|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
Degerler araştırması |
Türkiye’nin Değerler Haritası
EŞCİNSEL KOMŞU İSTEMİYORUZ
Dünya Değerler Araştırması’nın 2011 Türkiye sonuçları açıklandı:
Bu değerler araştırması fikir olarak kökeni 1970'li yıllara dayanmaktadır. İlk kez uygulanması 1981 yılında gerçekleştirilmiştir. 1981 yılındaki bu ilk araştırmaya 25 ülke katılıyordu, ancak bu ülkeler arasında Türkiye bulunmuyordu. Araştırmanın ikinci turu 1990 yılında gerçekleştirildi ve Türkiye bu araştırmada yer aldı. Türkiye bu yıldan itibaren araştırmanın her döneminde bulunmuştur. Araştırmalar boyunca dünyanın her kıtasından 400,000 aşkın insan soruları yanıtlıyor ve çıkan sonuçlar toplumlar ve bireyler hakkında fikirler veriyor. Bu nedenle Dünya ölçeğinde bir duruş sergileyebilmemiz için bu araştırma sonuçları iyi okunmalı ve toplumumuza iyi anlatılmalıdır.
Türkiye’de eşcinsel komşu istenmiyor, kadına karşı şiddetin meşruiyeti artıyor ve savaşa gitmeye hazır olanların oranı düşüyor. Nasıl bozulduğumuz ortaya çıkıyor, bu bozulmalar üstelikte eşcinsellere karşı tavır dışında tutularak bu gelişmeler muhafazakar bir parti iktidardayken oluyor.
Dünyanın en uzun süreli ve en geniş kapsamlı sosyal bilim projesi olarak kabul edilen ve Amerikan Siyaset Bilimi Derneği tarafından "en değerli veri tabanı" ödülünü alan Dünya Değerler Araştırması'nın 2011 Türkiye sonuçları açıklandı.
Dünya Değerler Araştırması Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Esmer'in başkanlığında yapılan '2011 Türkiye Değerler Araştırması' 54 il ve 128 ilçede 1605 kişiyle yüz yüze yapıldı. Görüşmelerden elde edilen araştırma sonuçlarının bir kısmı hayli çarpıcı.
"Eşcinsel, AIDS'li, Nikâhsız, Ateist komşu istemem"
Araştırma sonuçlarına göre Türkiye'nin hoşgörü konusunda kat etmesi gereken uzun bir yol var. En istenmeyen grup eşcinseller. 1990'lardan beri liste başından düşmeyen eşcinselleri, AIDS'liler, nikâhsız yaşayan çiftler ve tanrıya inanmayanlar takip ediyor.
Komşu olarak istenmeme oranları şöyle:
Eşcinseller %84 - AIDS'liler %74 -Nikâhsız yaşayan çiftler %68 -Tanrıya inanmayanlar %64
Bunun yanında, Türkiye'de kamuoyunun %48'i Hıristiyan komşu istemediğini söylerken, Avrupa'da Müslüman komşu istemeyenlerin oranları da küçümsenmeyecek düzeylerde. Litvanya'lıların %47'si Müslüman komşu istemiyor.
Farklı olarak görülen insanları komşu olarak istememenin, bir hoşgörü göstergesi/ölçütü olarak kullanılmasının tarihi 80 yıl kadar geriye gidiyor. Bu göstergeyi, ilk olarak Emory Bogardus "toplumsal mesafe" ölçeğinin bir öğesi olarak kullandı. Değerler Araştırmaları'nda bütün dünyada "komşu isteme/istememe" sorusu soruluyor. Bu meselede değerlendirmemiz ülke yasalarına uyması halinde komşu olmasında bir sakınca olmamalı olursa daha hoş görülü toplum olacağız. Öte yandan daha hoş görülü olacağım derken bir işgal ve ülke topraklarına saldırı olduğunda savaşırım demek çok farklıdır. Ne yazık ki bu oranda düşmeler söz konusuymuş. Allahtan 1500-1600 kişiye sormuşlar biraz rahatım yoksa biz vatan sevgisinden de mi vazgeçiyoruz anlaşılır ki, milletler için hoş bir durum değildir.
