|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
GEÇMİŞ OLSUN NORVEÇ |
BARIŞ ÜLKESİNE TERÖR SALDIRISI GEÇMİŞ OLSUN NORVEÇ
Avrupa saldırıyı tartışıyor
Norveç'deki saldırı Alman ve İngiliz basınında geniş bir şekilde işlenmeye devam ediliyor
Norveç'te 90'a yakın kişinin ölümüne neden olan aşırı sağcı saldırı ve Afrika Boynuzu'ndaki açlık krizi, bugünün Alman basınında öne çıkan yorum konuları
Frankfurter Allgemeine Zeitung, Norveç'te köktendinci bir Hrıstiyan'ın düzenlediği saldırının ardından güvenliğin özellikle de internet ortamında sıkılaştırılması önerilerini değerlendiriyor:
“Herkes bu olayı konuşuyor. Almanlar dahil olmak üzere güvenlik birimlerinin görevi, becerilerini ve yapılarını bu tür münferit gibi görünen felaketlerin ardından da sürekli gözden geçirmektir. Ve bu tür çılgınlık karşısında sadece taziyede bulunmakla kalmayıp, çıkarılacak sonuçlar üzerine düşünen politikacıları kimse ayıplayamaz. Sonuçta sorular onlara yöneltiliyor ve yanıtlar onlardan bekleniyor.”
Ludwigshafen kentinden Rheinpfalz gazetesi ise, daha fazla gözetim ve özgürlüklerin kısıtlanmasına karşı çıkıyor:
“Dünyanın hiçbir ülkesinde herkesi her tür tehditten korumaya yetecek kadar polis görevlendirilemez. Ki bu bir yana, böyle bir düşünce korkunç bir paradoks anlamına gelir. Özgürlüğün düşmanlarına karşı tamamen güvende olmak isteyen, kendisi artık özgür bir yaşam sürdüremez. Dolayısıyla güvenlik her zaman için görece bir kavram. Bizimki gibi, her bireyin özgürlüğüne büyük önem veren, kendini açık gören bir toplum, bu özgürlüğü öyle kolayca kısıtlayamaz.”
Rhein-Zeitung da özgür toplumlarda tehlikeli düşüncelere de belli bir oranda tolerans gösterilmesi gerektiğini belirtiyor ve ekliyor:
“İnternet, yedi başlı yılan gibi. Bir sayfayı sildiğinizde, en az iki yeni sayfa açılıyor. Hiç olmadı, hafif değişikliklerle ve yabancı bir sunucu üzerinden. Bu nedenle tüm dünyayı kapsayacak nefret dolu içeriklere yönelik bir filtreyi uygulamaya koymak imkansız. İnterneti bilim, düşünce ve enformasyon alışverişi sağlayan bir kazanım olarak övenler, bu gölgeli yanlarını da kabul etmek zorunda.”
Stuttgarter Zeitung da, bazı Alman politikacıların, ülkede mahkemeden dönen, verilerin depolanması yasasını yeniden gündeme getirme çabalarını eleştiriyor:
“Bazı Alman politikacı ve sendikacıların tutumu hiç de övgüye değer değil. Reflekslerinde Pavlov’un köpeğinden farkları yok. Daha saldırı düzenlenmeden takibat önlemleri ile ilgili talepler dile getirilmeye başlandı. Bu, kendi aczinin işaretidir.”
Heidelberg kentinde yayımlanan Rhein Neckar Zeitung'un yorumu ise şöyle:
“Asıl sorun, Avrupa’da aşırı sağın toplumun geniş ve saygın kesimlerinde kabul görebilmesidir. İskandinav ülkeleri, Hollanda, Macaristan…bu ülkelerin hepsi yabancı düşmanı politikalar uyguluyor ya da azınlıkların takibatına göz yumuyor. Asıl konuşulması gereken bu. Ama şimdi önce yas zamanı.”
Berlin’de yayımlanan Tageszeitung gazetesinin yorumunda ise şu satırları okuyoruz:
“Breivik’in, güya Hrıstiyan kültürünü harap eden Müslümanlar’a karşı tahrikleri, sapıkça ideolojisini, Avrupa toplumunun orta sınıfıyla bağlayan bir köprü. Kişi olarak bir terörist ile, propagandasını yaptığı düşünceyi birbirinden ayırmak gerek. Çokkültürlü toplumun ölümünü ilan eden mevcut söylem gibi, çocuk doğuran Müslüman’ın Almanya’yı yok ettiği varsayımında da bu düşüncenin izlerini bulabilirsiniz.”
