|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
Başbakan Erdoğan: |
Başbakan Erdoğan:
"Akademisyen Yetiştirmek Görevim Değil Ama Hizmetkar Olmak Tayyip Erdoğan'ın Görevim
AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Akademisyen yetiştirmek Tayyip Erdoğan'ın görevi değil ama hizmetkar olmak Tayyip Erdoğan'ın görevi. Akademisyenlerimizi siz rektörlerimiz, hocalarımız yetiştirecek ama yıllarca bu ülkede maalesef akademisyen olmak çok zordu, çok ciddi engeller vardı. Şimdi bunu aşmanın zamanıdır diye düşünüyorum. Onun için siyasetten arındırılmış, o ideolojinin deli gömleğinin giydirilmediği bir anlayışla bu işin önünü açmak ve akademisyen olmanın zor ama yollarının tıkalı olmadığını herkesin görmesi lazım'' dedi.
Başbakan Erdoğan, rektörlerle bir araya geldiği toplantıda yaptığı konuşmada, okul öncesi ve yükseköğretimde lojmanlarına varıncaya kadar birinci derecede Güneydoğu Bölgesi olmak üzere yapmanın kendilerinin görevi olduğunu ifade ederek, ''Yeter ki öğretmenlerimiz oraya gittikleri zaman oralarda bu imkanlardan mahrum olmasınlar. Aynı şey sağlıkta, emniyette yapmamız lazım ve güvenlik içinde orada bu hizmetlerini sürdürsünler istiyoruz'' diye konuştu.
Tüm Türkiye'de olduğu gibi, bölgede kurulan üniversiteler, bundan 20 yıl, 30 yıl, 40 yıl önce kurulmuş olsaydı, bölgenin de bölge gençlerinin de arz ettiği manzaranın bugünkünden çok çok farklı olacağına işaret eden Başbakan Erdoğan, şu anda bile kuruluşunun gerçekleştirildiği üniversitelerin eleştirildiğini ve zaman zaman bu eleştirinin bizzat akademisyenlerden geldiğine de üzülerek şahit olunduğunu anlattı. Başbakan Erdoğan, kurulan üniversitelerin henüz ideale ulaşmağının görüldüğünü ve bilindiğini; ama orta ve uzun vadede bu üniversitelerin bulundukları şehirleri dönüştüreceğinin bugünden görüldüğünü söyledi. ''Akademisyen yetiştirmek Tayyip Erdoğan'ın görevi değil ama hizmetkar olmak Tayyip Erdoğan'ın görevi. Akademisyenlerimizi siz rektörlerimiz, hocalarımız yetiştirecek'' diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Yıllarca bu ülkede maalesef akademisyen olmak çok zordu, güçtü, çok ciddi engeller vardı. Akademisyen olmak isteyenler ne yazık ki akademisyen olamadılar. Şimdi bunu aşmanın zamanıdır diye düşünüyorum. Onun için siyasetten arındırılmış, o ideolojinin deli gömleğinin giydirilmediği bir anlayışla bu işin önünü açmak ve akademisyen olmanın zor ama yollarının tıkalı olmadığını herkesin görmesi lazım. Üniversite, adı üstünde, evrenseli yansıtır, evrenseli yakalar ve öğrenciye de bu evrensel değerleri aktarır. Üniversite, demokratik değerleri özümsemiş bir kurum olmak zorundadır. Üniversite, bu değerleri özümsediği kadar, geliştiren, demokrasi standartlarını yükselten, demokratik dönüşüme rehberlik eden bir kurum olmalıdır. İşte onun için, Türkiye'nin demokratikleşme mücadelesinde biz üniversiteleri en ön safta görmek istiyoruz. Türkiye'nin birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine üniversiteler katkı sağlasın, üniversiteler bu noktada öncü ve rol gösterici olsun istiyoruz. Son 30 yılda, 40 yılda, üniversiteler enerjilerini bu alanlara yöneltseydi, eminim ki bugün çok farklı bir yerde olurduk. Zeki öğrencilerimiz, parlak öğrencilerimiz, bir hiç uğruna, şekil uğruna, inançlarının gereğini yerine getirdikleri bahanesiyle yurtdışındaki üniversitelerde eğitime zorlandı.''
"Her gittiğim vilayette, gözlerinden umut fışkıran çocuklar görüyorum"
Üniversite-sanayi işbirliğinin çok daha ileri seviyelere taşınabileceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Üniversite kampüslerinin duvarlarını yıkabilir, üniversiteyi milletle kucaklaştırabiliriz. Şunu da unutmayınız; bu ülkenin en büyük değeri, en büyük zenginliği insan gücü ve insan potansiyeli. Ülkemin 81 vilayetini her fırsatta ziyaret ediyorum. Her gittiğim vilayette, gözlerinden umut fışkıran, zeka fışkıran çocuklar görüyorum'' dedi. ''Eğer bu cevheri işleyebilirsek, bu cevheri üniversitelerimiz eliyle birer mücevhere dönüştürebilirsek, küresel rekabette en üst seviyeye rahatlıkla erişeceğiz'' diyen Başbakan Erdoğan, bu ülkenin tarihi, birikimi ve medeniyet tasavvurunun, bu potansiyeli açığa çıkaracak her türlü enstrümana sahip olduğunu belirtti. Ortak iddiayla, ortak işlerle hedefe ulaşılacaksa, bu gücün var olduğunu ve bunun başarılacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Özgüvenin her şeyden daha önemli olduğunu, özgüven sahibi nesiller yetiştirmekten daha büyük ideal olmadığını düşünüyorum. Özgüveni yaralı olan insanlar, özgüveni yaralı toplumlar özellikle bu çağda ayakta kalamaz. Hiç şüphe duymayalım ki Türkiye, sevgiyi bilgiye, bilgiyi de emeğe çevirdikçe dünya ufkunda parlayan bir yıldız olacaktır. Biz, siz değerli rektörlerimize güveniyoruz'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, son dönemde Türkiye üniversitelerinin elde ettiği başarının, tüm üniversite camiasının, rektörlerin eseri olduğunun bilindiğini, birlikte çalışarak, birlikte üreterek, çok daha fazlasının başarılabileceğinin şimdiden görülebildiğini söyledi. Burada rektörlere, arzuların, beklentilerin aktarılmaya çalışıldığını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Bize düşeni, bizim sorumluluklarımızı, sizlerin bizlerden beklentilerini de kapalı oturumda her birinizden büyük bir memnuniyetle dinleyecek, not edecek ve görüşlerinizden istifade edeceğiz. Katıldığınız, katkı verdiğiniz için bir kez daha teşekkür ediyorum'' dedi.
29.11.2010
|
|
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|