"Gerekirse savaşırım" diyenler azalıyormuş.
Araştırmanın diğer bir sonucu orduya duyulan güvenin azalmasıyla birlikte, "Gerekirse ülkem için savaşırım" diyenlerin oranının da son beş yılda 11 puanlık bir düşüş göstermesi. "Gerekirse savaşırım" diyenler, %97'den %86'ya inmiş, kayıp %11 az degil arkadaş dikkat et, ülke bağımsızlığını kaybettiğinde ararsın sonra.
Silahlı Kuvvetlere tamamen veya kısmen güvenenlerin oranında da azalma var. Bu konuda 21 yıllık veriler karşılaştırıldığında en alt noktaya inildiği görülüyor:
1990 %91-1996 %94 -2000 %87 -2001 %84 -2006 %87 -2008 %90 -2009 %86
2011 %75 Ordu kurumunun güven erozyonunda kim suçlu, ordusuna güvenemeyen millet kendini nasıl güvende hissedecektir. Muhafazakâr hükümet, güveni iyi muhafaza etmiş görünüyor.
Yüzde 61: "Plajda mayo giymek günah" Kadınlara kendi vücutlarının bu kadar rahat günah işleyemeyeceği öğretilmelidir.
Kadın-erkek eşitliği ve cinsellik gibi konulara gelince Türkiye'nin zihinsel haritası endişe verici boyutta olduğu görülüyor.
Geçen senelere göre değişmeyen görüşlerin başında ailenin reisi konusu geliyor. Türkiye'nin yaklaşık dörtte üçü, ailenin reisinin erkek olması gerektiğini düşünüyor. Böyle düşünenlerin oranı 1996'da %73'tü, 2011'de %74 demek ki kadınların reis olmasına daha vakit var. Öte yandan benim bildiğim kadınlar yönetir, reistir ama erkek rahatsız olmasın diye geride durur.
"Kadın her zaman kocasına itaat etmeli, onun sözünden çıkmamalıdır." Bu ifadeyi doğru kabul edenlerin oranı da 1996'dan bu yana aynı ve %60'ın biraz üzerindedir. Ama kumar oynayan erkeğin, alkolle ailenin gelirinin büyük bölümünü reis olan erkek harcıyorsa bu sorulmalıdır. Sen ne yapıyorsun arkadaş diye, bu soruya mantıklı cevaplar bulanlara itaate devam edilsin.
"Bir erkeğin, birden fazla eşinin olması kabul edilebilir" sözüne katılanların oranı 1996'da %10, 2009'da ise %11'di. 2011'de bu oran %23 olarak ölçüldü. Örneklemdeki kadınların %19'u (yani her beş kadın denekten biri) bu görüşe katıldığını belirtti. Hadi erkekleri geçtik de size ne oluyor hanımlar. Erkeklere de bir çift sözüm var, bir kadına adam gibi kocalık yaptınız da iki tane mi istiyorsunuz. Bu sorunun cevabını Üstat “M. Akif Köse İmam” Şiiriyle size veriyor zahmetle okuyun cevabını görün…
Plajda mayo giymenin günah olduğunu düşünenlerin oranı %61 girenden çok o gireni röntgenleyenlerin günah işlediğini ne zaman düşüneceğiz. Kadının sacı, başı, kıçı, bacağı, beli, eli hep sende cinsellik çağrıştırsın ve sorun karşı tarafta olsun onu örtelim, kapatalım hatta sokağa salmayalım diye düşüneceğine biraz nefsimizi terbiye etsek de bunları günah olmaktan cıkarsakyaaa… Kuranda hepimiz biliriz ki örtünmeyle ilgili bir ayet var, bunu yorumlaya, yorumlaya kadını çarşafa sokmuşlar yetmemiş, eve kapatmışlar yetmemiş yetecek bir durum var, biz cinsellik dürtülerimize biraz gem vuralım, kadın sadece cinsellikten ibaret değildir.