Independent, katliam zanlısının "Avrupa'yı İslam'dan kurtarmak için yaptım" sözlerini öne çıkarıyor. Zanlının Norveç İstihbaratı'nın izleme listesinde olduğunu aktaran gazeteye göre, Norveçli yetkililer, Nisan ayında Polonya'dan kimyasal madde satın alan 60 kişiyi şüpheliler listesine aldı. Ancak sonradan bunun yasal bir işlem olduğuna ve miktarın da takibat gerektirecek kadar büyük olmadığına karar verildi. Şimdi bu kimyasal maddelerin patlayıcılarda kullanıldığı düşünülüyor.
Independent, suçlu bulunması halinde mevcut yasalarla en fazla 21 yıl hapis cezasına çarptırılabileceği söylenen zanlının mahkemede propaganda yapmasını engellemek için duruşmasının basına kapalı gerçekleştirildiğini aktarıyor. Northampton Üniversitesi'nden Dr. Matthew Feldman ise bu gazetedeki yazısında katil için katliamın ikincil önemde bir iş olduğuna asıl amacın propaganda yapmak olduğuna dikkat çekerek, "Katliam iştah açıcıydı. Ana yemek duruşma" diyor.
Norveç'te yayımlanan Aftenposten gazetesinin yazarlarından Muhammed Usman Rana ise Independent'ta saldırıyı özetle şöyle yorumluyor:
"Norveç'te böyle bir trajedi nasıl yaşanabilir? Bu saldırı, Norveç'i ve dünyanın Birleşmiş Milletler'in kaliteli yaşam endeksinde sık sık birinci olan barışçıl, güzel ve uyumlu ülkeme bakışını değiştirdi. Zanlıya göre saldırının nedeni Norveç'in açık, ilerici ve en önemlisi çok-kültürlü bir toplum olması. Zanlı tuhaf manifestosunda çok-kültürlülüğü yaratanların yok edilmesi gerektiğini söylüyor. Ve Müslümanların Avrupa'yı ele geçirme korkusundan söz ediliyor. Bu fikirler, Norveç'e ya da Avrupa'ya özgü değil. Ama Norveç, çok-kültürlülük karşıtı bir aşırılık yanlısının bu şekilde saldırısına uğrayan ilk Avrupa ülkesi oldu."
‘Norveç’in göçmenleri daha uyumlu’Başkent Oslo'da nüfusun yüzde 20-25'inin 1960-70'lerde Pakistan, Türkiye ve Fas'tan gelen göçmenlerden oluştuğunu belirten yazar şöyle devam ediyor:
"Son rakamlar Norveç'te 120-150 bin Müslüman olduğunu gösteriyor. Ama burada Londra'daki gibi meydan okuyan gettolar, mahalleler yok. İkinci nesil göçmenler, Avrupa'daki diğer göçmenlere kıyasla daha fazla okumuş, çok daha iyi entegre olmuş ve aidiyet duygusu taşıyan kişiler. Norveç, çok kültürlülük karşıtlığının siyasi güce ulaştığı Danimarka, Hollanda, İsviçre ve Fransa'dan farklı bir ülke. Müslümanlık karşıtı çıkar grupları, sorumlu siyaset sınıfının herkes için liberal devleti savunması nedeniyle siyasi bir güce kavuşamadı. İnternet ve blog dünyası, fikir teatisinin yapıldığı ve bu tür aşırılıklara taraftar bulunan en önemli mecra oldu. Cuma gününe kadar Norveç, siyasetçilerin korumaları olmadan halkın arasında dolaştığı bir demokrasiydi. Ama açıklık bizi tehlikelere de açık hale getirdi. Fakat saldırı, bizi birbirimize bağladı."
‘Ütopya’nın sonu’Financial Times, Norveç'teki saldırı için "Ütopya'nın Sonu" derken, ülkedeki bazı kişilerin hükümeti aşırı sağın güçlenişini görmezden gelmekle suçladığını belirtiyor.
Guardian gazetesi, zanlının İngiltere'deki aşırı sağcı gruplarla bağlantısı olduğu yolundaki iddialarının ülkede endişe yarattığını aktarıyor. Gazeteye göre, Başbakan David Cameron, zanlının iddialarını son derece ciddiye aldıklarını söylerken, İçişleri Bakanı ülkenin terörle mücadele stratejisini gözden geçirmesi için baskı altında
|
|
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|