalıştım, fabrikada çalıştım kendi canları, canlarımız konusunda çok dikkatsizdik, dikkatsizler. Yazık arkadaş sorumlu olduğunuz insanlar var, sizi sevenler var. Siz bu kadar kendinizi kolay riske atmayın derim. Düşünün bu kadar ölüm kolay mı?
Neden ölüyoruz sorusunun cevabı Allahtan değildir, Allah bizi iyi, doğru, güzel şeyler yaparak dünyayı imar etsinler diye yaratmıştır. Allah bize ölme potansiyeli vermiştir, öbür yandan yaşama potansiyeli de vermiştir. Şimdi sağlığına dikkat etmez, beslenmenize dikkat etmez kötü alışkanlıklar edinir, düşme yaralanma, ölüm gibi kaza riskleri önemsemezseniz ölürsünüz şimdi olduğu gibi. Kısacası yaşamak potansiyelimizi mi kullanacağız, ölme potansiyelimizi Allah da bizim çabalarımıza göre, çalışmalarımıza göre verecektir. Hemen ölümden kurtuluş mu var, dediğinizi duyar gibiyim, yok nihai olarak ölmekle, daha görevimizi yapmadan başkalarının kararıyla intihar gibi kazalarla ölmek, bana göre en acı ölümdür.
Aynı çadır yangınlarını deprem sonrası, Van da yaşadık, onlarca insanımızı kaybettik hadi orası deprem bölgesi kısa sürede on binlerce çadır gerekiyordu, elimiz de ne çeşit çadır varsa onu kullandık. Ama buradaki durum farklı biliyoruz çadırlar, bez kolay yanıyorlar, yeni görülen bir durum değil burada işçiler en az üç, dört yıl yaşayacaklar. Bu çadırları, veya barınakları siz başka şantiyelerde de kullanacaksınız. Bu nedenle burada sizin için can hıraş çalışan işçilerinize değer verin. Kendilerine kendi canlarını dahi bırakmayın diyerek lütfen dikkat. Gelelim yasaların çıkarılmasına ve uygulayıcılara.
Yasaları çıkaranlar, uygulayanlar, daha çok para kazanmak için önlem almayanlara, sizler önlem aldırmakla görevli degilmisiniz, bu işçilerin ölümü sizi rahatsız ediyormu? Mutlaka ediyordur. Ediyorsa lütfe önlem alınmasını sağlayın, işçilerin ölümü bu kadar kolay olmasın, bu kadar kanıksanmasın. Saygılarımla
www.vatandasfikri.com - Yazan, Aydın Fikirli
Olayla ilgili Haber,
Çadır yerine konteynır olsaydı.
Esenyurt Güzelyurt Mahallesi’nde Marmara Park Alışveriş Merkezinin inşaatında çalışan işçilerin kaldığı barakalarda önceki gece yangın meydana geldi. Çıkan yangında 11 inşaat işçisi yanarak hayatını kaybetti. İnşaat yapımını üstlenen taşeron firma Kaldem Yapı’ya ait olan barakalarda yanarak hayatını kaybeden işçilerin cenazeleri Adli Tıp Kurumuna götürüldü.
Sivas, Ordu ve Van illerinden gelen işçilerin ağırlıklı olarak çalıştığı inşaatta çıkan yangın sonrasında ölenlerin isimleri şöyle: Ege Bayram Pehlivan, Çetin Coşkun, Seyfettin Topal, Abdurrahman Demir, Sevdin Özen, İsa Topal, Ahmet Yağal, Barış Kıyak, Hakim Alican, Fatih Acun ve Ahmet Keskin.
Adli Tıp Kurumu önünde yakınlarından gelecek haberleri bekleyen aileler ise haber alamamaktan tepkililer. Aileler yaşamını kaybeden 11 işçinin barakalardan çıkamamasının bir ihmal olduğunu ifade etti. Kendilerinin de inşaat işçisi olduğunu söyleyen işçi yakınları, kurulan barakaların polyester içerdiğini, bu maddenin çabuk tutuşan bir kimyasal olduğunu ifade etti. Çadır yerine konteyner kullanılmış olsaydı bu ölümlerin yaşanmamış olacağını söyleyen işçilerin yakınları, inşaat sorumlularının bu yangında büyük ihmalkarlık gösterdiğini belirtti.
BELEDİYE USULSÜZLÜKLERE GÖZ YUMUYOR
İnşaat sektörünün hızla geliştiği Esenyurt’da yaşanan bu olayda hayatını kaybeden işçilerin aileleri belediye yetkililerinin de olaydan kaynaklı sorumluluğunun olduğunu vurguladı. Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nun önceki gece yaptığı açıklamanın da gayrı ciddi olduğunu belirten aileler, son zamanlarda Esenyurt’ta sıkça yaşanan işçi ölümlerinde belediyenin denetim yapmak yerine birçok inşaat firmasının usulsüzlüklerine göz yumduğunu iddia ettiler. Belediyenin olaydaki sorumluluğu ile ilgili soruşturma talep eden aileler ve yaşamını kaybeden işçilerin çalışma arkadaşları, yetkililerden bir açıklama gelmemesine tepki gösterdi.
Şantiyede 10 kişilik çadırlarda en az 35 işçinin kaldığı aktarıldı. Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu ise bu iddialara canlı yayında “Ölenlere nasıl öldüklerini soramıyoruz. Çadırda 35 kişi de kalabilir, 50 kişi de kalabilir. Yangın soğuk havanın getirdiği bir şey” şeklinde cevap verdi.