"Bazı kadınlar kocalarından dayak yemeği hak ediyor" diyenlerin oranı 1996'da %19'ken 2011'de %30. 2009 araştırmasında bulgu %33 olarak bulunduğundan, bu artışta bir ölçüm hatası olma olasılığı bir kenara bırakalım hatalı erkekleri dövecek bir mekanizma, yöntem geliştirelim ve eşitliği sağlayalımmm.
Araştırma sonuçlarına göre Türk halkı yabancıya güvenmiyor, kendini mutlu hissediyor, %70'i namaz kılıyor, %87si oruç tutuyor, ibadet oranlarımız daha da yüksek çıkacaktı zekâtı ibadetten saymamaya başlamasaydık. Asıl Müslümanlık göstergesi zekât üzerinden yapılmalıdır. Bu ahret de sorulacakların başında geleceğini düşünüyorum.
Dünyada durum ise şöyle; Avrupa’nın “koyu katolik” olarak bilinen ülkeleri bile bu oranlara yetişemiyor. Örneğin, din önemli (çok veya biraz) diyenler, bu Katolik ülkelerin bazılarında şöyle:
İtalya %74 -Malta %90 -Polonya %75 -İspanya %39 dindarız maşallah nazar değmez inşallah..
MUTLULUK VERİLERİ
Araştırmaya göre Türkiye toplumunun yüzde 77'si mutlu olduğunu söylüyor, büyük bir çoğunluk kendini siyasi yelpazenin sağında tanımlıyor. Türkiye toplumunun yüzde 63'ü "parlamento ile seçimlerle uğraşmak zorunda kalmayan güçlü bir lidere sahip olmanın" iyi olacağı görüşünü savunurken, eleştiriye tahammülü olamayan güçlü lider yanlış karar alırda komşu ülkeye savaş ilan ederse yi insanlara düşündürmeliyiz. Yüzde 84 eşcinselleri ve yüzde 68 de nikâhsız yaşayan çiftleri komşusu olarak görmek istemiyor. Kişilerin ulu orta yapmamaları halinde kendi tercihlerine saygı duymayalım ama Allah islah etsin diyerek tahammül etmeliyiz.
RAKAMLARLA TÜRKİYE TOPLUMU
Türkiye toplumunu değerlendirmemize yardım edecek, Değerler Araştırması 2011'in işte sosyal verileri;
Hükümete güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %61
Orduya güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %75
Polise güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %75
Basına güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %41 Basın mensubu arkadaşlar güven kırma rekoru da kırmışlar aynı zamanda.
“Bugün ülkemizde insan haklarına büyük ölçüde saygı gösteriliyor” diyenler %15 Bayağı saygılı olduğumuz çıkıyor, ne demek %15
“Bugün ülkemizde insan haklarına hiç saygı gösterilmiyor” diyenler %16
Tanrıya inanmayan politikacıları göreve layık bulmayanlar %55
Yönetim görevlerinde dini bütün insanların bulunmasını yararlı görenler %51 paranın güdümüne giren ateistle dinci arasında pek fark yoktur. Para ikisinede hata yaptırır.
Dine ve dini değerlere saldıran kitap ve yayınların yasaklanmasını isteyenler %63 Yasak dan çok akıllıca savunmalar yapalım.
“Bilim ile din çelişirse, her zaman din doğrudur” görüşüne katılanlar %77 Çelişmemesi için çaba sarf edelim.
Tek doğru dinin kendi dinleri olduğunu söyleyenler %79 herksin dini kendine Kafurun süresini okuyalım.
Telefonlarının dinlenip, e-postalarının okunmasından endişe duyanlar %52 bu paroynadan kurtulmanın yolu düzgün yaşamak, buradan izlensini cıkarmayalım.
