Başbakan Tayyip Erdoğan’ın terör saldırısına ilişkin yaptığı açıklama
Değerli basın mensupları, aziz milletim; öncelikle hepimizin başı sağ olsun. Rabbimden Hakkari’nin Çukurca ilçesinde vatan savunması esnasında şehit düşen güvenlik görevlilerimiz için rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun. Milletimizin her bir ferdine, şehitlerimizin yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetlerimize sabır ve baş sağlığı diliyorum. Yaralı kardeşlerime Allah’tan acil şifalar diliyorum.
Çatışma bölgesi Çukurca’dan son teyit ettiğimiz haberlere göre şu an itibariyle 24 Mehmetçiğimizi şehit verdik. 18 askerimiz de yaralı durumda. Şu an itibariyle bölgede uluslararası hukukun öngördüğü sıcak takip dahil olmak üzere geniş çaplı operasyonlar devam ediyor.
Bu acı hadisenin akabinde şahsım olarak ben bugün için planlanmış olan resmi Kazakistan ziyaretimi iptal ettim. Başbakanlıkta ilgili bakanlarımız, Genelkurmay İkinci Başkanımız, Jandarma Genel Komutanımızın Kurmay Başkanı, bunun yanında bakan arkadaşlarım, MİT Müsteşarımızın katılımıyla detaylı bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirdik. Genelkurmay Başkanımız ve kuvvet komutanlarımız şu anda bölgede bulunuyorlar. Ve orada değerlendirmeler devam ederken bu arada da kendileriyle biz haberleşmemizi sürdürüyoruz.
Ben bugün burada özellikle şu hususu aziz milletimle paylaşmak istiyorum, Türkiye düşmanları şunu iyi ama çok iyi bilmek durumundalar: Türkiye Sarıkamış, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşımız başta olmak üzere şehitlerimizin aziz ruhları üzerinde inşa edilmiş bir ülkedir. Bu toprakların her karışı şehit kanlarıyla yoğrulmuştur, şehit kanlarıyla sulanmıştır. Bu topraklar bu şekilde aziz vatan olmuştur. Bayrağımız rengini şehitlerimizin al kanından almıştır. Vatan da, bayrak da bizim için namustur, şereftir, uğruna her bir vatan evladının can vereceği kadar kutsaldır. İçeriden ya da dışarıdan hiçbir saldırıya boyun eğmeyeceğimizi, hiçbir şekilde geri adım atmayacağımızı, vatan toprağının tek bir zerresini dahi feda etmeyeceğimizi dostun da, düşmanın da çok iyi bilmesi, anlaması ve idrak etmesi gerekir. Bu ülkenin birliğine, dirliğine, bütünlüğüne kastedenler, karşısında her zaman için bu milleti bulacaktır. Ve bugüne kadar iktidarıyla, milletiyle bir milim dahi geri çekilmedik, çekilmeyeceğiz.
Bu ülkenin huzuruna, istikrarına, asil yürüyüşüne kastedenler karşısında yine aynı şekilde bu iktidarı bulacaktır, bu milleti bulacaktır. Her kim ki teröre gizli ya da açık destek veriyorsa, her kim ki terörü besliyor, kolluyor, yataklık ediyorsa, kim ki teröre müsamaha gösteriyor, terörün kanlı yüzünü örtmek, terör örgütünün insanlık dışı saldırılarını görmezden gelmek gibi bir gafletin içinde bulunuyorsa, tamamı bilsinler ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin nefesi her birinin ensesinde olacaktır. Terör örgütü nereden besleniyor, nereden destek alıyor, kim veya kimler tarafından teşvik ediliyorsa, hepsinden mutlaka ama mutlaka bunun hesabı sorulacaktır. Teröre karşı uluslar arası mücadelede her zaman etkin bir rol oynayan Türkiye, bu terör saldırısı karşısında da uluslar arası toplumdan ve bütün ülkelerden tam ve mutlak bir dayanışma ve de aktif işbirliği özellikle beklemektedir.
Burada özellikle iki hususu dikkatlerinize sunmak istiyorum. Birincisi; son dönemde yoğunluk gösteren terör faaliyetleri terör örgütünün birilerinin maşası olduğunu çok net olarak ortaya koymuştur. Terör örgütü Türkiye’nin huzuruna, kardeşliğine ve istikrarlı büyümesine kast eden odakların taşeronu olduğunu bu son olaylarla bir kez daha göstermiştir.
