|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
SORUN KALMADIYA ANDIMIZI KALDIRALIM |
GÜNÜN EN İLGİÇ ÖNERİSİ,
SORUNUMUZ KALMADIYA ANDIMIZI KALDIRALIM.
"Andımız kaldırılsın"
İlköğretim okullarında okunan "Andımız"ın kaldırılmasını isteyen bazı dernek üyeleri, Fatih’te eylem yaptı. Zorunlu eğitimin kaldırılmasını ve başörtüsüyle okullara gidilebilmesini de isteyen üyeler, Fatih Postanesi’nden Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı’na taleplerinin yazılı olduğu iki mektup yolladı.
Yanlarında çocuklarıyla birlikte Fatih Postanesi önünde saat 15.00’da toplanan Mazlum-Der ve Özgür-Der üyeleri eylemciler, taleplerini yazdıkları iki mektubu da attıktan sonra ‘‘Irkçı Kemalist müfredat istemiyoruz" ve ‘‘Irkçı andı ret ediyoruz" sloganları atarak Fatih İtfaiyesi önündeki Saraçhane Parkı’na doğru yürümeye başladı. Ellerinde "Kışla düzenine son", "Kesintisiz eğitim, kesintisiz zorbalık", "Okullarda başörtüsüne özgürlük" yazılı pankartlar taşıyan grup, zaman zaman trafiği aksattı.
Türk kültürüne ait her şeyi kaldıralım, dini hayatımızdan çıkaralım, bzi biz yapan her şeyi silelim ve kültürel emperyalizm için bu ülkeyi dikensiz bahce yapalım. Bu ülkeye ait deger üzerine yeni bir and yapalım demek başka kaldıralım demek başkadır.
Toplumlar öz disiplinini kültürlerinden alırlar. Siz hangi kültüre mensupsunuz? Yeni önerilerinizi yapın, yasal zemin hazırlansın, eğitim ortamını bozan sadece andımızmıdır? Bu tartışılsın ve tartışılan eğitim nasıl daha iyi olur sorusunun cevabını bulsun. Siyasetciler de uygulasın. Kaldıralım, atalım, yok edelim, resmi ideoloji falan söylemleri anaşistce söylemdir. Ülkemizin temel resmi ideolojisi olmalıdır, ama bu halkımızın yaşam tarzına müdahale şeklinde değil, halkın yaşam, inanç, kültürel değerler gibi degerleri üzerine şekillenmelidir.
Tepki gösteren arkadaşlara çok teşekkürler, tartışılmazı tartış, imkansızı iste, aykırı ol, toplumsallaşmak için çabalama. Her kafadan bir ses, herkes yüksek perdeden konuşsun, kimse kimseyi dinlemesin, anlamaya çalışmasın. Bu toplumsallığını tamamlayamamış milletlerin özelliğidir.
ANDIMIZLA İLGİLİ BİLGİLER
Andımızın Tarihçesi
Türk Tarihi Tetkik Cemiyetinin ilk genel sekreteri, Türk Tarih Kurumunun kurucu üyesi, millî heyecanı bütün benliğinde toplayan, Türk Tarih tezini heyecanla savunan vatanperver doktor Reşit Galip'i Atatürk 19 Eylül 1932'de Milli Eğitim Bakanlığı görevine getirmiştir.
42 yaşında Millî Eğitim Bakanı olan Dr. Reşit Galip, sağlığı nedeniyle ancak bir yıl kadar devam eden bakanlığı sırasında çok önemli hizmetler yapmıştır. Bakanlık merkez örgütü ve görevleriyle ilgili kanunun çıkarılmasını, Bakanlık merkez örgütünün yeniden düzenlenmesini, Halk Eğitim Şubesinin kurulmasını, İstanbul Darülfününun kapatılıp İstanbul Üniversitesinin açılmasını sağlamıştır. Ülke kalkınmasının köyden başlatılması gerektiğini düşünerek üç sınıflı köy okullarını beş sınıfa çıkarmış, köy pansiyonlu okullarını kurmuş, köycülük kurslarını açmış ve köye göre öğretmen yetiştirme girişiminde bulunarak köy enstitüsü uygulamasının temeli olan bu düşünceleri uygulamaya koymuştur.
Yetmiş yıldan beri ilkokullarda her sabah söylenmekte olan "Öğrenci Andı" nı yazan ve 23 Nisan 1933'te Türk çocuklarına armağan eden de Dr. Reşit Galip'tir.
Prof. Dr. Afet inan, "Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler" adlı eserinde (s. 213) Dr. Reşit Galip ve "AND" hakkında şunları yazmıştır:
"1933 yılının 23 Nisan Çocuk Bayramı idi. O, heyecanla Çankaya köşküne geldiği vakit, Atatürk'ün yanında bana bir kâğıt uzattı ve şunları anlatmaya başladı. 'Sabahleyin ilk bayramlaşmayı kızlarımla yaptım. Onlara bir şeyler söylemek istediğim vakit, bir and meydana çıktı. İşte Cumhuriyetimizin 23 Nisan çocuklarına armağanı' dedi:
Türküm, doğruyum, çalışkanım. Yasam küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Bu sözler, Türk çocukları tarafından o yıldan beri tekrarlanmaktadır. Vatanperver Dr. Reşit Galip, evvelâ bir baba olarak bu hisleri duymuş; sonra da Millî Eğitim Bakanı olarak okul çocuklarına bu andı içirmişti."
Millî Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu 10 Mayıs 1933 tarih ve 101 sayı kararı ile bu "Öğrenci Andı"nı, idealist Millî Eğitim Bakanının belirttiği şekilde uygulamaya koymuştur.