Kendisini “mutlu” hissedenler (çok + biraz mutlu toplamı) %77 Hep mutlu azınlık derdik ya artık mutlu çoğunluğuz.
10 üzerinden ortalama “genel olarak hayattan memnuniyet” puanı 7.31
Başka dinden insanlara güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %38
Başka milletten insanlara güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %39
İlk kez tanıştığı insanlara güvenenler (tamamen + biraz güvenenlerin toplamı) %24
Kendisini “dindar” olarak tanımlayanların oranı %81 Zekat vermeyenleri düşelim.
Oruç tuttuğunu söyleyenlerin oranı %87
Namaz kıldığını söyleyenlerin oranı %70
Cehenneme inananların oranı %97 Bayağı yüksek bir oran bu kadar hata niye yapılıyor o zaman.
Son kuran bayramında kurban kestiğini söyleyenlerin oranı %57
Ramazanda, lokantaların iftara kadar kapalı kalması gerektiğini düşünenler %44
Kadının plajda mayo giymesinin günah olduğunu düşünenler %61 Sende girme plajları sadece turistler kullansın.
“Din esas olarak öteki dünyaya anlam kazandırır” görüşüne katılanlar %79 Din bu dünya aracılığıyla öbür dünyanın kazanılmasıdır, burada iyi, doğru, güzel şeyler yaparsak, öteki dünyada da bunları Allah bize vereceğini söylüyor.
Cem evlerine camiler gibi ibadethane statüsü verilmesini doğru bulanlar %58 Aleviler istiyorsa olmalıdır, onlarda ibadethanelerine kavuşsun.
“Bilim ile din çelişirse, her zaman din doğrudur” görüşüne katılanlar %77
Tek doğru dinin kendi dinleri olduğunu söyleyenler %79
Yaşlı insanların toplum üzerinde bir yük teşkil ettiğini düşünenler %32
Yaşlıların gereğinden fazla siyasi güce sahip olduğunu düşünenler %57 bunamadıkça sorun yok.
Kendilerini mahallelerinde güvenlikli hissetmeyenler %17 Mahallerimizi güvensiz hale getirmişiz, komşuluk bilincinin ölmensin katkısı nedir acep.
Güvenlik amacıyla silah veya bıçak taşıdığını söyleyenler %8 Bu oran daha da yüksek olabilir.
İşini kaybedip, yeni iş bulamamaktan endişe duyanlar %68 Bu en iç kemiren durumdur, insanlığın sorunudur.
Son bir yıl içinde, yeterli yemek bulamadığını söyleyenler %15 Paylaşmayanlar utansın.
Evlerinde bulaşık makinesi bulunanlar %49
Yazlık evi olanlar %7
Evliliğin modası geçmiş bir kurum olduğunu düşünenler %8 İnsanlık aile kurumunun yerine yeni bir şey kuramadı, bu nedenle evlilik 100 yıl daha en iyi kurumlar arasındadır. Yalnız mutlu evlilik oranları araştırılmasın.
Seyrek de olsa, bilgisayar kullananlar %53
Beyana göre, ortalama erkek boyu 173.8 cm Maşallah
Beyana göre ortalama kadın boyu 163.5 cm Maşallah
Beyana göre ortalama erkek kilosu 75.95 kg
Beyana göre ortalama kadın kilosu 66.59 kg
Ortalama beden kitle endeksi 25
Bunlar üzerinden gerçek verilere ulaşmak zor. Bir bizim insanlarımız karşısındakinin beklentisine göre cevap verir, üzülmesin diye, iki denek sayısı az, araştırma yapılan toplumun en az %5 ini kapsayacak şekilde genişletilmelidir.
Bu araştırmayı yapan Dünya Değerler Araştırması Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Esmer'in ve ekibine teşekkürler, veriler üzerinden düşünmek daha kolay oluyor.
Aydın Fikirli
|
|
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|