|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
Başbakan Erdoğan, Biz Bunlar Gibi Gelmedik |
Başbakan Erdoğan: "Biz Bunlar Gibi Gelmedik. Bunlar Yukarıdan İnme, Paraşütle Geldiler"
AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, siyasetin içinde doğanların siyaseti bırakmayacağını ifade ederek, ''Biz bunun içinden geldik, bu tezgahın içinden geldik. Biz bunlar gibi gelmedik. Bunlar yukarıdan inme, paraşütle geldiler'' dedi.
Başbakan Erdoğan, AK PARTi Grup toplantısında yaptığı konuşmada, CHP'ye ilişkin olarak, şunları kaydetti:
''Tabii, CHP zihniyetinin değişmesi gerçekten kolay değil. İşte, bakınız, normal şartlarda çok çok ciddiyetsiz bazı cevapları zaman zaman anamuhalefetin lideri veriyor. Tabii, verdiği bu cevapları biz kaale almıyoruz. Çünkü biliyoruz ki siyasi acemiliği var ama bunları zaman içinde aşacak. Temenni ederiz ki İnşallah 12 Haziran'dan önce bunları aşar. Çünkü birçok şeyleri de kılavuzları kendisine yanlış veriyor. Benim '2012'de siyaseti bırakacağımı' söylemişler kendisine. Halbuki, ben '2012'de siyaseti bırakacağımı' söylemedim. Siyasetin içinde doğanlar siyaseti bırakmazlar, siyasete devam ederler ama siyasette nerede olman önemli... İlla milletvekili olmak, illa bakan olmak; başbakan olmak, genel başkan olmak diye bir şey yok. Lokomotif olacağın gibi vagon da olursun. Bütün mesele orada... Gelirsin katkını ortaya koyarsın. Ben şunu söyledim; 'Bizim tüzüğümüzün için, üç kez arka arkaya milletvekili olan dördüncü kez ara vermek durumumdadır. Onun için de 2011 benim milletvekilliği adaylığımda son adaylığımdır' dedim. Bugün de aynı şeyi söylüyorum. Son adaylığımdan sonra da ben aynı şekilde partimde hizmete, bana nerede ne görev vereceklerse aynı şekilde devam ederim. Çünkü önemli olan ülkeme hizmettir. Kalkıp, bana partimin içinde, 'şen şurada şu görevi yap' derler, orada da yaparım. 'Git Anadolu'da konferanslar ver derler' giderim, Anadolu'yu il il dolaşırım. Biz bunun içinden geldik, bu tezgahın içinden geldik. Biz bunlar gibi gelmedik. Bunlar yukarıdan inme, paraşütle geldiler... İşte bir CD harekatıyla geldi, partiye genel başkan oldu. Olay bu... Ama bizim gelişimiz böyle değil, biz merdivenleri teker teker çıka çıka geldik. İşin farklı boyutu var. Bu inceliği o bakımdan anlamayabilirler. Aynı şekilde biz buna yine devam edeceğiz ama böyle devam edeceğiz. Onların anladığı gibi değil.''
