"Küresel krizin nedeni batı medeniyetidir"

HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, bir karanlık elin Türkiye'nin sanayileşmesini sürekli engellediğini söyledi: "Daha önce askerler ihtilâl yapardı, şimdi piyasa yapıyor. Geçen ay Avrupa'da ihtilâl oldu."

Kurtulmuş, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Genç Girişimciler Topluluğu tarafından düzenlenen "Liderlik" konulu seminere katıldı. ÇOMÜ Troia Kültür Merkezi'ndeki seminerde öğrencilere seslenerek,Türkiye'nin yıllardır sanayi alanında birçok önemli projeye imza atma çabasında olduğunu fakat bunların bir şekilde engellendiğini ifade etti.

Genel Başkan Kurtulmuş, şunları söyledi: "Bu ülkede karanlık bir el, sanayileşmenin sürekli önüne geçmiştir. 1950'lerde, 60'larda, 70'lerde bütün dünya sanayileşirken maalesef Türkiye sadece kumda top oynamıştır. Nuri Demirağ, Kayseri'de Türkiye'nin ilk uçağını yaptı ve uçurdu. Karanlık bir el, Türk uçaklarının yapılmasına mani oldu. Şimdi 2011 yılı, Türk uçakları, Türk helikopterleri yapılması için çalışılıyor. Türkiye, 1960 ihtilâlinden hemen sonra 'Devrim' otomobilini yapmışken, kendi otomobilini yapması mümkünken yapamadı. 1950'lerin başında Volvo ile anlaşma imzalayacak ve onun arabalarını üretecekti. Türkiye'ye ondan sonra 'Anadol' diye öyle bir araba yaptılar ki keçiler yerdi, haber olurdu. Tenekeyi, hem de Tekel olarak getirip bilmem neyin distribütörlüğünde onuncu sınıf arabaları yaparak sattılar bu ülkede; adını da büyük sanayi koydular. Türk Uçak Sanayi A.Ş.'nin, 1978 yılında İtalyan Tornedo firmasıyla birlikte Ankara'da savaş uçağı yapmak üzere anlaşması hazırlandı. Bir karanlık el yine devreye girdi, Türk tarafı tek taraflı olarak anlaşmayı iptal etti. Bunlara benzer yüzlerce örnek verebilirim." Kurtulmuş, Aselsan'da meydana gelen mühendis ölümlerini de bu engellemelere bağladı.

AVRUPA'DA İHTİLAL OLDU

Dünyada sermaye piyasasının çok güçlü olduğunu belirten HAS Parti Genel Başkanı Kurtulmuş, azınlık olan bu topluluğun dünyaya yön verdiğini söyledi. Bugünkü kapitalist sistemin öne çıkardığı hususun piyasa ve servet olduğunu belirterek, "Öyle ki piyasayı da birtakım azınlık güçler eliyle kontrol etme mekanizması haline dönüştürülmüştür. İki üç hafta önce bunu Avrupa'da yaşadık, euro bölgesi krizini. Komşumuz Papandreou'yu paldır küldür indirdiler. İtalya'da Berlusconi'yi paldır küldür indirdiler. O kadar da renkli adam, kalkıp iki laf bile söylemeden arka kapıdan kaçtı gitti. İrlanda'da yönetim değişti. AvrupaMerkez Bankası değişti. Geçen ay Avrupa'da ihtilâl oldu." dedi.

Numan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "12 Eylül ihtilâli oldu. Asker, topunu tüfeğini çıkardı.Berlusconi'yi günahım kadar sevmem ama seçilmiş kişi. Nasıl paldır küldür aşağı indiriyorsunuz? Yunanistan, İrlanda, İtalya ve Avrupa Merkez Bankası'nın başında şu anda oturtulan adamların tamamı, Goldman Sachs şirketinin paralı elemanları. Bu şirket de dünyadaki para tacirleri, Anadolu tabiriyle tefeci. Dünyanın tefecileri gelip Avrupa'yı dizayn etti. Biz de bu filmi gördük Türkiye'de. Önce 28 Şubat'ta son derece başarılı bir iktisat politikası izleyen Refah-Yol hükümeti indirildi. Arkasından bir Anayasa kitapçığı fırlatılması yüzünden rahmetli Bülent Ecevit'in hükümeti indirildi. Kemal Derviş'in kolunun altına bir mavi dosya verdiler, Türkiye'ye gönderdiler. Ecevit istememesine rağmen ekonomiden sorumlu bakan olarak ilan ettirdiler. Yeniden bir siyasal tablo oluşturuldu. Maalesef Türkiye, 2000 yılının başında yürürlüğe giren 17. IMF protokolü ve ardından güçlü ekonomiye geçiş programıyla harfiyen bugüne kadar yönetilmeye devam ediliyor."

Dünyada yaşanan Medeniyet krizi üzerine de değerlendirmeler yapan HAS Parti Lideri Numan Kurtulmuş;

Medeniyet; tahayyül ve tasavvurdur. Medeniyetler, büyük binalar yapamaz hale geldikleri için değil, büyük tahayyülleri olan beyinleri yetiştiremedikleri için battılar.

Bir medeniyetin durumu, karakteri; o medeniyetin insana, dünyaya, topluma bakışıyla analiz edilir Modern batı uygarlığı, dünyaya temellük duygusuyla bakar, bu ise emperyalizmin kaynağıdır.

Modern Batı uygarlığının temellerinden olan Roma'da ayrımcılık esastır. Modern dünyanın insanlığa sunduğu değerler sonucunda; birey yalnızlaştı, kaynaklar adaletsizce kullanıldı, aileler dağıldı, değerler ve doğa tahrip oldu.

Modern dünya, silahsızlanma sözü verdi, ancak tersi oldu; silahlanma onlarca kat arttı.

Dünya, Firavunlar dönemi dahil, hiç bir zaman bu kadar adaletsizlik yaşamadı. Bugün 3 milyar kişi günde 2 dolara mahkum bir hayatı yaşamaktadır. Bu insanlık için büyük bir felakettir ve sürdürülemez bir süreçtir.

Bizim medeniyetimizin temel özellikleri; Hakkı üstün tutmak, insanların eşitliği, Marufu (evrensel doğruları) esas almaktır. İnsanlığın kurtuluşu da ancak bu temel esaslar çerçevesinde kurulacak bir medeniyet ile mümkündür. " değerlendirmesini yaptı.