Talim Terbiye Kurulunun bu kararına göre, öğrencilerin her gün tekrar edeceği "Öğrenci Andı" ile ilgili olarak Millî Eğitim Bakanlığı, metni bu yazımızın sonuna alınan 18 Mayıs 1933 tarih ve 1749/42 sayılı genelgeyi yayımlamıştır. "Öğrenci Andı"nın amacı ve söylenirken nelere dikkat edilmesi gerektiği bu genelgede açıklanmıştır.
29 Ağustos 1972 tarih ve 14291 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan ilkokullar yönetmeliğinin 78. Maddesinde "Öğrenci Andı"na aşağıdaki son bölüm eklenmiştir.
"Türküm, doğruyum, çalışkanım; yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Ne mutlu Türküm diyene"
"Öğrenci Andı"nın bugün söylenmekte olan metni, Millî Eğitim Bakanlığı Tebliğler Dergisinin Ekim 1997 tarih 2481 sayısında yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 10. Maddesiyle belirlenmiştir. Bu maddeye göre ilköğretim okulunda öğrenciler, her gün dersler başlamadan önce öğretmenlerin gözetiminde topluca aşağıdaki "Öğrenci Andı"nı söylüyorlar.
"Türküm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime and içerim.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Ne Mutlu Türküm Diyene!"
SONUÇ
İlköğretim okullarında öğrencilerin, her gün dersler başlamadan önce öğretmenlerin gözetiminde topluca söyledikleri "Öğrenci Andı"nın amacı, anlamı ve öğrencilere nasıl kavratılacağı, metni aşağıya alınan 18 Mayıs 1933 tarih ve 1749/42 sayılı Bakanlık genelgesinde çok güzel açıklanmıştır. Her öğretmenin ve her okul yöneticisinin bu emri dikkatle okuması ve uygulaması gerekir.
Öğrenci andında yer alan her sözde ve anlamında Türk Millî Eğitiminin amacının özü vardır. And'da geçen her sözün ve ettikleri yeminin anlamı öğrencilere iyi kavratılmalı. Öğrenciler, okul içinde ve okul dışındaki hayatlarında, her sabah söyledikleri and'a göre hareket ederek "doğru" ve "çalışkan" olmalı. Küçükleri korumalı. Büyükleri saymalı. Yurdunu ve milletini özünden çok sevmeli. Yükselmeyi ve ileri gitmeyi "ülkü" edinmeli. Atatürk'ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe durmadan yürümelidir. Yeri gelince varlığını, Türk varlığına armağan edebilmelidir.
Öğrencilerin okul içinde ve okul dışındaki davranışları, AND'da söyledikleri sözlere ve ettiği yemine uygun olmalıdır.
ÖĞRENCİLERİN HER GÜN TEKRAR EDECEĞİ "AND"
(Günümüz Türkçesine Uyarlanmış Şekli)
İlkokullarda her sınıfta her gün ilk derse girildiği zaman çocukların hep birlikte "Türküm, doğruyum, çalışkanım, yasam küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, budunumu (milletimi) özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun." and'ını söylemelerinin kural kabul edilmesi uygun görülmüştür.
1. Her öğretmen bu and'ı bulunduğu sınıfta tahtaya yazacak ve öğrencilerin defterlerine yazdıracaktır. Öğrencilerin bu and'ı doğru olarak defterine geçirdikleri kontrol edilecektir.
2. Öğretmen and'ı, ifade ettiği fikirleri, birer birer çocukların zihin seviyelerine uygun şekilde canlı ve cazip bir dille anlatacak, çocukların and'ın anlamını iyice kavramalarına dikkat edecek, andda çocukların anlamadığı hiçbir nokta kalmamasına önem verecektir. And'da geçen (Türklük, doğruluk, çalışkanlık, yasa, küçükleri korumak, büyükleri saymak, yurdu, budunu (milletini) özünden çok sevmek, ülkü, yükselmek, ileri gitmek, varlığımızın Türk varlığına armağan olması) gibi ifade ve fikirleri çocukların iyice anlamalarına çalışacaktır.
3. Öğretmen öğrencinin bu fikirleri ve ifadeleri iyice anlayıp anlamadıklarını emin olmak üzere, her ifade ve fikir hakkında çocuklara çeşitli sorular sorarak, bu ifadeleri yerli yerinde kullanıp kullanmadıklarını anlamak için öğrenciye cümleler kurduracaktır.
4. Çocukların bu andı anlamadan değil, ifade etmek istediği düşünce ve duyguların iyice anlamlarını kavrayarak, onları bütün benlikleriyle duyarak ve candan benimseyerek söylemelerine dikkat olunacaktır.
5. Öğrenciye bu and ayakta ve hep birden söyletilecek, öğretmende öğrencilerin karşısında ayakta durarak onlarla birlikte söyleyecektir.
6. Bu andı söylerken öğrencinin saygısız bir durum almamasına, dürüst ve ciddî durmasına öğretmen dikkat edecektir.
7. Çocuklar, candan duydukları ve zaman geçtikçe anlamını daha derin bir biçimde anlayacakları asil ve yüksek duygular ifade eden bu andı sevinç ve yüksek arzu ve ilgiyle tekrar ederken millî bir görevi yaptıklarının bilincinde olmalıdır.
Bütün Türk çocuklarının, vicdanlarında yaşatmalarını önemli gördüğüm bu inancı, öğrencilerin yalnız dilinde bırakmayarak hayatlarının her evresinde izlenmesi gerekli bir hayat kuralı olarak kabul etmeleri için bütün meslektaşlarımın ellerinden gelen çabayı göstereceklerine inandığımı bildirir, başarılar dilerim.
|
|
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|