"Bunlar halka baktıklarında bidon kafa, göbeğini kaşıyan adam gördüler"
''Bunlar on yıllar boyunca var olanı değil, görmek istediklerini gördüler'' diyen Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Kahramanmaraş olaylarına baktılar, orada sadece sinema filmi gördüler. Bunlar Çorum olaylarına baktılar, orada sadece Sünnilik gördüler. Gazi Mahallesi olaylarına baktılar, orada sadece Alevilik gördüler. Taksim'deki kanlı 1 Mayıs olaylarına baktılar, orada sadece izdiham gördüler. Bunlar Abdi İpekçi cinayetine; Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Çetin Emeç, Muammer Aksoy suikastlarına baktılar orada sadece dış mihrak gördüler. Bunlar Danıştay saldırısına baktılar türban gördüler. Başörtüsüne baktılar, gerici gördüler. Milletin inançlarına baktılar irtica gördüler. Kürt meselesine baktılar silah gördüler. Doğu, Güneydoğu meselesine baktılar Et-Balık gördüler. Bunlar faili meçhullere baktılar hiçbir şey göremediler. Bunlar halka baktıklarında bidon kafa gördüler, göbeğini kaşıyan adam gördüler; yüzde 60 aptal gördüler. İşte şimdi de Sivas'a baktılar, göre göre Devlet Bakanımız Hayati Yazıcı'yı gördüler. Hata bizde ki ellerine adres tutuşturduk. Oy vereceği sandığı bulamayanlar bizim verdiğimiz adresleri, Taksim'i, Sivas'ı, Dersim'i nereden bulacaklar. Zaten, on yıllardır, bunlar görmeleri gerekeni görselerdi Türkiye inanın bugün çok farklı yerlerde olurdu. O deliller karatılmasaydı; o suikastların, faili meçhullerin, provokasyonların üzerine cesaretle gidilseydi; millete farklı adresler, farklı odaklar, mihraklar gösterilmeseydi, Türkiye'nin yakın tarihinde böyle karanlık delikler, böyle kara lekeler olmazdı. Ama bugün Türkiye bunları tartışıyor, Türkiye gerekeni yapıyor. Türkiye geçmişi aydınlatmak, gelecekte böyle kirli tahriklere mahal vermemek için cesaretle çetelerle mücadele ediyor. Bu ülkenin anamuhalefet partisi genel başkanı terör örgütüne üye olmak istediğini açık açık beyan etse de terör örgütleriyle, çetelerle, karanlık güç odaklarıyla mücadele etmeye devam edecek; geçmişteki o karanlık provokasyonlara cesaretle karşısına dikilecek ve onlarla yüzleşeceğiz.''
"Yalan, yanlış rakamlarla, çarpıtmalarla, ortaya konan projelerin maskesini düşüreceğiz"
Vatandaşın, SSK hastanelerinin eski halini, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Genel Müdürlüğü dönemini iyi bildiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, o zamanlar bir SSK'lı olarak, bu hastanelerin kuyruklarında çok çile çektiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
''1991'de 128 bin lira kar eden SSK, 1992 sonunda 2 milyon 556 bin lira, 1998 sonunda ise 447 milyon lira açık verdi. CHP Genel Başkanı, SSK Genel Müdürüyken SSK hastanelerinin durumu neydi, bugün ne? Sabah 5'ten itibaren hastane önlerinde nasıl kuyruklarda beklediğimizi hatırlıyorsunuz değil mi? Bunların döneminde 37,5 milyon SSK'lı toplam 370 hastanede hizmet alıyordu, bugün 2 bin 522 hastaneden hizmet alıyor. Sayın Genel Başkan, sen neyi konuşuyorsun? Ben rakamlarla konuşuyorum ve bütün listeyi önüne koyuyorum. SSK hastanelerinde yatış için aylar sonrasına gün veriliyordu, bugün SSK'lılar diğer sigortalılarla birlikte 150 bin yataktan istifade ediyor. Adeta koğuşlarda yatar gibi 6-8-10 kişilik koğuşlarda hastalar yatırılıyor, odalarda tuvalet yok, koridorda bir tuvalet var, sağlam girersen hasta çıkarsın... Böyle bir ortamda insanımıza işkence yapıldı. Şimdi 1-2-3 kişilik odalar var. Benim vatandaşım artık SSK'da, eczanede kuyruğa girmiyor. İstediği eczaneye gidiyor, ilaçlarının tamamını alıyor. Biz boş vaatlerin, umut simsarlarının takipçisi olacağız. Yalan, yanlış rakamlarla, çarpıtmalarla, ortaya konan sözüm ona projelerin maskesini düşüreceğiz. Siyasette popülizm, bol keseden savurma, Kaf Dağı'nın ardındakini vaadetme dönemi, AK PARTi ile birlikte bir daha açılmamak üzere kapanmıştır.''
23.02.2011
|
|
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|