İkinci husus; terör örgütü bu son saldırılarla toplumu tahrik etmek, provokasyon yapmak, zihinleri bulandırmak ve milletin hassasiyetlerini kaşımaktan başka bir hedefi olmadığını da açıkça ortaya koymuştur. Anne karnındaki bebeği katledecek kadar gözü dönen, sokaktaki 4 yaşındaki yavruyu katleden, cami imamlarını, ekmek parası için ter döken işçileri, masum sivilleri öldüren, öğretmen kaçıran, iş makinesi yakan, mühendis katleden, gösterilerde annelerin, gençlerin ölmesi için temennide bulunan, kendi mensuplarına karşı bile acımasızca şiddet uygulayan, kendi mensuplarını infaz eden ve bunu ailelerinden saklayan bir örgütün tahrik, tedhiş ve provokasyondan başka bir hedefi yoktur, olamaz.
Aziz milletime sesleniyorum; bu elim, bu acı hadise karşısında kim ki öfkesine hakim olamaz, kim ki metanetini muhafaza edemezse, biliniz ki terör örgütü işte o zaman hedefine ulaşır. Biz millet olarak tarih boyunca defalarca yaptığımız gibi bu elim hadise karşısında da vakarımızı, metanetimizi, serin kanlılığımızı bozmayacağız. Demokrasinin, özgürlüklerin, insan hak ve hürriyetlerinin terörün panzeri olduğunu geçtiğimiz dönemde yaşayarak tecrübe ettik. Yeni, sivil, demokratik bir anayasa yapma çalışmalarının başlayacağı gün yapılan bu hain saldırı, bizi aydınlık ufuklardan alıkoymayacaktır. Bir yandan terörle mücadele edeceğiz, bir yandan da terörün istismar zeminini yok etmek için aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.
Hatırlatmak durumundayım ki, terörle mücadele uzun soluklu bir süreçtir. Bir çok ülke de bu meseleyi uzun bir süreç içinde çözüm yoluna koymuştur. Yılmadan, yorulmadan, taviz vermeden bu uzun soluklu süreci tamama erdireceğiz. Ama burada birlik gerekir, burada beraberlik gerekir. İkide bir muhalefetin kalkıp, bu işin sorumlusu Hükümettir, iktidardır derken ortaya herhangi bir çözüm önerisi koymadan böyle bir yaklaşımı sergilemeleri yine milletimizi tahrikten başka bir şey değildir. Bunlar sadece terör örgütüne güç verir, milletimize de üzüntü verir. Bu noktada da biz muhalefeti de daha duyarlı, daha dikkatli davranmaya davet ediyorum. Bugünkü olan olaylardan sonra yapılan olayları kınarken PKK’yı ve diğer isim değiştirmek suretiyle ortalarda dolaşanları terör örgütü olarak ilan edemeyenlerin bu sürece olumlu katkısı olamaz. Kimseyi kalkıp kimse aldatmaya yönelmesin. Onların ağzına barış ifadesi de yakışmıyor, bunu da çok açıkça ifade etmem lazım. Barış, gerçek anlamda barışı özleyenlerin ağzına yakışır. Barış yaşanır, barış konuşulmaz. Bugün her zamankinden daha fazla birlik ve bütünlük sergilemek durumundayız. Bugün her zamankinden çok daha fazla şefkatle, samimiyetle, hasbilikle kucaklaşmak durumundayız. İşte bir Başbakan olarak hakkımda çıkarılan internet andıcı imzası yalanını buyurun işte yargı açıkladı. Hiçbir zaman böyle bir andıcın altında imzası olmayan Başbakanım. O söyledikleri imza, tamamen bölücü terör örgütüyle mücadeleye yönelik bir metnin altına konulmuş bir imzadır, olayın aslı budur. Ama bunu bile çok farklı bir şekilde yorumlamak, sağa-sola çekmek durumunda kalmıştır. Kim? İşte bölücü terör örgütüyle el ele, kol kola dolaşanlar. Ve burada kusura bakmayın medyayı yine duyarlı olmaya davet ediyorum. Şu anda olan olaylardaki yaklaşımda daha duyarlı davranmaya davet ediyorum. Çünkü bugün suçlamak, eleştirmek, hamaset, istismar ve tahrik tohumları ekmek yerine dayanışma içinde olmak zorundayız. Bugün terör örgütünü sevindirme değil, dik durma, bu milletin asaletini bir kez daha sergileme günüdür. Türkiye’nin büyümesini, Türkiye’nin huzur, kardeşlik ve demokrasi içinde bir küresel oyuncu olarak asaletle yükselmesini hiç kimse ama hiç kimse engelleyemeyecektir.
Bir kez daha şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Şehit yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetlerimize, aziz milletimize bir kez daha başınız sağ olsun diyorum ve yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Teşekkür ediyorum.
19-10-2011
|