BARINMA YERLERİ ÖLÜME DAVETİYE ÇIKARTIYOR
Ölen işçilerden biri ise 1.5 ay önce Van depremi ardından İstanbul’a gelmiş ve inşaatta çalışmaya başlamıştı. Depremin ardından ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için İstanbul’da çalışmaya başlayan, ancak çıkan yangında hayatını kaybeden işçinin ismi, Van’daki yakınlarının henüz haberi olmadığı için çalışma arkadaşları tarafından söylenmedi.
Ölen işçilerle aynı inşaatta çalışan Tevrat Ocaktan, barınma koşullarının oldukça kötü olduğunu belirterek, branda yerine konteynerlerde kalınsaydı bu cinayetin yaşanmayacağını aktardı.
Bir diğer işçi Üzeyir Durmak ise yaklaşık 8 aydır İstanbul’da çalıştığını söyleyerek, olay esnasında dışarıda olduklarını ifade etti. 35 işçinin aynı çadırda kaldığını söyleyen Durmak, arkadaşlarının yaşanan ihmalkarlık yüzünden ölüme sürüklendiğini söyledi. İnşaat İşçisi Mehmet Açar da çalışan bir çok işçinin gurbetçi olduğunu ifade etti. Bu olayın sorumlularının açığa çıkarılmasını isteyen Açar, “İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Kaldığımız koşullar ölümle burun buruna” diye konuştu.
Yaşanan yangında yakınlarını kaybeden ve kendisi de inşaat işçisi olan Yunus Topal ise olayın böyle olmasını anlayamadıklarını belirtti. “Nasıl olur da hiç yaralı yok ve bir anda 11 kişi hayatını kaybediyor. Yapılan açıklamalar yeterli değil. İnşaat yetkililerini arıyoruz ve hiçbir yetkili telefonlarımıza bakmıyor. Yetkililerden bir kişi dahi başınız sağ olsun bile demediler” diye konuşan Topal, tepkisini dile getirdi.
Öte yandan yangınla ilgili aralarında şantiye şefinin de bulunduğu 5 kişinin gözaltına alındığı belirtildi.
TEK ÇIKIŞ KAPISI VAR, ACİL ÇIKIŞ KAPISI DA OLMALI
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Esenyurt’taki 11 işçinin hayatını kaybettiği şantiyede incelemelerde bulundu. Buradan ayrılmadan önce gazetecilerin sorularını cevaplayan Bakan Çelik, Türkiye’nin ‘Müstakil İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’na acil ihtiyacı bulunduğunu belirtti. Ölen işçilerin yakınlarına yardım edilip edilmeyeceğine ilişkin soru üzerine açıklama yapan Çelik, “Ölüm olayı olmasa da onları konuşmasak devletimiz sosyal devlet, gerek ölüm aylığı gerekse iş kazası neticesinde aylıklar hak sahiplerine bağlanacak. Bir taraftan iş kazasından dolayı aylıklar bir de hak eden varsa, 900 gün, 1800 gün gibi sigortalılığı olanların hak sahiplerine ayrıca ölüm aylıkları bağlanacak. Bu konuda bir sorun olmaz” dedi. Olayda ihmal olup olmadığı yönündeki soruya da cevap veren Çelik, “Tek bir çıkış kapısı değil karşılıklı çıkış kapıları olmalı. Olmadığını yanmayan çadırlardan gördük” ifadesini kullandı. Bu tür kazalarda müteselsil sorumluluk olduğunu, asıl işveren veya alt işveren gibi bir ayrımın kesinlikle söz konusu olmadığını belirten Çelik, “Kazalarda asıl işverenin de alt işverenin de sorumluluğu vardır. Çıkacak neticeye göre de bunları yargı değerlendirecektir” şeklinde konuştu.
İŞ GÜVENLİĞİ EKSİKLİĞİ
İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Hamdi Serdar Harp, Esenyurt’ta yaşanan ölümleri şöyle değerlendirdi: “Artık üzüntüleri paylaşmanın ötesinde laf söylemez olduk. Bizim mevzuatımız iş güvenliği konusunda oldukça eksik. İnşaat alanında iş güvenliği konusu Çevre Bakanlığının denetiminde olan bir konu. Bununla ilgili çeşitli yönetmelikler hazırlanıyor ama çeşitli boşluklar olduğu için mahkemeden geri dönüyor. Bakanlıkların konusu yaşam hakkı olduğu için denetlemek zorunda ama denetim yapılmıyor. Bu kazaların önüne geçebilmek için iş güvenliği uzmanları tarafından denetlenmelidir.
Maalesef bizde denetim genelde yapılmıyor. İş güvenliği uzmanlığı sadece göstermelik olarak yapılmamalı, uzmanlığa dayanmalıdır. Çünkü bizde yüksek okul bitiren herkes iş güvenliği uzmanı olabiliyor. Mesela, bir muhasebe bölümünü bitiren kişi inşaatta iş güvenliği uzmanı olabiliyor.
Bunun doğal sonucu olarak iş güvenliği tedbirleri alınamıyor. Ülkedeki politikaların temeli insansa insan sağlığı çok önemlidir. Eğer politikaların temeli kâr oluyorsa, bu insan sağlığının hiçe sayılması anlamına gelir.”
Haber kaynagı: http://www.evrensel.net/news.php?id=24935 Evrensel - Sinan Ceviz / Berivan Koç
|
|
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|